Bertan Erman

Bertan Erman


Batı'nın tehlikeli 5'lisi

18 Ekim 2022 - 17:02

Bazen rahatlıkla tahmin edilen, bazen beklenenin dışında olayların yaşandığı NBA’de yepyeni bir heyecan bizleri bekliyor. Tabii ki, her sezon belli başlı takımlar göze çarpıyor. Bazıları yine tahmin edilebilir ama sürpriz diyecek takımlar da var…
 
NBA… İmkânsızların olduğu bir lig. Son yıllarda rakamsal olarak belli eşiklerin aşıldığı basketbol organizasyonu. Kimileri, “Bu iş şova dönüştü” diyor, kimileri de NBA’in gerçek basketbolun olduğunu söylüyor. (Günümüz için) Ancak gerçek şu; NBA, basketbolun zirvesi olmaya devam ediyor ve basketbolseverleri yine heyecanlandırıyor. Özellikle Batı Konferansı’nda bazı takımlar, kurdukları kadrolarla göz kamaştırıyor. Peki, bu sezon Batı’da hangi takımlar dikkat çekiyor?
 
1- HER ZAMANKİ
GOLDEN STATE WARRIORS

 
Son şampiyon Golden State Warriors… Aslında bu takımın oynadığı oyun, oyuncuları hakkında denilecek her şey denildi. Geçen sezon, Final Serisi’nde Boston Celtics’i devirerek tarihlerindeki 7 şampiyonluğunu ilan eden Warriors, Chicago Bulls’u geride bırakarak NBA’in en çok şampiyon olan 3 takım unvanını aldı. Stephen Curry ve Klay Thompson’ın başı çektiği Warriors, tarihin unutulmayacak takımları arasına girdi.
 
Bir de bu takımın üçüncü önemli bir parçası var; Draymond Green. Sezon öncesinde ülkemizi gezen ve Galatasaray NEF ile de antrenmana çıkan Green, aslında Curry ve Thompson kadar olmazsa olmaz bir parça. Ligde Giannis’i, LeBron’u, Anthony Davis’i ve Durant’i tutabilecek bir defansı var. Şut katkısı veriyor.
 
Ancak Draymond Green, geçenlerde, Warriors antrenmanında, takımın yükselen yıldızı Jordan Poole’a bir yumruk attı ve ortalık karıştı. Görüntüler sızdı. Herkes tecrübeli forvetin akıbetini konuşmaya başladı. Golden State Yönetimi, Green’i takımdan göndererek sezon başlamadan büyük bir boşluğa düşmek istemedi. Draymond Green özür diledi ve kulübü tarafından para cezasına çarptırıldı.
 
Bazen bu durumlar farklı yansımalara neden olabiliyor. 1995-1996 sezonu öncesinde de şu an Warriors’ın başantrenörü olan Steve Kerr, Michael Jordan’dan yumruk yemişti. O sezon Bulls, 72 galibiyet ile normal sezon rekoru kırmıştı ve Finaller’de de Seattle’ı geçerek NBA şampiyonu olmuştu. Yani, en iyi kadrolarda büyük sorunlar çıkabilir; ama durum iyi idare edildiği takdirde, sezon sonunda mutlu son gelebilir. Bunu hep birlikte göreceğiz.
 
2- DONCIC VE POTANSİYELLERİ
DALLAS MAVERICKS

 
Dallas’ın potansiyelini anlatmak lazım. Geçen yıl, normal sezon lideri Phoenix Suns’ı geride bıraktılar ve uzun zaman sonra Batı Konferansı Finali’ne kaldılar. Kadro kalitesi, 2011 yılında şampiyon olan kadroya kıyasla bir tık daha düşük; ama belli benzerlikler var. Eskiden Dirk Nowitzki merkezli bir takım vardı. Şimdi ise Luka Doncic merkezli bir takım var ve diğer oyuncular onu destekliyor. Dallas’ı NBA MVP’si Jokic’li Denver Nuggets’tan ayıran özelliği de bu. Nuggets’ta Jokic’i besleyemiyorlar. Mavs’ta Doncic’i her alanda rahatlatacak oyuncular var. Dışarıda Spencer Dinwiddie, Tim Hardaway Jr, Reggie Bullock; forvetlerde Maxi Kleber, Davis Bertans, Dorian Finney-Smith; pota altında Dwight Powell ile yeni transferler Christian Wood ile JaVale McGee… Dallas’ta yine bir süperstar ve onu besleyecek geniş oyuncu havuzu var.
 
Bir de Doncic’in her başarısızlık sonrasında hırsına hırs kattığını, hedefine daha da odaklandığını düşünürsek, bu sezon Dallas Mavericks çok tehlikeli bir takım olacak.
 
3- ÜSTÜNE KOYMAK
MINNESOTA TIMBERWOLVES

 
Hatırlarsanız, 2000’lerin başından 2007’ye kadar bir süreçte, Kevin Garnett önderliğinde bir Minnesota Timberwolves vardı. Özellikle 2003-2004 sezonu, KG’nin yanında Latrell Sprewell, Sam Cassell gibi tecrübelerin olup iyi bir çıkışın yakalandığı ve Batı Konferansı Finalleri’ne kadar uzanan, belki de kulüp tarihinin en iyi sezonuydu. O yıllarda San Antonio Spurs ve Los Angeles Lakers, Batı’yı tekeli altına almışlardı. 2004’te de Wolves’un pivotları Shaq’e karşı direnç gösterecek isimler değildi.
 
2007’de Garnett’in Celtics’e takası sonrasında Minnesota bir daha iddialı olmadı. Ancak geçen sezon Karl-Anthony Towns ve Anthony Edwars’ın başı çektiği takım, play-in’den play-off’a kalmayı başarmış ve ilk turda, geçen sezonun flaş takımlarından Memphis Grizzlies’e ecel terleri döktürmüştü.
 
Bu sezonun en dikkat çeken transferlerden birine Minnesota Timberwolves imza attı; takas yoluyla Utah’ın Fransız devi Rudy Gobert’i kadrosuna kattı. Bu da Wolves’ta ligin dikkat çekecek pota altı ikilisini oluşturdu Towns-Gobert. Bir tarafta şutu olan ve boyalı alanda da hünerlerini gösteren, diğer tarafta savunmasını kanıtlamış bir bölüm sonu canavarı ki bu bölüm sonu canavarı, EuroBasket 2022’de Fransa Milli Takımı’nı, “Ben Rudy Gobert’im ve benim oyunum bu!” diyerek finale taşıdı.
 
Gardlarda da D’Angelo Russell ve takımın geleceği Anthony Edwards’ın da olduğunu eklemeliyiz. Sezon öncesi de iyi neticeler alan Minnesota, NBA’de bu sezonun beklenmedik çıkışını yapabilir.
 
4- SON UMUTLAR
LOS ANGELES LAKERS

 
Geçen yıl Russell Westbrook, Carmelo Anthony gibi transferler sonrasında yaşlılarla herkesi heyecanlandıran ve hatta geçen sezon “Lakers Old Boys” diye kapağa taşıdığımız Los Angeles Lakers, gerek bu takımın asıl tutkalı Anthony Davis’in sakatlık süreci, gerekse takım kimyasının tam uyuşmaması sonuncu bırakın play-off yapmayı, play-In’e bile giremedi.
 
Bir ay sonra 38 yaşına girecek LeBron James, sanki 28 yaşındaymış gibi oynamaya devam ediyor, takımın lideri; ama takım bütünlüğü konusunda soru işaretleri var. Takım da bu sezon biraz daha gençleşti ve bir enerjiye ihtiyaç var. Deyim yerindeyse “Anam Clippers’ta oynasa acımam” diyerek Lakers’a olan bağlılığını dile getiren LeBron James’in hedefi açık ve net. Başarıya her zaman aç olan bu ihtiyar delikanlı, hem ligin marka isimlerinden hem de ligin marka takımlarından birinde oynuyor.
 
Beklentiler doğal olarak şampiyonluk. Sezon öncesinde de iç açıcı bir tablo çizmeyen Lakers, isim ve kadro ile dikkat çekiyor. Fakat Lakers’ta başarı gelecekse tek bir şeyin aksamaması lazım; sağlık. Sağlıklı bir Lakers’ın neler yapabileceğini 2020 yılında gördük çünkü. Ayrıca, birçok isim için şampiyonluk adına son fırsat olabilir…
 
5- TESADÜF DEDİRTMEMEK İÇİN 
MEMPHIS GRIZZLIES

 
Geçen sezon bana soracak olursanız, “NBA’de izlemesi en keyifli takım kimdi?” diye, ben rahatlıkla Memphis Grizzlies derdim. Ja Morant harici oyuncuların hiçbiri bir süperstar potansiyeli taşımıyordu; ama yakaladıkları takım ruhu ile harikalar yaratıyorlardı. Bir bakıma Los Angeles Lakers’ın tam tersi. Bu da onları Batı Konferansı’nı normal sezonda 2. sırada tamamlamalarını sağlamıştı.
 
Bir Underdog hikâyesi yazmaları pek mümkün değildi; karşılarında başarıya aç ve sağlıklı Golden State’in konferans yarı finalinde çıkması, onları bir üst aşamaya taşımalarında büyük engel oldu. Ancak takım olarak yaptıkları iş ve Ja Morant’in performansı asla küçümsenmeyecek kadar iyiydi.
 
Grizzlies için bu sezon, bambaşka bir kanıtlama mücadelesi var. Ja Morant ve arkadaşları, her şeyin geçen sezondan ibaret bir tesadüfün olmadığını göstermek için sahaya çıkacak. Morant’in tecrübelenmesi de ayrı bir faktör. Grizzlies’in aynı basketbol keyfini verip veremeyeceğini ve her şeyin bir tesadüf olup olmadığını, sezon içindeki performansları gösterecek.

YORUMLAR

  • 0 Yorum