Tamer Oyguç

Tamer Oyguç


Eşiği yine geçemedik

04 Temmuz 2021 - 11:39

"Olimpiyat elemelerine götürdüğümüz son yılların belki de en iyi, en geniş ve en genç kadrosu olmasına rağmen vizeyi alamadık. Ve Yunanistan karşısında bir kere daha gördük ki, maç kağıt üzerinde değil mücadele ile sahada kazanılıyor."
  
Tokyo Olimpiyat Oyunları elemelerinde ilk iki maçta Uruguay ve Çekya'yı rahat yenen A Milli Basketbol Takımımız, Yunanistan karşısında da mücadeleye çok hızlı bir başlangıç yaptı.
 
Tüm takım özellikle savunmaya çok konsantreydik. Organize olan Doğuş ve Cedi savunmanın ön tarafında yaptıkları baskı ile rakibin oyun kurucuları Sloukas ve Calathes'e göz açtırmadı. Furkan ve Alperen hücumda ağırlıklarını koydu ve 22-8'lik skorla ilk periyodu geçtik.
 
Ancak ikinci çeyreğe kötü başladık... Larentzakis'in basket faul üçlüğü de adeta, kötü sonun başlangıcı gibiydi. 14/3 üçlük yüzdesi ve Kavvadas'ın içeride yaptığı caydırıcı savunma, hücumdaki hızımızı kesti ve sadece 12 sayı bulurken 19 sayı yedik.
 
Takımca üçüncü periyot başladığında kötü oyun devam ediyordu; ama o sırada rakipte Calathes  Larentzakis ve Sloukas bu periyoda ağırlıklarını iyice koymaya başladı... İçeride de Kavvadas’ın sertliği ve Papagiannis’in caydırıcılığı bizi dış şutlara yöneltti.
 
Larkin ve Berk’in sakatlığında ilk iki maçta sayı katkısı yüksek olan Cedi, Yunanistan karşısında top getirmek zorunda kaldı. Hem hücum hem savunma beklentimiz onu oyundan düşürdü, ilk iki maçta gördüğümüz o hırslı ve istekli Cedi’den eser yoktu. Süre içinde savunmanın ön tarafı delinmeye, direncimiz rotasyonlarla bozulmaya başladı,
 
Orhun Ene sert savunmayı devam ettirmek için -sürekli eleştirilen- çok oyuncu değiştirmesi ve istediği beşi oturtamaması gibi nedenlerle 10-0'lık seri ile geri düştük.
 
Son periyotta Calathes bir maestro gibi takımı müthiş organize etmeye başladı... Gerek hızlı hücumlarda, gerek setlerde saha içi yerleşimini çok iyi organize etti. O sırada oyuna giren Furkan'ın üst üste üçlükleri, 3. periyotta açılan farkı biraz kapatsa da rakip çoktan ivmeyi almıştı ve maç sona erdiğinde 18 sayılık fark yedik: 81-63.
 
Eleştirecek konular olmasına rağmen; en çok kafamı kurcalayan maça müthiş başlayan Furkan’ın sayı bulamadığımız anlarda kenarda oturmasıydı.
 
Bir arada antrenman yapamamasına rağmen bireysel anlamda yıldız oyuncular ile gittiğimiz turnuvada Olimpiyat'a ilk defa bu kadar yakındık. Finalde Çekya karşısında çok rahat bir oyun ile kazanmıştık. Aynı Çekya NBA yıldızlarının olduğu Kanada’yı uzatmalarda yendiği için, Olimpiyat'a kalmak adına önümüzde hiçbir engelimiz kalmamıştı.
 
'O gelmedi, bu bıraktı şanslıyız' diye hepimizin küçük gördüğü Yunanistan, maçı 20 sayılık fark olunca da bırakmadı... Maç sonuna 8 dakika varken, bizim yaptığımız gibi organize olmadan erken atışlara gitmediler. Yunanlar maçın sonuna kadar mücadele etti ve her pozisyonu boş şut bulana kadar, yani sonuna kadar oynadı. Ve maçı söke söke elimizden aldılar.
 
Turnuvaya götürdüğümüz belki de son yılların en iyi, en geniş ve en genç kadrosu olmasına rağmen vizeyi alamadık. Ve bir kere daha gördük ki, maç kağıt üzerinde değil mücadele ile sahada kazanılıyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum