RİBAUND ÖZEL | EuroLeague'in ihtirası

Bilgin Gökberk EuroLeague'i takip etmenin bambaşka bir keyif olduğunu söylerken, Murat Murathanoğlu ise "EuroLeague'in hedefi Avrupa devlerinin tek ligi olmak. Çarşamba-cumartesi ya da perşembe-pazar fikstürü ile takımları yıpratmayacak bir düzen hedefliyorlar. Bu plana karşı İspanya ACB haricindeki lokal liglerin işleri çok zor" dedi.

RİBAUND ÖZEL | EuroLeague'in ihtirası
15 Aralık 2019 - 18:30 - Güncelleme: 16 Aralık 2019 - 15:16

Bilgin Gökberk EuroLeague'i takip etmenin bambaşka bir keyif olduğunu söylerken, Murat Murathanoğlu ise "EuroLeague'in hedefi Avrupa devlerinin tek ligi olmak. Çarşamba-cumartesi ya da perşembe-pazar fikstürü ile takımları yıpratmayacak bir düzen hedefliyorlar. Bu plana karşı İspanya ACB haricindeki lokal liglerin işleri çok zor" dedi.

Yeni konseptimiz 'Hücum Ribaundu'nda Murat Murathanoğlu ve Bilgin Gökberk, NBA ve EuroLeague'i masaya yatırdı...  Furkan Korkmaz'ın yükselen performansından, Doğu ve Batı'da öne çıkan takımlara; EuroLeague'deki rekabetten, Murathanoğlu ile Gökberk'in 'en'lerine birçok konuda ikilinin değerli görüşleri şöyle...

Özellikle son dönemde formu yükselen Furkan Korkmaz'ın performansıyla başlasak?

M.M.: Şu an için Furkan'ın tek eksiği fiziği, Cedi'nin fiziği daha genç yaşta daha gelişti. İkisi de çok çalışıyor. Bizim Başkent'te oynarken fizik olarak şimdiki Furkan'ın 3'te 1'iydi. Hatta bir kupa finali oynuyorduk Efes'e karşı, ben Turgay Demirel'i, Nihat İziç'i ve kaçak Dodo'yu (Doğan Hakyemez) çağırdım; belki destek olurlar diye... Biz Furkan'ı oyun kurucu oynatıyorduk, ilk çeyrekte 5 - 6 tane iddaa da top kaybetti ve Efes bizi 20'ye yatırdı. Dodo'ya "Bak burada iki tane iyi oyuncu var biri zayıf olan (Furkan) biri de Bekir Karlı..." dedim. Furkan o günden bugüne çok çalıştı fiziğini daha geliştirdi, ama daha da geliştirmesi lazım. Devamlı da uzuyor 2.03 oldu! Oyun kurucu olarak devam etse çok farklı olurdu milli takımımız için de...

FURKAN'IN KORKUSU YOK!

Bir kere Furkan'ın ya başaramazsam korkusu yok. Jordan'ın meşhur lafı vardır "Kaç tane maç kaybettim ben!" diye. O korkusuzluk varsa yetenek ve çalışkanlığı da varsa sonuçta GOAT tartışmasında adı öne çıkan Michael Jordan, Kobe Bryant ve LeBron James kadar çalışan oyuncu NBA'de çok azdır. Furkan'ın NBA'de çok iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Onun babası, ağabeyi gibiyim. Furkan'ın son saniye basketi atması, 17 sayı 20'ler atması beni hiç şaşırtmıyor. Bir de çok geniş kadrosu olan Philadelphia gibi oyuncuları çok genç bir takımda oynuyor.

B.G.: Furkan'ın bire biri çok zayıf, ben de bir şeyler söylemiş olayım!

M.M.:Tabii ki sen de söyle.

B.G.: Dalga geçiyorum canım, bir şeyler söylemiş olmak için söyledim.

M.M.: NBA'de bir kere gittiğin kulüp çok önemli. Mehmet Okur o dönem çok şanslıydı. Memo'nun oynadığı tüm takımlar sistem takımıydı. Onu 'koş koş' bir takıma koyduğun zaman verim alamazsın. Mehmet doğru sistemlerle All-Star'a kadar yükseldi. Hidayet'in ise ilk takımında Sırpça konuşabileceği, ona ağabeylik yapacağı, üzerinden baskıyı alacak Stojakovic ve Divac'ın olması ve sonra o dönemin basketbolunda Dwight Howard ile birlikte oynaması da önemliydi.

B.G.: Hidayet'in Sacremento döneminde Divac yerine Turgay Demirel olsa onun kariyeri biterdi! Macerası biterdi, dönmek zorunda kalırdı NBA'den... (gülerek)

NBA'DE ERSAN İLYASOVA GERÇEĞİ VAR

M.M.: İlla katacaksın bazı isimleri... (gülerek) NBA denilince Türk basketbolcular olarak sürekli Mehmet, Hidayet konuşuluyor. Her övgüyü hak ediyorlar. Şimdi Cedi konuşuluyor, Furkan keza... Ama arada kaynayan bir Ersan İlyasova gerçeği var. Bu çocuğun ayak bileğindeki ameliyatlardan sonra, ne kadar ya da ne seviyelerde oynayacağı bile tartışılıyordu. Ama bu çocuk hâlâ oynuyor ve takımına önemli katkı yapıyor. Ve olağanüstü bir 'stretch 4' oldu, ribaund da alan.

Yapılan yatırıma göre NBA'de çok az oyuncumuz var. Slovenya 2 buçuk milyonluk nüfusuyla NBA'e 3 guard çıkardı. Bu arada Luka Doncic böyle giderse; 'Gelmiş geçmiş en iyi Avrupalı oyuncu Nowitzki mi, Gasol mü yoksa Doncic mi' dedirtecek!

MEHMET OKUR'A SAATİ SORAN YOK!

B.G.: Tamam basketbolun içinden gelmiş, NBA'de oynamış Hidayet Türkoğlu'nun Basketbol Federasyonu'na başkan olması konusunda doğru yapıldı. Sonuçta iyi bir basketbolcuyu federasyon başkanı yaptılar. Ama bir de NBA'de yüzük takan Mehmet Okur'a baksanıza... Mehmet Okur'a saati sorun yok! Federasyonun eski basketbolculardan olması süper, harika... Ama orada Mehmet Okur gibi, aslan gibi bir adam var. Sporcu geçmişiyle, ailesi ile... Sen neden bu adamı kullanmıyorsun... NBA önemli bir yer ama burada başka kriterler de var...

M.M.: Sen olaylara farklı bir açıdan bakıyorsun?

B.G.: Ben seçilen isimlerin neden seçildiğini soruyorum. Mesela Hidayet'in seçiliş biçiminde hiçbir sorun yok. Herkes de memnun olduğuna göre, sorun da yok; ama 'Mehmet Okur niye yok?' onu da sormalıyız. Sen diyorsun ya İlyasova'nın hakkı yeniyor bence de doğru.

M.M.: Hakkı yeniyor demiyorum ama yeterli ilgiyi görmüyor.

B.G: Mehmet Okur yüzük taktı o da ilgi görmüyor. Michael Jordan Türk olsa siyasi fikri merak edilirdi!

Cedi ve Furkan, Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur gibi kariyerlerini NBA'de bitirebilir mi?

M.M.: Bir tercih meselesi ama ikisinin de kariyerlerini NBA'de bitirecek potansiyelleri var. Bugün bile Memo ve Hidayet bırakalı 10 yıl olmuş mudur? Hidayet 10 yıl olmamıştır. NBA'i takip eden kime sorsan bu ikiliyi tanır. Yani NBA'de forma giyerken nasıl bıraktığın da önemli... Mühim olan iddialı takımlarda, son çeyrekte en önemli opsiyonlardan biri olmak. Ve Hidayet ile Mehmet de böyleydi. Sen görev adamı değil; o takımın baskısını kaldırabilecek, ateşten gömleği giyecek 2-3 oyuncudan biriydin.

Hidayet Türkoğlu ya da Mehmet Okur ile anlaşamıyor olabilirsin; ama bu onların başarıları kolay kolay olabilecek bir şey değil. Kaç tane İspanyol, Fransız gitti NBA'e kaç tanesi Mehmet ve Hidayet'in konumundaydı? Tony Parker, Gasol Kardeşler başka var mı? Ben hatırlamıyorum yani...

B.G.: Ben de hatırlamıyorum.

M.M.: İddialı takımlarda, şampiyonluğa oynayacak takımlarda o rolü kapmak ve karşılığını vermek bence o bambaşka bir seviye. Mehmet'in aşil tendonu kopmasaydı... Gerçi kariyerini bitiren o sakatlık olmadı, onun bele yansıması oldu. O sakatlık olmasa Mehmet 40 yaşına kadar oynardı. Ribaund alan, uzun arkasında duran stretch 4 ya da 5 çok zor bulunur; hele bir de şutu varsa... Ki Mehmet'te şut isabetiyle meşhurdu. Gördünüz Nowitzki 40'ına kadar oynadı, sakatlık olmasa Mehmet Okur da o yaşa kadar oynardı.

B.G.: NBA hakkında topa girmek istemiyorum. Murat o kadar güzel anlatıyor ki! Yani şart da değil zaten, her soruyu bir de ben yanıtlayayım... Dediğim gibi benim izlemekten en keyif aldığım EuroLeague.

Peki EuroLeague'de izlerken en keyif aldığınız isimler?

B.G.: Rodriguez'i ve Teodosic'i izlemekten çok keyif alıyorum. Hem içeri giren hem de şut atan, pas veren guardları seviyorum. Llull ve Larkin tarzında oyuncuları seviyorum. Naumosk'yi de mesela...

M.M.: Şimdi bambaşka bir tarza geçtin.



MİLANO, MESSINA İLE KEYİF VERMEYE BAŞLADI

B.G.: Guardlardan bahsederken Naumoski de geldi aklıma, onu da izlemekten büyük keyif alıyorum. Basit bir basketbolsever gözüyle takip ediyorum. Mesela düşük bütçeyle hızlı basketbol oynayan Saras'ın Zalgirisi'ni de keyifle takip ediyorum.

Alman takımları ise açmıyor beni. Bayern Münih'e belki Maccabi forması ya da Yunan takımlarının formasını giydirsen farklı oynayacak; ama bu haliyle oynadıkları basketbolu sevmiyorum.

Ben hücum basketbolunu hareketli oyunu seviyorum ve Ergin Ataman'ın Efes'i de bunu veriyor. Sistem takımları belki daha önemli basketbolda; ama hızlı oynayan, izlemesi keyifli takımları tercih ediyorum. Messina'nın dönüşüyle Milano keyif veren bir takım oldu benim için.

M.M.: Koçun ağırlığı olduğu takımları seviyorum Zalgiris'i söyledi mesela Bilgin. Zalgiris'in maçını seyrederken kaçıncı sıradalar falan diye düşünmüyorum. Jasikevicius'un oynattığı basketbolu izliyorum. Aynı şey Messina ve Obradovic için de geçerli.

Doncic gibi NBA için umut veren gençler var mı EuroLeague'de?

M.M.: Genç oyuncu sormak EuroLeague için çok zor. Çünkü Doncic çok ayrı bir kategori. Kaybedilen bir iki maçın bile çok etkili olacağı zorlu bir ortamda hiçbir koç, 19 yaşındaki bir oyuncuya kolay kolay 'Hadi çık oyna' diyemez. Doncic çok çalıştı, EuroLeague'de MVP olduktan sonra üzerine hep bir şeyler koydu. Oyuncu çalışacak, koç üzerine bir şeyler koyacak. Laso'nun şöyle bir avantajı var. 10 senedir orada Real demek Laso demek. O basında, taraftarda, yönetimde kredisi olan bir koç. Ve o riski aldı ama o riski alırken de güveni Doncic verdi. EuroLeague'de 17, 18 ya da 19 yaşında bir oyuncunun ciddi süre alacağı bir kaçak iddaa ortam görmüyorum ben. Bir de şu var, NBA, Avrupa'dan gençleri o kadar erken kapmaya başladı ki; mesela Pau Gasol'ün EuroLeague'de bir kariyeri yok! Mark Gasol'ün, Jokic'in... Jokic hiç oynamadı bile. NBA'in şöyle bir bakış açısı var, karakter iyiyse ve oyuncuda inanç varsa, 'Ben yetiştireyim' diyorlar. Basketbolculara da baktığınız zaman evet Hidayet Türkoğlu, Aydın Örs dönem dönem Efes'te ilk 5'te oynatıyordu; ama Hidayet, NBA'e gittikten sonra Hidayet oldu. Mehmet de öyle.

O KAPIYI MİRSAD DEĞİL, HİDAYET TÜRKOĞLU AÇTI

B.G.: Mirsad'dan da bahsetmemiz lazım.

M.M.: Mirsad apayrı bir kategori. Onun sıkıntısı sabırsızlığıydı. O NBA'e ilk gittiğinde stretch 4 diye bir kavram yoktu. Esasında Mirsad 2-3 yıl sabretse çok farklı olurdu. O dönem Mirsad'a 'sabırsız davrandığını' söylediğimde, bana kızmıştı.

B.G.: O çok zorluk yaşadı ama orada... Kavga dövüş gitti. Onun acayip bir karakteri var ya... O ortam mis gibiyken bile kavgaya, gürültüye çekiyor ya... Bence basketbol tarihinde de Mirsad'ın çok önemli yeri var.

M.M.: Draft edilen ilk Türk olarak Mirsad kapıyı açtı ama... Amerikalılar çok enteresandır, Mirsad sabırsız davranıp gidince, onlar için 2. gelen Türk'ün performansı çok önemliydi. Yine sabırsız bir oyuncu gidip, ülkesine geri dönse o kapı kapanabilirdi. Ama Hidayet'in daha ilk senesinde bençten gelip Sacramento'da oynaması, onun kapıyı asıl açan isim olmasını sağladı. Evet Mirsad bir Türk oyuncunun draft'in ilk turunda seçilebileceğini gösterdi; ama Hidayet de NBA yetkililerine bir Türk oyuncunun NBA'de başarılı olabileceğini gösterdi. Mehmet Okur da fiziğin ne olursa olsun, çabuk değilsen de, hoplayıp zıplamıyorsan da; doğru takımlara gittiğin zaman All Star da, şampiyon da olabilirsin... Bunu gösterdi.



FİNALDE 'LOS ANGELES'LARDAN BİRİ OLUR

Los Angeles rekabeti için neler söylersiniz?

M.M.: Clippers daha farklı eğer Paul George da sağlıklı dönerse hem savunmada, hem de hücumda (Kawhi) süper yıldız oyuncuları var. Diğerleri de onlara hem savunma hem de hücumda onlara destek verecek konumda. Lakers'ta ise LeBron ve Davis üzerinde yük fazla. Kuzma sakatlıktan döndü onun biraz omuzlaması gerek, LeBron 35 yaşında! Lakers için önemli olan playoff'lara Lebron ve Davis ile sağlıklı ve yıpranmamış şekilde gitmek. Ama ben finalde bir Los Angeles takımı olacağını düşünüyorum. Öbür taraf çok karışık, Doğu'da Philedelphia olabilir, mesela herkesin düşüş beklediği Toronto'da da işler iyi gidiyor. Milwaukee'de Antetokounmpo bir ara 38 verimlilik ortalamasıyla oynuyordu! 38 verimlilik ne demek ya! O açıdan onun olduğu her takım mutlaka favoriler arasındadır, Boston'ı da sayabiliriz. Doğu biraz daha karışık ama Batı'da bir Los Angeles ekibi bekliyorum.

B.G.: Murat konuştuğu zaman insan araya girmeye kıyamıyor. Zaten söylediklerinin yüzde 96'sına katılıyorum. NBA'i hakir gördüğümden değil, futboldaki Şampiyonlar Ligi'nden bile daha fazla zevk aldığım EuroLeague yüzünden... Şampiyonlar Ligi'nde bile birkaç takım keyif veriyor. Makasın açılması ile oranın zevki azaldı; ama EuroLeague öyle değil. M.M: EuroLeague'de de bir tehlike var ama takım sayısı artıyor, maç sayısı artıyor. Bunların sağladığı gelirler sıfır. Şampiyon olan takım 1 milyon Euro alırsa, sen kulüplerin daha iyi kadro kurmasını forse ediyorsun. Bugünkü ligi 6 tane iyi oyuncuyla hiçbir takım tamamlayamaz. 7 kez haftada 2 maç oynadığın ligde Şampiyonlar Ligi kadar olmasa bileönemli bir geri dönüş sağlaması lazım. Çünkü Avrupa'da ekonomi iyi değil.

TÜRKİYE LİGİ'NDE AYNI KONSANTRASYON YOK

B.G.: Artık şöyle oldu. Fenerbahçe'nin Avrupa'daki maçını izliyorsun, sonra burada oynadığı Afyon karşılaşmasında konsantre bitiyor. Ben Fenerbahçe'nin ve Efes'in Türkiye'de birkaç maçı dışında herhangi bir karşılaşmasını seyretmiyorum. Fenerbahçe'yi beğendiğim halde ben onları EuroLeague'de seyretmek istiyorum. Çünkü orada seyirci de bir başka... EuroLeague'de seyirci de daha farklı, hakemler de daha saygılı... Türkiye Ligi'ne geçince bir anda küme düşüyorsun. Atmosfer, hakem, seyirci her şey daha farklı. Fenerbahçe'nin lig maçlarında da taraftarların ilgisizliğinden şikayetçi. Belki de bazı takımların sadece EuroLeague'de yer alması lazım.

M.M.: EuroLeague'de onu hedefliyor zaten. Sayı olarak 24'te mi kalacaklar, ya da kaç takım olacaksa o takımlar benim ligimde oynasın. Çarşamba-cumartesi, perşembe-pazar kimseyi yıpratmayacak. Burada lokal liglerin, İspanya ACB hariç işleri çok zor. Sen ekonomik olarak geri dönüş sağlamazsan işin tabii ki zor olur.

B.G.: Oynamasınlar zaten! Fenerbahçe ve Efes şampiyon ya da finalist olmasa da zaten gidiyor EuroLeague'e! Sen 4. de olsan, 5. de olsan EuroLeague'e gideceksen ligi oynama zaten! Bu çok saçma geliyor bana... Senin büyük hedefin varsa o zaman orada oyna... Bir ligden iki takım alman üçüncüyü ise almaman saçma, neye göre alıyorsun? Tamam Efes de Fenerbahçe de yaptıkları yatırımlarla bunu hak ediyor. Doğru. Ama bu iki takımı her halükarda alacaksan bu iki takım sadece orada oynasa da hiçbir sorun çıkmaz. Efes'in Türkiye Ligi'nde kafa kafaya oynayacağı birkaç maç var, Fenerbahçe'nin o da yok! Tamam Fenerbahçe - Galatasaray maçı her zaman izlenir. Ama diğer takımların motivasyonlarını bitiriyorsunuz. Bu arada biz eski Efesliyiz. Yeni nesil Anadolu Efes diyor ama bana çok komik geliyor, Anadolu Efes demek. Resmi ismi o ama biz Efes olarak biliriz ve her zaman öyle söyleriz.

5 NUMARA BU KADAR ÜÇLÜK ATMAZ!

NBA'de en beğendiğiniz uzunlar hangileri?

M.M.: En taktir ettiğim Jokic, çocuğun 16 yaşındaki fotoğrafına bak bundan hiçbir şey olmaz dersin. Sırf zekasıyla basketbol görüşünü geliştirerek, şutunu geliştirerek en zevk aldığım oyunculardan biri oldu. Sahanın her yerinden arkadaşlarına istediği pası verecek zekaya sahip. Zeki oyuncuyu çok seviyorum. Towns'ı ise hiç sevmiyorum. Bu kadar üçlük atan bir 5 numara... Tamam NBA'de iş oraya gidiyor ama biraz insan kendini fiziksel olarak da hazırlar. Çok yetenekli ama o Anthony Davis ve Embiid'i ona tercih ederim. Embiid'in yaptığı bu sosyal medya paylaşımları çok gereksiz, her şeye bir yorum yapmana da gerek yok! Kevin Durant'ın başına bak neler geldi!

NBA'de en beğendiğiniz 5?

M.M.: Hepsi sağlıklı olarak sayıyorum. Stephen Curry - LeBron James Giannis Antetukoumpou - Kevin Durant - Anthony Davis.

MVP'niz?

M.M.: Kariyer olarak LeBron, gelecek olarak Antetukoumpou.

En beğendiğiniz koç?

M.M.: Kariyer olarak Gregg Popovich.

EuroLeague 5'iniz?

M.M.: Sergio Rodriguez - Vasilije Micic - Will Clyburn - Anthony Randolph - Jan Vesely.

B.G.: Sergio Rodriguez - Vasilije Micic - Will Clyburn - Anthony Randolph - Jan Vesely.

MVP'niz?

M.M.: Anthony Randolph.

B.G.: Anthony Randolph.

Koç?

M.M.: Zeljko Obradovic.

B.G.: Obradovic'i bir kenara koyarsak, Jasikevicius demek istiyorum.


YORUMLAR

  • 0 Yorum