Basketbolumuz değer kaybetti

"Yalçın Granit'in vefatıyla çok büyük bir değeri kaybettik. Basketbol tarihinde yalnızca oyuncu ya da antrenör olarak değil; gerçekten basketbolu düşünen kendisini basketbola adayan ve bunu bütün jenerasyonlara aksettirmeyi görev bilen bir efsaneyi kaybettik." 
 
 - Yalçın Granit'in Türk basketbolundaki önemine dair neler söylersiniz?
 
- Baştan şunu söyleyeyim, çok büyük bir değer, bir efsaneyi kaybettik. Basketbol tarihinde yalnızca oyuncu ya da antrenör olarak değil; gerçekten basketbolu düşünen kendisini buna adayan ve bunu bütün jenerasyonlara aksettirmeyi görev bilen bir efsaneyi kaybettik.
 
Öncelikle üzüntümü belirtmek isterim. Yalçın Abi çeşitli alanlarda Türk basketboluna çok büyük katkılarda bulundu. Oyunculuğuna yetişemedim; ama Galatasaray ve A Milli Takım'da ve Fransa'da Racing Club da gösterdiği başarılar ortada. Avrupa'da da ses getiren yetenekli bir basketbolcuydu. 
 
Daha sonra Yalçın Abi'nin antrenörlük dönemi başladı. O döneme ben de yetiştim tabii ki; bir kısmında da A Milli Takım oyuncusu olarak bulundum... Yalçın Abi'nin Darüşşafaka, Eczacıbaşı, İTÜ ve Galatasaray'daki antrenörlükleri çok çok önemli bence... Daçka'nın, İTÜ'nün, Eczacıbaşı'nın kulüp olarak yeniden oluşmasında yaptığı antrenörlüğün de dışında ekstra bir katkıydı.
 
Belki de yaptıkları içerisinde en önemlisi, Yalçın Abi'nin tüm basketbol hayatı boyunca biriktirdiklerini aktarmak adına, basketbolu konuşması, anlatması ve sonraki jenerasyonlara da idol olmasıydı... Hem yazar, hem de konuşmacı olarak değişik bakış açılarıyla bizlere yön vermesi çok çok önemliydi.
 
Yalçın Abi son zamanlarına kadar basketbolu yaşar, bu oyunu nasıl geliştirebileceğini düşünürdü. 'Biz basketbolcu yetiştiriyoruz, geliştiremiyoruz' cümlesi çok değerlidir. Biz de TBF Eğitim Kurulu olarak, geçen yıl antrenörler için ABD ve Avrupa'dan gelen koçlar ile 'Bireysel Oyuncu Gelişim Koçluğu'na ilişkin programlar sunduk. Yalçın Abi, bu müjdeyi aldığında çok mutlu olarak, "Bu işlerin başında olman çok önemli, bu görevini devam ettir" diyerek iltifatlarda bulundu.  Onun hangi meziyetinden bahsedelim, basketbol çok önemli bir değerini kaybetti. 

ÖZEL BİR BAĞIMIZ VARDI
 
- Yalçın Granit'in hayatınızdaki önemi ve ona ilişkin unutamadığınız bir anınızı bizlerle paylaşır mısınız?
 
- 1971 Avrupa Şampiyonası elemelerinde A Milli Takım aday kadrosuna seçildiğim zaman başantrenör Yalçın Granit, yardımcısı da Batur Abi'ydi. 12 kişi arasına giremesem de, devamlı saha kenarında ve soyunma odasındaydım. O dönemde hazırlık sürecinde, Yalçın Abi'nin oyuncuları motive eden gücüne yakından şahit oldum. Soyunma odasında her maça özel sloganlar da bularak oyuncularını motive etmesi beni çok etkilemişti. Oyuncular o konuşmadan sonra sahaya tüyleri diken diken çıkardı. O yönünü yaşamak benim için büyük kıvançtı.
 
Efes ve A Milli Takım'ın başındayken bana sürekli destek yazıları yazdı. Zaman zaman başarısız olduğumuz dönemlerde bile sürekli moral verdi. Yakın döneme kadar onu halini, hatrını sormak için çok sık arıyordum. Bana sürekli 'Basketbolun başında olman lazım' derdi. Yalçın Abi ile özel bir bağım da vardı. Büyük bir basketbol adamı, efsanesi olmasının dışında da, onu kişilik olarak da çok sever ve ona büyük saygı duyardım. Bundan sonra bizlere düşen görev yeni jenerasyonlara onu iyi anlatabilmek ve unutturmamak olmalıdır.
 
EFES YİNE EUROLEAGUE'İN EN GÜÇLÜ ADAYI

- Pandemi sonrası Anadolu Efes'in özellikle EuroLeague'deki performansı için neler söylersiniz?

- Efes için en son söyleyeceğimi en başta söyleyeyim... EuroLeague sağlıklı bir şekilde sonun kadar yürürse, Efes bu sezonun da en büyük favorilerinden. Güçlü kadroları, iyi koçları ve iyi de sistemleri var. 
 
Bu sezona istedikleri gibi başlayamamalarının bazı nedenleri var. Geçen sene ligi domine ettikten sonra, bu başarının sonunu getirememeleri onları etkiledi. Pandemi nedeniyle liglerin durması, daha sonra da iptal edilmesi hem oyuncularda, hem de koçta moral bozukluğu yarattı. Ligin en büyük favorisi psikolojik olarak etkilendi. İkinci neden olarak geçen sezondan aldığı güç ile 'her maçı kazanırız' düşüncesi bu yıl handikapları oldu. Üçüncü neden ise geçen sezonun en önemli skoreri, kritik maçlarda sahneye çıkan Shane Larkin'in ameliyat olup, sakatlığı nedeniyle sezon başında sahada olamaması Efes'i olumsuz etkiledi.  
 
Bunları alt alta toplayınca bu sezonki düşüşün nedenini bulabiliriz. Takım yavaş yavaş toparlandı. önümüzdeki dönemde sezon sağlıklı ilerlerse, hastalık veya sakatlık olmazsa eski Efes'in geleceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. 
 
FENERBAHÇE İÇİN ANAHTAR KELİME SABIR
 
- Kokoskov koçluğundaki Fenerbahçe Beko'nun bu zamana kadarki performansı için düşünceleriniz nelerdir?

- Kolay değil... Bir defa kulübün bütçesinin önemli bir oranda aşağı çekilmesi, Obradovic gibi bir efsanenin ayrılması ve çok önemli oyuncuların vedası ile yeni bir dönem başladı. Yapılan yeni takviyeler ve yeni koç Kokoskov'un gelmesiyle de bu süreç devam etti. Dolayısıyla sezon başında bazı tökezlemelerin olması normal. Sabırlı olmak gerekiyor. 
 
NBA'de uzun yıllar çalışan, Slovenya Milli Takımı ile Avrupa Şampiyonluğu'na ulaşan Igor Kokoskov, EuroLeague'i de iyi bilen kaliteli bir koç. Yeni gelen oyuncuların, eskilerle uyum sağlaması da çok kolay değil. Bazı farklı yenilgiler olmasına karşın, Fenerbahçe Türkiye'de yoluna kayıpsız devam ediyor. EuroLeague için de beklentim, ikinci yarıdan itibaren daha iyi sonuçlar alacak Fenerbahçe Beko'nun, sezon sonu kendini ilk 8 arasına atacağı yönünde... Biraz sabırlı olmak lazım, fazla eleştirmeden başta Igor Kokoskov'un yapacaklarını beklemek gerekir. 
 
BEN 'MİLLİ TAKIM'A GÜVENİYORUM

- A Milli Takımımızın,  Hırvatistan ve Hollanda sınavları sonrası, 2022 Avrupa Şampiyonası'na katılma sürecine ilişkin düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz? 

- Aşama aşama gitmek lazım, önce elemelerden çıkmak gerekir. 'Geçen yıl talihsizlik mi, iyi hazırlanamamak mı, biraz beceriksizlik mi?' desem Hollanda ve İsveç mağlubiyetleri ile başlamak iyi olmadı tabii ki. Hem moral olarak, hem de eleme grubundan çıkmamız adına iyi sonuçlar değildi. Seyircisiz de olsa İstanbul'da oynamanın avantajı ile gelen galibiyetler ile grupta işler biraz daha yoluna girdi. 
 
Önceki dönemlere göre takımlarında daha çok süre alan oyuncularımızın, geçmişteki hatalarını tekrarlamaması önemli. Bir de Larkin'in uzun vadede takımın bir parçası olması da çok mühim. Müthiş bir hücum gücü var ama birlikte oynamaya yeni başladığı oyuncularla uyumu için zaman gerekiyor. 
 
NBA oyuncularımızın (Cedi Osman, Furkan Korkmaz ve Ersan İlyasova) da yer alacağı Türk Milli Takımı, her turnuvanın iddialı takımlarından olur, 2022 Avrupa Şampiyonası için de iyi bir hazırlık dönemi geçirirsek, her türlü önemli dereceye aday olabiliriz. Ben takıma güveniyorum. 
 
Geçen sene talihsiz maçlar oynadılar; ama teknik ekisin bu hatalardan gerekli dersleri çıkaracaklarına inanıyorum. Ve katılacaklarına yürekten inandığım 2022 Avrupa Şampiyonası için şimdiden başarılar diliyorum.