Bertan Erman

Bertan Erman


Pivotların mirası | Houston Rockets

01 Mart 2023 - 14:11

“Rockets, kulüp tarihinde birbirinden efsane pivotlara şahit oldu. Moses Malone, Ralph Sampson, Hakeem Olajuwon, Yao Ming… Şimdi bu isimler arasında bir yenisi ekleniyor gibi… O da içimizden biri; Alperen Şengün…”
 
NBA’de San Diego’dan taşındıktan sonra 1971’den beri Houston’da faaliyetlerini sürdüren Rockets, 1980’lerden itibaren belli dönemlerde adından sıkça söz ettirdi. 1981 ve 1986 yıllarında Magic ve Kareem’in Showtime Lakers’ını geride bırakıp 'Finaller’e kalan bir Houston Rockets vardı; ama Larry Bird önderliğindeki Boston Celtics’e takılmıştı.
 
Biraz sendeledikten sonra 1994 ve 1995 yıllarında üst üste 2 kez NBA şampiyonu olan Rockets, 2000’lerde de çok önemli iki oyuncuya sahip olmasına karşın sakatlıklar ve onlardan daha iyi sonuçlar alan Lakers ve Spurs’e denk geldiğinden beklentileri tam anlamıyla karşılayamadı. 2010’larda bir kez finalin kıyısından dönen Rockets, şu an Batı Konferansı’nın en kötü sonuca sahip takımı. (All-Star öncesinde 13 galibiyet ve 45 mağlubiyet)
 
Geçmişten günümüze gelindiğinde, Houston Rockets’ın başarılı olduğu her süreçte başrol bir pivottu. 2010’larda başrol James Harden olmasına karşın, 2015’te Dwight Howard ve 2018’de Clint Capela’nın katkıları göz ardı edilmeyecek derecedeydi. Gerçi, bu iki isim listemizde yok. Biz şimdi Rockets Legacy Center’ın NBA tarihine sunduğu pivotlara bakalım.
 
MOSES MALONE (1977-1982)
 
ABA’den NBA’e birçok süperstar geçti. Julius Erving, Artis Gilmore gibi Moses Malone da bu isimlerdendi. 1976-1977 sezonu içinde Buffalo Braves’ten Houston’a geçen Malone, bir geleneğin öncüsü olacağının farkında mıydı; bunu bilemeyiz ama Rockets’ın ilk büyük başarısının başrolünde o vardı.
 
1980-1981 sezonunda, 27.8 sayı, 14.8 ribaund ve 1.9 blok ortalamalarıyla oynayan Moses Malone, Teksas ekibinin tarihinde ilk kez NBA Finalleri’ne kalmasında en büyük pay sahibiydi. Rockets formasıyla 1979 ve 1982 yıllarında 2 kez MVP olmuş Malone, skorerliği, dönemine göre geniş şut yelpazesi, ribaund ve defanstaki gücü ile oynadığı zamanlarda parmakla gösterilen bir
pivottu.
 
Ancak Moses Malone’un Houston’da şampiyonluğu olmadı. 1982’de 2 kez MVP olduktan sonra ama Rockets’ta zirveyi göremeyen Malone’un kaderindeki şampiyonluk, 1982-1983 sezonunda, Philadelphia 76ers’a; Julius Erving’in yanına geçtiğinde geldi. Dr. J ile birlikte kupa kaldıran Malone, 1983 yılında hem normal sezonun hem de 'Finaller’in En Değerli Oyuncusu' seçilmişti.
 
2015 yılında, 60 yaşındayken aramızdan ayrılan Moses Malone, mutlu sonu Sixers’ta görse de kariyerinin en dominant dönemlerini Houston Rockets’ta geçirmiş bir Hall Of Fame…
 
RALPH SAMPSON (1983-1988)
 
Moses Malone’dan sonra Houston Rockets’ın yıldız pivotu, 2.24 metrelik bir dev olan Ralph Sampson idi. Daha doğrusu uzunlardan biri. Zira 1984 NBA Draftı’nın ilk sırasından Hakeem Olajuwon’u alan Rockets, ligde Sampson-Olajuwon ikilisiyle İkiz Kuleler’i pota altına koymuştu. Olajuwon bu süreçte 4 numara oynuyordu. Pivot Ralph Sampson idi.
 
NBA’e ilk geldiğinde Sampson’dan büyük bir beklenti vardı; Wilt Chamberlain gibi skor üretmesi ve Bill Russell kadar şampiyonluk kazanması gibi... İlk sezonunda 21 sayı ve 11.1 ribaund ortalamalarıyla da hem All-Star’a seçilen hem de Yılın Çaylağı Ödülü’ne layık görülen Ralph Sampson, 1986 yılındaki NBA Finalleri’ne kadar bir çizgide ilerledi; ama geleceği hiç parlak olmadı.
 
1986-1987 sezonunda sadece 43 maça çıkan Sampson, ertesi sezon da sakatlıklar ve antrenörü Bill Fitch ile sorunlar yaşadı. Bu sezonda 19 kez Rockets forması giyen Sampson, sezon arasında Golden State’e takas oldu ve pivot pozisyonunda bayrak, takım içinden birine geçti... Hakeem Olajuwon'a...
 
HAKEEM OLAJUWON (1984-2001)

 
Bu bir öngörü müdür yoksa başka bir şey midir; açıklaması zor; fakat Ralph Sampson varken Hakeem Olajuwon’u da alarak pota altını sağlama alan Houston Rockets, Sampson’ın takası sonrası büyük bir kriz yaşamadı. Çünkü 5 numarayı teslim edebileceği bir Hakeem Olajuwon’a sahipti. İkiz Kuleler sonrasında sendeleyen Rockets, bu süre içinde yeniden yapılandı, bir şeyler denedi o büyük an için 1993’e kadar bekledi.
 
1993-1994 sezonunda, takımın başına eski bir Houston Rockets oyuncusu olan Rudy Tomjanovich geçti. Tomjanovich ile birlikte yenilenen Rockets başka bir seviyeye çıktı. Tabii ki Hakeem “The Dream” Olajuwon da…
 
1984-1993 yılları içindeki dönemde 1 kez NBA Finalleri’ne kalan, 1990 yılında iki kez quadrple-double yapan (3 Mart’ta 29 sayı, 18 ribaund, 11 blok, 10 asist ve 29 Mart’ta 18 sayı, 16 ribaund, 11 blok ve 10 asist) Hakeem The Dream, rüya gibi bir kariyerin şampiyon olamadan sona ermesini istemezdi. Three-Peat yapan Chicago Bulls’ta Michael Jordan’ın beyzbola geçmesi de Rockets ve Olajuwon’un önünü açmıştı aslında; bu ayrı bir mesele…
 
1994 Finalleri’nde zorlu bir New York Knicks eşleşmesinin son maçında, Houston’ın yıllardır beklediği NBA şampiyonluğu gelmişti. Başrolde de o sezon 27.3 sayı, 11.9 ribaund ve 3.7 blok ortalamalarıyla MVP olan ve 'Finaller’de de gösterdiği performansıyla en değerli oyuncu seçilen Hakeem Olajuwon vardı.
 
1994-1995 sezonunda Portland’dan Clyde Drexler’ın gelmesiyle gücüne güç katan Rockets, normal sezonu Batı Konferansı’nda 6. olmasına karşın bir kez daha Finaller’e kalmış ve final serisinde Shaquille O’Neal önderliğindeki Orlando Magic’i süpürerek bir kez daha mutlu sona ulaşmıştı. Yine başrolde Olajuwon… Tabii ki ikinci şampiyonluk sonrasında takımın başantrenörü Rudy Tomjanovich’in de dediği gibi, bir şampiyonun yüreğini asla hafife almayın.
 
İlerleyen dönemlerde takımın kadrosuna Charles Barkley de geldi; Hakeem-Clyde-Chuck ile bir büyük üçlü oluşturuldu; ama Chicago Bulls ile karşılaşmayı bekledikleri büyük final eşleşmesi bir türlü gelmedi; 1997’de Utah eşleşmesinde John Stockton’ın son saniye basketiyle son anda bu hayaller suya düştü.
 
Hakeem Olajuwon, 2000-2001 sezonu sonunda Houston’a veda etti ve 1 sezon da Toronto Raptors’ta oynayıp basketbolu bıraktı. Geride bıraktığı kariyer ile Rockets’a kazandırdığı 2 NBA şampiyonluğu ile birlikte Hakeem The Dream, kulüp tarihinin tartışmasız en iyi oyuncusu…
 
YAO MING (2002-2011)
 
Hakeem Olajuwon’un ardından Houston Rockets’ın pota altına kimi alacağı merak konusuydu. Lakers’ta Shaquille O’Neal gibi bir pivot vardı ve ligi Kobe Bryant ile birlikte domine ediyordu. Spurs’te David Robinson vardı; ama o hâli hazırda bayrağı oynadığı sırada Tim Duncan’a devretmişti.
 
Rockets’ın bir atak yapması gerekiyordu ve 2002 NBA Draftı’nda, Çin’den bir devi kaptı; 2.29 metre boyundaki Yao Ming. Rockets, Shaq&Kobe’ye karşılık Yao ile Steve Francis’i denedi; fakat bunun olmayacağı 2004 Play-off ilk turunda Lakers ile oynadıkları seride görüldü. Francis’in yerine, Kobe’ye diş geçirecek biri lazımdı; Orlando’da her şeyi yapmaya çalışan Tracy McGrady getirildi.
 
Takımın merkezinde Yao vardı; ama T-Mac ile Houston’da aranan ikili bulunmuştu. McGrady, şutör, skorer, atletik… Yao da pota
altında ribaund alan, defans yapan, pozisyonu bitiren dev. Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Yao’nun ayağındaki sakatlık başına bela oldu ve 2011 yılının sonunda basketbolu bırakmak zorunda kaldı.
 
Ming, belki Hakeem Olajuwon kadar parlak bir kariyere sahip olamadı; fakat başta ülkesi Çin olmak üzere, NBA’in ve basketbolun Asya’da sevilmesini, Houston Rockets’ın tanınmasını sağladı. Sempatik yapısıyla da bilinen Yao Ming, kariyerinde yaşadığı aksaklıklara rağmen Rockets’ın geçmişteki en iyi 4 pivotundan biri ve ülkesi Çin’in gururu oldu.
 
VE BUGÜN: ALPEREN ŞENGÜN

 
Yao’dan sonra Houston Rockets, 2010’ların ikinci yarısında James Harden’ın inanılmaz performansıyla Batı Finalleri’ne kadar kalsa da Golden State’e diş geçiremedi. Rockets’ta her zaman öne çıkan bir pivot vardı; ama 2011’den sonra bu isim bir türlü çıkmadı. Ne Dwight Howard, ne Clint Capela ne de başka biri… Büyük bir etki gösterecek, takımın ileriye taşınmasını sağlayacak bir pivot gelmedi.
 
Houston’ın aradığı kişiyi biz bundan birkaç sene önce Bandırma’da ve Beşiktaş’ta izleme şansını yakaladık. Bandırma’nın 2019’da Basketbol Gençler Ligi’ndeki şampiyonluğunda başrolde olan ve buranın pilot takımı Bandırma Kırmızı’da maç tecrübesi edinen Alperen Şengün, koronavirüs nedeniyle yarım kalan sezonda, Giresun’dan gelip altyapısında yetiştiği kulübün A takımında önemli sorumluluk aldı.
 
Bandırma’nın faaliyetlerinin sona ermesinden sonra, takımın büyük bir kısmı Beşiktaş’a geçti. Kara Kartal’da genç bir yapılanma vardı ve Alperen Şengün, burada göze çarpan isimdi. Daha 18-19 yaşında, BSL’de birbirinden tecrübeli pivotlara kafa tutan ve 2000’lerin NBA’inden kesitler sunduğu performansla dikkatleri üzerine çeken Alperen, küme düşer denilen; fakat günün sonunda, ligde yarı finale kalan Beşiktaş’ta 34 maça çıkıp 25.3 sayı, 8.8 ribaund, 2.7 asist, 1.5 blok ve 1.2 top çalma ortalamalarıyla 'Sezonun En Değerli Oyuncusu' seçildi.
 
Bu da ona NBA’in kapılarını açtı. Alperen, 1. tur 16. sıradan Oklahoma City Thunder tarafından seçildi; ama takasla Houston Rockets’a geçti. NBA farklı bir ortam. Alperen Şengün de bunun farkındaydı. Bundan 2 yıl önce kendisi ile yaptığım röportajda, fiziğini ve şutunu geliştirmesi gerektiği yönünde bir açıklaması vardı. Bunu İstanbul’da da yapıyordu; maçlarda dış atış denemeleri oluyordu.
 
NBA’e geçince Houston’da iyi bir çaylak sezonu geçirdi... Çıktığı 72 maçta 13 kez ilk 5 başlarken; 9.6 sayı, 5.5 ribaund, 2.6 asist ve 0.9 blok ortalamalarını tutturdu ve All-Star’da Yükselen Yıldızlar arasında yer aldı.
 
Geçen yılın dikkat çeken bir gelişmesi de, çaylak Alperen’in, Efsane Hakeem Olajuwon ile 1’e 1 antrenman yapması oldu. Bu idmana bakınca, Alperen Şengün’ün Houston Rockets için ne kadar önem arz ettiğini görmekteyiz. Antrenman sonrasında Olajuwon’un basın mensuplarına Alperen Şengün hakkındaki açıklaması da bunu pekiştirir nitelikte:
 
“Sonunda beraber çalışabildik ve bu harikaydı. Türkiye’deki koçu onun benim en büyük hayranlarımdan biri olduğunu söylemişti. Bir temeli vardı. Şimdi ise idmanlarla detaylara iniyoruz. Çok genç ve heyecanlı. Öğrenmeyi çok seviyor. Bu da önemli bir özellik. Basketbol artık değişti. Post’ta kalamıyorsunuz. Oyununuzu hem içeride hem dışarıda oynamanız gerek. Onun çok iyi bir kumaşı var, çok yaratıcı bir oyuncu. Rakiplerini kandırıyor, kendine güveniyor. Alperen'in ne kadar esnek ve çevik olduğunu görünce büyülendim. İdmandan önce esneme yaparken bir fotoğrafını çektim ve onun ne kadar esnek olduğunu iyice fark ettim.”
 
Gelelim bu sezona… Hakeem The Dream’in de söylediği gibi, Alperen'in çok iyi bir kumaşı var. Altyapıda Ahmet Gürgen ve ekibinin onu yetiştirme tarzı, oynadığı oyuna yansımış vaziyette. Bazen Shaq, bazen Hakeem, bazen de Arvydas Sabonis esintilerini görüyorsunuz. (Birçok kişi Nikola Jokic dese de bu tarz pivotların atası Arvydas Sabonis) Bu sezon hem fiziksel olarak hem de teknik olarak Alperen Şengün’ün ne kadar geliştiğini görüyorsunuz ve bu rakamlara da yansıyor.
 
All-Star öncesinde, 53 maçın 50’sinde ilk 5 başlayan Alperen, 15.1 sayı, 8.8 ribaund, 3.7 asist ve 1 blok ortalamalarıyla oynadı ve yine All-Star’da Yükselen Yıldızlar arasındaki yerini aldı.

Gerek Houston Rockets’ın gerek biz Türk basketbolseverlerin Alperen Şengün için temennileri, onun daha iyi yerlere gelmesi; Mehmet Okur gibi All-Star seçilip kupa kaldırması, Hidayet Türkoğlu gibi 'En Çok Gelişme Gösteren Oyuncu Ödülü' veya daha da iyi bir bireysel ödül kazanması ve bunları arttırması…
 
Bu arada unutmadan ekleyelim... Alperen Şengün, ülkemizde Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve toplam 11 ilde etkisini gösteren, 40 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği deprem faciası için kendisininkinin yanı sıra Hakeem Olajuwon, takım arkadaşları Jalen Green ile Jabari Smith'in imzalı formalarını açık arttırmaya çıkardı.
 
ALPEREN ŞENGÜN’ÜN
BU SEZON KIRDIĞI REKORLAR

NBA’de üst üste 5+ asist yapan en genç pivot: 7 maç
NBA’de 30 sayı, 10 ribaund ve 5 asist istatistikleri yakalayan en genç pivot: 33 sayı, 15 ribaund, 6 asist ile Shaquille O’Neal’ı geçti.
NBA’de son 5 sezonda, bir devrede %80 isabetle 20 sayı ve 3 blok kaydeden 3 oyuncu: Diğer isimler Giannis Antetokounmpo ve Anthony Davis
NBA tarihinde 1000 sayı ve 200 asiste ulaşan en genç pivot.

YORUMLAR

  • 0 Yorum