Fatih Saboviç

Fatih Saboviç


Uzak Doğu kahramanları

01 Ekim 2019 - 10:30 - Güncelleme: 12 Ağustos 2022 - 10:40

Çin’deki 2019 Dünya Kupası geride kaldı. Geride çok sayıda sevinç ve hüzün hikâyesi birikse de pek çok isim yaptıkları ve yapamadıklarıyla hafızalara kazındı. İşte Çin macerasından geriye kalan (başardıkları ve başaramadıklarıyla) unutulmayacak isimler…

KOÇ: Gregg Popovich (ABD)

‘Kahraman’ olarak anılmak için her daim muhteşem işler yapmak ve/veya başarıdan başarıya koşmak gerekmez. Çin 2019’u hiç şüphesiz Türkiye’yi uzatma sonunda 93-92 yendikleri maçın son anlarında kenarda, bench’in önünde çaresizce sağa sola yürüyen Gregg Popovich’le anımsayacağım.

Kemba Walker, Donovan Mitchell, Harrison Barnes ve Jayson Tatum’a sahip olmasına rağmen asıl süper starlardan uzak bir kadroyla Şanghay’daydı Popovich… 13 yıldır Dünya Şampiyonaları ve Olimpiyatlar'da bileği bükülmeyen ABD, Türkiye karşısında son anlarda Cedi Osman ve Doğuş Balbay’ın üst üste kaçırdığı 2’şer serbest atışla ‘potadan dönerken’ 45 dakika sonunda efsane Popovich, koç Ufuk Sarıca’nın yanına geldi. Sakince ellerini kaldırıp, Sarıca’yı bir süre alkışladı.

Türkiye’ye, ‘turnuvaya mal olan’ yenilgi sonrası ABD gruptan lider çıkmasına rağmen sonraki etaplarda Fransa ve Sırbistan’a kaybetti. Popovich bir koçtan fazlasıydı evet; fakat bu turnuvadaki ABD Takımı ve kenarda defalarca çaresiz kalan koç, yaşanan en büyük hayal kırıklıklarından birine imza atarak hafızalara kazındı bu kez.

İLK 5

Ricky Rubio (İspanya)


Maestro, maestro ve daha fazla maestro! 2006’dan sonra bir kez daha tarih yazan İspanya’ya şahitlik etti milyonların gözü… Bu tarihi turnuvanın en önemli komutanı ise Ricky
Rubio’ydu. Takımını usta bir şef edasıyla yönlendirirken hem sayı hem asist katkısını sonuna kadar ortaya koydu. Rubio, “Bir oyun kurucu nasıl olmalıdır?” sorusunun kendiliğinden yanıt bulmuş hali gibiydi parkede…

Sırasıyla çeyrek finalden kupaya kadar Polonya, Avustralya ve Arjantin maçlarının anahtarı oldu ve adını Çin 2019’a da, dünya basketboluna da altın harflerle yazdırdı.

Bogdan Bogdanovic (Sırbistan)

Turnuvanın tartışmasız favorilerinden biri Sırbistan’dı. Sahaya çıktığı 8 karşılaşmada tadına doyulamayan 224 dakikalık bir resital sundu yine Bogdan Bogdanovic… Bize çok tanıdık olan başarılı yıldız, rakip potalara 183 sayı bıraktı. İtalya, Çekya, ABD ve İspanya karşılaşmalarının tamamında 25+ sayı üreterek gerçek bir yıldız olmanın ne anlama geldiğini herkese gösterdi.

Belki Sırbistan zirveyi sonuna kadar zorlayamadı; ama onlar adına turnuvaya damga vuran bir isim çıktı. Bogdan’ı izlemek hep bir ayrıcalıktı, hep de öyle kalacağa benziyor.

Cedi Osman (Türkiye)

Zirve de yapabilirdi ama olmadı… Çin 2019 öncesi herkes Türkiye’den çok umutluydu. İlk maçta Japonya karşısında her şey kusursuz işledi. ABD ile oynanan 39 dakika boyunca da öyle devam etti aslında… Tam, “Türkiye galibiyet için avantajla ilerliyor” derken Cedi, ABD maçının son anlarında kritik/beklenmedik bir faul yaptı ve nefesler tutuldu. Mücadele 81-81’le uzuyordu.

Karşılaşmayı göğsümüzü kabartan noktaya getirenler de parkedeki yıldızlarımızdı. Ancak Cedi, ‘tanıdığı’ olduğu ABD basketboluna karşı uzatma sonlarında çizgiden 2’de 0’da kaldı. Aynısını saniyeler önce Doğuş Balbay da yaptığından rakibe ışık doğdu! Türkiye 93-92 yenilirken, Cedi ve takım da sonrası için âdeta tüm barutunu tüketmiş gibiydi.

Mental anlamda daha iyi toparlanabilirdik hiç şüphesiz fakat bunu başaramadık. Cedi’yi buraya ‘yıldızlaşan kahraman’ diye yazmayı çok isterdim. Ancak Çin’de ‘sınıfı geçemeyen
kahramanımız’ oldu daha çok. Sonraki turnuvalarımızda ritmini bulacağından şüphem yok.

Luis Scola (Arjantin)

Turnuvaya hazırlanmaya 4 ay öncesinden, 2 özel antrenör eşliğinde, her sabah saat 06:00’da uyanarak başlayan bir basketbol sanatçısı Luis Scola… Yoksa bu ilhamı 39 yaşında olmasına rağmen bulmasının herhangi bir açıklaması olamaz. Her daim tutkusunun peşinden gidişine şahitlik ettik evet; ama bu seferki bir başkaydı.

Finale kadar uzanan şiir gibi basketboluyla bir anda herkesi Arjantin sempatizanı yaptı. Ancak onun çabaları dahi finalde İspanya’ya diş geçirilmesini sağlayamadı. Scola sadece Arjantin’i sırtlayıp sürprizler yapmasını sağlamadı, içinde basketbol tutkusunu yaşayan herkese de yepyeni yollar, keşfedilecek yepyeni kıtaların daima olduğunu gösterdi.

Marc Gasol (İspanya)

Ağabey ve kardeş bu kez kendi mücadelelerini ayrı ayrı vermek zorunda kaldılar… Pau ve Marc Gasol kardeşlerin bağlılığıyla fark yarattığı İspanya Milli Takımı, yaşadığı sakatlık sebebiyle Çin’de Pau’dan yoksundu. 34 yaşına gelen Marc ise kendisinden beklenenden çok daha fazlasını sergilemeyi aklına koymuştu bir kere...

Dillere destan oynadığı yarı final maçında Avustralya potasına 33 sayı birden bırakırken, dünya onu konuşuyordu. İçlerindeki milli forma aşkını hiç kaybetmeyen Gasol Kardeşler, İspanya’ya verilebilecek en büyük emekleri verdiler gibi sanki…

Marc’ın bu turnuvada boyalı alanı domine edişi de, 2006’dan sonra yazılan ikinci dünya şampiyonluğu hikâyesinin temel taşlarından biri olarak her daim hatırlanacak.

6. ADAM

Nando De Colo (Fransa)


Fenerbahçe Beko’nun yeni yıldızı Nando De Colo; Çin’de akıllarda yer edinmeye devam etti. 8 karşılaşmada görev yapan De Colo 16.5 sayı, 1.6 ribaund ve 3.4 asist ortalamalarıyla
oynadı. Fransa’nın 32 yaşındaki başarılı oyuncusu, ülkesinin çeyrek finalde ABD’yi 89-79 devirmesinde büyük rol oynadı.

Nando De Colo ayrıca, ikinci tur grubunda Fransa’nın 100-98 kaybettiği Avustralya’yı 3.’lük mücadelesinde 67-59’luk skorla devirmesinde de pay sahibiydi. Bu sezon kariyeri Obradovic önderliğinde bambaşka bir çizgiye girecek olan tecrübeli basketbolcu, çok net bir şekilde turnuvanın iz bırakanlarından oldu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum