Costas Rigas

Costas Rigas


Bugünün hakemliği...

10 Mart 2018 - 10:56

50 yıldan fazla süredir basketbolun içerisindeyim. Bu işe oyuncu olarak başladım, koç olarak devam ettim. İkinci ligden, birinci lige takım çıkarttığım bile oldu. Fakat hakemlik lisansını aldıktan sonra yapmak istediğim asıl işe kavuşmuş oldum.

Atina Üniversitesi’nde hukuk okumuştum, hakim olmak istiyordum. O sebeple hakem olmaya karar vermek benim açımdan kolaydı. Hakem olarak geçirdiğim ve finaller dahil çok büyük maçlar yönettiğim 15 yılın ardından, EuroLeague Yönetimi bana hakem direktörü olarak kendi stilimde çalışma fırsatı sundu.

Kulüp sahipleri, koçlar, oyuncular ve taraftarlar hakemleri eleştirmeye çok meraklıdır. Aslında bu her sporda böyledir. Bir hata yaparsanız sizi hedef haline getirirler; ancak bomboş turnikeyi kaçıran oyuncularına, penaltıyı atamayan golcülerine kıyamazlar.

EuroLeague’de göreve başladığımda bu zor atmosferin farkındaydım. Bunu değiştirmek çok zordu. Ancak ben çevremi doğru insanlardan seçerek daha modern bir yapı kurmaya ve gerek çalışanlarımla, gerekse kulüp görevlileriyle iyi ilişkiler geliştirmeye çalıştım. Elbette tahmin edebileceğiniz gibi başlangıç hiç de kolay değildi. Ancak biz şunu yaptık; yeni prensipler, etik anlayışı ve eğitim çalışmalarına eğildik.

Bunu yaparken de hedef kitle olarak koçları seçtik. Çünkü bana sorarsanız basketbolu geliştirmek onlarla başlar. Gerçekten onlara teşekkür etmek gerekiyor, 2000’lerin
başına göre basketbol kuralları çok büyük değişikliklere uğradı, hakemlerle diğer unsurların ilişkileri farklı boyuta geldi ve onlar buna iyi uyum sağladı.

MILENYUMUN İHTİYACINA GÖRE GÜNCELLEME

Son 18 senede yapılan değişiklikleri düşünüyorum da; molalar, teknik fauller, 14 saniye kuralı, hava atışı, hakemi kandırmaya yönelik hareketlere dair yeni kurallar. Hepsini
tek tek yazmaya gerek yok. Gelecekte bunlara ekleneceklerle beraber, taraftarların bu güzel oyundan daha fazla keyif alması için ortaya çıkarıldılar.

Tabii ki bunların hepsi teoride yaşanan gelişmelerdi ve hakemlerin iyi uygulamasına göre sonuç verecekti. Bu açıdan hakemlerin de milenyumun ihtiyaçlarına göre güncellenmesine gerek vardı. Eğitim de bu değişimlerin merkezindeydi. Elbette idmanlar ve hakemlerin saha içi olduğu kadar saha dışında da gelişiminin devamlılığı mühimdi.

Bence “karakter” bir insana dair en önemli şeydir. Her şeyin üstündedir. Göreviniz veya konumunuz ne olursa olsun, iyi ve saygılı bir insan olmanız gerekir. Yeni anlayışımızla
bu saygı iklimini parkeye yansıtmaya çalıştık ve sonuç da aldık. Artık oyuncular saha içinde konuşurken büyük tavırlarla tepki vermiyor. Ya da yanlış olduğunu  düşündükleri bir düdük çalındığında olduğu yerden sıçrayıp, sahayı koşmaya başlamıyorlar.

Elbette zaman zaman istisnalar olabilir, o zaman da hakemler dengeyi gözetmeli. Onlara her zaman adrenalin faktörünü hatırlatıyoruz ve yeri geldiğinde oyunculara ve koçlara
toleranslı yaklaşın diyoruz. Fakat oyuncuların niyetini de iyi okumak lazım. Bazen sizi taraftara hedef göstermek ve oyunun temposunu değiştirmek için bu tepkileri verenler oluyor ki, bu elbette cezalandırılmalı.

Temelde, karşılıklı olarak şunu anlamalıyız; hepimiz insanız ve hata yapabiliriz. Birbirimize karşı daha anlayışlı olursak, sessiz ve sakin şekilde bu işi hallederiz. Hakemlerin her düdüğüne tepki gelmezse zaten bu işi çok rahat ve başarılı şekilde yaparlar.

HAKEMLERE 'HEDİYE KABUL ETMEYİN' DEDİM

Hakemler sıcak ve sert atmosferleri önemsememeli. Büyük ve küçük oyuncu, fakir veya zengin kulüp gözetmemeli. Falanca federasyon güçlü, şu koç önemli dememeli. Herkese karşı işini sabit kriterler üzerinden yapmalı. Şunu unutmamalılar, saygı insanlara hediye
olarak verilmez. Hâl ve hareketlerinizle bunu kazanırsınız.

Hakemlere; sigara içmeyin, alkol almayın, hediye kabul etmeyin dedim. İyi giyinin, profesyonel olun; salona zamanında gidin ve organizasyon dahilinde her işi zamanında yapın dedim. Hakemler şunu unutmamalı, işinizi iyi yapmıyorsanız yerinize gelmeyi bekleyen binlercesi hazır. Eğer işinizi layıkıyla yapıyorsanız zaten sorun yok.

Bugün en üst seviyede hakemler yaratmak için büyük bir program uyguluyoruz. Gelişime devam ediyoruz. Ancak bu işe başlarken çevremdeki insanlara söylemiştim; bu program ciddi zaman alacak. Ve bugün maçları izlerken optimistik davrandığımı görüyorum.

Bu iş düşündüğümüzden biraz daha fazla zaman alabilir. Ama her şeyin yolunda olduğunu söylemeliyim. Avrupa ülkeleri doğru bir metod ve iyi organizasyonlarla hakem yetiştirmek için çalışıyorlar.

SAHALARA ROBOT DA ÇIKSA HATA YAPAR

Türkiye’ye gelecek olursak, bunu hakem departmanınızla işbirliği halinde olduğum için söylemiyorum; gerçekten kaliteli bir grubunuz var. Ve bu kaliteli grubun alt liglerde de oluşması için ciddi bir çalışma yapılıyor; ki bu genç hakemler ileride yaşı ilerleyen tecrübeli
hakemlerinizin yerine geçecek. Doğrusu ben federasyonunuzu hakemler konusunda gayet başarılı buluyorum.

Yüzde 80 oranında yenilenen FIBA hakem listesine isim sokmayı da başardınız. Diğer Avrupa ülkeleri bu seviyede genç hakemler çıkarmakta zorlanıyor.

Bugünün basketboluna iyi eğitimli, ihtirassız bir karakteri olan ancak işini hırsla yapacak hakemler lazım. İyi bir hakem, iyi bir pedagog, iyi bir öğretmen olmalılar. Her şeyden önce oyunu hissetmeli, iyi okumalı ve doğru kararları vermeliler.

Hakemler güçlü yanlarının yanısıra eksiklikleri de olan doğru insanlar. Bu yüzden hata yapmaya devam edecekler. Bana sorarsanız, sahaya bir gün robotları çıkartırsanız
onlar da hata yapabilir. Futboldaki 'Video Yardımcı Hakem' sisteminden gelen son veriler kararların yaklaşık yüzde 20’sinin hatalı olduğunu gösteriyor. Hoş insanlar üçüncü hakem geldiğinde bir daha hata yapılmayacağına da inanıyordu. Ama öyle olmadı.

Bakın NBA çok uzun zamandır video sistemini kullanıyor ama hâlâ çok kritik hatalar yapılıyor. Düşünün, dünyanın en profesyonel liginde bile hakemler her sene daha yüksek sesle eleştiriliyor. Buradan hareketle Avrupa’yı düşünün ki burada basketbolun çok daha az oranda “eğlence” için oynandığını unutmamalısınız.

Burada insanlar maça hamburger ve patlamış mısır için gitmiyor. Olayları biliyorsunuz, gerilimi görüyorsunuz. İdeal hakeme dair çok daha fazla şey yazabilirim. Veya dünyaya ve hayata dair. Umuyorum ki ilerleyen günlerde insanlara daha faydalı ve tartışmaya açık konuları konuşmaya vaktimiz olur. Ve elbette, umarım sezon hak eden, gerçekten en iyi takımların şampiyon olmasıyla sona erer ki; bu aslında konuştuğumuz her şeyden daha önemli. Teşekkür ederim.

YORUMLAR

  • 0 Yorum