Beyaz karga

ÜNAL ÖZÜAK
 
Kupakolik ekselansları diye Obradovic'e haklı methiyeler düzerken 'bizden böyle bir koç neden çıkmaz?' diye hayıflandığımı hatırlarım. Ataman bu beklentimi sonlandırdı. Çılgın mısın? Ne yapıyorsun dedik? Eline zeytin dalını aldı. Gitti Komşu'da gönüllüleri fethetti. Tam anlamı ile ÇILGIN TÜRK ERGİN ATAMAN.
 
Ayrıca bu ne bir ilk ne de son  olacak...  Olamayacak gibi görüneni yapmaya bayılır. Günlerden bir gün aklına esti kalktı gitti İtalyanların bile unuttuğu Montepachi Siena'yı 2002’de oradaki ikinci yılında FİBA Saporta Kupası şampiyonu yaptı... Orada kaptı zaten, ikinciliği katiyen kabul etmeyen PALİO RUHUNU.
 
Bu öyle tuz ruhuna filan benzemez bakın anlatayım; Palio di Siena’ya Ülkerspor - Siena maçı vesilesiyle gittim yerinde seyrettim. Yılda 2 kez düzenlenen otantik festival. İlki 2 Temmuz’da ikincisi ise 16 Ağustos'ta yapılıyor. Festival sadece 90 saniye süren bir at yarışı aslında. Atlara eyersiz biniliyor. Yarış öncesinde günlerce eğlenceler ve renkli gösteriler yapılıyor.
 
Özgün tarihi hâliyle dönemin kostümleri içerisine canlandırma şeklinde gerçekleştirilen Palio di Siena Festivali Ortaçağ’dan beri tam 700 yıldır yapılıyor. Ödülü ufak bir bayrak. Ama bunun büyük bir anlamı var. Meryem Ana'ya ithaf edilmiş... 
 
Ortaçağ’ın en güzel meydanlarından olan Siena o güne mahsus özel kum kaplanarak oynanır. Halk sarayının önündeki Piazza del Campo Meydanı'nı hıncahınç doldurur. Yarışmanın tek kuralı vardır; oda diğer jokeyin atının gemlerini tutmamaktır. Onun dışında bir gece önceden atı ve jokeyi kaçırabilir, jokeyi satın alabilir ya da doping yapabilirsiniz. Makyevelist koşullarda yapılan bu yarışta “Önemli olan yarışı kazanmaktır!" 
 
Birinci dışındaki atlar arabaya koşulur… Her yarışın tek galibi pek çok mağlubu olduğu gerçeğini, şerefli mağlubiyetin lafügüzaf olduğunu bu meydanda iliklerine kadar hissetti yapısı gereği beyaz karga olan Ataman! Neden beyaz kargadır onu da anlatayım… 'Albino' olarak adlandırılan ve ender rastlanan tüyleriyle beyaz karga, siyah kargalar tarafından kabul edilmeyince tek başına kalır...
 
Beyaz karga, Rusça'da çok özel bir deyim, bir sembol. Yetenekli, farklı, aykırı, benzersiz, dikkat çeken insanları tanımlamak için kullanılıyor. Yunan mitolojisine göre eskiden kargalar beyazmış. Ama bir gün bir tanesi Tanrılardan birine karısının onu aldattığı haberini getirince tanrı bu kötü haberi getirdiği için kargaya kızmış ve bütün kargo soyunu lanetlemiş. Bu yüzden bütün kargaların siyah olduğu söylenir. 
 
Sovyet balet Rudolf Nureyev’in hayatını konu alan film de 'beyaz karga’nın onun aykırı kişiliğini sembolize etmek için Nureyev’e takılan bir lakap olduğunu görmüştük.. Bu ifade; hareketleri, görünümü, düşünceleri farklı bir kişi anlamındadır. Uyumsuz kişiliğini sembolize ediyormuş bu imge. Filmde sunulan Nureyev, kimseyi sevmeyen, kimseye minnet duymayan, son derece bencil ve kaba biri. Bütün sevimsizliği, sevgisizliğiyle bu büyük narsisist, oportünist yine de bale hiyerarşisinde Kirov ve tabii ki Bolşoy Baleleri'ne kadar yükseliyor. 
 
Filmde Nureyev o kadar sevimsiz ki onun karşısında olduğu her şeye sempati duyabilirsiniz. Teşbihte hata olmaz. Günahım boynuma. Film başlar başlamaz “Aaa bu bizim Gergin!” dedim. 
 
Buraya kadar beyaz karga benzetmesiyle Ergin Ataman’ın anti kahraman karakterini övüyorum. Yavruları arasında gördüğü albino beyaz kargayı annesi yer. Bu denli acımasızdır doğa kanunları, aykırı nesneler karşısında... 
 
Bütün koçlar gibi o da bir performans sanatçısıdır. Bildiğimiz 'artist' yani. Takımı motive etmek, konsantre etmek için bildiği bütün duygu yoğunlaşmalarını, gerilim yaratmalarını kullanır. 
 
Kendi oyuncuları dahil oyunu ilgilendiren herkesin sinir uçlarıyla oynar. Koçların bir pozisyona dehşetle itirazı hakemin o düdüğünü düzeltmek için değil, bir sonra ki pozisyon avantajını kapmak içindir. 
 
Değişik kafa yapısına sahip, haksızlık karşında boyun eğmez Ataman’da kariyeri boyunca çok horlanmıştır. İçeride ve dışarıda büyük başarılara imza atarken; büyük uğraşlar, ondan haz etmeyenlerin lobisiyle savaşlar vermiştir. Mesela Siena’da aynen bu sene olduğu gibi, sıfırdan takımı inşaa etmiş, İtalyan parke mafyozalarını alt ederek şampiyonluklar yaşamıştır. 
 
Milli takımlarımızın başında her şeyler güzel giderken 'doğruları konuştuğu için' kendini Turgay Demirel’e beğendirememiş, yolu kesilmiştir. Ama su yolu bulmuşsun yolunu bulur misali beyaz karga Ataman, şahinlerle mücadele ederek zirveye tırmanmıştır. 
 
2002 FIBA Saporta Kupası (Montepaschi Siena), 2012 EuroChallange (Beşiktaş), 2016 EuroCup (Galatasaray), 2021 ve 2022, EuroLeague (Anadolu Efes) kupalarını koltuk altına sıkıştıran Ergin Ataman aynı zamanda Dusan Ivkovic ile Aito Garcia Reneses ile birlikte Avrupa'nın dört farklı kupasını da kazanan üçüncü koçtur.
 
İftiharımız Ataman Panathinaikos’u 13 yıldır hasret kaldığı EuroLeague Kupası'na, finalde Real Madrid’i yenerek, hem de 14 sayı geriden gelip rakibini sahadan silerek kavuşturdu… Panathinaikos’a, Obradovic’li efsane döneminde kazandığı 6 kupanın ardından 7’ncisini hem de ilk yılında kazandıran Ergin Ataman, Anadolu Efes’le bu kupayı kazanan ilk koç olduktan sonra yabancı bir takımın başında da 'EuroLeague  Kupası’nı kaldırarak yine tarihe geçmeyi başarırken TARİHİ YAZDI ASLINDA.