"Oyun kurucular, antrenörlerin sahadaki elidir... Bence Ufuk’un (Sarıca) oyun kurucularla; hatta tüm oyuncularla iletişimi iyi. Ayrıca Pablo Laso da gardları başta olmak üzere tüm takımla iyi anlaşıyor… Ama en başarılısını soracaksanız, kesinlikle Zeljko Obradovic derim. Çünkü o hâlâ muhteşem bir otorite."
Kariyeri boyunca başarılı takımlarda oyun kuruculuk yapan Petar Naumoski, oyun kurucular ile antrenörler arasındaki ilişkileri ele aldı. Karşılıklı güven olduğunda başarının geldiğini söyleyen Naumoski, bunu Aydın Örs ile olan çalışmasıyla örneklendirdi.
- Sizce sizin döneminizdeki gardlar ile günümüzdeki gardlar arasında ne gibi farklılıklar var?
- Bu soru gerçekten zor ve aynı zamanda çok karmaşık... Benim zamanımda, bir takımda birçok iyi oyuncu olmuyordu. Şimdi ise takımlarda geniş bir yabancı rotasyonu var ve bu oyuncular da tabii ki kaliteli oluyor. Buradan yola çıkarak, bizim zamanımızdaki
oyun kurucuların daha istekli ve sorumlu olması gerekiyordu; çünkü etrafında çok fazla kaliteli basketbolcu yoktu. Bu nedenle birkaç istisna dışında, parkede 40 dakika oynamak zorunda kalınıyordu.
Ve bugün oyuncuların süreleri yayılıyor, paylaştırılıyor. Bu nedenle oyun kurucular; maçlarını daha diri, kuvvetli ve konsantre bir şekilde tamamlayabiliyor. Ama ne olursa olsun, günün sonunda oyun kurucular yine aynı rolde ve karar vericiler onlar oluyor.
AYDIN AĞABEY İLE MÜKEMMEL BİR BİRLİKTELİĞİMİZ VARDI
- Sizin Efes’te Aydın Örs ile oyuncu-antrenör ilişkiniz nasıldı? Saha içinde ve saha dışında sizden neler isterdi?
- Öncelikle, birçok şey öğrendiğim Profesör Aleksandar Nikolic ve Jugoplastika’da (KK Split) oynarken antrenörüm Bozidar Maljikovic’i anmam gerekir. Ayrıca, Benetton’da forma giyerken özgüvenimi yükselten Mike D’Antoni’dir. Ama en çok zaman geçirdiğim (6 yıl) antrenör Aydın (Örs) Ağabey’dir.
Aydın Ağabey ile her yıl birlikte büyüdük, birlikte şampiyonluklar kazandık ve çok güzel zamanlar geçirdik. Bence sahaya uzattığı eline karşılık, saatlerce yaptığımız antrenmanlar sayesinde karşılıklı güven sağladık.
Efes’teki ilk sezonumla ilgili de şöyle bir anekdot anlatacağım; Aydın Ağabey maçtan önce takım arkadaşlarımla konuşmamı ve aynı zamanda asist yapmamı isterdi. Ama genel kaptanımız Pano Natof da imkân buldukça çok sayı atmamı söylerdi ve kafam karışırdı. İnanın bu istekler benim kafamı, 40 dakika oynadığım bir maçtan daha fazla karıştırırdı. (Gülerek) Ama bizim mükemmel bir birlikteliğimiz ve profesyonel bir çalışma şeklimiz vardı.
ATAMAN DA O DÜZENİN BİR PARÇASIYDI...
- Sizin de birlikte çalıştığınız Ergin Ataman’ın oyun kurucularla olan ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz? Çünkü Ataman’ın takımlarında gardların, oyun kurucuların ayrı bir önemi var.
- Ergin Ataman da Efes ile o dönem başarılı sonuçlara imza atan takımın bir parçasıydı; o nedenle bu oyun kurucu – antrenör ilişkisini görüp, bunu başaran bir isim. Ben onun kariyerini inşa ederken, hep benzer karakterde ve kalitede oyun kurucuları aradığını düşünüyorum. Onun için 'kolay mı oldu yoksa zor muydu?' bilemiyorum... Eğer ben onunla birlikte daha fazla çalışmış olsaydım, bu soruya daha kolay cevap verebilirdim!
BAZEN İKİ ANTRENÖR GİBİ…
- Siz oyun kurucu - antrenör ilişkisini nasıl tanımlarsınız?
- Oyun kurucular, antrenörlerin sahadaki yansımalarıdır. Çünkü antrenörlerin çizdiklerini sahada uygulatanlar, karar verenler ve şut seçimini sağlayanlar onlar. Siz antrenör olarak oyuncunuzu aradığınız tutku ve çizgi ile yönlendirirsiniz. Oyun kurucular her antrenörün saha içindeki elidir. Bazen her hücumda kendi istediklerinin yapılmasını ısrar eden antrenörler de var. Bu nedenle bazı oyun kurucular 'neyi nasıl yapacaklarını?' şaşırabiliyor.
Karşılıklı güven sağlandığınız zaman ise en sağlıklı ortam olur. Oyun kurucunun da antrenörün de karşılıklı anlayış göstermesi önemli. Bu sağlıklı ortam sağlandığı takdirde koç ile oyun kurucu birbirine yardımcı olur. Enerjinin ve kimyanın yüksek olduğu takımda da çok yüksek seviyelere ulaşılır.
OYUNCULAR OBRA'NIN İSTEKLERİNİ KABUL EDİYOR
- Sizce günümüzde hangi antrenör-oyun kurucu ilişkisi en iyi?
- Bunu söylemek gerçekten zor. Takip edip not ettiklerim arasında ise... Bence Ufuk’un (Sarıca) oyun kurucularla ve hatta tüm oyuncularla iletişimi iyi. Ayrıca Pablo Laso da aynı şekilde oyun kurucuları ve tüm takımla iyi anlaşıyor… Ama en başarılısını soracaksanız, kesinlikle Zeljko Obradovic’in oyuncularıyla olan iletişimini söylerim. Çünkü tüm oyuncuları onun dediklerini, isteklerini kabul ediyor. Çünkü o hâlâ muhteşem bir otorite!
YORUMLAR