Aydın Örs

Aydın Örs


Efes ilk adımı geçen yıl attı

09 Temmuz 2019 - 09:15

"Geçen sezonun ortasında Ergin Hoca'yı takımın başına getiren Efes Yönetimi yerinde bir tercih yaptı. Çünkü Ergin Hoca, Efes kültürünü, geleneğini bilen, geçmişte burada şampiyonluk yaşamış, yöneticilerle diyaloğu çok iyi olan ve sonuç olarak da o kulübün her şeyine vâkıf olan bir antrenör..."

- Efes'in 10 yıl sonra yine Ergin Ataman ile gelen şampiyonluğunu nasıl değerlendirirsiniz?

- Biraz daha geriye gidersek... Geçen yıl sezon ortasında Efes Yönetimi yerinde bir seçimle Ergin Hoca'yı tekrar takımın başına getirdi. Ergin Ataman'ı getirmek niye yerinde bir karardı? Çünkü o, Efes kültürünü, geleneğini bilen, geçmişte burada şampiyonluk yaşamış,
yöneticilerle diyaloğu çok iyi olan ve sonuç olarak da o kulübün her şeyine vâkıf olan bir antrenör.

İkincisi ise yine geçen sezon ortasından itibaren takımın kadrosu yetersizdi, zor durumdalardı. EuroLeague'de de bir sonuca varamadılar; ama teknik heyet, kimlerle ya da nelerle olmayacağını gördü.

Sonrasında ise takımın yeniden oluşturulma süreci, sezon bitmeden başladı. Gerek Ergin Hoca, gerekse yönetim, oyuncu seçim sürecine girişti... Sonuç olarak belki birçok yeni oyuncu oldu; ama EuroLeague'de mücadele edecek güçlü bir kadro da oluşturuldu.

Ardından 3. süreç başladı. O da değişik kalitedeki önemli oyunculardan, takım yaratma süreciydi. Başta Ergin Hoca olmak üzere Efes'in en başarılı olduğu konu da buydu... Takımın hem EuroLeague normal sezonu, hem de Türkiye Süper Ligi'ndeki istikrarı, bunu ortaya koydu. Burada bazı oyuncuların gelişim göstermesi, formsuz isimlerin takım olgusuyla forma girmesi ve müthiş performanslar ortaya koymaları önemliydi. Ardından da
bu başarılı sonuçlar geldi.

Burada Efes Yönetimi'ne de bir pay ayırmak lazım. Maddi manevi teknik ekibe destek vermeleri önemliydi. Bir parantez de başta Murat Çağlar ve Bahattin Tapan olmak üzere sağlık ekibine açmak lazım. Çok ağır bir EuroLeague normal sezonunun ardından Barcelona ile oynanan play-off serisi, ardından Final Four... Türkiye Süper Ligi'nde play-off'lar, Fenerbahçe Beko ile 14 günde 7 maç oynanmasına rağmen, oyuncuların bu süreci sağlıklı bitirmesi çok önemliydi. Baktığınız zaman takımı sonuca götüren oyuncular, sezon sonuna kadar sağlıklı devam etti.

Bir alkışı da Efes taraftarı hak ediyor. Efes'in EuroLeague sezonunda iddialı olduğu süreçten itibaren yavaş yavaş salonu doldurdular. Barcelona ile oynanan play-off serisinden
itibaren destekleri arttı ve Final Four için İspanya'ya giderek takımlarına destek vermeleri, eski Efes ruhu ve kültürünün tekrar ortaya çıkığını kanıtlar nitelikteydi.

Sonuç olarak başta Ergin Hoca olmak üzere tüm Efes Yönetimi ve teknik ekibi ve taraftarları tebrik etmemiz lazım.

LARKIN'DE ISRAR ETMEK ÖNEMLİYDİ

- Shane Larkin'in özel performansı hakkındaki görüşleriniz?

- Larkin sezona iyi başlamadı. Öğrendiğim kadarıyla onun bazı ailevi sorunları olmuş ve Larkin buradaki basketbol anlayışı ve sisteme alışma konusunda zorluk çekti. İlk devredeki
performansıyla Ergin Hoca ve ekibini kararsızlığa götürdü. Teknik ekibi kutlamak lazım, onun formsuz sürecinde Larkin'de ısrar ederek; onun hem motivasyon hem de fiziksel
gelişimini sürdürerek bugünlere gelmesinde katkı verdiler. İkinci devreden itibaren özellikle Barcelona ile oynanan çeyrek final serisi, sonra Final Four, BSL Play-off'ları ve final serisinin özellikle son maçında olağanüstü katkı verdi.

Bir oyuncunun ulaşabileceği en üst performansı gösterdi. Diğerlerine de haksızlık etmeyelim... Micic de büyük gelişim gösterdi. Moerman olsun, Dunston olsun... Zaman zaman Beaubois, Simon önemli katkılar yaptı. Fenerbahçe ile olan final serisinin ilk maçında yenildiler, ikinci karşılaşmada ise dışarıdaki iki oyuncuyu alarak başladı ve kazandılar. Ergin Hoca ve ekibinin cesareti ve oyuncu değişikliğindeki tercihleri üst düzeydeydi. Fenerbahçe gibi kaliteli bir ekip karşısında şampiyon olmayı başardılar.

SERTAÇ'IN PERFORMANSI BÜYÜK KAZANÇ OLDU

- Final serisindeki Türk oyuncuların performansı için neler söylersiniz? İlginizi çeken bir isim oldu mu?

- Türkiye Basketbol Federasyonu'nun yabancı sınırını bu sezon 6'dan 5'e indirmesi, Türk oyuncular için şanstı. Baktığınız zaman Efes ve Fenerbahçe Beko haricindeki diğer takımlarda da, yerli oyuncuların bir nebze de olsa fazla oynaması sağlandı.

Final serisine gelince bazı Türk oyuncular sonuca etki etti. Melih, Fenerbahçe'nin sahasında kazandığı iki maçta direkt etkisi olan bir oyuncu oldu. Son karşılaşmada, serinin en stresli ve gergin olması beklenen maçında Sertaç'ın performansı; hem Efes hem de A Milli Takımımız için büyük kazanç oldu. Doğuş'un müthiş mücadele gücü ve takıma sorunsuz şekilde katkı vermesi de alkışı hak ediyor. Buğrahan'ın yaratıcılığına inanıyorum; ama
beklediğim performansı göremedim. Daha çok çalışıp, rekabete girmeli. F.Bahçe'de ise Sinan'ın katkıları oldu.

FENERBAHÇE EN ÇOK VESELY'Yİ ARADI

- Euroleague'den sonra Süper Lig'de de Efes'e yenilen Fenerbahçe Beko için neler söylersiniz? Sakatlıklar seriyi ne derece etkiledi?


- Fenerbahçe yine çok başarılıydı. 5. kez Final Four'a kalmak hakikaten çok büyük bir olay. Onların EuroLeague normal sezonunu birinci bitirmeleri de büyük bir başarıydı. Fakat son yılların getirdiği bir yorgunluk var... Devamlı üst seviyede olma zorunluluğu, taraftarların yüksek beklentileri, zaman zaman oyuncu ve teknik ekibi etkiliyor.

Bunun yanında çok talihsiz sakatlıklar yaşadılar. Baktığınız zaman Lauvergne, Green'in sakatlıkları da önemli ama Vesely ve Datome'u çok aradı Fenerbahçe... Özellikle Vesely'nin pota altındaki caydırıcılığı, bloklarıyla müdafaa etkinliği, atletik özellikleriyle hücumdaki katkıları ile çok önemli bir yıldız. Ama bu eksikliklere rağmen Fenerbahçe, ortaya çok iyi bir mücadele koydu.

Efes bir ölçüde daha sağlıklı kaldı, oyuncularının daha kaliteli olmasıyla birlikte saha avantajını da iyi kullanarak şampiyon oldu.

Son olarak TBF Eğitim Kurulu ve TÜBAD olarak yaz aylarında yapacağınız seminerlerden bahseder misiniz?

- Eğitim Kurulu olarak rutin faaliyetlerimize devam ediyoruz. 2005 yılından bu yana organize edilen 13. Uluslararası Basketbol Antrenör Semineri 5-7 Temmuz tarihleri arasında yine İstanbul’da düzenlenecek. Ufuk Sarıca, Dosko Ivanovic, Francesco Cuzolin, Dusko Savanovic ve Yakup Sekizkök gibi birbirinden değerli isimler, katılımcılara tecrübelerini aktaracak.

8-13 Temmuz'da Eğitim Kurulu olarak, ilk kez kondisyoner sertifika programının seminerini düzenleyeceğiz. Artık sertifikası olan kondisyonerler kulüplerde görev alacak. Bu programa da birbirinden önemli isimler konuşmacı olarak katılacak.

23-28 Temmuz arasında ise ilk kez bireysel gelişim koçluğu sertifika programımız var. Burada da amaç, ileriki yıllarda her takımın staff'ında bir oyuncu gelişim koçunun yer olması. Bunun yanında Eğitim Kurulumuz çalışmalarına son hızıyla devam ediyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum