Zeynepgül Ene

Zeynepgül Ene


Büyük bir şampiyonanın ardından...

16 Kasım 2018 - 11:26

"FIBA Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası'ndaki tecrübelerimiz bize gösterdi ki; oyuncu ve ülke olarak bu turnuvaları 20-30 yıl yaşamış ülkelerle yarışırken soluğumuz yetmeyebiliyor."
 
2108 Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası’na hedeflediğimiz sonucun altında veda ettik. Kadın Basketbol Milli Takımımız, yeniden kurulduğu 1987 yılından sonra ilk resmi turnuvasına 2005’te, ev sahipliğini yaptığımız Avrupa Şampiyonası ile katılabilmişti. Katıldığımız ilk Dünya Şampiyonası ise yine Türkiye’de gerçekleşen 2014 Dünya Şampiyonası’ydı. Turnuvadaki tecrübelerimiz bize gösterdi ki oyuncu ve ülke olarak bu turnuvaları 20-30 yıl yaşamış ülkelerle yarışırken soluğumuz yetmeyebiliyor.
 
FIBA Kadınlar Dünya Sıralamasında 2011 yılından beri kazanılan başarıların ardından 7’nciliğe yükselmiş olarak gittiğimiz turnuvada en az bir çeyrek final oynamak ümidimiz vardı. Grubu en kötü olasılıkla ikinci bitirsek de çapraz eşleşme maçında takımımıza çok güveniyorduk. Bu kadroda mayıs ayından beri bizimle kampta olan Asena Yalçın ve Merve Aydın’ın yanı sıra Cansu Köksal, Esra Ural Topuz ve Tilbe Şenyürek de haziran başında hazırlık kampına katıldı. İlayda Güner U20 Milli Takımı’yla geçirdiği haziran-temmuz kamp ve turnuva döneminin ardından A Milli Takım hazırlık kampına dahil oldu. 1 Ağustos’ta son aday kadro ile başladığımız hazırlık sürecinde planladığımız her şeyi gerçekleştirdik.
 
Türkiye Basketbol Federasyonu’nun bize sağladığı tüm imkanlar gerçekten en üst standartlarda. Aynı şekilde sponsorumuz Acıbadem sağlık grubundan da sakatlık ve performans gelişimi anlamında büyük destek alıyoruz. Jenerasyon geçiş sürecinin sonuna geldiğimizi düşünüyor, yabancı oyuncu sayısındaki kural değişikliği sonrası milli takım adayı oyuncularımızın daha fazla süre ve sorumluluk almaya başladıklarını gözlemliyor ve bu önemli turnuva öncesi umutlanıyorduk.
 
Turnuvadaki deneyimler bizlere ülke basketbolu olarak altyapıdan A Milli Takım’a kadar sistem oluşturma, oyuncu ve performans gelişimi ve ülke itibarı anlamında kat etmemiz gereken yollar olduğunu gösterdi. Bu turnuvalarda ilk dörde girmeyi hedeflemek için sahada hem skor, hem de savunmada sorumluluk almaya hazır oyunculara sahip olmalıyız.
 
Belçika, 2017 EUROBASKET’teki bronz madalyadan sonra bu turnuvada da 4’üncü olarak belki de bizim hedeflememiz gereken sistem ve oyuncu profiline sahip olduğunu gösterdi. 11.5 milyon nüfusa sahip küçük bir ülkede uluslararası rekabet seviyesi çok sınırlı bir yerel lige sahip olmalarına rağmen yarattıkları sistem ve oynadıkları basketbol heyecan verici.
 
TBF olarak Potanın Perileri’ni 13-14 yaşından itibaren A Milli Takım’a hazırlayacak sistemin temellerini 2018 yazında atmaya başladık. Oyuncu seçimi ve gelişimi için kulüplere yol gösterecek bir yapı oluşturarak çalışmalar devam ediyor. Sporcunun teknik, mental ve atletik anlamda sürekli gelişimini planlamak çok önemli. Yeterli sayıda ve kalitede maç oynaması, üst düzey rekabeti sahada deneyimlemesi şart.
 
Ayrıca sakatlıklardan korumak için de sporcuyu 12 ay boyunca takip etmek, doğru bir performans gelişim programı uygulamasını sağlamak gerekiyor. Ne kadar yetenekli olursa olsun, basketbol tekniği ve fundamentali ne kadar iyi olursa olsun, sporcu sahada elit seviye basketbolun gerektirdiği atletik özellikle sahip değilse bu becerilerini milli takım seviyesinde kullanması çok zor. Bu büyük turnuvalardaki en kritik çıkarımımız, kadın basketbolunda kuvvet ve atletizmin her geçen gün arttığı ve alınan sonuçlara direkt etki ettiğidir.
 
ÖNÜMÜZDE İKİ PENCERE MAÇIMIZ VAR...
 
Önümüzde, bizi 2020 Tokyo Olimpiyatları’na taşıyacak EUROBASKET 2019 öncesi iki pencere maçı var. Geçtiğimiz sene 4'te 4 yaparak avantajlı konuma geldiğimiz grupta kalan iki maçımızı 17 Kasım’da Polonya ile deplasmanda, 21 Kasım’da ise Beyaz Rusya ile kendi sahamızda oynayacağız. Kasımdaki iki maçı kazanarak şampiyona kurası için avantajlı bir konumda olmak istiyoruz. Dünya şampiyonası ile ilgili analizimizi yaparak yola devam edecek ve uzun vadeli plan yaparak hareket etmekten vazgeçmeyeceğiz.
 
Şartlar kimi zaman zorlaşacak, önümüze zorluklar çıkacak. Söz konusu milli forma olduğunda tüm zorlukları aşmaya yetecek gücü içimizde buluyoruz. Mazeret üretmeye değil, hazırlanmaya ve çalışmaya inanıyoruz. Hedefimiz bugün gelmiş olduğumuz noktadan hep daha ileriye gidebilmek, geleceğe hep umutla bakabilmek. Gelecek günler daha güzel olacak..

YORUMLAR

  • 0 Yorum