Değişim

2020'li yılların ilk yarısının içindeyiz ve NBA'de de bir değişim söz konusu... 2010'lara damga vuran süperstarlar, zamanla yerlerini yeni isimlere bırakacak. Öne çıkan bazı oyuncular var... Philadelphia'da James Harden'ın yanında tecrübe kazanan Tyrese Maxey, Detroit'in yeni umudu Cade Cunningham, Miami ile final tecrübesi yaşamış Tyler Herro, Orlando'da yeni bir heyecan yaratan İtalyan çaylak Paolo Banchero... Ve tabii ki büyük beklentilerimizin olduğu, A Milli Takımımızın starlarından Houstonlı Alperen Şengün...

Değişim
09 Aralık 2022 - 16:07 - Güncelleme: 09 Aralık 2022 - 16:22
ALPEREN’İN YOLU
ALPEREN ŞENGÜN
HOUSTON ROCKETS

 
Eğer NBA yıldızı olacaksa buna Alperen karar verecek. Yediğine, içtiğine, uykusuna, dinlenmesine, kısaca kendine yıldız gibi bakacak. Tüm bunları yapıp güçlü ve kararlı bir savunmacı olursa yolu açık. Yoksa güzel el işçilikleri yapan becerikli bir Türk olarak kendiyle gurur duydurur.
 
BURÇİN BADEM
 
Genç yaşta çok fazla şeyi becerebilen bir uzun olarak NBA yolunu tutan Alperen Şengün’ün ABD’de kendini yıldız olarak konumlandırması için gerçekleştirmesi gerekenleri sıralamaya çalıştım. Sevgili Tolga Yenigün bana “Bu sene potansiyel NBA Yıldız adayları arasında Alperen’e yer vermek istiyoruz. Yazmak ister misin?” diye sorduğunda, 'Yazarım' dedim ama kendi kendime de Alperen, yıldız adayı mı? Diye sormadan edemedim. Öncelikle Alperen’i yıldız aday adayı konumuna getiren artılarını yazmakla başlayalım…
 
Oyunu okuma becerisi;
Sahada rakibini okumakta çok becerikli olan Alperen’in bu yeteneğini keskinleştiren en büyük özellik ise yavaşlığı… Ayaklar ne kadar yavaş ise oyun zekası ve karar başarısı o kadar hızlı oluyor. Bunu kendimden de iyi biliyorum…
 
Parmak hassasiyeti;
İşte bu bir yetenek... Özellikle 2.10m  - 110 kg civarı bedenlerde ufak dokunuşları başarıyla becereni bulmak kolay değil… Bu yetenek onu orta ve hatta zaman zaman uzak mesafe şut sokabilen uzun olarak sınıflandırıyor. Yakın mesafede ise çok daha başarılı bir tehdit…
 
Pas yeteneği;
Eğer yıldız aday adayıysa onu bu sınıfa alan en önemli konu başlığı pas yeteneğidir. Sahayı okumak yetmez, pasör olmak da gerekli ve bu Alperen’de fazlasıyla var. Parmak hassasiyeti, fotografik hafıza ve öngörü ile arkadaşlarını doğru zamanda doğru yerde topla buluşturabiliyor.
 
Ayak işçiliği;
İşte bu da bir eksinin, mecburen yarattığı artı… Ayakları yeterince çabuk olmadığı ve patlayıcı gücü vasat olan Alperen Şengün, sakin ve sabırlı şekilde savunmasını yıpratabiliyor. Yardım savunmasının yok sayıldığı bir ligde özellikle blok için sıçrama eğilimindeki savunmaları akvaryumdaki balık tutar gibi avlayan Alperen’i, Halil Dağlı ve Mirko Milicevic sınıfı iftihar grubuna alabiliriz.
 
Topu inatla istemek;
Alperen Şengün topu seviyor. Ona ulaşmak için çabalıyor. Limitlerini oyun içinde zorluyor. Sabırsız rakiplerini yıpratıyor. Böylece art arda kaçırdığı pota altlarında topu tekrar kazanıp yüzdesi düşük olsa da sayı üretiyor.
 
Ve eksiler;
Tembel mi? Değil! BSL seviyesinde çalışkan bile sayılır. Takım antrenmana zamanında gelir, olabildiğince iyi çalışır. Peki ya bireysel? Benim gördüğüm, araştırdığım ve yarım asra yakın tecrübeme dayanarak söyleyebilirim ki gerçek yıldız çalışkanlığından çok uzak. NBA hedefindeki çalışma temposunu puanlarsak 10 üzerinden belki 4 alır.
 
Sabah herkes uyurken erkenden salona gidip ekstra kaç gün kaç antrenman yaptı? Kendisine özel antrenör tuttu mu? Kilo almaya çok müsait yapısıyla ilgili olarak ne yaptı? Genetik yeterliliğini inceledi mi?
 
Bu sezon izlediğim 4 maçında gördüklerimi sırasıyla cevaplarım: “1. Çok çalıştı, 2. Evet, kondisyoneri var, 3. Diyetisyeni var, özel besleniyor, 4. Evet…” olsaydı bu kadar çok süre aldığı Türkiye Ligleri, A Milli Takım, NBA’deki son 3 sezonda günde 2 saat daha ekstra çalışsa şu anda aday adayı değil NBA yıldızı olarak anılırdı. Göğüs, üst göğüs, omuz, trapez sırt ve karın kasları ergen liseli görüntüsünde olmazdı.
 
Savunma;
Zayıf… Blokçu diyenlere sesleneyim. Eğer ortayı kapatan savunmayı yapacak sertliğe sahip fiziği olsa o kadar fazla sayıda turnike kesme çabasında olmaz. Çok iyi hücumcu olduğu için savunmada beklentilerini erkenden hazırlaması ona avantaj yaratıyor. Fiziksel olarak savunabileceği oyuncularda sorun yaşamıyor; ama hareketlilikteki eksiklik onu yumuşak bir savunmacı olarak hedef hâline getiriyor. Kısa penetrelerini doğru yerde durduramıyor.
 
Sonuç;
Eğer NBA yıldızı olacaksa buna Alperen karar verecek. Yediğine, içtiğine, uykusuna, dinlenmesine, kısaca kendine yıldız gibi bakacak. Tüm bunları yapıp güçlü ve kararlı bir savunmacı olursa yolu açık. Yoksa güzel el işçilikleri yapan becerikli bir Türk olarak kendiyle gurur duydurur.
 

 
ADIM ADIM
TYLER HERRO
MIAMI HEAT


Parkedeki özgüvenli oyunuyla yaşının ötesinde bir izlenim veren Herro, saha dışındaki olgunluğuyla da dikkat çekiyor. Müzisyen arkadaşı Jack Harlow tarafından adına şarkı yazılan Tyler Herro, genç yaşına rağmen adım adım yıldız isimlerin arasına doğru ilerliyor.
 
LEVENT LEVENTCİ
 
NBA’de seyircileri heyecanlandıran birçok önemli genç oyuncu var. 22 yaşında olmasına rağmen kritik anlarda aldığı sorumluluklarla
parlayan Tyler Herro, yeni kuşağın bayrak basketbolcularından. 20 Ocak 2000’de Greenfield Wisconsin’de hayata gözlerini açan Tyler Herro, uzun yıllar bu bölgede yaşadı ve lise eğitimini Whitnalll Lisesi’nde tamamladı.
 
Lise formasıyla 2000 sayı barajını aştı. Üniversite eğitimini Wisconsin Üniversitesi yerine, efsane başantrenör John Callipari’nin yönettiği yıldızlar karması Kentucky’de almaya karar vermesi, doğup büyüdüğü çevrede sert tepkiler görmesine sebep oldu. Bir sezonluk NCAA kariyerinden sonra 2019 yılında NBA Draftı’na girmeyi tercih eden Herro’nun orta sıralardan seçilmesi bekleniyordu.
 
Herro’nun 2019 NBA Draftı’nda 13. sırada Miami Heat tarafından seçilmesi, oyuncu için büyük şans oldu. Draft için analiz yapanların Joe Harris, Nik Stauskas, Landry Shamet gibi oyunculara benzettiği Tyler Herro, kısa süre içinde bu basketbolcuların hepsinden çok daha üst seviye olduğunu kanıtladı. Bu tarz oyuncular için draft edildikleri takım aslında çok önemlidir. NBA genelinde bu tarz oyunculara değer katıp, seviye atlatma konusunda Miami Heat’in hünerleri çok fazla.
 
Pandemi sebebiyle yarıda duran ve bubble’da devam eden 2019-20 sezonunda aslında bir çaylağa göre iyi; ancak fazla parıltılı olmayan bir performans sergiliyordu Herro. Pat Riley ve Erik Spoelstra gibi iki sembol ismin yönetiminde oturmuş bir yapıda oynayan Tyler Herro, rolüne çabuk ısındı ve bubble’daki play-off'larda adından sıkça söz ettirdi.
 
Normal sezonu 13.5 sayı, 4.1 ribaund, 2.2 asist ortalamalarıyla tamamlayan Tyler Herro, 'Sezonun En İyi İkinci Çaylak Beşi’ne seçildi. Play-off'larla birlikte hem Heat hem de Tyler Herro önemli seviye atladı. Özellikle doğduğu bölgenin takımı olan Milwaukee Bucks’a karşı oynadığı seride maç sonlarında aldığı sorumluluk ve bulduğu kritik isabetler, Herro’nun yaşının çok ötesinde bir kafa yapısında olduğunun göstergesiydi.
 
Miami Heat’in Los Angeles Lakers’a final serisini kaybetmesine rağmen Tyler Herro, play-off'lara damgasını vuran isimlerden biri oldu. Play-off'ları 15 sayı, 5 ribaund, 3.5 asist ortalamalarıyla tamamlayan çaylak skorer, final serisinde birçok önemli rekora imza attı.
 
20 yıl 256 günlükken Lakers’a karşı final serisinin 4. maçına ilk beş çıkan Herro, Magic Johnson’a ait NBA Finalleri'nde 'Bir Maça İlk Beş Başlayan En Genç Oyuncu' rekorunu eline geçirdi. Ayrıca 2020 Play-off'ları boyunca toplam 45 üçlük isabeti bulan Tyler Herro, Matt Maloney’i geride bırakarak play-off'larda en çok üçlük isabeti bulan çaylak oyuncu olmayı başardı.
 
2020 Play-off'larında rüzgârı arkasına alan 1.98’lik genç skorer, performansını yükselterek adından söz ettirmeye devam etti. Takımın bech'ten gelen en önemli oyuncusu rolünü üstlenen Herro, Jimmy Butler gibi ligin en önemli veteran liderlerinden birinin güvenini kazandı. Maç sonlarında sorumluluk almaktan hiç çekinmeyen Tyler Herro, yavaş yavaş koçu Erik Spoelstra’nın maç sonlarında en güvendiği
ellerden birine dönüştü.
 
2021/2022 normal sezonunda forma giydiği 66 maçta 21 sayı, 4 ribaund, 5 asist ortalamaları tutturan Herro, 'Sezonun 6. Adamı' seçildi. NBA'e geldiği ilk dönemlerde Devin Booker’ı örnek aldığını ve onu sık sık izlediğini söyleyen Heat’in genç yıldızı, Booker’ın seviyesine yaklaşmaya başladı. Skorerliğinin yanı sıra oyun aklı sayesinde uzunlara boş pozisyonlar hazırlayabilen Tyler Herro, Butler ile birlikte Heat
hücumunun taşıyıcısı hâline geldi.
 
Profesyonel kariyerinin başından beri üstlendiği bench'ten gelen yıldız skorer rolünden bu sezon çıkan Herro, ayak bileğindeki sakatlıktan önce Miami Heat ile bu sezon 10 maça ilk beşte başladı. Bu karşılaşmalarda 19.5 sayı, 6.5 ribaund, 2.5 asist ortalamaları tutturdu. Sezona istediği gibi giremeyen Miami, yıldız skoreri Tyler Herro’nun dönüşünü iple çekiyor.
 
Parkedeki özgüvenli oyunuyla yaşının ötesinde bir izlenim veren Herro, saha dışındaki olgunluğuyla da dikkat çekiyor. NBA kariyeri sonrası için şimdiden finansal destek almaya başlayan Tyler Herro, vücuduna ve sağlığına çok dikkat ediyor. Takımın dışında kendi özel şefi de var. Yaptığı harcamaların önemli bölümü ailesi için olan Herro, ikinci çocuğunun doğumunu bekliyor.
 
Müzisyen arkadaşı Jack Harlow tarafından adına şarkı yazılan Tyler Herro, genç yaşına rağmen NBA’de adım adım yıldız isimlerin arasına
doğru ilerliyor.
 

 
AŞAĞI MI, YUKARI MI?
CADE CUNNINGHAM
DETROIT PISTONS

 
"Cade’in şu an için yürüdüğü kariyer basamaklarında yükseliş ve başarı için yine iki temel nokta var; Tanrı vergisi doğal yeteneği ile hem yaşam hem de oyundaki sonsuz cesareti… Bakalım gelecek dönem bize ve Cade Cunningham’a neler öğretecek?"
 
FATİH SABOVİC

 
NBA’de seneler sonra Detroit Pistons’ın üzerindeki toprağı atmasına öncülük etmeye çalışan 2001 doğumlu oyun kurucu Cade Cunningham, yaşamı boyunca çok sayıda iniş-çıkış yaşamış bir isim... Peki, süper yıldız adayının yürüdüğü yoldaki en büyük engeller ve artıları neler? Hep birlikte göz atalım…
 
Amerikan futbolu oynadığı günlerden öğrendiklerini, ağabeyinin basketbol aşkından aldığı ilhamla besleyen ve NBA yıldızı olma yoluna giden sağlam adımlarını kurgulayan bir oyuncu Cade Cunningham…
 
2021 yılında Detroit tarafından draft’in 1 numaralı pick’i olmayı başararak öne çıkan Cade, modern basketbol guard’larının sahip olması gereken neredeyse tüm özelliklere ve hatta fazlasına bile sahip; sınırsız bir cesaret!
 
Cunningham; NBA parkelerine adım attıktan sonra kimi zaman bir çaylak, kimi zamansa yılların süper yıldızı gibi performanslar ortaya koydu. Ancak Detroit Pistons’ın o ilk dönemki takım içi dengesizlikleri ve dalgalanmaları, Cade’in de kendi gerçekliğini yaratmasının önüne set koyacaktı.
 
Takım içindeki ısınma turlarını cesareti, oyun zekası, combo guard özellikleriyle birlikte hızlıca atlatan Cade Cunningham; Jordan, James ve daha pek çok NBA süper yıldızının erken dönem rekorlarına göz dikti.
 
Pek çok başarı ve rekora imza atan genç yıldız adayı, iyiden iyiye adından söz ettirmeye başladı. Ancak yaşadığı sakatlık durumları, performansının zirve yapmasına giden yola hep ket vurdu.
 
Kariyerinde şu ana dek skor, liderlik, ribaund ve asist katkılarını vermekte neredeyse hiçbir zorluk yaşamayan; top ona geldiğinde neredeyse kimsenin ne yapacağından şüphe etmediği bir isim olmayı başaran Cade, büyük gelecek vadediyor.
 
Ancak her yıldız adayında olduğu gibi onun da mevcut takımı ve yolunda doğru rehberlere, ‘ciddi adamlar’a ihtiyacı var. Tek başına sadece belirli bir seviyeyi zorlayabileceği aşikâr…
 
Cade’in şu an için yürüdüğü kariyer basamaklarında ‘ayağının kaymasına’ yol açabilecek iki temel nokta var; bunlar sakatlıklar ve genel takım performansına bağlı olan mental iniş çıkışları…
 
Yükseliş ve başarı için yine iki temel nokta var; Tanrı vergisi doğal yeteneği ile hem yaşam hem de oyunundaki sonsuz cesareti… Bakalım gelecek dönem bize ve Cade’e neler öğretecek?
 

 
BASKETBOLUN ROCKY’Sİ
PAOLO BANCHERO
ORLANDO MAGIC

 
Hem uyruğunun Amerikan/İtalyan olması hem de Orlando Magic’in ilk sıradan seçimi olması, Paolo Banchero’yu NBA’de şu an farklı bir konuma koyuyor. Ancak Paolo Banchero gelecekte ne olur; bunu zaman gösterir…
 
BERTAN ERMAN
 
NBA yeni yüzlerini şimdiden arıyor. David Stern’ün komisyoner olduğu 1984 yılında sırasıyla Larry Bird-Magic Johnson, sonra Michael Jordan, ardından Kobe, LeBron ve Curry… Şu sıralar ABD'li oyunculardan ziyade, Avrupalı basketbolcular lige damga vuruyor. Sırp Nikola Jokic, Yunan Giannis Antetokounmpo, Sloven Luka Doncic, Kamerunlu/Fransız Joel Embiid… Bu listeye gelecekte bir isim daha eklenebilir; Paolo Banchero.
 
NBA’de Orlando Magic’in ilk sıradan seçtiği isimler, önemli yerlere geldi, şampiyonluklar gördü. Shaquille O’Neal, kariyerinin ilk önemli başarılarını Orlando’da yaşadı; 1995 yılında final gördü. Sonra Lakers’ta ve Heat’te neler yaptığını biliyoruz. Şu an Tayvan’a giden Dwight Howard da Orlando Magic’in 1. sıra seçimiydi. O da 2009 yılında NBA Finalleri’nde Magic’in bir numaralı ismiydi. Sonrası pek parlak olmadı; ama 2020 yılında, kenardan gelen bir oyuncu moduna düşmesine karşın şampiyonluk yüzüğünü taktı.
 
Aslında Howard da iyi bir yere gelebilirdi; ama NBA 2010’lu yıllarda çok değişti ve bunun kurbanı oldu. Konumuz bu değil aslında; fakat Banchero hakkında dikkat çeken bir unsuru bu…
 
Bir diğer faktör de 2006 yılında Andrea Bargnani’den sonra birinci sıradan seçilen ilk İtalyan oyuncu olması. İtalyan basketbolunun NBA’de bu zamana kadarki en iyi temsilcisi Bargnani idi. Raptors’ta iyi dönemler geçirdi. Daha sonra Belinelli ve Gallinari geldi; ama onlar Andrea Bargnani ile kıyasla bir tık geride kaldı denilebilir. Bargnani’yi iyi hatırlıyorum; Mehmet Okur’un İtalyan versiyonu gibiydi. Şu an oynasa, çok iyi bir konumda olurdu. Bu açıdan da Paolo Banchero’nun üzerinde taşıdığı ayrı bir misyon var.
 
İtalya demişken, ayrı bir parantez açalım... Gelecek yıl FIBA Dünya Kupası’nda mücadele edecek olan İtalya Milli Takımı’nın başantrenörü Gianmarco Pozzecco, Banchero’yu milli takımda oynatmaya ikna etmek için Orlando’ya gitti! Bu da Banchero’nun ne denli önemli bir
oyuncu olduğunun ayrı bir kanıtı. Peki, Paolo Banchero neden bu kadar önemli...
 
NCAA’de, Duke Üniversitesi’ndeki ilk yılında, 39 maçta 17.2 sayı, 7.8 ribaund, 3.2 asist, 1.1 top çalma ve 0.9 blok ortalamalarıyla dikkatleri üzerine çekti ve Orlando Magic’in ilk sıradan tercihi oldu. Magic’te oynadığı ilk 11 maçında 23.5 sayı, 8.3 ribaund, 3.6 asist, 0.7 top çalma ve 0.9 blok ortalamaları tutturan 20 yaşındaki İtalyan uzun forvet, sakatlığı dönüşünde bu performansını devam ettirip biraz daha üzerine eklerse, net şekilde 2023 yılının çaylağı olur.
 
İleride oyununu geliştirirse de hem ABD pasaportu olduğu için Birleşik Devletler'i hem de İtalyan kökenli olduğu için İtalya’yı gururlandıracak bir oyuncu olması söz konusu.
 
Yunanistan’da Giannis, Sırbistan’da Jokic, Slovenya’da Doncic, Fransa’da geleceğin süperstarı olarak gösterilen Victor Wembanyama, bizde de Alperen Şengün… Avrupa’dan süperstar veya süperstar adayları… Son yıllarda kulüpler bazında yeniden yükselen ve milli takımı geçen EuroBasket’te Sırbistan’ı Son 16’da eleyen İtalya’nın gururlanacağı bir NBA yıldızı olur mu? Bu olsa olsa Paolo Banchero olur. Hem de NBA’de bir Rocky Balboa havası olur.
 

 
MAD MAX
TYRESE MAXEY
PHILADELPHIA SIXERS

 
Kısa alanda hız kazanıp çembere çok rahat gidebilmesi, floater kullanımı ve savunmadaki top çalma özelliğiyle dikkatleri üzerine çeken Sixers’ın önemli silahlarından Maxey, başarılı istatistikleriyle tribünlerin sevgilisi oldu. Taraftarlar onu yeni bir Iverson olarak görüyor ve çok seviyor.
 
HÜSEYİN DEMİR
 
Tyrese Kendrid Maxey, namı diğer Mad Max... Kentucky Wildcats’te kolej takımında oynadıktan sonra NBA’de boy göstermek için Philadelphia 76ers’ın yolunu tutuyor Teksaslı oyun kurucu, verdiği demeçlerde basketbolunu, çocukluk kahramanı Dwyane Wade'den ilham alarak geliştirdiğini ifade ediyor.
 
Sixers tarafından NBA draftlarında 21. sıradan seçilen genç oyuncu ilk çaylak sezonunda çok süre alamazken bir sonraki yıl, Ben Simmons'ın oynamaması ile eline büyük bir fırsat geçiyor. Maxey, aldığı her süreyi verimli bir şekilde değerlendirerek koç Doc Rivers’in gözüne giriyor. Phiadelphia Sixers’lı taraftarların gözdesi olan genç yetenek, çaylak sezonundan sonra başarılı bir şekilde yükselişe geçerek performansıyla adeta göz kamaştırıyor.
 
Harden, Sixers’a transfer olunca bir numara oynamaya başlıyor ve Tyres Maxey’e pozisyon olarak daha fazla şut opsiyonu tanınmış oluyor. James Harden bir numara oynadığında Maxey, spacing saha yerleşiminde kendine şut imkânı yaratabiliyor. Harden takıma dâhil olduktan sonra Mad Max, ilk iki maçında ortalama 24.5 sayı ile oynadı. Maxey normal sezon finalinde Detroit Pistons'a karşı 25 sayı atarak; ikinci sezonunu maç başına 17.5 sayı, saha içi isabeti yüzde 48.5 ve üç sayılık mesafeden ise yüzde 42.7 ile tamamlamıştı.
 
Gard pozisyonunda Harden-Maxey ikilisinin uyumu ve sahadaki performansı Sixers’lı taraftarlar tarafından takdir ediliyor. Bir elmanın iki yarısı gibi olan Harden - Maxey ikilisi birbirlerinin boşluğunu dolduruyor. James Harden topla oymayı seven daha çok bireysel oynamayı tercih eden bir oyuncu olsa da Doc Rivers’ın oyun sisteminde Harden’ın tembelliğini ve eksik yönlerini Max tamamlıyor.
 
Pas arası ile hızlı hücuma çıkabilen, çembere atak ederek bitirişleriyle skor üretebilen oyun kurucunun, hızına yetişebilmek ise imkânsız… Hızlı hücum organizasyonunda kulvar koşusuna fişek gibi çıkan, hücum oyuncusuna kene gibi yapışarak onu savunmada rahatsız eden genç yetenek, atletik avantajını çok iyi kullanıyor. Dribling üstü şut, direkt topu alır almaz şut tehdidi ile çok yönlü olan oyuncu rakiplerine hep tehlikeli anlar yaşatıyor.
 
Uzun oyuncular ile tepe ve forvet pick and roll oyunlarını etkili oynayan Maxey, izolasyon hücumlarda kuvvetli bir şekilde penetre ederek floater bitirişleri ile çok can yakıyor. Genç oyun kurucu, geçen sezon 75 kez sahaya çıkarken 17.5 sayı, 4.3 asist, 3.2 ribaund ve %48.5 şut yüzdesiyle mücadele etti. Doc Rivers gibi efsane bir koç ile çalışan Tyrese Maxey, NBA’in en iyi oyuncularından Harden ve en iyi pivotları arasında yer alan Embiid ile aynı takımda olduğu için çok şanslı…
 
Takım içerisinde uyumu sağlayan Doc Rivers’ın öğrencileri, bu sezon şampiyonluğu hedefliyor. NBA’nin efsane koçu Rivers, öğrencisi Maxey‘in çalışkanlığından sezon öncesi övgü dolu sözlerle bahsetmişti: “O, 21 yıllık koçluk hayatımda sahip olduğum en etkileyici genç oyuncu. İş ahlakı inanılır gibi değil. İki hafta önce beni aradı ve tatile çıktığını söyledi. Hayatında çıktığı ilk tatil… 'Tatilde ne yapılır?' diye sordu."
 
Genç oyuncunun potansiyelinin farkında olan Rivers, onun gelişimi için elinden geleni yapıyor. Maxey sahadayken ona inisiyatif tanıması ve takımının skor yükünü taşıyabilecek özellikte olması onu farklı kılıyor.
 
Tyrese Maxey kulüp tarihine geçerek Iverson’dan sonra bir ilke imza attı. Çaylak döneminde oyun kurucu, ilk kez ilk beşte başladığı karşılaşmayı 39 sayı, 7 ribaund, 6 asist ve 2 top çalma ile kulüp tarihinde Allen Iverson'dan (1997) bu yana bir maçta 35 sayı bulan ilk
Sixers çaylağı olmuştu. Taraftarların sempatisini toplayan Maxey başarılı performansı ile yeni bir Iverson modelini sahada çiziyor.
 
Tyrese Maxey, Ben Simmons takasından sonra James Harden’a ve takımına katkı sağlayabilecek en önemli oyunculardan biri olduğunu kanıtladı. Yeni Allen Iverson olarak görülen oyun kurucu Philadelphia’nın şampiyonluk umutlarını artıran isimlerden biri oldu. Maxey şu an 22.8 sayı, 3.4 ribaund, 4.4 asist ortalaması ile oynuyor, atletik performansı ve hızı ile açık alanda iyi oynayan, bire bir adam geçebilen, skorer yönü güçlü bir oyuncu özelliğini taşıyor.
 
Harden’ın gününde olmadığı zaman Tyrese Maxey, direksiyonun başına geçtiğinde takımına liderlik yapabiliyor. Tempoyu ve ritmi yakaladığı an durdurulamıyor. Doc Rivers’ın güvenini kazanan genç yetenek daha çok süre almaya devam ediyor. Hücumda bazen topla oynamayı çok seven Maxey, oyuna girdiği her an takımına enerji vererek ayrı bir dinamizm katıyor.
 
Sixers tarafından 21. sırada seçilen Tyrese Maxey'in performansını gören NBA yazarları, Maxey’i 2020’nin en iyi 'draft steal' oyuncusu olarak değerlendirmişti. Kısa alanda hız kazanıp çembere çok rahat gidebilmesi, floater kullanımı ve savunmadaki top çalma özelliğiyle dikkatleri üzerine çekti. Yeni Iverson olarak görülen Tyrese Maxey, başarılı istatistikleriyle kısa sürede taraftarlarının sevgilisi oldu.

YORUMLAR

  • 0 Yorum