Birsel Vardarlı

Birsel Vardarlı


İnce hesap

10 Ocak 2019 - 13:57 - Güncelleme: 09 Ocak 2022 - 13:59

"Maç boyu büyük mücadeleye sahne olan Sırbistan karşılaşmasının sonucunu, kritik anlarda yaptığımız hatalar belirledi. Karşılaşmanın özellikle 2. uzatmasındaki top kayıpları liderliği de kaybettirdi. Şimdi tüm planlarımız kendimizi en iyi 5 ikinci arasına atmakta..."
 
Sırbistan'daki ilk maçı kaybettikten sonra İstanbul'da konuk ettiğimiz Sırbistan ile çıktığımız liderlik sınavını maalesef kaybettik... İki uzatma da dahil sürekli büyük çekişmeye sahnede olan maçta Olcay ve Tuğçe'nin yokluğunda bizim rotasyondaki sıkıntımız yorgunluğa sebep oldu, kritik anlarda şut seçimindeki yanlışlar ve rakibin tecrübeli isimlerinin insiyatif alması kazananı belirledi.
 
50 dakikalık maça gelirsek... Genel olarak iyi oynadığımız ve iyi de mücadele ettiğimiz maçtı. Sırplara göre daha diri duruyorduk. Tabii ki bunda rakibimizin iki gün önce Litvanya ile oynadığı karşılaşmanın etkisi de vardı.  Sırbistan'da Sonja Vasic ve Yvonne Anderson'u oldukça diri gördüğümü söyleyebilirim. 
 
Ay yıldızlılarımız için ilk bakışta şunu söyleyebilirim. Boş atışlarda isabetsizlik ve ribaundlarda 9 geride kalmamız karşılaşmanın seyrini önemli ölçüde etkiledi... Gelin oyuncularımız ve takımımızın maçtaki performansına geçelim. 
 
Pelin takımı çok iyi idare ettiği. Olcay'ın olmadığı maçta bayağı sorumluluk aldı ve attığı sayılar değerliydi. Bazı kritik atışlarda isabetsizliği ve 5 top kaybını -ki ikisi elden- ise yorgunluğuna bağlayabiliriz. 
 
Sık sık ismini duyduğum 99'lu oyuncu Meltem'i ilk kez izledim. Meltemi beğendiğimi söyleyebilirim. Sahada sırıtmayan genç oyuncu aldığı 8 ribaund ile öne çıktı. Tilbe - Meltem - Q (Quanitra Hollingsworth) üçlemesinde eksik kaldığımız uzun rotasyonunda bu katkı değerliydi.
 
Uzunlardan bahsetmişken Tilbe'ye gelirsek... 35 dakika sahada kaldı, maça iyi de başladı, başarılı şutları oldu ama bomboş atışlarda kritik sayılar kaçırdı. Tilbe için 3 ribaundun da az olduğunu söylememiz gerekiyor.
 
Baktığımız zaman 45 dakika sahada kalan Q iyi bir maç çıkardı. Bir takımda oynamamasına rağmen sahada sırıtmadı. Topla az buluşmasına karşın da 16 sayı attı. Belki pota altına daha çok top indirip, Q'yu topla buluşturabilsek daha faydalı olabilirdi.
 
Rakip maç boyu 56 ikilik denemesi yaparken, bizim 24'te kalmamız oldukça düşündürücü... Maç boyu bizden 8 top fazla oynamaları, hızlı hücumları ile sonuca gitmeleri Sırpları bir adım öne çıkardı. Onların geçiş hücumlarını durduramadık ve
41'de 13 gibi üçlük denemesini de ekleyince bizim için iyi bir tablo çıkmadı ortaya...
 
Işıl'ın sahada olması çok değerli... 44 dakika sahada kalan Işıl, pick&roll'ü iyi oynayan tek oyuncumuzdu. Onun yalnız kaldığını düşünüyorum. Onun yarattığı hücumlarda, top onun elindeyken bulduğu boş atışlarla maça tutunduk. Birkaç kritik top ile maçın kopmamasını sağlayan tecrübeli oyuncumuz, elinden geleni yaptı.
 
Burada Gizem'e de bir parantez açmak isterim. Gizem aslında geçen sene Mersin'de oynanan Litvanya maçında çıkış göstermişti. Belki kadroya erken yaşta dahil olmadı; ama o kendini geliştirdi ve o maça ilk 5 çıktı... Sırbistan maçında az süre aldı; ama buna rağmen 7 asist yapmış olması önemli katkıydı.

3 kısa başladığımız ve bu şekilde oynadığımız anlarda Vasic'e çare bulamadık. 4. periyotta pozisyon zone'a döndük ve onların 2-3 defa boş dönmesi ile maçı uzatmaya taşıdık.
 
Brooks belki de yorgunluğun etkisi ile maçın genelinde çok boş atış kaçırdı. İyi bir oyuncu olan Brooks bu boş atışlarına rağmen Anderson ile beraber etkili oynadı. Maç sonu da 15 sayıyı bulmayı başardı, yani final anlarını iyi oynadığını söyleyebiliriz.
 
İlk uzatma oynanırken, içimden 'Sırbistan'da bir şeyler yapsa yapsa Anderson yapar' diye geçiriyordum. Maalesef de öyle oldu. Birkaç top çaldı, turnike attı, birebir de etkili oldu ve uzatmalarda takımını ayakta tutan isimdi.
 
2. uzatmada ise milliler çok boş dönünce, mağlubiyet kaçınılmaz oldu. Ve şimdi daha ince hesaplar yapılmaya başlandı.

Evet liderliği maalesef kaybettik, Litvanya'yı Mersin'deki ilk maçta rahat yenmiştik. Şimdi 2021'in şubatında onları tekrar yenersek en iyi 5 ikinci içerisine girmemiz gerekiyor. Umarım bu hedefimizi gerçekleştirip 2021 EuroBasket'te yer alırız.
 
Bu arada çok soru soruluyor, maçı izlerken sahada olmak ister miydin diye? Bu satırlar aracılığıyla yanıt vereyim, genelde Fenerbahçe maçlarını salondan izlerken, bunu düşünmedim değil. Ama Covid -19 yüzünden salonlardan biraz uzak kaldığım için Sırbistan maçını izlerken bu düşünce aklımdan geçmedi.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum