Levent Leventci

Levent Leventci


Yeniden vitrine D-Rose

14 Aralık 2018 - 11:50

"3 Mayıs 2011, NBA tarihinin özel günlerinden biri. Jordan dönemi sonrası Bulls’un ilk defa 60 galibiyet sınırını geçmesini sağlayan ve takımını NBA genelinde normal sezonunun lideri yapan Derrick Rose, yaklaşık 22 yıl 6 aylıkken NBA tarihinin en genç MVP’si oldu. Ancak bu heyecan verici hikâye, yıllar içinde bir trajediye dönüşmüştü. Yaşadığı bunca sakatlığa ve mental soruna rağmen Rose, sınırlarını bilen farklı bir oyuncu olarak yeniden vitrine çıkmaya çalışıyor."
 
Harika geçen 2010/2011 MVP sezonu sonrası Doğu Konferansı final serisinde Miami Heat’e elenen D-Rose için asıl yıkım, lokavt sebebiyle kısa süren 2011/2012 sezonunda yaşandı. NBA’deki ilk 3 sezonunda toplamda sadece 5 maç kaçıran atletik yıldız Rose, 66 maç üzerinden oynanan 2011/2012 sezonunda sakatlıklar sebebiyle 27 maçta oynamadı. 
Bulls, Rose’un sakatlıklarına rağmen 66 maçta 50 galibiyet alarak NBA zirvesini Spurs ile paylaşmayı başardı. Ancak play-off'larda Bulls’un Sixers karşısında oynadığı ilk maçta Rose’un sol diz ön çapraz bağlarını yırtması, hem Rose’un hem de Bulls organizasyonunun yakın tarihini değiştirdi.

NBA’deki ilk 4 sezonunda inanılmaz bir atletizm, hız ve çeviklikle oynayan Rose’un vücudu, 4 sezonun sonunda ciddi anlamda yıprandı.

Günümüzde yüksek tempolu NBA basketbolunda Westbrook’un yaptıklarının benzerini, çok daha düşük tempolu ve daha fazla temasla oynanan dönemde yapıyordu D-Rose. Ancak Rose’un genç vücudu bile bu yoğunluğu bir noktada kaldıramadı. Geri dönmek için çok motive biçimde çalışmasına ve herkesin desteğini arkasına almasına karşın Rose, tekrar eden diz sakatlıkları sebebiyle ortalama üstü istatistiklerine rağmen verimsiz bir oyuncuya dönüştü ve bir daha asla aynı seviyede parkeyi domine edemedi.

Rose, 8 sezonluk harika Chicago Bulls kariyerine MVP ve yılın çaylağı ödüllerinin yanı sıra 3 defa All Star seçilme ve 1 defa NBA’de yılın en iyi beşine/yılın en iyi çaylak beşine seçilme başarılarını ekledi.

2016/2017 sezonunda New York Knicks’e imza atan Rose, kariyerinde yeni bir sayfa açtı ancak işler istediği gibi gitmedi. Medyası, kadrosu, taraftar yapısıyla her daim içinde kaosu içinde barındıran Knicks, hem mental, hem de oyun olarak düşüşte olan Rose’a yardımcı olamadı. Rose, 9 Ocak 2017’de Knicks’in Pelicans’a karşı oynayacağı maç öncesi ailevi sebeplerden ötürü kimseye haber vermeden ortadan kayboldu. Bu olay üstüne bazı Knicks oyuncuları, Rose’un durumundan endişe ettiklerini belirtti. Rose’un 1 sezonluk Knicks macerasına dair en çok hatırlanan olay kesinlikle bu oldu.

Yüzük kazanmak için iddialı takımlara imza atma furyasına 2017 yazında Rose da katıldı. LeBron’un yanına Cavs’a giden Rose, burada da sıkıntılarla boğuştu. Yaşadığı bilek sakatlığının etkisiyle iyice düşen Rose, Utah’a takas edildi. Utah, Rose’u bir maç bile oynatmadan serbest bıraktı. 

Sezonun sonlarında Chicago’dan koçu Thibodeau ve takım arkadaşları Jimmy Butler/Taj Gibson ile birlikte Minnesota’da oynamak, Rose’a iyi geldi. Özellikle play-off döneminde iyi katkı verdi Rose. Minny’nin Butler kriziyle sallandığı dönemde Rose, takımı taşıyan isimdi. 2011/2012 sezonundan beri ilk defa yaklaşık 20 sayı ortalaması tutturan Rose, zamanında Kidd ve Carter’ın yaşadığı değişimin ufak çaplı halini geçiriyor. Eskisinden uzak olsa bile hâlâ NBA standardlarına göre iyi bir hız/atletizm/çeviklik bütününe sahip olan Rose, özellikle topsuz oyunda ve dış atışlarda kendini geliştirmeyi başardı. Yaklaşık %45 ile üçlük atan Rose, bu alanda kariyerinin en iyi sezonunu geçiriyor.

31 Ekim’de ligin en iyi savunma takımlarından biri olan Utah’a karşı harika bir maç sonu performansıyla 50 sayı atarak NBA’deki sayı rekorunu kıran Rose, maç sonunda gözyaşlarına hâkim olamadı ve bu performansı taraftarlar için sergilediğini belirtti. Yaşadığı bunca talihsizliğin sonunda kariyerini en üst seviyede devam ettirmesi bile tarihi bir olay olan 30 yaşındaki yıldız guard, artık sınırlarını çok iyi biliyor ve bu sezon NBA’de Yılın En İyi 6 Adamı seçilmeyi hedefliyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum