Levent Leventci

Levent Leventci


Yeni düzen

10 Ağustos 2019 - 10:18 - Güncelleme: 10 Ağustos 2022 - 10:45

Avrupa basketbol tarihinin en ilginç transfer dönemlerinden birisine tanıklık ediyoruz. NBA’den dönen büyük isimler, EuroLeague içinde yaşanan flaş transferler… THY EuroLeague’de dengelerin değiştiğini ve kartların yeniden dağıtıldığını söylemek yanlış olmaz. Bu yeni düzende altı takım, kadro kaliteleri, alışkanlıkları, teknik ekipleri ve organizasyonlarıyla öne çıkıyor...

AVRUPA’NIN KALBi

"Geride bıraktığımız sezonda Anadolu Efes ile Fenerbahçe Beko, hem THY EuroLeague’de en iyi dört takım arasına girerek, hem de ligde 7 maçlık final serisine imza atarak İstanbul’u Avrupa basketbolunun kalbi hâline getirmeyi başarmıştı. Gelecek sezon da bu kalp, yine İstanbul’da atacak gibi..."

Fenerbahçe Beko, Avrupa’da transfer döneminin en hareketli takımlarından biriydi. Geride bıraktığımız sezonda yaşanan sakatlıkların da etkisiyle kadrosunda önemli değişiklikler yapması beklenen sarı lacivertliler; Marko Guduric ve Nicolo Melli’yi NBA’e kaptırmasına
rağmen; Nando De Colo ve Derrick Williams gibi iki önemli yıldızı kadrosuna katarak gücüne güç katmayı başardı.

Ayrıca Leo Westermann hamlesi, Fransız guard’ın Obradovic sistemine uygun fiziği ve oyun tarzı düşünüldüğünde Fenerbahçe Beko’nun elini rahatlatacak bir hamle olarak göze çarpıyor. Berkay Candan takviyesi ise daha çok yerel lig maçları için yapılmış gibi duruyor.

Anadolu Efes cephesi, dış transfer anlamında fazla aktif bir dönem geçirmiyor. Tarihi bir sezonu geride bırakan Anadolu Efes’in ilk önceliği, birbiriyle uyumlu olan çekirdeği korumaktı. Bu doğrultuda mükemmel bir iş yapan Anadolu Efes, çekirdek kadroyu tamamen korumayı başardı.

Valencia’nın yolunu tutan Motum’un yerini CSKA Moskova’yla THY EuroLeague şampiyonluğu yaşayan Birleşik Amerikalı uzun forvet Alec Peters ile dolduran Efes, bu pozisyonda seviye atladı. Potansiyel olarak Motum’dan daha üst düzey bir oyuncu olan Peters, istikrarlı dış şut katkısı sayesinde Ergin Ataman’ın seviye atlattığı dört numaralardan birine dönüşebilir.

Oyun zekâsıyla her daim fark yaratabilen Tolga Geçim’in transferi, Efes’i tüm kulvarlarda rahatlatacağa benziyor. THY EuroLeague şampiyonluğuna aday en önemli takımların arasında olan temsilcilerimiz içinde Fenerbahçe Beko’nun daha şanslı olduğunu vurgulamak lazım.

Bilhassa De Colo ve Derrick Williams gibi iki çok üst düzey yeteneğin, hücumda fark yaratan oyuncunun Fenerbahçe’ye imza atması, Zeljko Obradovic’in elini çok rahatlatacak. Özellikle De Colo’nun elit seviyedeki deliciliği, Fenerbahçe’nin geçen sezon problemini çektiği önemli bir soruna derman olacak.

Obradovic, Bogdan Bogdanovic’in ayrılığının ardından ilk defa bu kadar üst düzey bir kısa oyuncuyla çalışacak. İstikrar abidesi Melli’nin yeri kolay dolmayacak olsa bile Fenerbahçe’nin geçen sezonun çok önünde olacağını iddia edebiliriz. Williams, Melli’yle çok değişik tarza sahip olmasına rağmen fark yaratan bir oyuncu.

Rolleri kusursuz dağıtma, takım kimyası yaratma gibi konularda farkını yıllardır sergileyen Obradovic, potansiyeli bir hayli yüksek olan bu kadroyu EuroLeague şampiyonluğuna taşıyabilir.

Anadolu Efes cephesinde geride bıraktığımız sezondan kalan alışkanlıkların süreceğini söyleyebiliriz. Larkin'in liderliğinde tempolu oynamayan çalışan, Micic’in kendini biraz daha geliştirdiği, Moerman/Dunston ikilisinin son ana kadar savaştığı bir Efes göreceğiz. Ergin Ataman önderliğinde birbiriyle oynamaktan keyif alan, sezon içinde gelişime açık, rolleri çok iyi oturmuş kadrosuyla kesinlikle THY EuroLeague şampiyonluğu için önde gelen favoriler arasında yer alacak Anadolu Efes.

Bu iki temsilcimizin hem Avrupa'daki rakiplerine, hem de birbirlerine karşı olan rekabetleri; gelecek sezon yine çok konuşulacak ve yakından takip edilecek. Rakipler için THY EuroLeague’deki en zorlu deplasmanın İstanbul olacağını kestirmek zor değil.

YENİ SÜPER GÜÇ

"Nikola Mirotic'i 3 yıl için 26 milyon Euro'luk sözleşmeyle renklerine bağlayarak, yılın en büyük olayına imza atan Barcelona Lassa, evlat statüsündeki Alex Abrines, delici skorer Higgins ve Saras'ın parlayan yıldızı Brandon Davies'i alarak EuroLeague'in dengesini değiştirdi."

2010’un başlarında İspanyol basketbolunun Avrupa’daki en başarılı temsilcisi ve EuroLeague'de Final Four'un gediklisi olan Barcelona, son yıllarda ezeli rakibi Real Madrid’in bir hayli gerisine düştü. Real Madrid’in iki kez EuroLeague şampiyonu olduğu son beş sezonda bir kez bile Final Four’a kalamayan Barca, bu yaz Avrupa basketbol tarihinin en etkileyici transfer operasyonlarından birine imza attı.

Yüklü bir kontratla NBA’de kalmasına kesin gözüyle bakılan 28 yaşındaki Karadağ doğumlu İspanyol vatandaşı Nikola Mirotic’i kadrosuna katan Barcelona Lassa, tüm basketbol camiasını şaşkına çevirdi. Barca’nın, 2012 yılında Real Madrid oyuncusuyken asla Barcelona forması giymeyeceğini söyleyen Nikola Mirotic’e üç yıl için yaklaşık 26 milyon
Euro brüt ücret ödeyeceği iddia ediliyor. Ayrıca dördüncü yıl için sözleşmede opsiyon var.

NBA öncesi Real Madrid formasıyla Avrupa’nın en özel oyuncularından biri olan ve birçok bireysel ödül kazanan Mirotic, yıldız olduğu Yaşlı Kıta'ya geri döndü. Barcelona Lassa’nın tek çarpıcı transferi Nikola Mirotic değil. Barcelona için ‘evlat’ statüsünde olan Alex Abrines, NBA’den eski kulübüne geri döndü. Abrines’in varlığı, Barca’ya önemli güç katacak.

EuroLeague içinden de önemli transferlere imza atan Barcelona Lassa, CSKA Moskova’dan ayrılan delici skorer Cory Higgins’i ve Zalgiris Kaunas formasıyla Jasikevicius’un sisteminde parlayan yıldız pivot Brandon Davies’i kadrosuna kattı.

İç transferde Heurtel ve Hanga’ya imza attıran Barca, sadece bir yaz döneminde Avrupa’nın en önemli süper güçlerinden birine dönüşmeyi başardı. Sırp efsane Svetislav Pesic yönetimindeki Barcelona Lassa için tek soru işareti şu an için Heurtel/Pangos ikilisinden oluşan oyun kurucu rotasyonu.

Real Madrid ve İspanya Milli Takımı’ndan takım arkadaşı Mirotic’in Avrupa’ya dönüşü hakkında konuşan Sergio Llull, ‘’Hepimiz şaşırdık çünkü yazın en büyük haberi bu. Gelecek sezon karşılaşacağımız zorluklara bir yenisi daha eklendi’’ dedi. Llull, dediklerinde çok haklı. Barca, gelecek sezon herkes için çok zorlu bir rakip olacak.

EFSANE GERİ DÖNDÜ!

"Avrupa basketbol tarihinin en başarılı koçları arasında gösterilen, koleksiyonunda dört EuroLeague şampiyonluğu bulunan İtalyan efsane Ettore Messina, Olimpia Milano sayesinde doğduğu topraklara, yani İtalya'ya döndü..."

İtalyan efsane Ettore Messina, kısa vadede kolay gözükmese de 5. EuroLeague şampiyonluğu için Olimpia Milano'nun yolunu tuttu. İtalyan deviyle üç yıllık sözleşme imzalayan Ettore Messina, başantrenörlüğün yanı sıra; ilk kez çalışacağı Olimpia Milano’nun basketbol operasyonları başkanlığı görevini de yürütecek.

Messina’nın gelişi, son yıllarda harcanan para/elde edilen başarı denkleminde Avrupa’nın en başarısız takımlarından biri olan Olimpia Milano için mükemmel bir gelişme. Messina yönetimindeki Milano’nun rolleri oturmuş, birbirinin açıklarını kapatmaya çalışan, disiplinli bir
kadro yaratacağı ya da eldeki kadroyu bu yöne çekeceği aşikar.

Ancak ilk sezon özelinde Messina’nın işi hiç kolay değil. Zeljko Obradovic’in Fenerbahçe’deki ilk sezonuna benzer bir durumda aslında Messina. Sözleşmeleri süren Mike James ve James Nunnally'nin durumları belirsiz. Ayrıca geçen sezondan sözleşmeleri devam eden başka oyuncular var. Messina'nın tam anlamıyla kafasındaki kadroyu kurması zor olacak gibi. Eldekileri, yeni kuracağı sisteme adapte etmeli ancak bu iş pek kolay değil.

Milano’nun geçen senelere göre çok daha rekabetçi olacağı, Ettore Messina’nın THY EuroLeague’in marka değerini arttıracağı kolaylıkla söylenebilir. Fakat İtalyan ekibi
için adım adım ilerlemek en doğrusu.

Kısa vadeli hedef, en son 2014 yılında ulaşılan Top 8 seviyesine ulaşmak olmalı. Messina’nın uzun vadede Milano’yu Final Four’a taşıyacağını öngörmek, şaşkınlık yaratacak bir tahmin değil.

Ayrıca İtalya basketbolunda ayağa kalkan bir Virtus Bologna gerçeği var. Ettore Messina’nın eski takımı olan Virtus Bologna, şu an Sasa Djordjevic’in koçluğu ve Sırp yıldız Milos Teodosic’in liderliğinde Olimpia Milano’ya meydan okumak için gün sayıyor. Messina; takımını THY EuroLeague’de en azından Top 8’e taşımaya çalışırken, İtalya Ligi şampiyonluğu apoletini Milano’ya getirmek zorunda. Messina’yı ve bizleri keyifli bir sezon bekliyor.

CSKA DEĞİŞTİ REAL AYNI REAL

"Gelelim Fenerbahçe Beko ile birlikte son yıllarda Final Four'un abonelerinden Real Madrid ve CSKA Moskova'ya... İşleyen yapısını bozmayan Real Madrid’e karşın son EuroLeague Şampiyonu CSKA Moskova’da köklü değişiklikler yaşanıyor."

Real Madrid ile başlayalım... Artık 34 yaşına gelen Meksikalı yıldız Gustavo Ayon yerine modern basketbola tam uyan, geride bıraktığımız sezonda Khimki Moskova formasıyla etkileyici performanslar sergileyen Jordan Mickey’i kadrosuna katan Real Madrid; guard konusundaki açığını İspanya Ligi ACB’de Joventut Badalona formasıyla MVP seçilen Nico Laprovittola transferiyle doldurdu.

Kadronun çok büyük bölümünü aynı şekilde tutmayı tercih eden eflatun beyazlılar, Mickey ve Laprovittola’dan beklediğini alması durumunda geçen sezondan daha sağlam bir takım olacak. Özellikle Arjantinli guard Laprovittola’nın sergileyeceği performans, Real Madrid
için belirleyici olacak. Madrid temsilcisi için genelde Arjantinli oyuncular büyük fark yaratıyor.

Takımdaki diğer Arjantinli Campazzo ve Real formasıyla EuroLeague şampiyonluğu yaşayan Nocioni, bu konudaki en önemli örneklerden. Mickey’nin Real Madrid için yaşlanan Ayon’dan daha iyi bir alternatif olacağının altını çizmek lazım.

Son şampiyon CSKA Moskova’da büyük değişiklikler yaşanıyor. Sergio Rodriguez, Nando De Colo, Cory Higgins gibi üç büyük yıldız takımdan ayrıldı. Strelnieks ve Hilliard gibi rol oyuncularını kısa rotasyonuna ekleyen CSKA Moskova, yıllardır sürdürdüğü kısa oyuncu
temelli oyun yapısını değiştireceğinin sinyallerini veriyor.

İki fizikli uzun Johannes Voigtmann ve Kosta Koufos’un transfer edilmesi, Rus ekibinin keskin bir değişimin içinde olduğunu gösteriyor. Müthiş bir sezonu geride bırakan CSKA Moskova’nın önünde ilginç bir dönem var. Kısa temelli oyun felsefesinden daha geleneksel olan uzun temelli oyun felsefesine geçişin olumlu veya olumsuz olmasını, Dimitris Itoudis’in antrenörlük hünerleri şekillendirecek.

 

YORUMLAR

  • 0 Yorum