Fatih Saboviç

Fatih Saboviç


Basketbolumuzun başına gelen en güzel şey: Gençler Ligi

10 Haziran 2018 - 10:16


ADANMAK, özgüven ve tecrübe... Basketbolda, hatta neredeyse tüm spor branşlarında başarıya giden yolun olmazsa olmaz temel dayanakları... Belli bir yaşa geldikten sonra birçok genç sporcu kendini hem basketbola, hem de gelecekteki benzersiz hedeflerine adamaya başlar. Bu nedenle ilk adım; kişinin kendi içinden, kendi tercihleri doğrultusunda gelir. “Zorla güzellik olmaz” tabiri, adanmak konusunda da geçerlidir.
Ancak bu temel kilometretaşı haricindeki diğer iki unsur; yani özgüven ve tecrübe, hiç kimsenin tam anlamıyla ‘içinden gelerek’ benimseyebileceği süreçler değildir. İkisi de, zamanla kazanılabilecek meziyetlerdir...
 
BU PROJE, NEDEN ÇOK ÖNEMLİ?

İşte Türkiye Basketbol Federasyonu öncülüğünde gerçekleştirilen Basketbol Gençler Ligi organizasyonuna tam olarak bu çerçeveden bakıyorum. Kendini spora ve başarılı kariyer hedeflerine adayan gençlerimiz yıllarca, ‘gözlerden uzakta’ topun peşinden koştular... Ta ki, ‘devrim’ niteliğindeki Basketbol Gençler Ligi oluşumuna dek...

Türk basketbolunun çok değerli iki ismi Fırat Eser ve Fikret Doğan’ın fikirleri öncülüğünde, TBF tarafından hayata geçirilen bu projenin; yıldız adaylarının her şeyden önce hayata, daha sonra ise basketbola karşı sergileyecekleri ‘dik duruş’ için onların temel taşlarından biri olacağı su götürmez bir gerçek... Şimdi dilerseniz, Sinan Erdem Spor Salonu’nda düzenlenen bu organizasyona dair izlenimlere geçelim...
 
 ARDA VE TARİFİ İMKANSIZ SAMİMİYETİ...

8 MAYIS 2018: Türkiye Basketbol Federasyonu tarafından FIAT sponsorluğunda düzenlenen Basketbol Gençler Ligi Dörtlü Finali’nin tanıtım toplantısı Crowne Plaza Florya’da gerçekleşiyor. Organizasyonun final aşamasına kalma başarısı gösteren takımların koçları ve genç yıldızları toplantı salonunda medyanın karşısında...
Banvit’in sempatik oyuncusu Arda Çete, heyecanını gizleyemiyor ve sözlerine yansıtıyor. O anda, “İşte bu organizasyon bunun için gerekli” diyorum. Samimi tavırları, sözlerinde dalıp çıktığı o ufak tefek hendeklerin bir anda göz ardı edilmesini ve yüzlerin gülmesini sağlıyor... Toplantı sonrasında, “Harikaydın Arda, aynen devam. Zamanla alışacaksın” diyorum ve genç kardeşimiz de tebessümle karşılık veriyor.
 
ÇOK TECRÜBELİ OLDUĞUMDAN DEĞİL, KENDİMDEN BİLİYORUM!

Medya sektörüne ilk adım atmaya başladığım 2007 yılındaki hâlim gözlerimin önüne geliyor o anda... Sessiz, sakin, utangaç, mevki olarak ‘önemli’ denilebilecek bir isimle karşı karşıya geldiğimde için için döktüğüm o soğuk terler... Aradan geçen 10 yılda, o dönem içinde bulunduğum her türlü çekingen tavrı, yaşaya yaşaya atlattım.

Hani klasik bir söz vardır ya, “Kimse annesinin karnında öğrenmiyor ki bir şeyi” diye... İşte bunu tam da bu esnada kullanma gereksinimi duyuyorum ve ekliyorum, “Yine de insan ‘zorlu’ süreçleri ne kadar erken tecrübe etmeye başlarsa o kadar sağlam ve güzel yol alır...”
İşte Basketbol Gençler Ligi’nin en büyük getirisi de, az önce tırnak içerisinde yazdığım son cümle olacak. Genç yetenekler, bir şeyleri ‘erkenden’ ve ‘sıklıkla’ yaşadıkça, adanmışlıklarının yanına özgüven ve tecrübe de katılacak peşi sıra...
 
ÖZ KARDEŞİM KONUŞUYORMUŞ GİBİ MUTLUYDUM

Yine aynı basın toplantısında, Anadolu Efes, Banvit, Darüşşafaka ve Fenerbahçe Doğuş adına söz alan genç oyuncuların tamamının heyecanı yüzlerinden okunuyordu. Daha sonra soru-cevap bölümüne geçildi. Toplantının moderatörü sevgili Şansın Tokyay’a soru soracağımı belirttim. Kendisi söz verdikten sonra Anadolu Efes’ten Yiğitcan Saybir’e, Tahincioğlu Basketbol Ligi normal sezonunda Fenerbahçe Doğuş’a deplasmanda yenildikleri karşılaşmayı hatırlattım.

O mücadelede başarılı şekilde görev alan ve tam 3 tane dış atış isabeti bulan Yiğitcan, o tarz performanslarına devam etmeyi, aynı zamanda da kalıcı olmak istediğini belirtince sanki öz kardeşimle konuşuyormuş gibi mutlu oldum.
 
 MAÇLARI BİR VELİ GÖZÜYLE İZLEMEYE ÇALIŞTIM

11 MAYIS 2018: Sinan Erdem Spor Salonu’nda tribünlerde çok sayıda taraftar var... İlk maçta Darüşşafaka ile Banvit, ikinci karşılaşmada ise Anadolu Efes ile Fenerbahçe Doğuş kozlarını paylaşacak. Şimdi kendinizi Sinan Erdem Spor Salonu tribünlerine gelen bir ebeveyn yerine koymanızı istiyorum. Binlerce insan, daha gencecik yaşlarda çocuğunuzu Türk sporunun en önemli kanallarından biri olan beIN Sports’tan canlı izleyebiliyor. Aynı zamanda binlercesi de, bulunduğunuz salonda çocuğunuzu alkışlıyor. Ne büyük onur, ne unutulmaz bir tecrübe...
 
ALKIŞLAR DARÜŞŞAFAKA TEKNİK HEYETİNE

Darüşşafaka, Bandırma Kırmızı’da da oyuncuları mücadele eden ve bu nedenle Dörtlü Final öncesi oldukça yorgun oldukları gözden kaçmayan Banvit’i mağlup ederek adını finale yazdırıyor. Ancak burada dikkatlerden kaçmaması gereken bir durum var bana göre... Rakibi karşısında farkı açan Daçka, son 3 dakikada 90’lı sayılarda girince tribündeki bir grup taraftar kısa süreli olarak, “100, 100, 100” tezahüratı yaptı.

Tam o sırada dikkatimi, koç Burak Acartürk ve teknik heyetinin tavrı çekti. Rakibinin içerisinde bulunduğu zorlu durumu anlayan Darüşşafaka teknik heyeti oyuncularının rakibine karşı fair-play çerçevesinde karşılaşmayı sonlandırmasını istedi ve taraftarın ateşli 100 sayı tezahüratına karşılık verilmedi. Bu konuda pek çok açıdan tartışmaya açık ama bana göre önemli olan 99 ya da 100 sayı atmak değil, taraftarın ateşli arzusunu geri çevirebilecek anlayışa sahip olmakta... Teşekkürler, alkışlar sana Darüşşafaka! Bir tebrik de, 20 sayıyla takımının 99-70’lik galibiyetinde başrolü oynayan Daçkalı Doruk Dora’ya gelsin.
 
ANADOLU EFES BİLDİĞİMİZ GİBİ...

Türk basketbolunun temelinde yer alan sayılı kulüpler arasında bana ve pek çok otoriteye göre, ‘lokomotif’ olan Anadolu Efes, Fenerbahçe Doğuş karşısında istediği skoru alan taraf oldu diğer yarı final mücadelesinde... Lacivert beyazlı basketbolcular o her zaman bildiğimiz disiplinlerini her dakika yanlarında taşıyarak, oyun anlayışlarından taviz vermeden galibiyete uzandı ve finalde Darüşşafaka’ya rakip oldu. Efes’in 86-68 kazandığı karşılaşmada Baran Avşar 23, Mustafa Kurtuldum ise 17 sayıyla yıldızlaştı.
 
 FENERBAHÇE ADINI KÜRSÜYE YAZDIRDI

12 MAYIS 2018: Ve turnuvanın final günü... İlk maçta Banvit ile Fenerbahçe Doğuş üçüncülük için kozlarını paylaştı. Kıran kırana geçen 40 dakikada oyuncular mücadele güçleriyle âdeta Tahincioğlu Basketbol Süper Ligi’ndeki bazı ağabeylerine taş çıkardı. Fenerbahçe Doğuş mücadeleden 82-81 galip ayrılarak adını kürsüye yazdırmayı bildi.
Maçın en değerli oyuncusu, Fenerbahçe Doğuş’tan Ergi Tırpancı seçildi. Mücadeleyi 14 sayı, 7 ribaund ve 6 asistle tamamlayan Ergi Tırpancı’ya ödülünü A Milli Kadın Takım Başantrenörü Ekrem Memnun takdim etti.
 
 İŞTE GENÇLER LİGİ FİNALİNE DAMGA VURAN O DİYALOG...

TÜRKOĞLU: “YERDE KALAN ARKADAŞINI KALDIRMAN GEREK”
Basketbol Gençler Ligi dörtlü finalindeki şampiyonluk maçında Anadolu Efes, Darüşşafaka’yı 81-71 yenip şampiyon oldu. Karşılaşmanın son çeyreğinde ise ilginç bir olay yaşandı. Bitime 4 dakika 51 saniye kala hızlı hücumda turnikeye çıkan Anadolu Efesli Mert Camcı, arkasından gelen rakibi Engin Kalkan’ın müdahalesiyle yerde kaldı ve hakem sportmenlik dışı faul çaldı.
 
BAŞKAN'LA FAUL HAKKINDA KONUŞTULAR

Faul sonrası saha kenarına doğru yürüyen Daçkalı Engin Kalkan, tesadüfen Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu’nun yanına doğru geldi ve Türkoğlu’yla bir diyalog yaşadı. Genç oyuncu ile Türkoğlu kısa sohbetlerinin ardından el sıkıştı.
Olay sonrası Engin’le arasında yaşanan diyaloğu sorduğumuz TBF Başkanı Hidayet Türkoğlu, “Engin rakibine yaptığı hareketin sportmenlik dışı faul olup olmadığını sordu. Ben de, rakibinin havada ve kendisine arkasının dönük olduğunu, yaptığı hareketin fair-play dışı olduğunu söyledim. Yerde kalan arkadaşını kaldırması gerektiğini belirttim. Engin de teşekkür edip, gidip yerdeki arkadaşını kaldırdı” dedi.
 
 
BİR YAŞANMIŞLIK VE İKİ ÖNERİ...

Yazının son bölümünde, Basketbol Gençler Ligi’nde emeği geçen herkese tek tek teşekkür etmeyi kendime borç biliyorum. Ve belki de haddime olmadan iki öneri sunuyorum. Biri medya mensuplar, diğeri de sevgili Türkiye Basketbol Federasyonu’na...
 
MEDYA MENSUPLARINA:

Bundan birkaç yıl önce Türkiye’nin önde gelen takımlarından birinin medya gününde, basketbolcu genç bir kardeşimle röportaj talebinde bulundum. Medya gününde herkes yıldız oyunculara yöneldiği için kendisiyle röportaj yapmak istendiğini duyan genç arkadaşımız, “Benimle ne konuşacaklar ki?” deyip heyecanlanmıştı. Hoş sohbetimiz sonrası ise veda ederken ter içinde kalıp, “Ağabey kusura bakma” demişti. İşte bizim Türk medyası olarak kırmamız gereken zincirler tam olarak bunlar... “Genç oyuncu yetişmiyor” demek kolaydır, “Herkes elinden gelen tüm emekleri veriyor ama genç oyuncu yetişmiyor” demek zordur. Aynayı lütfen önce kendimize tutalım ve bu pırıl pırıl gençlerin kıymetini bilip, kamuoyuna aktaralım...
 
TÜRKİYE BASKETBOL FEDERASYONU’NA:

Basketbol Gençler Ligi Dörtlü Finali sponsoru FIAT... Kabul... Organizasyona dair hem sezon boyunca, hem de dörtlü final boyunca her şey muazzam ve eksiksiz... Kabul... Gençlerin ödüllendirilmesi, mücadele hırslarının artmasına büyük katkı sağlar... Buna da kabul... Ancak burada tek bir parantez açmak istiyorum; Eğer bizler gençlerimizin gelişmesini, hiç pes etmemesini, her zaman her şeye hazırlıklı olmasını istiyorsak ödül sistemimizde de dikkatli olmalıyız. Yıldız adaylarımız her şeyin en iyisini hak ediyor; ama bana göre böyle temele dayanan bir organizasyon sonunda en değerli oyuncu seçilen kardeşimize -kulüpler ve isimlerden bağımsız olarak söylüyorum- araba hediye etmek yerine daha ‘mütevazı’ ve ‘anlam’a vurgu yapan bir hediye verilebilirdi...

YORUMLAR

  • 0 Yorum