Öncelikle net bir şekilde belirtmeliyim; bugün basketboldan geçimini sağlayan her koç
Batur Abimize şükran duymalıdır.
Basketbol hayatı başarılarla geçmiş ve şampiyonluklar kazanmıştır. Başarıyı yakalayamadığı sezonlar da yaşasa dahi adını basketbol efsaneleri arasına yazdırmıştır.
Oyuncu olarak Milli Takım ve kulüplere kazandırdığı başarılar ise ayrı bir değer taşır.
Buraya kadar çok güzel... Basketbol dolu bir ömür...
Ve başarı....
Ama ben Batur Abi’nin özelini yazmak istedim.
Bende bıraktığı izlerini...
BAŞARILARINDAN ÇOK KİŞİLİĞİ ETKİLEDİ
Onu ilk olarak antrenör seminerinde tanıdım. 20 yaşında ayakları henüz yere basmayan bir gencim. Milli Takım düzeyinde bir koç gelmiş ve seminer veriyor. ‘1-2-1-1 zone press’ veya ‘motion ofens’ anlatmıyor, ‘fundamental’ anlatıyor. Pür dikkat dinliyorum.
Yıllar geçiyor, Çukurova Takımı’nın 28 yaşındaki çok genç koçuyum, şampiyon olmak için oynuyoruz, rakip Galatasaray, koç Batur Abi...
Benim açımdan rüya gibi.
Maç sonu o benim yanıma geliyor. İsmimi bile bilmiyor.
“Aferin delikanlı çok iyisiniz” diyor ve ensemi okşuyor.
Bir dahaki maç İstanbul’da, karşılaşma başlamadan yanına gidip elini sıkıyorum ve ‘hazır ol’ pozisyonundayım...
Benim için efsane olan Batur Abi ile yakınlığımız ise TÜBAD çatısı altında oluştu.
Orada artık baba-oğul gibi olmuştuk. Basketbol başarıları değil de kişiliği beni çok etkiliyordu.
Tanıdığım en dürüst insanlardan biri idi.
Kin tutmayan ve affeden... Kendisi için yapılan hiçbir eleştiriye takılmadan ve ilkelerinden vazgeçmeden başkanlık yaptı.
Beni etkileyen en önemli özelligi ise açık sözlü olması idi. Arka planda özel ajandası olmayan içindeki dışında bir ağabey...
Ama, yardımsever bir ağabey...
Gençlere güvenen ve sürekli onlara konsantre olan, lafta bırakmayıp sahada da bunu pratiğe döken, sözünün eri bir adam...
Kimin başı sıkışsa ona el atmaya, yardımcı olmaya çalışır ve sık sık arayarak “Çetincim şu konuda, bu arkadaşa yapabileceğimiz bir şey var mı?” diye sorunu anlatırdı.
Yoksa nasıl ‘Basketbolun BATUR ABİSİ’ olunur ki?...
GEÇ TANIDIM AMA ÇOK SEVDİM
Aile yaşamı onun için önemliydi. Değerli eşi, üstüne basarak büyük harfl e yazıyorum, MÜKEMMEL yetiştirdiği oğulları ve özel sohbetlerimizde onu çöl sıcağında erimiş
tereyağına döndüren torun sevgisi...
Onu geç tanıdım ama çok sevdim. Aynısını Önder Seden için de diyorum.
Bu hayatta bir biyolojik babam oldu...
İki de yaşamın bana hediye ettiği baba. Her ikisinden de çok şey öğrendim. Yaşadığım sürece fikirleri, düşünceleri ve anıları da bende yaşayacak...
YORUMLAR