Bertan Erman

Bertan Erman


Pasifik ateş çemberi

02 Mayıs 2022 - 12:31

"NBA’de bu sezon alev alan Phoenix Suns ile Golden State Warriors'ın çarpışmasında ne olacağını da kestirmek pek mümkün değil. Ancak şu bir gerçek ki, hem Phoenix hem de Golden State şampiyonluk için ciddi iki aday. Onların Batı Konferansı Finalleri’ndeki karşılaşmaları, bu sezonki NBA Finalleri’nden daha heyecan verici olabilir."
 
Geçen sezon final yaparak büyük bir sürprize imza atan Phoenix Suns, elindeki saha avantajına rağmen sonunu getiremedi ve 1976 ile 1993 yıllarının yanına 2021’i ekledi. Yani üçüncü hüsranı.
 
Bu sezon birçok kişi, Batı’da ve bilhassa Pasifik Grubu’nda işlerin eskiye döneceği, güçlerin çarpışmasının olacağını düşündü. Los Angeles Lakers’a bakınca, kuvvetli ve tecrübeli isimlerin olduğu bu takımın eskisinden daha iyi olacağı beklentisi vardı... Sezon sonunda ise şampiyonluğun bir numaralı adayı gösterilen Lakers'ın play-in'e bile kalamaması birçoklarını sukutuhayale uğrattı.
 
Los Angeles’ın diğer bir takımı olan, Kawhi Leonard ve Paul George’un sırtladığı Los Angeles Clippers da, play-in’de Minnesota ve New Orleans’tan aldığı darbelerle play-off’un dışında kaldı. Sacramento’dan bahsetmiyorum bile. Pasifik’te geriye iki takım kaldı. Ki ikisi de şampiyonluk için bir hayli iddialı.
 
KAVURUCU: PHOENIX SUNS

Çocukluğumdan beri sempati duyduğum bu takımın hiçbir zaman layık olduğu yere ulaşamadığını rahatlıkla söyleyebilirim. İyi olduğu dönemlerde kendilerini çok zorlayacak takımlara karşı diş geçiremediler. 1993 Finalleri’nde Michael Jordan’ın önderliğindeki Bulls’a kaybettiler. 2000’lerde Amar’e Stoudemire ve Steve Nash’in sırtladığı takım da San Antonio Spurs ve Los Angeles Lakers gibi iki mükemmel takımın gölgesinde kaldı. 
 
Geçen sene hiç beklenmedik şekilde finale çıkan bu takım, işin doğrusunu söylemek gerekirse NBA’de gına getiren Golden State ve LeBron James’ten yoksun, değişik, ilgi çeken, sürpriz bir finalin parçası olmayı başardı. Doğrusu, Milwaukee daha pişmiş ve tecrübeli bir takım havasındaydı geçen yılın final ortamında.
 
Kulüp tarihinin 3’te 0 ile artık final hüsranı yaşamak istememesi de net bir gerçek. Sezon başında Lakers ve Warriors’ın ipi göğüslemesini beklediğimiz Batı Konferansı’nda bazı şeylerin değiştiğini bizlere Phoenix Suns gösterdi. 
 
2020’deki Orlando Bubble’da bunun sinyallerini veren Suns, hiçbir şeyin tesadüf olmadığını, geçen seneki finalin yanında bu sezon Batı Konferansı’nı 64 galibiyet alarak 1. sırada tamamlamasıyla gösterdi. İkinci sıradaki Memphis Grizzlies ise 56 galibiyet aldı. Yani aradaki maç farkı 8! Phoenix Suns, Batı Konferansı’ndaki diğer takımlara net bir mesaj veriyor: BENDEN KORKUN!
 
Sezon öncesinde Lakers ve Warriors’ın sıkça konuşulduğu ortamda hiçbir zaman arka plana itilmemesi gereken Suns, yer aldığı Pasifik Grubu’ndaki dört Kaliforniya takımına da, Batı’daki diğer ekiplere de bir kez daha final yapabileceklerine dair sinyal veriyor. İlk turda New Orleans Pelicans ile eşleşen Suns, şu sıralar taraftarlarını daha da heyecanlandırmış vaziyette…
 
DAHA SAĞLIKLI: GOLDEN STATE WARRIROS

Şunu asla unutmamak lazım; Golden State Warriors, 2010’ların ikinci yarısında, NBA’deki oyun anlayışını değiştirdi. Üçlük yağmuru oluşturan Splash Brothers Stephen Curry ve Klay Thompson, başarıya hasret kalan Warriors’a 5 final ve 3 şampiyonluk getirdi. 
 
2019-2020, sakatlıklardan dolayı çok talihsiz bir sezon oldu; play-off dışında kaldılar. Akabinde ise Lakers Batı’da hiç zorlanmadı. Geçen sezon da %100 sağlıklı bir Warriors yoktu. Bunun sonuncunda Lakers play-in’de Warriors engelini son anda aştı. San Francisco ekibi bu durumu tek bir şekilde çözebilirdi; sağlığına kavuşarak.
 
Stephen Curry bu sezon eski günlerindeki gibi inanılmaz işlere imza attı. Çok ciddi sakatlıklarla boğuşan Klay Thompson, sezon içinde sahalara geri döndü. Thompson, görev aldığı 32 normal sezon maçında 20.4 sayı ortalaması tutturarak kendisinin nasıl bir skorer olduğunu herkese bir kez daha hatırlattı. 

Tabii ki Thompson gelene kadar bazı şeylerin yürümesi gerekirdi ve bunu da yeni bir oyuncu kazandırarak; daha doğrusu var olan bir oyuncuyu üst noktalara çıkararak başardı.
Golden State, Milwaukee’nin Bobby Portis’i parlattığı gibi Jordan Poole’u üst seviyelere çıkardı. Poole, Warriors’taki ilk 2 sezonunda bir bench oyuncusu olmanın ötesinde değildi. Çaylak sezonunda 57 maçın 14’ünde ilk 5 başlayan ve 8.8 sayı ortalaması tutturabilen Poole, geçen sezon 51 maçta 7 kez ilk 5 çıktı; maç başına 12 sayı kaydetti.

Ancak bu sezon 22 yaşındaki şutör gard, Mikrodalga lakabının hakkını verecek bir performans çıkardı. 76 normal sezon maçında 51 kez ilk 5 başlayan Poole, 3 sayı yüzdesini %36’nın üzerine çıkardı ve 18.5 sayı ortalaması tutturdu.
 
Burada vurguladığım şey şu; Stephen Curry, Klay Thompson’ın olmadığı süreçte yalnız kalmadı. Bu da Golden State Warriors’ı iyi bir seviyede tuttu. Ayrıca, Thompson’ın dönüşü ile de elindeki skor kaynağı da güçlendi.
 
İŞLER NEREYE GİDER?
 
NBA Play-off’ta Batı Konferansı ilk turu ilginç bir başlangıca sahne oldu. Sezonun flaş takımı, konferans ikincisi Memphis Grizzlies, Minnesota Timberwolves’a ilk maçta kaybetti. 
 
Golden State ise Denver’a kim olduğunu hatırlatan bir seri çıkarıyor. Memphis-Minnesota serisinin yansıttığı durum, Golden State’in Denver’ı elemesi durumunda her ikisini de geçeceği… Yani konferans finalini göreceği…
 
Öbür tarafta Phoenix Suns, New Orleans Pelicans karşısında güle oynaya üst tura çıkacaktır. Karşılarında Utah Jazz veya Dallas Mavericks olacak. Ancak ritmini yakalamış bir Suns karşısında ne Utah ne de Dallas baş edebilir.
 
Bu tabloda, Batı Konferansı Finalleri’nde olası bir Phoenix-Golden State eşleşmesi var. Bana kalırsa en yüksek ihtimal bu; Pasifik Grubu’ndan play-off’a kalan bu iki takım.
NBA’de Pasifik Ateş Çemberi oluşturmuş bu ikilinin çarpışmasında ne olacağını da kestirmek pek mümkün değil. Ancak şu bir gerçek ki, hem Phoenix hem de Golden State şampiyonluk için ciddi iki aday. Onların Batı Konferansı Finalleri’ndeki karşılaşmaları, bu sezonki NBA Finalleri’nden daha heyecan verici olabilir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum