İstikrar abidesi | Real Madrid

“Eğer Avrupa’da NBA kıvamında bir istikrardan bahsedeceksek, bu istikrarın vücud bulmuş hâli kesinlikle İspanyol devi Real Madrid’dir.”

İstikrar abidesi | Real Madrid
05 Şubat 2022 - 14:11

BERTAN ERMAN

Basketbolda başarı gelir. Kısa dönemde de başarı sağlayabilirsiniz. Bütçenizi yükseltip iyi oyuncuları kadronuza eklersiniz, iyi bir antrenörü başa getirirsiniz, sizi istediğiniz kupaya ulaştırabilir.

Onlar gittikten sonra bir anda tepetaklak olur bazı şeyler ve geriye bakıp özlersiniz. Oyuncu yetiştirmeye odaklı da olabilirsiniz. Altyapıya önem verip yüksek bütçeli kulüplere, hatta NBA’e oyuncu gönderirsiniz, bu size kâr sağlar ve bir çark döndürürsünüz. Bu da bir başarıdır.
 
Ama en üst seviyede de bunu sportif başarılarla taçlandırmak lazım. Bazen de yurt dışından getirdiğiniz oyuncuları parlatırsınız ve onları daha iddialı takımlara gönderip kazanç elde edersiniz. Bu da baktığınız açıya göre bir başarı olarak değerlendirilir.
'Bu üçünü bir arada yapan bir takım var mı?' diye soralım şimdi de. Evet var!
Real Madrid, 10 yılı geçen bir sürede, kalıcı bir istikrarı her anlamda sağlayan bir takım oldu. Öncesi de var tabii ki… Uzun uzun Real’in geçmişinden bahsetmeyeceğim. Ama özet geçmek gerekirse, kazanılan birçok uluslararası kupa, Drazen Petrovic, Arvydas Sabonis gibi dışarıdan gelen isimlerin yükselişe geçip NBA’e ihracatı; Sergio Llull, Felipe Reyes gibi isimlerin başka İspanyol takımlarından getirilip birer Real Madrid efsanelerine dönüşmeleri… Son 11 yılda ise A takımda Pablo Laso önderliğinde bir istikrar yakalamaları.
İspanya Ligi’nde 2020 yılındaki spesifik durumu saymazsak, genelde ezeli rakibi Barcelona ile kafadaki iki takımdan biri oluyorlar. Ancak Real Madrid gibi bir takımı sadece İspanya’da başarılı olmak kesmez. En büyük hedefleri her zaman Avrupa’nın tepesinde olmaktır. 
 
Laso’nun geldiği sezondan geçen yıla kadar, eflatun-beyazlı ekibin EuroLeague neticelerine bakalım:
2011-2012: Top 16’da elendi.
2012-2013: Finalde Olympiakos’a kaybetti.
2013-2014: Finalde Maccabi Tel-Aviv’e kaybetti.
2014-2015: Kendi sahalarındaki F4’te Olympiakos’u finalde yenip şampiyon oldu.
2015-2016: Çeyrek final serisinde Fenerbahçe’ye elendi.
2016-2017: İstanbul’daki Final Four’da dördüncü oldu.
2017-2018: Finalde Fenerbahçe’yi yenip Belgrad’daki F4’te şampiyon oldu.
2018-2019: Baskonia’daki Final Four’da üçüncülük.
2020-2021: Çeyrek final serisinde Anadolu Efes’e son maçta kaybetti.
 
İlk sezon haricinde en kötü bir play-off yapma başarısı var ve bu sadece iki kez olmuş. Diğer tüm sezonlarda hep Final Four içinde olan bir takımdan bahsediyoruz. 
 
Yani Real Madrid 'istikrar nedir?' sorusunun cevabını da bizlere veren bir takım olmayı başarıyor. İstikrarlar hiçbir zaman tesadüfen olmaz. 
 
Oyuncuların çalışmaları ve takım kimyasının yanı sıra; uzun süreli bir istikrarda kulüp sisteminin olması lazım. Yani bir kulübün oyun anlayışından tutun, idari kısmının oyuncuları ve teknik ekibi iyi yönetmesine kadar...
 
İşte Real Madrid’in bu başarılarındaki farklı faktörleri ele alacağız. Dipnot: Bu faktörler önemine göre sıralanmamıştır.



BİRİNCİ FAKTÖR 
LASO İLE OTURAN SİSTEM

 
Real Madrid, elinde bulundurduğu oyuncuları fiziksel ve teknik özelliklerine göre iyi kullanmayı başaran bir takım. Sistem içinde birçok transfer oldu, değişiklikler yapıldı; ama neticeye ulaşabilen bir takım olmayı başardı.
 
Pivotlar üzerinden bir örnek verelim; Gustavo Ayon ve Walter Tavares, fiziksel olarak birbirinden farklı oyuncular; ama sistem içinde ikisi de neticeye giden pivotlar. 

Aynı durum, oyun kuruculukta Sergio Llull ve Facundo Campazzo için geçerli denilebilir. Yani, kim gelirse gelsin, Real Madrid’in Pablo Laso yönetiminde yaptığı, elindeki malzemelerden lezzetli bir yemek çıkarması. Gelenler olacak, gidenler olacak, oyuncular değişecek ama oluşan boşluklara gereken entegrasyon yapılacaktır.

İKİNCİ FAKTÖR 
ALTYAPIDAN BİR YILDIZ ÇIKARMA


Real Madrid, kendi alt yapısından bir oyuncuya genç yaşlarında A takımda oynama imkânı veriyor. Kendini geliştirmiş bir oyuncu, genç yaşlarında Real Madrid’in öne çıkan ismi olabiliyor. Bunun en güzel örneği hiç şüphesiz Luka Doncic. 
 
Slovenya’dan gelen bir oyuncu, henüz 19 yaşında, takımın EuroLeague’deki şampiyonluğun başrolündeki isim oluyor ve ardından NBA’e gidiyor. Doncic’ten sonra Usman Garuba, eline geçen imkânları iyi değerlendirdi ve ABD’ye kapak attı.
 
Son olarak, bu sezon Covid-19 vakaları nedeniyle CSKA Moskova gibi kuvvetli bir takıma karşı genç oyunculardan oluşan dar bir rotasyon ile sahaya çıkan Real’in farkla yenileceği beklenirken 71-65’lik galibiyete uzandı.
 
2004 doğumlu Urban Klavzar’ın ilk maçında 10 sayılık katkıda bulunması da dikkat çeken bir durumdu. Bu, Real Madrid’de sistem ve geleneğin bir sonucudur.

ÜÇÜNCÜ FAKTÖR
OYUNCU KONTRATLARI VE TRANSFER POLİTİKALARI


Avrupa basketbolunda genelde birçok takım çıkıştaki oyuncularını NBA’e kaptırıyor. Ülkemizden Fenerbahçe Beko, Sırp kulüpleri, hatta Real Madrid’in ezeli rakibi Barcelona bu duruma örnek olarak gösterilebilir.
 
Ancak Madrid ekibi, oyuncularını elinde tutma veya onlardan yüklü bonservis kazanma konusunda Avrupa’nın en organize kulübü.

Son bir yılda Campazzo, Deck, Garuba üçlüsünün NBA’e gitmesinden yaklaşık 10 milyon Euro bonservis kazandı Real Madrid. Ancak NBA kuralları gereğince belli bir miktarın üzerinin oyuncular tarafından karşılanıyor olması, bu bonservislerin hemen Real Madrid kasasına girdiği anlamına gelmiyor. 

Bazen oyuncular, NBA’den dönecekleri zaman eski takımları Madrid’e gelerek, yeni sözleşme şartları aracılığıyla; ödemeleri gereken bonservisi dengelemeyi tercih edebiliyorlar. 

Mesela 2021’de EuroLeague Play-off'ları öncesi NBA’de OKC yolunu tutan Arjantinli forvet Gabriel Deck, orada tutunamayınca Madrid’e geri döndü. 

Real Madrid’in oyuncularla uzun süreli ve yüksek çıkış bedelli sözleşmeler imzalaması, kulübe istikrar sağlayan en önemli faktörlerden.

Houston’da genel menajerken Daryl Morey, yıllarca Sergio Llull’u istedi. Ancak Llull’ün yaklaşık 4 milyon dolarlık bonservis bedeli, belki de İspanyol yıldızın NBA’e gitmemesinde etkili oldu. 

Bu süreçte Llull önderliğinde kupalar kazandı Madrid. Böyle bir durumu diğer Avrupa devleri ne yazık ki başaramıyor. Real Madrid’in sürekli oyunculara çok uzun sözleşmeler ve buna uygun maaşlar önermesi, basketbolcuların sözleşmelere yüksek çıkış bedelleri koymaya ikna olmasını sağlıyor.

Ancak bu kadar iyi yönetilmesine rağmen Real Madrid, Avrupa basketbolunun pazarlama konusundaki sıkıntıları sebebiyle senelerdir önemli ölçüde zarar ediyor basketbolda. 

İspanyol basınında çıkan habere göre, Madrid ekibinin 2021 yılında basketbol şubesinde yaklaşık 26 milyon Euro açık vermesi bekleniyordu. Oyuncu maaşları için yaklaşık 34 milyon Euro harcaması öngörülen Real Madrid’in 7.3 milyon Euro’luk kısmı sponsorlardan olmak üzere yaklaşık 15.2 milyon Euro gelir elde etmesi bekleniyordu. 
 
Ezeli rakipleri Barcelona için de benzer finansal durumlar söz konusu. Real Madrid, mükemmel yönetilmesine ve oyuncu yetiştirirken kupa kazanmasına rağmen Avrupa basketbolunun pazar küçüklüğünün sıkıntılarını yaşıyor. Kim bilir, belki gelecekte bir Avrupa takımını NBA’e almaya karar verirler ve o takım halihazırda zaten onlar gibi yönetilen Real Madrid olur…
 

 
KAPTAN
SERGIO LLULL


"14 yıl yana oynadığı Felipe Reyes’in sezon başında basketbola veda etmesiyle beraber Sergio Llull’ün takımdaki liderlik görevi ve sorumluluğu daha da arttı. Sadece skorer yönüyle değil takımını verimli bir şekilde organize etmesi de bekleniyordu. Ve Llull bu liderliği de çok iyi üstlendi."
 
HÜSEYİN DEMİR
 
Sergio Llull... Kariyeri kupalarla ve ödüllerle dolu bir kariyere sahip. Tecrübeli oyuncunun hem bireysel olarak hem de takım olarak kazandığı başarılara baktığımızda adını ’Avrupa basketboluna’ altın harflerle yazdırdığını söyleyebiliriz. İspanya Ligi’nde, EuroLeague’de ve İspanya Milli Takımı'nda birçok başarıya imza atan tecrübeli oyun kurucu, artık kariyerinin son demlerini yaşıyor.
 
İsmi Real Madrid ile özdeşleşen Sergio Llull, EuroLeague’de 2010-2020 yılları arasına 'damga vuran oyuncular' takımına seçildi. Bu takıma daha önce Georgios Printezis, Nando De Colo, Dimitris Diamantidis, Luka Doncic, Kyle Hines, Juan Carlos Navarro ve Milos Teodosic de seçilmişti.
 
2007 yılından beri Real Madrid’i hiçbir zaman yalnız bırakmayan Llull, takımına hep liderlik yapmaktadır. Madrid ile 2014-2015 ve 2017-2018 sezonlarında EuroLeague şampiyonluğuna ulaşan Sergio Llull, uzun yıllardır eflatun beyazlı formayı başarıyla terletiyor.
 
Real Madrid’in emektarlarından olan Llull, 2016-2017 sezonunda da ise EuroLeague normal sezonun en değerli oyuncusu oldu. Llull, o sezon maç başına 16.5 sayı atarak kariyerinin en skorer EuroLeague sezonunu geçirdi. Aynı zamanda
5.9 asist ortalama ile EuroLeague MVP’leri arasında en yüksek ikinci asist ortalamasına sahip oldu.
 
Yedi kez Final Four, dört kez final oynayıp iki kez de şampiyonluk sevinci yaşayan İspanyol yıldızın EuroLeague kariyerinde elde ettiği başarıları saymakla bitmez. Basketbol hayatının adeta ikinci baharını yaşayan Sergio Llull, eski bireysel performansına sahip olmasa da yine en kritik yerlerde, eli titremeden topu kullanıp, maçın kırılma anlarında attığı arka arkaya kritik üçlüklerle rakiplerini çileden çıkarabiliyor. Özellikle uzak mesafeden attığı el üstü üçlükler, rakip takım taraftarlarına saç baş yolduruyor.
 
Llull, oyun içerisinde öyle bir zamanda takımına liderlik yapıyor ki; takımı geriye düştüğü anda attığı isabetli üçlüklerle takımını tekrar havaya sokarak can simidi oluyor. Hiçbir zaman kendisinin ve takımının oyundan düşmesine izin vermiyor ve oyunun içerisinde kalmak için her türlü mücadeleyi sergiliyor.
 
Hızlı top sürüşü ve hızlı yön değiştirmeleri ile rakibini geçerek çembere gidebilen Llull, oyun içi liderliği, playmaker özelliği ve şut tehdidi ile aldığı süreyi çok iyi değerlendiriyor. Avrupa'nın elit skorerlerinden olan Sergio Llull, bu sezon da can yakan üçlükleri, açık alandaki etkinliği ve delici oyunuyla İspanyol devine büyük katkı sağlıyor. 
 
Yıllardır EuroLeague’in önde gelen gardlarından biri olan Sergio Llull, ikili oyunda savunmayı iyi analiz etmesi, vücudunu kullanarak çember etrafındaki bitirişleri ve mesafe tanımayan şut menziliyle savunmalar tarafından durdurulması çok zor bir isim.

14 yıl yana oynadığı Felipe Reyes’in basketbola veda etmesiyle beraber Sergio Llull’ün takımdaki liderlik görevi ve sorumluluğu daha da arttı. Sadece skorer yönüyle değil takımını verimli bir şekilde organize etmesi de bekleniyordu. Llull, bu beklentiyi de yıllardan beri karşıladığını görüyoruz. Kulüp içinde büyük saygı duyulan bir isim olan Reyes, bu  zaferlerin çoğunun kaptanıydı, bu yüzden yokluğu bir boşluk bıraksa da  Sergio Llull, liderlik görevini çok iyi üstlendi.
 
Yaşı ilerlemesine rağmen hâli hazırda fiziksel olarak çok düşüşte değil. Eğer kendini fiziksel ve mental anlamda hep hazır tutarsa, Real Madrid’in kritik zamanlarda en etkili silahlarından biri olmaya devam edecektir.
 
EL SEZON ORTALAMALARI

SÜRE: 17:52 dakika 
SAYI: 6.2
RİBAUND: 1.6
ASİST: 2.4
BLOK: 0.1
TOP ÇALMA: 0.4
TOP KAYBI: 1.1
 

 
YILLANMIŞ ŞARAP
RUDY FERNANDEZ


"Rudy Fernandez’in kritik zamanlarda attığı üçlükler, el üstünden isabet bulduğu zor şutları ve en önemlisi hiç bitmeyen mücadelesini izledikçe; onun yıllanmış şarap gibi değerli olduğunu görüyoruz. Yıllar geçtikçe sanki Rudy daha da kendini buluyor ve azmini ve enerjisini hiç kaybetmiyor."

ONUR YENİGÜN
 
Real Madrid’in yıldızı ve İspanyol Milli Takımı’nın kaptanı Rudy Fernandez, 36 yaşında kariyerinin son demlerini yaşıyor. Fernandez son dönemde verdiği bir röportajda "Kariyerinin sonlarına yaklaştığını, en iyi performansımdan uzak olduğumu gördüğüm vakit genç oyuncuların önünü açacağım" dedi. Dedi demesine ama eski formundan da pek bir şey kaybetmedi...
 
2021’de gerçekleşen Tokyo Olimpiyat Oyunları'na katılarak İspanya'yı 5. kez olimpiyat sahnesinde temsil eden yıldız oyuncu, hem Boğalar da hem de Real Madrid'de kaldırdığı kupalar ve boynuna taktığı madalyalarla başarılı bir profil çizdi.
 
Rudy Fernandez’in NBA döneminden kısaca bahsedecek olursak, onun kariyerini tamamen değiştiren lokavttı. Joventut’ta EuroCup şampiyonu olan Fernandez, o yaz NBA’e gitti. Avrupalı olsa da smaç yarışmasına katılacak kadar atletik ve ortalama üstü ceza kesen bir şutördü. 2009 yılında NBA All Star Smaç Yarışması'nda ilk turda elenerek hayal kırıklığına uğradı. Seyircilere göre de smaç yarışmasında Rudy Fernandez’e büyük haksızlık yapılmıştı.
 
NBA'de çaylak olarak bir sezonda üç sayılık sayı rekorunun sahibi olan Rudy, bençten skor katkısı getiriyordu. Kontrat sezonunda ise takas oldu. Lokavt nedeniyle Avrupa’ya gelen Rudy Fernandez, ardından geri dönüp Denver ile sezonu tamamladı. Çaylak kontratı bitince de tekrar Avrupa’ya dönmeye karar verdi. O gün Real Madrid’den bir İspanyol oyuncunun tarihteki en büyük kontratını alan Fernandez, NBA’den başka teklifler alsa da bir daha ABD'yi hiç düşünmedi.
 
Avrupa macerasına Real Madrid’de devam eden Rudy Fernandez, EuroLeague ve İspanya Ligi’nde harikalar yaratarak bu büyük kulüple tarih yazdı. Fernandez, yıllardan beri takımının vazgeçilmez isimlerinden biri oldu. Şuan yaşı 36 olsa bile oyuna girdiği an takımına hâlâ  muazzam bir enerji katıyor.
 
Real Madrid savunmada topa sıkı bir baskı yapar; ama tempoya, hızlı hücumlara, 5’e 5 oyunlarının karakteristiği olan bireysel yeteneğe de ihtiyaç duyar. Rudy Fernandez uzun yıllar işin üretim kısmında en etkileyici oyuncu ve bu yüzden en kilit isimlerden birisi oldu.
 
Hem savunmada hem de hücumda takımına fayda sağlayan Fernandez, takımının vazgeçilmez oyuncusu… Tecrübesi, deneyimi ve sahadaki duruşu açıkçası her şeyi ifade ediyor. Son topu kullanabilecek soğukkanlılığa sahip, maçın kritik zamanlarında takımına güç verebilecek bir oyuncu olma özelliğini devam ettiriyor.
 
Hücumdaki performansı Real’i doğrudan etkiliyor... Eğer takımı hücumda tıkanırsa, pozisyon yaratabilecek ya da bire bir pozisyonları bitirip krizi çözebilecek bir oyuncu Rudy. Bu çok kritik bir etki ve savunmalar buna göre ayarlamalar yapınca da takım arkadaşları için boş koridorlar oluşuyor.
 
Son zamanlarda şut yüzdesi düşse de hâlâ eli titremeden el üstü üçlük atabiliyor. Belki eskisi gibi sıralı perdelerden hızlı bir şekilde çıkarak şut atamıyor. Ya da herkesi geçip çembere atak ederek estetik smaçlar yapamıyor; ama 36 yaşındaki basketbolcuya göre atletizmi ve kuvveti hâlâ yerinde.
 
Rudy Fernandez’in kritik zamanlarda attığı üçlükler, el üstünden isabet bulduğu zor şutları ve en önemlisi hiç bitmeyen mücadelesini izledikçe; onun yıllanmış şarap gibi değerli olduğunu görüyoruz. Yıllar geçtikçe sanki Rudy daha da kendini buluyor ve azmini ve enerjisini hiç kaybetmiyor.
 
Pablo Laso’nun Rudy, Llull gibi tecrübeli oyuncuları takımda tutma nedeni mutlaka vardır. Özellikle EuroLeague tecrübesine baktığımızda birçok kez Final Four oynayan önemli maçlarda kritik rol ve görevi olan Rudy Fernandez’e bu sezonda önemli işlerde sorumluluk düşüyor...
 
EL SEZON ORTALAMALARI
SÜRE: 19:37 dakika 
SAYI: 6
RİBAUND: 3.3
ASİST: 1.8
BLOK: 0.1
TOP ÇALMA: 0.9
TOP KAYBI: 0.6

 
SIRA DIŞI
GUERSCHON YABUSELE

 
"Yaz döneminde İspanyol deviyle bir sezonluk sözleşme imzalayan Yabusele; takımda Causeur, Poirier, Heurtel gibi Fransızların olmasının da etkisiyle adaptasyon sürecini çabuk tamamladı. Randolph, Thompkins gibi Laso’nun sisteminde kilit parça olan uzun forvetlerin sakatlıklar sebebiyle parkelerden uzak kaldığı dönemde ise takımına büyük katkı verdi."
 
LEVENT LEVENTCİ

 
Aynı anda hem kupalara hem oyuncu yetiştirmeye hem bonservis kazanmaya hem de uzun vadeli kadro oluşturmaya çalışan İspanyol devi Real Madrid’in yeni gözdesi, 26 yaşındaki Fransız atletik forvet Guerschon Yabusele…

Unutulmaz bir yaz dönemi geçiren ve Real Madrid’e imza atıp, Fransa Milli Takımı’yla Tokyo Olimpiyatları’nda gümüş madalya kazanan 2.04’lük Yabusele, aslında eşi benzerine pek rastlanan oyunculardan değil. Çok yapılı ve kuvvetli olan Fransız yıldız, aynı zamanda hızı ve atletizmiyle kendi pozisyonunda eşleştiği birçok oyuncuya üstünlük sağlayabiliyor.
 
Altyapısında yetiştiği Roanne formasıyla 2013 yılında 18 yaşındayken Fransa Süper Ligi’nde boy gösteren Guerschon Yabusele, Fransa’da Süper Lig-Birinci Lig arasında süren Roanne kariyeri sonrasında 2016'da aslında o döneme göre epey cesur bir karar vererek Çin’in yolunu tuttu.
 
2016 yazında önce NBA Draft’ında Boston Celtics tarafından 16. sırada seçilen Yabusele, oyununu geliştirmek amacıyla bir yıllığına Çin Ligi ekibi Shanghai ile sözleşme imzaladı.
 
Shanghai ile yıl için yaklaşık 1.5 milyon dolarlık bir sözleşmeye imza atan Guerschon Yabusele, NBA’e draft edilişinin hemen ardından oyununu geliştirmek Çin’e giden ilk Avrupalı oyunculardan biri oldu. Çin’de geçirdiği tek sezonda yaklaşık 21 sayı, 10 ribaund ortalamaları tutturan 1995 doğumlu atletik forvet, NBA kariyerine ise 2017-2018 sezonunda başladı.
 
Gençlerle çalışmaya alışkın, son dönemin en maharetli koçlarından Brad Stevens’a sahip olan Celtics, aslında Yabusele için uygun bir yapı izlenimini veriyordu. Ancak kadrosunda Jayson Tatum, Jaylen Brown, Gordon Hayward, Marcus Morris gibi çok yönlü yıldız forvetler, Ojeleye gibi aslında tarz olarak Guerschon Yabusele’ye benzer bir oyuncuya sahip Boston’da istediğini bulamadı Fransız forvet.
 
İki sezonluk Celtics kariyerinin ardından NBA’den beklediği teklifi bulamayan Fransız yıldız, 2019-2020 sezonunu Çin’de geçirdi. Ancak pandemi araya girdi Çin’deki sezonunun durmasının ardından Avrupa’ya dönme kararı alan atletik forvet, Tony Parker’ın takımı ASVEL ile EuroLeague’e adım attı. Ancak Fransa Ligi/EuroLeague’de toplam dört maça çıktıktan sonra Avrupa’da da pandemi sebebiyle sezon durdu.
 
Özellikle NBA’de tutunamadıktan sonra oyununun dış şut, sırtı dönük oyun ve dribbling üzerinden üretebilme alanlarına çalıştığını belirten Yabusele, ASVEL formasıyla çıktığı ilk EuroLeague macerasında bu alanlardaki gelişimini herkese gösterdi.
 
2.04 olmasına rağmen çok güçlü ve atlet olan Fransız yıldız; EuroLeague’de forma giydiği 30 maçta %38.4 üçlük isabetiyle 11 sayı, 4.2 ribaund, 1.16 asist ortalamaları tutturdu. Ayrıca Lyon temsilcisinin Fransa Ligi’nde şampiyonluğa ulaşmasında büyük pay sahibi oldu.
2021 yazı, Yabusele için rüya gibi geçti. EuroLeague pazarının en çok istenen oyuncularından biri olan Fransız forvet, İspanyol devi Real Madrid’e imza attı. Aynı zamanda alt yaş kategorilerinde birçok kez formasını giydiği Fransa Milli Takımı’yla Tokyo Olimpiyat Oyunları’nda gümüş madalya kazanmayı başardı.
 
Olimpiyat Oyunları’nda forma giydiği altı maçta; 6.3 sayı, 3.7 ribaund ortalamaları tutturdu; ancak parkeye getirdiği enerji, bu istatistiklerin çok ötesindeydi.
 
Yaz döneminde İspanyol deviyle bir sezonluk sözleşme imzalayan Guerschon Yabusele; takımda Causeur, Poirier, Heurtel gibi Fransızların olmasının da etkisiyle adaptasyon sürecini çabuk tamamladı. Randolph, Thompkins gibi Laso’nun sisteminde kilit parça olan uzun forvetlerin sakatlıklar sebebiyle parkelerden uzak kaldığı dönemde takımına büyük katkı verdi.
 
Dış şutları, sırtı dönük/yüzü dönük oyunları, açık alanda çembere atak yapmasıyla birlikte hücumda fark yaratan Yabusele; EuroLeague’de 17 maçta 12.6 sayı, 4.6 ribaund, 1.8 asist, 1.2 top çalma ortalamaları tutturdu. Performansıyla herkesi büyüleyen Fransız yıldız, İspanyol deviyle sözleşme uzatma konusunda anlaştı ve 2025 yılına kadar sözleşmesini uzattı. Real Madrid, uzun vadeli planlarının arasına artık Yabusele’yi de dahil etti…
 
EL SEZON ORTALAMALARI
SÜRE: 27:12 dakika 
SAYI: 12.6
RİBAUND: 4.6
ASİST: 1.8
BLOK: 0.1
TOP ÇALMA: 1.2
TOP KAYBI: 1.7
 

 
MADRİD’DE BİR KULE
WALTER TAVARES

 
“Gran Canaria’da ses getiren oyunuyla NBA’in yolunu tutan ve daha sonra Real Madrid’e geçen 2.21 metrelik dev Tavares, eflatun beyazlı ekibin aşılması güç bir kulesi gibi…”
 
BERTAN ERMAN
 
Walter Tavares ismi, 2014-2015 sezonunda dikkatimi çekmişti. O sezon kuvvetli Gran Canaria takımının en skorer ismi olmasa da, aldığı süre içinde gerekeni yapıyordu ve aşılması hiç kolay olmayan bir oyuncu olduğunu göstermişti. EuroCup’ta, çeyrek finalde, o sezonu Türkiye Ligi’ni şampiyon tamamlayacak Pınar Karşıyaka’ya boyalı alanda zor anlar yaşatan Tavares, UNICS Kazan ile oynanan yarı finalde de etkisini göstermiş ve takımının finale kalmasını sağlayan isimlerin başında geliyordu. Fiziğine göre iyi olan atletizmi ve defansı ile dikkatleri üzerine çeken Yeşil Burun Adalı dev, NBA’in yolunu tutmuştu.
 
Ancak Walter Tavares, NBA’de oyun anlayışının değişmesiyle burada kendine pek yer bulamadı ve daha çok G-League’de boy gösterdi. Eğer Tavares, 2000’lerin oyuncusu olsaydı, Yao Ming’e, Shaquille O’Neal’a baş belası olacak bir pivot olurdu; ama basketbolun dışarıya yöneldiği, kısaların öne çıktığı, dış atışların önem kazandığı ve bunun en üst seviyede yaşandığı bir ortamda barınması kolay değildi.
 
Zira Tavares, NBA’de kaldığı 2 sezonda toplam 13 maça çıkabildi. Bu da bir tecrübe midir? Kesinlikle evet. Çünkü Avrupa’ya daha kuvvetli bir şekilde gelişi sağlar. Tabii ki ABD dışından bir basketbolcuysanız…

Othello Hunter’ın CSKA Moskova’ya gidişi, Gustavo Ayon’un da yavaş yavaş kariyerinin sonlarına gelmesi, Real Madrid’de bir uzun ihtiyacı doğurmuştu. NBA’de umduğunu bulamayan isimleri EuroLeague’de çıkışa geçmesini sağlama konusunda nokta atışını iyi yapan Real, bu ihtiyacı Walter Tavares ile karşılaşmıştı.
 
Real Madrid’in rakiplerini yaptığı savunma ve bulduğu üçlüklerle yıldırması meşhurdur. Boyalı alan savunmasını 2.21 metrelik kule ile sağlamlaştıran Real, önceki iki sezonda aşamadığı Fenerbahçe engelini geçmekte de niyetliydi. Tavares, 2017-2018 sezonunda; Real Madrid ile geçirdiği ilk sezonda mutlu sona ulaşmıştı. Fenerbahçe’de hiç kimsenin kolay kolay önünde duramadığı Jan Vesely ile baş eden Tavares, Real’in o sezon şampiyonluğundaki önemli parçalardan biriydi.
 
Sonraki dönemlerde CSKA Moskova olsun, Barcelona olsun, Anadolu Efes olsun, farklı oyun anlayışlarıyla EuroLeague’de gidişatı değiştiren takımlar olmayı başardı; Real Madrid’i de geride bıraktı. Buna rağmen istikrarlı bir şekilde gücünü ortaya koymaya devam eden Real, çıktığı birçok maçta Tavares’ten faydalandı.
 
Walter Tavares dediğimiz isim, boyalı alana girdiğinde bir bölüm sonu canavarı gibi. Ona karşı hücum etmek, gerçekten yürek ister. 2018-2019 sezonunda, normal sezonda 7.8 sayı, 6.1 ribaund ve 1.7 blok ortalamaları; 2020-2021 sezonunda da çıktığı 34 maçta 11.5 sayı, 8 ribaund, 1.7 blok ve 1 top çalma ortalamalarıyla, THY EuroLeague’de yılın savunmacısı ödülüne layık görüldü.

Şu an maç başına yaklaşık 2 blok yapan Walter Tavares, yine rakipleri üzerinde baskı oluşturan etkili bir pivot. Uzun süredir eflatun beyazlı ekibe önemli katkılarda bulunan Tavares, Arvydas Sabonis, Felipe Reyes, Gustavo Ayon gibi isimlerle birlikte, Real Madrid’in unutulmaz pivotları arasında şimdiden yerini aldı.
 
EL SEZON ORTALAMALARI

SÜRE: 24:37 dakika 
SAYI: 12.2
RİBAUND: 7.3
ASİST: 0.8
BLOK: 0.2
TOP ÇALMA: 1.1
TOP KAYBI: 1.8


YORUMLAR

  • 0 Yorum