Hüseyin Demir

Hüseyin Demir


Kötü Çocuk | Isaıah Thomas

01 Mart 2022 - 09:12

‘’Yaptığınız her işe odaklanmayı, o yoğunluğu, içinizdeki o ateşi göstermelisiniz. Basketbola ya âşıksınızdır ya da nefretle bakıyorsunuzdur. O ince çizginin üzerinde yürürken enerjinizi tamamıyla sahaya yönlendirdiğinizde deliliğin sınırlarında dolaşırsınız. Beni harekete geçiren duygular her zaman sevgi, nefret ve korku olmuştur- oyunu kaybetme korkusu… ‘’ Isaiah Thomas
 
Isaiah Lord Thomas; Chicago’nun en yoksul mahallesinden yola çıkarak ismini NBA şöhretler müzesine yazdıran basketbolcu, yönetici, NBA Oyuncu Sendikası Başkanı, koç, yorumcu, iş adamı ve lider... Kısacası onun için, kendini tamamen basketbola adamış, başarı ve azim öyküsüyle basketbol sektörünün her alanında yer almış bir isim diyebiliriz.
 
Isaiah Thomas denilince genelde hafızalarda çok olumlu izler bırakmıyor olabilir. Herkes onu dönemin meşhur ‘Bad boys’ yani 'Kötü Çocuklar'ın lideri, bebek yüzlü katil, suikastçı, kirli yüzlü melek diye anıyor. Spor yazarları, o gülümseyen yüzün arkasında bir öldürme içgüdüsü olduğundan bu isimlerle adlandırmıştı.
 
Onun ismini en son The Last Dance belgeselinin dördüncü bölümünde Jordan’ın kariyerinde en büyük rakiplerinden biri olan Isaiah Thomas hakkında ilginç açıklamalar yaptığında duymuştuk. Aralarında yaşanan rekabet, nefret ve sürtüşme olaylarını tekrardan izledik.
 
Kötü çocukların ruhani, duygusal lideri olan İsaiah Thomas’ın özel yönlerini, çocukluğundan oyunculuk ve yöneticilik kariyerine kadar her yönünü anlatan ‘’Kötü Çocuk: Isaiah Thomas’’ kitabını okuyarak inceledim.
 
Paul Challen tarafından yazılan kitap Kötü Çocuk, NBA’nin gelmiş geçmiş en büyük oyun kurucularından biri olan İsiah Thomas’ın hayat hikâyesini yakından anlatıyor. Chicago’nun en belalı mahallesinde yetişen Thomas’ın aile yaşantısı, Koç Bobyy Knight ile olan ilişkisi ve yaşadığı şampiyonlukları yakın bir mercekten aktarıyor.
 
Kötü çocuklar, savunma sertliği ve agresif yönleriyle bilinen ünlü bir takım olmuştu. Bu savunma sertliği, takım disiplini ve kazanma hırsı ile birleşince 1989 -1990 yıllarında üst üste iki kez şampiyon olmayı başardılar. 
 
NBA’nin kötü çocukları, ligin ’serserileri’ olarak adlandırılan ‘kötü çocuk’ imajı, oyunun kurallarına zarar veriyor diye bir algı oluşturuldu.
 
Detroit, her zaman güçlü savunma ve dengeli hücum ile agresif tarzlarını oyunun bir parçası olarak gördü. Pistons imajı o dönem için haydut ve holiganlarla dolu bir takım imajı olarak algılanıyordu. Ligi takip eden belirli bir kitle ve Pistons taraftarları da ’kötü çocuk’ imajına sempati duydu.
 
NBA tarihinde birçok takım kazanmak için her türlü yolu denemiştir, fakat hiç kimse ‘kötü çocuklar’ kadar nefret edilmemiştir. Bad Boys, birçok takımın ve oyuncunun korkulu rüyası olmuştur. Oynanan oyunun belki estetik bir değeri yok, izleyicide görsel bir haz uyandırmıyor olabilir; ama savunmanın dozu ve sertliği hep yüksek olan bir takım yapısına sahip.
 
Dönemin basketbolu ve hakemleri, belirli bir sertlik seviyesine, mücadeleye izin veriyordu. 80‘li ve 90’lı yıllarda çoğu NBA takımı ‘Kolay turnike yok' kuralını uygular. Yani rakip hücumcu potaya kadar gelebilirse orada tartaklanır ve serbest atış çizgisinden sayı bulmaya zorlanır.
 
'Kötü Çocuklar'da kazanmak için her şey müstahak diyebiliriz. Fiziksel gücün öne çıktığı bu sert oyunda itip kalkmalar, dirsekler ve forma çekmelerin bir sınırı yoktu. Günümüz basketbolunda tabiİ Kİ bu savunma sertliği ve illegal hareketlerde bulunmanın büyük yaptırımları bulunmakta.
 
Isaiah Thomas’ın en iyi bildiği şeylerden biri kazanmak... Sokakta, lisede, üniversitede profesyonel kariyerinde hep kazanmıştı. Belki de kazanmayı herkesten daha iyi biliyordu. ’Zeke’ (Isaiah Thomas’ın siyahilerin telaffuzuyla söylediği lakap) mücadeleyi ve kazanmayı sokakta öğrendi.
 
Sokağın kanunu, basketbol, itiş kakış, dalavere ve barbut gibi zar oyunlarından ibaret. Suçun ve uyuşturucunun kol gezdiği sokaklarda yetişen Zeke, genç yaşta mücadele ederek ayakta kaldı. Yetiştiği mahallenin ortamından dolayı, ceza hukuku eğitimi almak istedi.
 
Isaiah Thomas, Gladys Park’ta sokak basketbol kültürünü aldı. Hızlı top sürmesi, gizlenip top çalması, kısa fiziğine rağmen uzunlara karşı mücadele etmesi, savunmacıları dengesiz yakalayan şık turnikeleri ile sokak basketbolunun özelliklerini taşıyor.
 
Isaiah, Detroit tarihinin sayı, top çalma, toplam maç sayısı ve asist rekorlarını kırarak, üç kez NBA’nin en değerli oyuncu oylamasında üst sıralarda yer aldı. Tarihteki en iyi ’kısa boylu’ basketbolcularından biri olarak gösteriliyordu.
 
Aynı zamanda 1988-1994 yılları arasında NBA Oyuncular Sendikası (NBPA) Başkanı olan Isaiah Thomas, oyuncuların haklarını koruyarak kazanımlar elde etti. Seyahat, konaklama, sosyal güvencelerden, maaşlara ve hukuki haklara kadar oyuncularının haklarına yönelik mücadele etti.
 
Thomas, oyunculuğunda olduğu kadar yöneticilik kariyerinde çok hızlı hareket ediyordu. 13 yıllık profesyonel oyunculuk döneminden sonra 33 yaşında Toronto Raptors Genel Menajeri oldu.
 
Hem saha içinde hem saha dışında kazanma hırsı, azmi, analitik bakışı ve kontrol kabiliyeti ile hep lider konumunda yer aldı. İş hayatında önemli gelişmelere imza atan Isaiah Thomas, 1994 yılında Forbes Dergisi'nin kapağında yer alan ilk NBA oyuncusu oldu.
 
Isaiah thomas, Toronto Raptors’ın kuruluşu ve gelişiminde önemli rol oynadı. NBA’de ilk bir basketbol takımının hissedarı olan ilk Afro-Amerikalı olma sıfatını aldı. NBA takım sahiplerine baktığımızda çoğunluğu beyazlardan oluşuyor. 'Siyahilerin iyi oyuncu olabileceğini; ama iyi yönetici olamayacağını' söyleyenlere karşı sürekli mücadele etmek zorunda kaldı.
 
Toronto ise kültürel çeşitliliğe sahip olan bir şehir yapısına sahip. O yüzden Isaiah Thomas’ın Kanada’yı tercih etmesinin bir nedeni olabilir. Onun için Kanada’yı profesyonel basketbolla ilk tanıştıran kişilerden biri diyebiliriz.
 
Okuyucu bu kitapta; basketbolcu, yönetici, koç, iş adamı, lider gibi basketbolun her alanında yer almış birinin, basketbol tarihine bıraktığı izlerinin peşinde oluyor. Yazar Paul Challen,‘Kötü çocuk: Isaiah Thomas’ kitabında kendini basketbola adamış, yaşam mücadelesi ile herkese örnek olmuş bir adamın hikâyesini başarıyla anlatıyor.

YORUMLAR

  • 0 Yorum