Burçin Badem

Burçin Badem


Ayrılık da sevdaya dâhil

05 Temmuz 2023 - 13:52

Kuşkusuz Aydın Örs’ten sonra Anadolu Efes efsanelerinden biri olarak anılacak olan Ergin Ataman EuroLeague hedefinden kopunca onun vedasını burukluktan biraz olsa kurtaracak tek dayanak Türkiye Sigorta Basketbol Süper Ligi Şampiyonluk kupasıydı. Ki Efes vedayı bu şampiyonluk ile yaptı...

Her şeyin bir ömrü var. Bunlardan en acımasız olanı spor ve koçluk… Yetkinin göreceli ve sorumluluğun %100 olduğu bir meslek dalı. Ergin Ataman, Anadolu Efes’te görev aldığı son 5 yılda yaptıkları ve yarattığı değişim ortada. Sev ya da sevme ama büyük saygıyı hak ediyor.

Şimdi final serisine dönelim ve Pınar Karşıyaka tarafından başlayalım… Öncelikle şunun altını çizeyim ki özellikle Türkiye Ligi maçlarını seyrederken takım tutmam, inanın içimden gelmez. Oynanan oyuna bakarım. Oyuncu ve kenarın verdiği doğru karar ve karşılığı görmelerini izler, bundan keyif alırım. Açıkçası İzmir’deki maçı Pınar Karşıyaka’nın kazanmasını diledim; özellikle Errick Mc Collum’un gösterdiği performansın böyle sonuçlanmasını istemedim. 

Şu anda yazıyı yazarken sahneler gözümün önünden geçiyor, tüylerim diken diken oluyor. Yazık oldu. Keşke bu güzel mücadeleyi bir maç daha seyretseydik. Ufuk Sarıca ve ekibi normal sezonun en başarılı takımı Türk Telekom’u geçip adını finale yazdırırken bu sene iki kere yendiği Anadolu Efes’in aynı Efes olmadığını biliyordu. 

Özellikle onu finale adını yazdıran x faktör Kenan Sipahi’nin desteği olmadan kupa imkansızdı... Hele yarı final serisinde 42 sayıyla ilk maçta hezimete uğrayıp dizlerinin üzerinden ayağa dimdik kalkan ve KAZANMA RUHUNU hatırlayan bir şampiyon ekibi yenmek için mutlaka ekstra birileri lazımdı.

Serinin formülü Micic-Larkin-Clyburn üçlüsünün en azından ikisinin azmasını engelleyip, uzunları defolu durumda olan rakibinin dizlerine Delgado ve Vito ile çalışmak zorundaydı. Basketbolunu beklediğim kadar geliştiremeyen Deniz Kılıçlı bile fiziğiyle işe yarayabilirdi. KUPA İÇİN Efes’i 80 barajının altında TUTMALIYDI.

FİNALE SESSİZ BAŞLADIK

Gerilimli Fenerbahçe Beko yarı finali sonrası Anadolu Efes seyircisi sanki görevini tamamlamış gibiydi. Salonu tam doldurmayan sessiz bir grup vardı. Pınar Karşıyaka ise sessiz maça çok kötü başladı. Anadolu Efes bildiğini oynadı; iyi savunma yaparken Kaf Kaf’ın doğru seçimlerini zorlaştırdı. Böylece ilk yarı sadece 29 sayı atabilen Karşıyaka’da Ufuk Sarıca işçiliği gerekti. Evinde ve deplasmanda gerilime alışık takım için final ilk serisi hiç de bekledikleri gibi olmadı, tribünü rahat davranan tiyatro gibi maça başlamak kolay olmadı. 

Devrede Ufuk Koç odayı gerdi ve takımı kendine getirdi. Üçüncü çeyrek savunmada geri adım atmadan, sertleşti… Tempoyu ele geçirince şutlar fileden geçti ve 19-27 gibi tatmin edici ve umutla son çeyreğe girdi. Sarıca ve ekibi, adam değişmeli savunmalara karşı etkili olan fizikli 3 numara post-up’ları üstüne oyunlar ve Mc’in pick and roll danslarını ekledi. İlk yarıda kaçıran Kuzminkas’la ekstra pas şutlarını bu sefer soktu.

Ama son çeyrek Anadolu Efes oyuna geri döndü. Evet, saç baş yolduran acemilikleri yine yaptılar ama telafi edecek yeteneğe sahiptiler. M'Baye, 3 yıl formasını giydiği Pınar Karşıyaka'ya karşı profesyonelce işini yaptı. Fransız, Efes adına 15 Sayı, 8 (4+4) ribaund, 1 blok, 1 top çalma, 20 verimlilik puanıyla x faktör oldu. İlk maç 82-78 ve 1-0 Efes…

İkinci karşılaşmada her iki tarafın da dengesini bozan üzücü olay yaşandı. Potaya giden Amadou M'Baye dengesini kaybedip yere düştü, topu izleyen Will Clyburn ise kendisine doğru büyük bir enerjiyle gelen takım arkadaşını görmedi ve kaçamadı. Sonuç olarak dizinden sakatlandı. (Aynısı 1989’da takım arkadaşım Yalçın Küçüközkan’la benim başına gelmiş, ben topa atlarken onun dizine yandan çarpmıştım. Maalesef onun dizi dönmüş ve çapraz bağları kopmuştu. Hâlen içim sızlar, vicdan azabı çekerim. Sezon sonu Galatasaray’la sezon sonu şampiyonluğumuz güzel bir teselli olmuştu…)

Clyburn, sakatlanınca dengeler değişti. Pınar Karşıyaka açısından savunma hedefi hareketli hâle geldi. Böylece bela sayısı arttı. Anadolu Efes açısından ise beklentiler değişti -ki oyuna katkı yapmak isteyen yeterince yıldız adayı vardı- ve benim geçtiğimiz ay adından çok bahsettiğim ELIJAH BRIGHAM BRYANT, mekana ve ortama egemen oldu. Topu her aldığında tehdit yaratan Bryant, 7/9 saha içi, 8/10 serbest atış, 5 ribaund, 2 asist ve 20 verimlilik puanı ile ikinci maçın adamıydı. Amadou M'Baye yine olay yerinde 20 sayı, 6 ribaunt, 24 verimlilik puanı ile her yerde parmak izi bırakmıştı. Maç sonucu 85-68, seri 2-0…

SERİ İSTANBUL’A DÖNER Mİ?

Seriye dengeyi getirmek isteyen en azından 2-2 yapıp İstanbul’a işi taşımak isteyen Ufuk Sarıca ve Pınar Karşıyaka, hakem yönetiminde oldukça şikayetçiydi. İkinci teknik faulle oyunu terk eden tecrübeli koçun yerine söz alan yardımcı antrenör Recep Şen, kinayeli biçimde finalde çok az faul yapan rakibini tebrik etti. Maçı izlerken ben rahatsız olmamıştım. Bariz bir dengesizlik görememiştim; ama kağıtlara bakınca bir 'smoking gun' olmasa da konuşulabilir ve Ufuk Sarıca tecrübesinde bir koçun 3 maça ayar verebilecek bir konu başlığı olduğunu gördüm. 

Tepkiyi tadında vererek gerekli ayarın tuttuğunu İzmir’deki maçın ilk çeyreğin ikinci yarısından itibaren gözlemledik. Artık Pınar Karşıyaka evinde gerçek etkiyi verebiliyordu.

Kaf Kaf Errick McCollum, Vitto ve Marcus Brown ile 3 çeyrek harika oynadı. Delgado ve Deniz Kılıçlı’nın yapması gereken ortayı kapatan 5 numara savunmasını 1.88 m, 80 kiloluk Errick Mc COLLUM yaptı! Evet, özellikle Pleiss’in smaçlarını bloklayıp hepimizi yerinden hoplattı ama yetmedi.

Son periyota kadar limitlerinin üzerine çıkan Pınar Karşıyaka durumu dengeye getirmişti ama enerjisi kalmadı. Son 3 yılın Avrupa’nın En Değerli Oyuncusu Vasilije “Bir müsaade edin arkadaşlar şu son kupayı alıp güzel bir tatile gideyim” dedi. Sezonda ortalıkta pek gözükemeyen 'Olağan Şüpheli' Micic 29 sayı, 7 asist, 1 ribaunt, 2 top çalma 30 verimlilik puanı ile 3. maçı ve kupayı temizleyerek Dunston Dede’nin ellerine teslim etti. Play-off final serisinde Misli.com En İyi Smaç Ödülü'nü de Amath M'Baye aldı. 

SARICA’YA ALKIŞ

Ufuk Sarıca, bütçesine göre kurduğu kadroyla sezonunun büyük bölümünü çok iyi yönetti. Alkış ve tebriği fazlasıyla hak ediyor. Özellikle 2-2-1, ¾ alan savunmasıyla play-off’larda tempoyu elinde tuttu.

Oyunculuğunda birçok başarıya imza atmasını sağlayan dörtte üç saha savunmayı (1-2-1-1 ve 2-2-1) deneyen Ufuk ve takımına, Türk Telekom oyun kurucuları reaksiyon veremediği için turu geçmişti. Bu savunmalar oyunu rakip guard’ların elinden alıp 3,5 - 4 numaraların basketbol bilgi becerisini sınar, ritmi bozmayı hedefler. Sonuç olarak kesinlikle BAŞARI sayılacak işe imza atıp final oynadı. EuroLeague seviyesine ulaşmaları için doldurmaları gereken 2 yer var. Gerçek 5 ve 4… Bu da hiç ucuz değil…

YORUMLAR

  • 0 Yorum