Zeynepgül Ene

Zeynepgül Ene


Doğru yapı

05 Ocak 2022 - 11:33

"Galatasaray her zaman camiasına ve kendine gönül vermiş herkese layık ve heyecan veren bir takım olacak diyebilirim. Bu süreçte sponsorların desteğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu bizim için çok değerli. Doğru planlama ve iş birliği ile problemler olsa da yolumuza devam edeceğiz."
 
Türkiye Basketbol Federasyonu'ndan (TBF) ayrılıp Galatasaray’la anlaşmaya karar vermek gerçekten zor bir karardı. Gideceğim kulübün Galatasaray olması biraz olsun bu karar sürecimi kolaylaştırdı. TBF’den 4.5 yıllık tecrübe sonunda altyapı milli takımları tarafında 1999-2007 arası tüm jenerasyonlar, antrenörler, kulüplerle ilgili bilgilere vakıf, kafasında geleceğe dair bütün taşlar oturmuş ve belki de en verimli olacağım bir noktada ayrılmış olmaktan dolayı üzgünüm. Ancak Galatasaray’da 25 yıl sonra tekrardan yönetim tarafında çok inandığım insanlarla ve projelerde çalışmak üzere hizmet etme şansı yakalamak çok heyecan vericiydi, geldiğim için mutluyum.
 
Kadın basketbolundaki izlenirlik ve beraberinde getirdiği sponsorluktaki azalmanın bence en önemli sebeplerden biri öncelikle pandeminin yarattığı koşullar. Daha sonra kadın basketbolu tarafında 2009-2015 dönemi arasında yakalanan başarıları sürekli kılacak altyapı hazırlanmadığı ve o dönemki herkese heyecan veren başarı hikâyesi devam etmediği için ilgi çekmeyen bir mecra haline geldi.
 
Türk halkı sporcunun başarısıyla ve başarısızlığıyla kendini çok fazla özdeşleştiriyor. Başarısız olan branşa küsüyor. Pandemide uzun süre maçların seyircisiz oynanması, git gide zorlaşan ekonomik koşullar, aşı kuralı ve 12+ yaş zorunluluğu gibi nedenler de ilgiyi çok azalttı. Aslında en büyük dalganın 2022 yılında vuracağını öngörüyorum. Döviz kurlarında ve enflasyondaki beklenmeyen büyük artış kadın/erkek tüm kulüpleri ama en fazla kadın basketbolunu olumsuz etkileyecektir. Yetiştirici ve Türk oyuncuya yatırım yapan kulüpler bu krizden güçlü çıkacaklar. Burada TBF ve kulüplerin işbirliği içinde krizi doğru yönetmesi adına hızlı adımların atılması, kararların alınması çok önemli.
 
Herbalife Nutrition Kadınlar Basketbol Süper Ligi'nde (KBSL) çoğu zaman aynı kulüpler, yatırım anlamında hep başı çekmiştir. Altyapıda ise Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş dışında Botaş, Nesibe Aydın, Çankaya Üniversitesi yaptıkları sürekli yatırımla övgüyü hak ediyorlar. Türk kadın milli takımlarını bu kulüpler besliyor. Anadolu’da bazı kulüpler altyapılarını zamanında kurmayarak, kendi sporcusunu yetiştirmeye yatırım yapmayıp, Herbalife Nutrition KBSL’de kısa vadeli başarı için sürekli dışarıdan oyunculara büyük paralar vererek bence yanlış stratejiler izlediler.
 
Ekonomide büyük dalgalanmaların yaşandığı süreçlerde bu sürdürülebilir değil. Kadın basketbolunun küçük kalıp ilginin artmamasının en önemli sebeplerinden birisi de bu bence. Türk sporcu yetiştiren kulüp sayısı maalesef yıllar içinde artacağına azaldı. Avrupa’ya bakarsak milli takımlarda başarılı tüm ülkeler fabrika gibi düzenli oyuncu yetiştiriyor, hatta ihraç ediyor. Kendi ligleri çok pahalı değil; ama yine de Avrupa liglerinde rekabet edebiliyorlar. Burada sadece kulüpleri suçlamak da doğru değil. TBF’nin yetenek keşfi ve oyuncu yetiştiriciliğini destekleyen, cazip hâle getiren kararlar alması ve uygulaması lazım.
 
Elit sporcu yetiştirmek tesis ve organizasyondan başlayarak sabır, bilgi, çok büyük emek ve bütçe isteyen bir süreç. Anadolu’daki küçük kulüplere ve antrenörlere hatta beden eğitimi öğretmenlerine; küçük yetenekleri nasıl ve neye göre keşfedip seçecekleri ile ilgili scouting eğitimleri vermek gerek. Bu kulüplere ve antrenörlere yine, 14 yaşına dek sporcuya hangi temel becerilerin kazandırılacağı ile ilgili bir müfredat hazırlamak lazım.
 
Basketbolu önce yaygınlaştırmak, daha sevilir anlaşılır kılmalı; insanların futbol gibi kahvede, sokakta konuştuğu bir branş haline getirmeyi planlamak lazım. Basketbol bir kitle için çok zevkli olduğu kadar komplike ve anlaşılması kolay olmayan bir spor. Kolay anlaşılmayan bir branşı büyük kitlelere yaymak sevdirmek kolay değil.
 
Basketbolun ve genel olarak sporun içinden gelen kadınların her anlamda henüz sporculuktan başlayarak kendine ileriye dönük yatırım yapması, yabancı dilini geliştirmesi, eğitimler alması gerektiğini düşünüyorum. Günümüzde birçok eğitimin online yapılabilir olması, büyük fırsatlar yarattı. Ben aldığım üst seviye akademik eğitimin ve iki yabancı dilimin olmasının her aşamada çok faydasını gördüm. TBF’de görev yaptığım süreçte kadın menajer ve kadın antrenörleri çok destekledim. Desteklerken sadece görev vermek değil kendilerini geliştirmek için neler yapmaları gerektiği ile ilgili de yol göstermeye çalıştım.
 
Kadının maalesef erkek egemen basketbol dünyasında kırılgan ve çabuk vazgeçen bir yapısı var. Bir de tabii mesaisi olmayan, seyahati, kampı bol bir dünyada, bu sorumlulukları daha az olan erkeklerle rekabet ederken anne olmak, ailedeki sorumlulukları da sürdürmek hiç kolay değil. Galatasaray’da kadın basketbolunda yönetici pozisyonundaki Melahat Aydın, Bikem Kanık, Sebla Key ve Müge Erdem annelik görevleriyle birlikte çalışma hayatını götürebildikleri ve çok zorlansalar da o dengeyi kurabildikleri için başarılı oldular ve bugün buradalar.
 
Artan döviz kuru konusunda şu an diğer kulüplerle istişare sürecindeyiz. Devamında TBFden başlayarak ivedilikle kriz yönetimi ve yeni planlar yapmak şart gözüküyor. Basketbol her zaman vardı ve hep de var olacak. Biz köklerini bir eğitim kurumundan alan bir camia olarak, kendi öz kaynaklarına hep emek ve değer vermiş bir kulüp olduk. Buraya ağırlık vermeye ve oyuncu yetiştirmeye devam edeceğiz. Ben bu sezon U14 B dahil tüm takımların maçlarını izlemeye gidiyorum. Düzenli altyapı antrenörleriyle toplantı ve eğitimler gerçekleştiriyoruz. Gençlerin yetişmesine çok emek harcıyor ve kıymet veriyoruz.
 
Galatasaray her zaman camiasına ve kendine gönül vermiş herkese layık ve heyecan veren bir takım olacak, diyebilirim. Bu süreçte sponsorların desteğine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu bizim için çok değerli. Doğru planlama ve iş birliği ile problemler olsa da yolumuza devam edeceğiz.
 
Yönetimin en üst kademesinden başlayarak en alt kademeye kadar yaşadığımız zorluklarda ayakta tutan, hep bir arada kalmamız, pozitif yaklaşım, objektif olup açık bir iletişimle başarı ve başarısızlığı her anlamda birlikte değerlendirip hedeften kopmadan yola devam etme kararlılığımız. Sporun doğasında sakatlıkların, beklenmeyen yenilgilerin, taraftar baskısının ve insan faktörünün değişkenliğini bilerek sakin kalmak, takım olabilmek, birbirimize moral vererek ayağa kaldırabilmek çok önemli. Başkanımızdan başlayarak çok değerli ve büyük bir aileyiz ve böyle hissettiğimiz için de zorluklarla baş etmek daha kolay.

YORUMLAR

  • 0 Yorum