Fatih Saboviç

Fatih Saboviç


Kazanan Fenerbahçe

01 Temmuz 2018 - 15:36

Geride bıraktığımız basketbol sezonu pek çok takım için sevinçlere, hüzünlere ve hayal kırıklığına gebeydi. Son dönemde elde ettikleri başarılarla Türk basketbolunun özellikle Avrupa’daki lokomotifi olmayı başaran Fenerbahçe Doğuş için de benzer şartlar geçerliydi.

KUPA İLE BAŞLADI KUPA İLE BİTTİ

Cumhurbaşkanlığı Kupası zaferiyle açılan sezon, Türkiye Kupası’nda Anadolu Efes’e karşı alınan yenilgiyle devam etse de; Obradovic’in öğrencileri THY EuroLeague ve Tahincioğlu
Basketbol Ligi’ndeki takdire şayan performansları ile alkış topladı.

DÖRT BİR YANDAN YORUM...

Takımın senelerdir oturan sisteminden, yeni sezon öncesi çok önemli iki dişli eksildi. “Utah Jazz’in yolunu tutan Ekpe Udoh ile Sacramento Kings kadrosuna katılan Bogdan
Bogdanovic’in yokluğu aranır mı” sorusuyla başlanan, Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi zaferiyle taçlanan dönemi takım, oyuncu, teknik heyet ve taraftar bazında ele almaya
çalıştık...

HAYAL GERÇEK OLAMASA DA BÜYÜK İŞ BAŞARDI

Zeljko Obradovic:
Partizan ile İstanbul’da başlayan EuroLeague zaferlerine, memleketi Sırbistan’ın başkenti Belgrad’daki Final Four organizasyonunda en büyük kupayı 10. kez kaldırarak bir yenisini
eklemenin hayaliyle yaşıyordu koç...

EuroLeague normal sezonda, kulüp adına en çok galibiyet alma başarısını da gösterdi ve Belgrad’daki ilk maçta eski öğrencisi Jasikevicius’u Ali Muhammed’in, “X factor” olduğu
mücadele sonucunda devirdi.

İSTİKRAR, EN ÖNEMLİ KATKISI...

Fenerbahçe Doğuş ile şampiyonluğa ulaştığı takdirde 10 EuroLeague zaferi ile tek başına Real Madrid’i bile geride bırakacak olan Sırp koçun planlarını, eski öğrencilerinden Pablo
Laso’nun çok tecrübeli Real Madrid’i bozdu. Finalde belki kaybetti Fenerbahçe ama Belgrad’da taraflı tarafsız herkesin takdirini kazandı. Koçun takıma her alanda kattığı istikrar görmezden gelinemez.

Başkan Ali Koç yönetiminde daha uzun yıllar Fenerbahçe ve Türk basketboluna seviye
atlatışını izlemek bizler ve sporseverler için büyük gurur...

PERDENİN ARKASINDAKİ BÜYÜK KAHRAMANLAR

Belki de hayatın her alanında, ön planda gördüğümüz isimlerin o noktada olmasının sebebi olan kişiler vardır. İşte Zeljko Obradovic’in yanındaki kişiler de, her şeyden önce birliği, beraberliği, bütünlüğü sağlamayı başaran kusursuz profesyoneller...

Her sezon olduğu gibi bu sezon da kadro mühendisi Maurizio Gherardini, takım menajeri Cenk Renda, yardımcı antrenörler Jose Maria Izquierdo Ibanez, Vladimir Androic,
Erdem Can ve Berkay Oğuz kusursuz işlere imza attılar.

Ayrıca basketbol operasyonlar direktörü Defne Patır ile iletişim ve medya sorumlusu İlker Üçer’in yanı sıra geriye kalan her ekip, malzeme sorumlusu herkesin “Erkan abisi” Erkan
Karaca’ya kadar yapabileceklerinin en iyisini yansıttılar.

TÜRK BASKETBOLU BÜYÜK BİR KOÇ KAZANIYOR
Erdem Can:
Burada, Obra’nın ekibinden bir isme parantez açma gereği duyuyorum... Zeljko Obradovic’in asistanlarından Erdem Can, Türk basketbolunda gelecekte adını sıkça ve başarılarla duyacağına inandığım bir isim...

Obradovic tedrisatında kendini her geçen gün gerek takım üzerindeki etkisi, gerekse taktik bilgileri bakımından muazzam bir donanım içerisine almış durumda Sayın Can... Başarılarının daim olması, en büyük dileklerimizden biri...

UÇURDU VESELY!
Taraftarın tezahüratları yazıyı yazarken bile kulağımda; “Jan Vesely, uçalım Vesely, smacı basmadan duramıyorum!” Hepimizi ‘uçurdu’ bu sezon... Tek rakibinin Türk Hava Yolları
olduğunu yine ispatlarken, “Vesely Airlines” aynı zamanda Udoh’un gidişiyle oluşan boyalı alan boşluğunu kapatmak için de elinden gelenin en iyisini parkeye yansıttı. Takımın saha içi ve dışındaki lideri ve ‘tribün ateşleme’ konusundaki iletişim uzmanıydı.

AVRUPA, AHMET’E
SELAM DURDU
Sezon başından beri gelişimini elimden geldiğince takip etmeye çabaladım... Ahmet, koç Obradovic’in bu sezonki ‘gizli silahı’ ve gelecekteki ‘vazgeçilmezi’ olma şansını tırnaklarıyla
kazıyarak aldı. Obra, “Saha içinde daha agresif olmalı” dedikçe, Ahmet vites arttırdı. Ve sonunda, Final Four’un iki maçına da ilk 5 başlayıp, Türkiye Ligi’ni domine edebilen bir uzun
hâline geldi. Yolu hep açık olsun...

AH THOMPSON AH!
Büyük umutlarla geldi... Taraftarın sevgisini de kazandı ama bir türlü üzerindeki ‘toprağı’ atamadı Thompson... Yaşadığı uyum problemi, birçok maçta takımı da etkileyip frenledi.
Kimi zaman da orta mesafe şutları ve boyalı alanı silip süpürmesiyle göze girdi. Ancak tüm bunlar cılız kıvılcımlar olarak kaldı.

Fenerbahçe Doğuş’un kilit başarı sebebi istikrarı, Thompson’da görememek, sarı lacivertli taraftarlara da sükut-u hayal yaşattı.

WINNER YİNE İŞ BAŞINDA...
BARIŞ HERSEK
Fenerbahçe’ye geldiği 3 yıldan beri sayısız başarıda imzası olan kusursuz karakterlerden biri de Barış Hersek... Artık herkes ondan, “Winner - Kazanan” diye bahsediyor çünkü profesyonel kariyeri de sayısız kupayla dolu... Taraftarların sevgilisi Hersek, özellikle EuroLeague’de pek çok yerli takım arkadaşı gibi fazla süre alamasa da duruşu ve karakteriyle takdir toplamayı sürdürüyor. Takım içindeki birleştirici güç olmayı da başarıyor.

‘YIKILMAYAN KALE’
NICOLO MELLI
Türkiye’de ilk sezonu olmasına rağmen sarı lacivertli formayı giydiği maçlarda hiç sırıtmadı. Karizması ve saha içi duruşuyla parkedeki tribün elçilerinden olmayı daima başardı.
Ne zaman görev verilse, adanmışlık ışığında yolunu aydınlatan Melli, pek çok karşılaşmanın kırılma anında sahne alan isimdi. Final Four’un da yıkılmayan kalesi olmayı başardı.

POTAYA SANATSAL
DOKUNUŞ...
LUIGI DATOME
Fenerbahçe’nin vazgeçilmezleri arasına girdi bile... Bu sezon, ‘saçlar kesilmedi’ ama Datome basketbola yaptığı sanatsal dokunuşlarla yine milyonların gönlünde taht kurmayı başardı. Sarı lacivertlilerin İtalyan yıldızı, en riskli anlarda soğukkanlı bir şekilde sorumluluk alıp, takım arkadaşlarına pek çok kez Rönesans’ı yaşattı!

‘GÖLGE SAVAŞÇISI’ NIKOLA
NIKOLA KALINIC
Yaşadığı sakatlık problemleri sebebiyle çok tat veren bir sezon olmadı Sırp yıldız için; resitaline ara ara ciddi gölgeler düştü. Ancak buna rağmen, Fenerbahçe rotasyonunun ne
derece olmazsa olmazı olduğunu da, görev aldıkça hissettirdi. Asistleri, oyun görüşü, ince zekasını kullanarak yaptıklarıyla gölgeleri nasıl aydınlığa kavuşturabileceğini de herkese gösterdi Nikola...

‘SNIPER’IN SIÇRAMA TAHTASI
JAMES NUNNALLY
Geride kalan sezon, Fenerbahçe Doğuş’un yıldızı için ‘sıçrama tahtası’ oldu. Bogdanovic’in gidişiyle takımda tabana yayılması elzem olan ağır yükün paydaşlarından biriydi Nunnally... Bunun altından tam anlamıyla kalkamadığı görece olsa dahi, tribünlerin gözünde ‘Sniper’ lakabıyla unutulmaz arasına şimdiden yerleşmesini bildi.

KENDİNİ TAMAMEN AŞTI
BRAD WANAMAKER
Daçka’daki altın sezonu sonrası kariyerini Fenerbahçe ile taçlandıran Brad Wanamaker, kendini tamamen aştı. Birçok kritik karşılaşmada eli titremeden rakipleri bozguna uğratan
Brad, bir seviye daha atlamasının gerekliliğini herkese ispatladı. Saha içinde sergilediği oyunla; yavaş yavaş olgunlaşmanın da getirdiği, leziz bir tat bırakıyor damaklarda...

YEMEKLER YUNAN MUTFAĞINDAN
KOSTAS SLOUKAS
Takımın servisçisi... Her şeyin baş sorumlusu... Tüm bu hüviyetlere bürünen, bürünürken hâlinden memnun olan, buzzer-beater’a gebe son top hariç, ‘çoluk çocuğun’ bile göz kapalı
emanet edilebileceği bir adam oldu Sloukas! İşin şakası bir yana; takımdaki malzemeyi eski bir oyun kurucu olan koç Obradovic’ten sonra en iyi bilip yönetmesi gereken adam, en iyiyi bildi ve yönetti...

LOADING...
MARKO GUDURIC
Marko için söyleyebileceğim tek söz; “Loading” yani, “Yükleniyor” olurdu. Takımın diğer üyeleri gibi muazzam bir karaktere sahip... Bunu takım içi ve tribün diyaloğuyla herkese
gösteriyor. Gelecekte çok büyük katkılar yapma ışığı veren potansiyelinin katalizörü de Obradovic olacaktır.

IŞIL IŞIL BİR YETENEK
EGEHAN ARNA
Doğru zamanda, doğru yerde, doğru tercihleri yapmayı bilen, oyunu beyninde önceden oynayan bir yetenek Egehan Arna. Tek ihtiyacı ise, Ahmet Düverioğlu’nun bu sezon başardığıyla aynı; oyun içi agresifliğini zirve noktaya çıkarmayı denemeli. Obradovic’in vereceği sürelerin en büyük tetikleyicisi, hiç şüphesiz budur.

ORTADA ASILI KALDIM!
SİNAN GÜLER
Türk basketbolunun yetiştirdiği en büyük değerlerden biri hiç şüphesiz Sinan Güler... Geride bıraktığı sezona dönüp bakınca ise ortada asılı kalıyorum! Sanki, Sinan’ın da daha da iyi
olmasını umduğu ve bunu başarabileceğini de bildiği bir şeyler var... Tecrübesiyle, yeteneği ve azmiyle her şeyin gereğini olduğu gibi yapacağından da hiç şüphem yok...

BAMBAŞKA BİR ADAM...
ALİ MUHAMMED
Yıllanmış şarap gibi... Her geçen an, karakteri ve performansı bambaşka bir hâl alıyor. Bir, ‘iletişim uzmanı’ denilebilecek kadar sempatik ama işi konusunda da bir o kadar ciddi...
Ne zaman, ne kadar, ne şekilde görev alacağının onun için hiçbir önemi yok! Bunun en açık örneğini ise Belgrad’daki Zalgiris maçında gösterdi. Ali Muhammed, gerçekten eşsiz
ve bambaşka bir adam...

VE KAPANIŞ
KAPTAN’LA...
MELİH MAHMUTOĞLU
Sarı lacivertli forma üzerindeyken kaldırdığı kupaların gururunu herkesle paylaşan, güçlü bir lider... Hem Fenerbahçe Doğuş hem de Türk basketbolunun -geçmişe oranla- karşılaştığı
zorlukları aşmasındaki kilit rolleri senelerdir başarıyla oynuyor kaptan...

Bizlere de elde ettikleriyle gurur duymak kalıyor. Melih Mahmutoğlu, şimdiden adını Fenerbahçe Kulübü için unutulmazlar arasına yazdırmayı başardı bile... Teşekkürler kaptan...

YORUMLAR

  • 0 Yorum