20 sezonda Kral Lebron James

Basketbolda her oyuncu 20 sezon göremez. Michael Jordan, basketbola 2 kez farklı nedenden dolayı ara verdi. Magic 2000 yılına kadar NBA’de oynayabilecek durumdayken HIV Virüsü ile sarsıldı. Öyle ya da böyle, birçok efsane 20 sezonunu göremedi. LeBron James, 20. sezonunda koca Lakers’ı sırtlıyor. Görünüşe göre 21 ve belki de 22'nciyi de görecek…”

20 sezonda Kral Lebron James
15 Aralık 2022 - 16:25
BERTAN ERMAN
 
NBA, her zaman hikâyeleri seven bir lig oldu. Bazıları mutlu, bazıları trajik bir sonla bitti. Bazıları, hikâyenin kendi yazarı oldu. LeBron James de bu isimlerden biri olmayı başardı. Ayın 30’unda 39 yaşına girecek olan Kral, birbirinden zor rekorları kırdı; ödüller, şampiyonluklar aldı. Sansasyonel hamleleri de oldu. İşte, LeBron’un 2003 yılında başlayan ve günümüzde 20 yılına giren NBA kariyeri…


 
NBA’İN SEÇİLMİŞ KRALI GELİYOR
2003-2004 SEZONU

 
2003 yılı… Bir tarafta Washington Wizards ile NBA kariyerini noktalayan, 23 numaralı forma denince akla gelen ilk isim, Majesteleri Michael Jordan. Diğer tarafta 18 yaşında, St. Vincent - St. Mary Lisesi’nden adımını NBA’e atacak olan 23 numaralı formasıyla LeBron James… Daha NBA’e seçilmemişken, 22 Mayıs 2003’te Nike ile 90 milyon dolar tutarında, dönemin en pahalı anlaşmasını yapan James.
 
Lisede, “Kral” lakabını alan; ama NBA için prens olan LeBron, memleketi Akron’un bulunduğu Ohio Eyaleti’nin temsilcisi Cleveland Cavaliers tarafından birinci sıradan seçilmişti. Sports Illustrated Dergisi’nin de Şubat 2002’deki kapağında kendisi için, “Seçilmiş Kişi” başlığı da bir bakıma bu hikâyenin ilk kısmı için uygundu. (Daha sonra bu başlık LeBron’ın lakaplarından biri oldu) 
 
Belli bir perspektiften bakacak olursak, 2003-2004 sezonu, 23 numaranın Jordan’dan LeBron’a; Majesteleri’nden Kral’a bir devir teslimi gibiydi. LeBron James, NBA’e adımını attığı ilk NBA sezonunda 20.9 sayı, 5.5 ribaund, 5.9 asist ve 1.6 top çalma ortalamasıyla Yılın Çaylağı seçildi. Bu sadece NBA’in Seçilmiş Kralı'nın gelecekte neler yapacağının teminatıydı.


 
İLK ALL-STAR VE KAÇAN PLAY-OFF
2004-2005 SEZONU

 
Önceki sezonun ortasında Ricky Davis’in Boston’a gönderilmesi ve Darius Miles’ın Portland’a gitmesiyle LeBron’ın kısa forvet olarak daha fazla süre alması sağlandı. Carlos Boozer’ın da Utah’a geçmesiyle 20 yaşındaki Kral James, 6. sezonundaki Litvanyalı pivot Zydrunas Ilgauskas’ın da önünde, Cavaliers’ın bir numaralı ismi konumuna geldi. 
 
Kadro derinliği pek olmayan bu Cavs’ta maç başına 42.4 dakika ortalama süre alan James, 80 maçta 27.2 sayı, 7.4 ribaund, 7.2 asist ve 2.2 top çalma ortalamalarıyla oynadı. 2004-2005 sezonunda ilk kez NBA All-Star’a seçilen LeBron, Cavs ile normal sezonda 42 galibiyet aldı. Fakat Ohio ekibi, averaj farkıyla aynı galibiyete sahip New Jersey Nets’in gerisinde kaldı ve play-off’u kaçırdı.


 
BİRÇOK İLKLERİ YAŞAYAN KRAL
2005-2006 SEZONU 

 
LeBron James’in yanında Ilgauskas ve Drew Gooden’ın yanı sıra, şutör Larry Hughes ve takıma önem sağlayacak. Donyell Marshall’ın da gelmesiyle Cleveland Cavaliers biraz daha güçlendi. Daha da önemlisi, başantrenörlük görevine Mike Brown getirildi ve Cavs, 2000’lerin sonlarında istikrar yakaladı. Ohio ekibi 8 yıl sonra play-off gördü ve ilk turda unutulmaz bir Washington Wizards serisini geride bıraktı. 
 
LeBron’un Wizards ile oynanan serinin ilk maçında (kendisinin NBA kariyerindeki ilk play-off maçı) 32 sayı, 11 ribaund ve 11 asistle triple-double yapması, gelecek için sinyalleri veren bir performanstı. LeBron James ve Cavs, Wizards’ı 4-2 ile geçti; ama Konferans Yarı Final Serisi’nin 7. ve son maçında, 2 sezon öncesinin şampiyonu, bir önceki sezonun finalisti Detroit Pistons’a kaybetti. Ancak bu yaşananlar, hem LeBron hem de Cavaliers için güzel günlerin habercisiydi. 
 
Ayrıca LeBron James, 31.4 sayı, 7 ribaund, 6.6 asist ve 1.6 top çalma ortalamalarıyla oynadı ve kariyerinde ilk kez en iyi 5’e seçildi. Bir de 2006 All-Star maçında 29 sayı ve 6 ribaundluk performansıyla ilk kez All-Star MVP’si oldu.
 
İLK FİNAL
2006-2007 SEZONU 

 
LeBron James, her geçen gün tecrübesine tecrübe katıyordu. Yanında Ilgauskas, Anderson Varejao, Donyell Marshall, Larry Hughes gibi destekçileri vardı ve bunun üzerine potansiyelli çaylak gardlar; oyun kurucu Daniel Gibson ve şutör gard Shannon Brown kadroya katıldı. Normal sezonda 50 galibiyet alan Cavaliers’ta başrol oyuncusu LeBron idi. LeBron James, Doğu Konferansı’nda 2. sıradan giren Cavs, önce Washington Wizards’ı ilk turda 4-0 ile süpürdü. 
 
Daha sonra Doğu Konferansı Yarı Finalleri’nde Vince Carter ve Jason Kidd ile dikkat çeken New Jersey Nets’i 4-2 ile geçti. Doğu Finali Serisi’nde Detroit Pistons’tan rövanşı alan Cavs, kulüp tarihinde ilk kez NBA Finalleri’ne kaldı.
 
Finaller’de San Antonio Spurs gibi tecrübeli bir takım tarafından süpürülmüş olsalar da Cavs’ın kulüp tarihindeki en büyük başarısı gelmişti… Başrolde normal sezonu 27.3 sayı, 6.7 ribaund, 6 asist ve 1.6 top çalma ortalamalarıyla tamamlayan LeBron James… O dönem ligin en iyisi olarak gösterilen Kobe Bryant ile bir rekabete girdi. Birçok otorite ve basketbolsever tarafından Kral ile Black Mamba’nın, NBA’in en iyisi olduğuna dair bir kıyaslama başladı.


 
ALL-STAR MVP’Sİ AMA…
2007-2008 SEZONU 

 
Artık herkes 2007’deki finalden sonra bir beklenti içindeydi; LeBron ve Cavaliers’ın şampiyonluğu… Her geçen gün güçlenen kadroya, 2004’te Pistons ile NBA şampiyonluğu yaşamış ve bir önceki sezon Chicago Bulls’u yıllar sonra play-off’a taşımış Ben Wallace eklendi. LeBron James, maç başına 30 sayı ortalaması yakaladı ve sayı kralı oldu. 
 
2008 All-Star’da da MVP olmayı başardı. Fakat Cavs’ın önüne bir engel çıktı; Boston Celtics. 2006-2007 sezonunda dibi gören Celtics, takaslarla Kevin Garnett ve Ray Allen gibi iki önemli ismi, kendi yıldızları Paul Pierce’ın yanına ekledi ve bir BIG 3 oluştu. 
 
Bu BIG 3’ye sahip Celtics, Doğu Yarı Final Serisi’nde Cavaliers’ı geçti. Daha sonra da Celtics’in NBA şampiyonluğu geldi. LeBron James ve Cavs açısından bakacaksak, bir üzüntü söz konusuydu. Ancak 2007-2008 sezonu, LeBron’un Cleveland’daki hayal kırıklıklarının sadece başlangıcıydı.
 
MVP KRAL’A DUR DİYEN TÜRKOĞLU
2008-2009 SEZONU 

 
Ben bu sezonu 13 yaşındayken, henüz ilköğretim okulunda 7. sınıf öğrencisiyken derslerimden daha çok takip ediyordum. Herkes o finali bekliyordu; Lakers vs Cavs ya da Kobe vs LeBorn… LeBron James NBA’de bir Kral olmayı başarmıştı; ama henüz 'Ligin Kralı' değildi ve bunu tam anlamıyla ilan etmek istiyordu. 
 
Çok iyi hatırlıyorum; ilk zamanlarda Daniel Gibson ve daha sonrasında Mo Williams, LeBron’a çok ciddi anlamda destek oluyorlardı. Pota altı da iyiydi Cavaliers’ın ve onlardan ikinci finali herkes bekliyordu. 
 
Normal sezonda oynadığı 81 maçta 28.4 sayı, 7.6 ribaund, 7.2 asist 1.7 top çalma ve 1.1 blok ortalamalarıyla ligin en değerli oyuncusu (MVP) olmuştu. Cavaliers da 66 galibiyetle normal sezonun en iyi performansına imza atmıştı. 
 
Batı lideri Lakers’tan bir maç daha fazla galibiyet almıştı. Artık herkes o sezon Kobe - LeBron finalini bekliyordu. Play-off müsabakalarında da iyi bir performans sergileyen Cavaliers, Doğu Konferansı Finalleri’nde Orlando Magic karşısına çıktı. LeBron’un karşısına da şu anki Türkiye Basketbol Federasyonu Başkanı Hidayet Türkoğlu… Türkoğlu’nun LeBron James’e zor anlar yaşattığı ve onu durdurduğu serinin sonunda Orlando Magic, 4-2 kazanıp 'Finaller’de Kobe önderliğindeki Lakers’a rakip oldu. LeBron ve Cavs için bir hayal kırıklığıydı.
 
Ek bilgi: 2008-2009 sezonunda LeBron James’in yedeği, Fenerbahçe’den transfer edilen Tarence Kinsey idi. Ayrıca, daha sona Pınar Karşıyaka ile Türkiye Kupası kazanan ve Gaziantep’te forma giyen Jawad Williams da Cavs’ın çaylak oyuncusuydu.


 
KREDİNİN TÜKENDİĞİ AN
2009-2010 SEZONU

 
Cleveland Cavaliers, o zamana kadar görebileceği en iyi kadroyu gördü desek… Yalan olmaz! Toronto’dan, kendini yükselten atletik oyuncu Jamario Moon, 4 NBA şampiyonluğu yaşamış, tecrübeli pivot Shaquille O’Neal, Cleveland Cavaliers’a dahil oldu. 
 
Shaq de otobiyografisinde, LeBron’a bu takımın liderinin o olduğunu söylüyordu. Cavaliers’ta başrol LeBron James’ten başkası olamazdı zaten. Çaylaklar, tecrübeliler… Ancak burada, takımın merkezinde LeBron James vardı. Cleveland’da beklentiler belliydi. Ancak LeBron için 2009-2010 sezonunda olumlu bir şey varsa, o da 29.7 sayı, 7.3 ribaund, 8.6 asist, 1.6 top çalma ve 1 blok ortalamalarıyla MVP olmasıydı. Gerisi tam bir fiyasko…
 
Konferans Yarı Finalleri’nde Celtics’e elenmek, bir de annesi Gloria James’in takım arkadaşı Delonte West ile bir ilişkisinin olduğu iddiası… LeBron için Cleveland’da her şey bitmiş gibiydi. Kral için yeni bir macera gerekiyordu.
 
SAHİL ÇOCUĞU LEBRON
2010-2011 SEZONU 

 
Takvimler 8 Mayıs 2010’u gösteriyordu. Cleveland’da umduğunu bulamayan LeBron James, sadece bir kez Finaller’i görebilmiş ve şampiyonluğu yoktu. Lakers’ta doğru düzgün süre almayan D.J. MBenga bile 2 şampiyonluk yüzüğüne sahipti ve bu bir alay konusu olmuştu. Uzun zamandır başarıya hasret olan New York Knicks, LeBron için en pahalı teklifi yapmıştı. 
 
Cleveland ona bir şans daha tanımak istiyordu. Ancak LeBron James, o gün ESPN’deki “The Decision” (Karar) adlı, reklamlar dahil 75 dakika süren programda, “Bu sonbahar, yeteneklerimi Güney Sahili’nde göstermeye, Miami Heat’e katılmaya gidiyorum” diyerek tercihini açıkladı. 
Kadroda hâli hazırda Dwyane Wade vardı ve Toronto Raptors’ın yıldız uzunu Chris Bosh da geliyordu. LeBron’ın da Heat’e katılmasıyla, Miami’de 2003 Draftı’nın birinci, dördüncü ve beşinci sıra seçimleri bir araya geldi ve büyük üçlüyü oluşturdu. LeBron da 6 numaralı forma tercihi ile yeni bir sayfa açtı. 
 
Bu kararından sonra New York Daily News’in, “Son Of A Beach” (Sahil Çocuğu) başlığını atmasını mı dersiniz (bu şarkının dilimizin varmadığı bir küfre dönüşmesi durumu söz konusu) ya da Cleveland tarafından hain ilan edilmesi mi dersiniz; LeBron bir taraftan sempati, diğer taraftan antipati kazanan bir basketbolcuya dönüştü. 
 
Onun hakkında birçok tartışma çıktı. LeBron James Miami formasıyla Cleveland’a geldiğinde yuhalandı ve daha bir sürü şey… Ancak Kral, Heat’te 2006’da şampiyonluk yaşamış yıldız Dwyane Wade’in de önüne geçti. 26.7 sayı, 7.5 ribaund ve 7 asist ortalamaları kaydeden LeBron James, yanında Cavs’takine göre daha iyi isimlerle birlikte oynadığı için rahattı. 
 
2011 Play-off’larında sırasıyla Sixers’ı, Celtics’i ve Bulls’u 4-1’lik serilerle geçen Heat, Finaller’de 2006’da devirdiği Dallas’a tosladı. LeBron yine yüzük sahibi olamamıştı ve özellikle kendisini sevmeyenlerin iyice yerden yere vurduğu bir süperstar olmuştu.


 
İLK YÜZÜK
2011-2012 SEZONU

 
LeBron James ve Miami Heat, şatafatlı ilk sezonda Dallas karşısında kaybedilen şampiyonluğu telafi etmek zorundaydı; zira kaçacak bir şampiyonluk, mukayese edildiği Kobe Bryant’ın iyice gerisinde kalması ve bu tartışmaların, “Tartışmasız bir sonucu var!” noktasına geleceği anlamına geliyordu.
 
Wade bir şampiyonluk daha istiyordu. Chris Bosh da ilk kez mutlu sona ulaşmak için kararlıydı. Ama LeBron… Onun için herkese bir cevap verme, Kral olduğunu kanıtlama yılıydı. 
 
Normal sezonda Chicago Bulls’un ardında ikinci sıradan Doğu’da play-off’a giren Heat’te LeBron James, 62 maçta 27.1 sayı, 7.9 ribaund, 6.2 asist ve 1.9 top çalma ortalamalarıyla normal sezon MVP’si oldu. Ancak LeBron için başarı bununla sınırlı kalmadı. 
 
Bir kez daha Finaller’e çıkan Kral önderliğindeki Heat, Batı’nın şampiyonu; ama kendileriyle kıyaslanınca tecrübesiz Oklahoma City Thunder’ı devirip mutlu sona ulaştı. 
 
İlk kez NBA şampiyonluğu sevincini yaşayan LeBron James, OKC karşısındaki ortalama 25.9 sayı, 8.4 ribaund, 6.6 asist ve 1.8 top çalma performansıyla Finaller’in de MVP’si olmuştu. Kobe’nin devrinin de yavaş yavaş bittiği sürece de girilmişti ve LeBron, hakikaten Kral olduğunu ilan etmişti.
 
RAY ALLEN’A DUACI LEBRON
2012-2013 SEZONU

 
Miami Heat, sadece BIG 3 (LeBron-Wade-Bosh) ile değil; kadrodaki diğer isimlerle de korkutucu bir takım kimliğine bürünmüştü. Rashard Lewis, Ray Allen, Shane Battier, Chris Andersen, Mario Chalmers… 
 
Say say bitmez. Normal sezonda 66 galibiyet alan bu güçlü Heat’te başrol yine LeBron James idi. Kral, 76 maçta 26.8 sayı, 8 ribaund, 7.3 asist ve 1.7 top çalma ortalamalarıyla bir kez daha sezonun MVP’si olmayı başardı.
 
Play-off’larda sırasıyla Milwaukee Bucks ve Chicago Bulls’u rahat geçti. Doğu Finalleri’nde, dönemin formda ekiplerinden Indiana Pacers ile karşılaşan Heat, seriyi son maçta kazandı ve Finaller’e kaldı.
 
Şampiyonluk için rakip, 2000’lere damga vuran San Antoino Spurs olmuştu. Serinin son maçında, en kritik topta Spurs şampiyonluğunu ilan etmek üzereydi; Ray Allen o üçlüğü atıp maçı uzatmaya götürene kadar… 
 
O atıştan sonra ivme Miami’ye geçti ve Heat bir şampiyonluğa daha erişmişti. LeBron da bu seride maç başına 25.3 sayı, 10.9 ribaund, 7 asist ve 2.3 top çalma ortalamalarıyla Finaller MVP’si olmayı da başardı. Tabii, o şut sayesinde Ray Allen’a duacı bir Kral vardı…
 
GÜNEY SAHİLLERİ’NDE SON KEZ
2013-2014 SEZONU

 
LeBron James’in önderliğinde Miami Heat, kulüp tarihinin en parlak dönemini yaşadı; bunda sorgulanacak hiçbir şey yok. 2010-2014 yılları arasında 4 final ve 2 şampiyonluk. LeBron, gücünü kanıtlamıştı; ama yaptığı hamleler, içinde bulunduğu kadro, kendisinin en iyisi olup olmadığı konusunu tartışmaya açıyordu. 
 
2013’teki zirveden sonra bir düşüş yaşandı. Heat, normal sezonu 54 galibiyetle tamamladı. Doğu’da onları geçebilecek biri yoktu; sırasıyla Charlotte, Brooklyn ve Indiana’yı çok zorlanmadan geride bıraktılar. Finaller’de San Antonio’nun intikamı karşısında çaresiz kalan bir Heat ve LeBron vardı. 
 
Spurs’te defansı ve atletizmi ile Kral’a diş geçiren Kawhi Leonard, 7 yıl sonra Spurs’ü şampiyonluğa taşımıştı. 27.1 sayı, 6.9 ribaund, 6.3 asist ve 1.6 top çalma ortalamalarıyla oynayan LeBron James, Miami macerasını bu sezonun sonunda noktalamıştı.


 
KRAL’IN MEMLEKETE DÖNÜŞÜ
2014-2015 SEZONU 

 
LeBron James, Miami’de olduğu 4 sezon boyunca hep Finaller’de yer aldı, 2 yüzük kazandı, MVP ödülleri vs. Lakin ona kızgın ve kırgın bir toplum vardı; Clevelandlılar. LeBron Miami’ye gittiğini açıkladığında formalar mı yakılmadı, posterler mi sökülmedi, Cleveland’daki her maçta ıslıklanmadığı mı kaldı… 
 
Ancak takvimler 11 Temmuz 2014’ü gösterdiğinde bunların hepsi geride kaldı. LeBron James, memleketi Akron’un üniversite takımının Amerikan futbolu sahasında, binlerce Cavs taraftarının önüne çıktı ve evine döndüğünü ilan etti. Heat ile sözleşme yenilemeyip Cleveland’da yarım kalan işlerini tamamlamaya gelen LeBron James, Cavs’taki ikinci döneminde yepyeni bir heyecan yarattı. 
 
Üstelik Cleveland, önceki dönemlere göre daha iyi isimlere sahipti; Kyrie Irving ve Kevin Love bunların başında geliyordu. Eskisinden daha iyi bir Cleveland ve eskisinden daha güçlü bir LeBron James…
 
30 yaşına gelen LeBron, tecrübelerini ve takım oyununu Cleveland’da net bir şekilde göstermeye başlamıştı. Cavs’ta öyle bir ortam vardı ki, bir önceki sezon EuroLeague’i kazanarak Avrupa şampiyonu titri ile Cleveland’ın başına geçen David Blatt, onun gölgesinde kalıyordu. 
 
Normal sezonda Atlanta’nın arkasında, Doğu Konferansı’nı ikinci sırada tamamlayan LeBron James önderliğindeki Cavs, kendini play-off maçlarında gösterdi. İlk turda Boston’ı 4-0 ile süpüren Ohio ekibi, bir sonraki turda Chicago’yu 4-2 ile geçti. 
 
Doğu Finalleri’nde Atlanta Hawks’ı süpüren Cavaliers, 8 yıl sonra Finaller’e kalma başarısını gösterdi. Ancak NBA’in ve hatta basketbolun çehresini değiştiren bir takım karşılarına çıktı; Golden State Warriors. Stephen Curry ve Klay Thompson’ın üçlük yağmuru yağdırdığı, Draymond Green’in çok yönlü işler çıkardığı Warrios, Cleveland’ın hayallerini suya düşürdü. Üst üste 5. kez Finaller’i gören LeBron, şimdiden rövanşı düşünmeye başlamıştı.
 
YARIM KALAN İŞİ TAMAMLAMAK
2015-2016 SEZONU 

 
2015-2016 sezonu Cleveland Cavaliers için pek de iyi başlamamıştı ve David Blatt ile sezon ortasında yollar ayrılmıştı. Blatt’in yerine, yardımcı antrenör Tyronn Lue getirilmişti. Sezon içindeki bu koç değişikliğine rağmen Cavaliers, normal sezonu 57 galibiyetle Doğu Konferansı birincisi olarak tamamladı ve play-off’lara inanılmaz iyi başladı. 
 
Önce Detroit Pistons’ı, sonra Atlanta Hawks’ı süpüren Cavaliers, Konferans Finalleri’nde Toronto Raptors’ı geçip bir kez daha adını Finaller’e yazdırmıştı. Rakip yine Golden State Warriors; normal sezonu 73 galibiyetle tamamlayıp 1995-1996 sezonunda Chicago Bulls’un 72 galibiyet rekorunu kıran muhteşem bir takım. Seride 3-1 öne geçen Warriors, bir yerde son vuruşu yapacak gibiydi. Ancak öyle olmadı. Cavs seriyi 7 maça uzattı ve son maç Golden State’in ev sahipliğinde…
 
Son maçın son anlarında müthiş bir mücadele var. Maçın bitimine 1 dakika 51 saniye, skor 89-89… Andre Igoudala, Warrios’a avantaj sağlayacak bir baskete gidiyordu. Ancak uzaklardan yetişip ona blok yapan biri vardı; LeBron James. 
 
LeBron, NBA tarihinin en unutulmaz bloğuna imza atmıştı. Maçın son 54 saniyesine girilirken Kyrie’nin üçlüğü de bu bloğu pekiştirmişti. Son saniye sireni çalındığında maçın sonucu: Cleveland - Golden State: 93-89.
 
Cleveland Cavaliers, 46 yıllık NBA tarihinde, üçüncü finalinde ilk kez mutlu sona ulaşmıştı. Cleveland’da yer yerinden oynarken Cavaliers oyuncuları Oakland’da duygu dolu anlar yaşıyordu. Peki LeBron? O an LeBron James’i herkes kucaklıyordu. Sonra LeBron parkeye kapandı ve 13 yıllık büyük yükü üzerinden atmış, gözyaşlarından akıyordu. LeBron önderliğindeki Cavs, NBA Finalleri’nde bir ilke imza atmıştı; 3-1 geriden seriyi 4-3 kazanan ilk takım olmuştu. 
 
Şampiyonluk maçında 27 sayı, 11 ribaund ve 11 asistle triple-double yapan Kral, seride ise 29.7 sayı, 11.3 ribaund ve 8.9 asist ortalamalarıyla Finaller’in en değerli oyuncusu seçildi. Ancak bundan daha önemlisi vardı; Kral, memleketine verdiği sözü tutmuştu.


 
RÖVANŞIN RÖVANŞINA MANİ OLAMAMAK
2016-2017 SEZONU 

 
Cleveland’ın şampiyonluğundan sonra kimsenin tahmin edemeyeceği bir sürece girilmişti. NBA’de kim ne yaparsa yapsın; LeBron’un Cavs’a dönüşü sonrasında 4 sezon üst üste Golden State - Cleveland final serileri oldu. Cavs’ın unutulmaz şampiyonluğu sonrasında iki takımın arasındaki final kapışmalarında denge vardı ve Golden State’in bir karşı hamle yapması bekleniyordu. Bu hamle de LeBron’un Miami’ye gitmesi kadar tartışmalıydı. 
 
Oklahoma City’de umduğunu bulamayan Kevin Durant, Warriors’ın büyük üçlüsü Curry-Thompson-Green’e dahil olmuştu ve kadro üstünlüğü Kaliforniya ekibine geçmişti. LeBron James’in normal sezondaki 26.4 sayı, 8.6 ribaund, 8.7 asist ve 1.2 top çalma ortalamaları Cavaliers’ın Doğu’nun zirvesinde olmasına yetmemişti. Yeni bir oluşuma giden Boston Celtics, Doğu Konferansı’nın birincisi, Cavs ise ikincisi olmuştu. 
 
Ancak play-off’a gelince işler değişir ve burada tecrübe devreye girer. İlk iki turda sırasıyla Indiana Pacers ve Toronto Raptors’ı süpüren Cavaliers, Doğu Konferansı Finalleri’nde Celtics’in rakibi oldu. 5 maçta sonra eren seride Cavs, Celtics’e karşı net 4 galibiyet aldı ve bir kez daha Finaller’e kaldı. Fakat Durant eklemesiyle daha da güçlenen Warriors, Cavaliers’tan rövanşı aldı ve 4-1’lik seri kaybı sonucunda şampiyonluğu ve bu Finaller Serisi’nin üstünlüğünü Kaliforniya ekibine kaptırdı. LeBron James, Warriors’a karşı bir zafer daha elde etmenin peşindeydi.
 
TEŞEKKÜRLER CLEVELAND
2017-2018 SEZONU 

 
Cleveland Cavaliers, 2017-2018 sezonunda logo değişikliğine gitti. Şehirde yeni bir soluk oluşturma vs. Bir de Cavaliers’tan dikkat çekecek şöyle bir hamle geldi; Warriors’taki Curry-Thompson-Durant-Green dörtlüsüne karşı LeBron ve Kevin Love’ın yanına, LeBron James’in Miami’de birlikte başarılara imza attığı tecrübeli gard Dwyane Wade eklendi. 
 
Bakıldığında, bu hamlede Celtics’e giden Kyrie Irving’in yerini doldurmak amacı da vardı. Ancak Wade, Cleveland’da bekleneni veremedi ve sezon arasında Miami’ye döndü. Cavaliers, o sezon ülkemizde LeBron kadar bir odak noktasına daha sahipti; Cedi Osman. 
Efes ve Milli Takım’da göstermiş olduğu performanslarla geleceğimiz olan Cedi, koç Tyronn Lue’nun fazla süre vermediği bir oyuncuydu.
 
Cedi Osman’ın az süre alması da LeBron’ın üzerindeki yük arttırıyordu. Maç başına 36.9 dakika ortalama süreye sahip olan Kral, normal sezonda hiç maç kaçırmadı ve 82 müsabakada 27.5 sayı, 9.1 asist ve 1.4 top çalma ortalamalarıyla oynadı. 
 
Bu arada play-off’a girmeden önce bir All-Star durumundan bahsedelim; 2018 yılından itibaren All-Star maçları Doğu ile Batı arasında değil, oylamada, konferanslarında en çok oyu alan oyuncuların kurduğu takımlar bir karma olarak mücadele etmeye başladı. LeBron James de 2018’den beri hiçbir oylamada birinciliği kimseye kaptırmadı ve seçilmiş oyuncular arasından kendi takımını kurdu, her All-Star maçını da kazandı. 
 
Burada LeBron James, kadro mühendisliğini de gösterdi. 2018 All-Star maçında 29 sayı ve 10 ribaundluk performansıyla kendi takımının galibiyetini sağlayan LeBron, maçın da en değerli oyuncusu seçilmişti.
 
Play-off’a gelirsek… LeBron James önderliğindeki Cavaliers, ilk turda Indiana Pacers’ı son maçta eledi. Bir sonraki turda Toronto Raptors’ı süpürseler de Doğu Finalleri’nde Boston Celtics’e karşı bir hayli zorlandılar ve son maçta galip gelerek bir kez daha Finaller’e kalma başarısını gösterdi. 
 
Bu seride insan dışı bir performans sergileyen Kral, özellikle son maçta son dakikaya doğru, takımı 81-74 önde iken bir hızlı hücumda Marcus Morris’in iki omzunu bastırmasına rağmen attığı basketle lakabının hakkını veren kral bir harekete imza atmıştı. 
 
Serinin sonunda galibiyete ve Doğu Şampiyonluğu’na uzanan Cavs ve LeBron, Kyrie Irving’e, “Bıraktığın takıma dön de bir bak istedik” mesajını da verdi. Fakat bir önceki sezonun benzeri; hatta daha kötüsü bir son oldu. Golden State Warriors, Finaller’de Cleveland Cavaliers’ı 4-0’la süpürüp şampiyon oldu. Sezon sonunda LeBron James için ikinci Cleveland macerası son buldu ama bir farkla; Kral, yuvasından ıslıklarla değil, alkışlar ve teşekkürler ile ayrıldı.


 
LAKERS’TA HAYAL KIRIKLIĞI BİR BAŞLANGIÇ
2018-2019 SEZONU 

 
LeBron James ilk defa konferans değişikliğine gitti. Daha önce Doğu’da Cleveland ve Miami maceraları yaşayan LeBron, başarıya aç, geleneği olan bir takım buldu. Kobe Bryant’ın basketbolu bırakmasından sonra bir türlü toparlanamayan Los Angeles Lakers’a ilaç olacak süperstar LeBron James idi. 
 
Tarihe bakınca George Mikan, Elgin Baylor, Jerry West, Wilt Chamberlain, Kareem Abdul-Jabbar, Magic Johnson, Shaquille O’Neal ve Kobe Bryant gibi inanılmaz isimlerin başarılar elde ettiği, şampiyonluklar yaşadığı ve mor - sarılı forma ile efsane olmanın gururunu yaşayan bu isimlerin arasına LeBron da girdi.
 
Fakat Lakers’ta, 2018-2019 sezonunda Kral’ın yanında onu destekleyecek süperstarlar yoktu. Genç, potansiyelli; ama tecrübe eksiği bulunan isimler vardı. LeBron bu sezon içinde kasığından bir sakatlık yaşadı. Normal sezonda 55 maça çıkan LeBron James, 27.4 sayı, 8.5 ribaund, 8.3 asist ve 1.3 top çalma ortalamalarıyla mücadele etti. Fakat Lakers 82 maçta 37 galibiyet aldı ve Batı’da 10. sırada kalıp play-off’u kaçırdı. LeBron da uzun bir süre sonra play-off’un dışında kaldı. 
 
Kral'ın Lakers’ta şampiyonluk görmesi gerekiyorsa, bir şeylerin değişmesi aşikardı. Bu sezonda LeBron adına olumlu bir şey varsa, 6 Mart 2019 tarihinde oynanan Denver Nuggets maçında 32.295 sayıya ulaşıp çocukluk idolü Michael Jordan’ı geride bırakması ve tüm zamanların en skorer 4. oyuncu olmasıydı.


 
BU ŞAMPİYONLUK KOBE İÇİN
2019-2020 SEZONU 

 
2020 yılı… Tüm dünyanın unutmak istediği bir sene. Covid-19 öncesinde basketbolseverlerin büyük bir trajedi ile kahrolduğu bir yıl. O trajedinin bir gün öncesine gidelim. Philadelphia deplasmanındaki Lakers’ta LeBron James, 33.644 sayıya ulaştı ve Lakers’ın yakın zamandaki efsane ismi, 5 kez şampiyonluk kazanmış Kobe Bryant’ı geride bırakıp, NBA’de tüm zamanların en skorer üçüncü oyuncusu oldu. 
 
Kobe’nin LeBron’ı tebrik videosu ve tweet'i… Bunlar yaşandıktan birkaç saat sonra… Tüm basketbol camiasını yıkan o haber; Kobe Bryant ve kızı Gianna Bryant, helikopter kazasında hayatını kaybetti. Black Mamba’nın vefatından sonra lige bir ara verildi. Herkes allak bullak olmuştu. Özellikle Lakerslı oyuncular ve başta Kobe'nin sayı rekorunu geçen LeBron James. 2000’li yıllarda Kobe Bryant ile kıyaslanan, kendisi ile bir final rekabeti beklenen; ama bu hiçbir zaman gerçekleşmeyen LeBron James…
 
Kobe Bryant’ın vefatından bir süre sonra da tüm dünyada Covid-19 salgını patlak verdi. Herkes evlerine kapandı, dünya durmuş gibiydi. NBA sezonu yarıda bırakmadı. Belli bir kota koydu ve Orlando’daki Disneyland’de bir bubble ile lig kaldığı yerden devam etti. Seyirciler yok, herkeste hastalık bulaşmaması için maske, uygulanan sosyal mesafe kuralı… 
 
Böyle bir ortamda, kadrosunu Anthony Davis ile güçlendirmiş Los Angeles Lakers, sezonun yarım kalan bölümünü iyi oynadı. Play-off’ta sırasıyla Portland, Houston ve Denver’ı geçen Lakers, Finaller’de Miami Heat’i geride bıraktı ve 10 yıl sonra şampiyonluğa ulaştı. 2010’da kazanılan son şampiyonlukta Kobe Bryant başroldeydi.
 
Bu uzun aranın sona erdiği günde Kobe trajik bir şekilde aramızdan ayrıldı ve Lakers için de LeBron için de duygusal bir şampiyonluk yaşandı. Finaller’de 29.8 sayı, 11.8 ribaund, 8.5 asist ve 1.2 top çalma ortalamalarıyla oynayan Kral LeBron James, Finaller’in MVP’si oldu. Üç farklı takımla NBA’de şampiyonluk yaşadı. Ama daha önemlisi, bu şampiyonluk Kobe içindi…
 
SAKATLIK VE PHOENIX ŞOKU
2020-2021 SEZONU 

 
Las Angeles Lakers, 2020-2021 sezonunda yıldız oyuncularının sakatlıklarıyla da mücadele etti. LeBron James ve Anthony Davis, önemli sakatlıklar yaşadı, sezon onlar adına birçok aksaklıkla geçti. Yeni sistemde yedinci, sekizinci, dokuzuncu ve onuncu sıradaki takımların play-off’a girebilmek için tek maç üzerinden oynanan play-in maçında kendini bulan Lakers; LeBron’ın kritik üçlüğüyle Cleveland’da oynarken çok çektiği Golden State Warriors’ı eleme başarısını gösterdi. 
 
Lakers, iyi gidiyordu; ama Phoenix Suns ile oynanan seride Anthony Davis’in sakatlığı sonrasında zorlandı ve ilk turda Arizona ekibine boyun eğmek zorunda kaldı. Son şampiyon için ve LeBron James için bir hayal kırıklığı oldu. Telafi için kollar hemen sıvanmıştı.


 
LAKERS OLD BOYS AMA FACİA
2021-2022 SEZONU 

 
LeBron James ve Lakers, geçen sezonu unutturmak istiyordu. Anthony Davis toparlandı, gard eksikliği Russell Westbrook ile çözüldü, bunun yanında LeBron ile aynı draft döneminden NBA’e giren Carmelo Anthony transfer edildi. Takımın çoğu 30 yaş üzeri oyunculardan kuruluydu. LeBron ilerlemiş yaşına rağmen formdan düşmemiş bir hâldeydi. 
 
Kral, 2007-2008 sezonundan sonra, normal sezonda ortalama 30 sayıya ulaşmıştı. Hatta 30.3 sayı ortalamasıyla kariyerinde bu alanda en yüksek sayıya erişmişti. 
 
20 Mart 2022 tarihinde James, Washington Wizards karşısında, kariyerinde 36.928 sayı kaydeden Utah Jazz efsanesi Karl Malone’u da geride bırakarak tüm zamanların en çok sayı atan ikinci oyuncusu unvanını almıştı. Ancak… Bu takımda işler beklenildiği gibi gitmedi. Normal sezonda 33 galibiyet alan ve 12. sırada kalan Lakers, Play-off dışında kaldı.


 
BUGÜN VE YARIN…
 
LeBron James… 39 yaşına rağmen fiziksel gücünü koruyan, kendine bakan ve halen daha bir şeyler yapma çabasında olan bir aktif efsane. Kariyerinde 10 final, 4 şampiyonluk, 4 kez normal sezon MVP’si, 4 kez Finaller MVP’si gören bir basketbol kralı. Kimilerine göre Michael Jordan’dan da iyi, kimilerine göre abartılan bir oyuncu. Ancak bir gerçek var; LeBron, NBA’e damgasını vuran, Şöhretler Müzesi’ndeki yerini şimdiden hazırlayan bir süperstar. 
 
Lakers, LeBron’ın tüm çabalarına rağmen, ilk 18 maçta 7 galibiyet ve 11 mağlubiyet alarak kulüp tarihinin en kötü başlangıcını egale etti. Sezonun geri kalanı, Lakers için ne gösterir bilinmez. Biz bildiğimiz şeylerden bahsedelim. Bu performansla James, 2 sezon daha NBA’de oynar. Onun bir hayali var; oğlu Bronny ile birlikte NBA’de aynı sahayı paylaşıp bir ilke imza atmak. Bu da bir olasılık. Gerçekleşirse güzel bir hikâye olur.
 
Bugün de yarın da LeBron James hakkında birçok şey yazılıp çizilecek. Biz basketbolseverlere bu konuda ne yapmak düşer biliyor musunuz? Emekliliğini açıklayana kadar Kral’ın basketbolunu keyifle izlemek. Çünkü ikinci bir LeBron James gelmeyecek. İkinci bir Michael Jordan, ikinci bir Kobe Bryant’ın gelmeyeceği gibi…

YORUMLAR

  • 0 Yorum