MELİH MAHMUTOĞLU İLE ÜÇLÜK

 
- Fenerbahçe gibi bir takımın kaptanı olmak nasıl hissettiriyor? Keyifli ve zor yönleri neler?
- Elbette Fenerbahçe’nin kaptanı olmak benim için çok özel bir his. Sonuçta taraftarı olduğum takımın kaptanıyım ve bu görevi yaparken arka arkaya şampiyonluklar kazanabildim. Bunlar benim için unutulmaz hisler. Kaptanlık görevinin zor yönlerini şimdiye kadar çok fazla yaşamadım çünkü muhteşem bir kulüpteyiz. Organizasyon her detayıyla çok iyi… Takım arkadaşlarım, hocalarım ve çalışan herkes çok iyi. Soyunma odasında, saha içinde ya da saha dışında işimi kolaylaştıran bir yapı var. Herkes elinden gelenin fazlasını yapıyor. Bana da sahaya çıkıp formam için, Fenerbahçemiz için savaşmam kalıyor. Fenerbahçe’ye kaptan olarak hizmet edebilmek büyük bir şans. Ben de bu görevi layıkıyla yerine getirmek için takım arkadaşlarım ve tüm ekiple birlikte elimden geleni yapıyorum.

 - Bu jenerasyonda Türkiye’nin en iyi şutörü sensin. Özellikle off-season’da şutuna nasıl çalışıyorsun? Günde ortalama kaç şut atarsın?
 - En iyi şutör olmak her zaman kolay bir şey değil elbette. Çok fazla çalışmanız gerekiyor. Elbette doğuştan yetenekli olmak da çok önemli; ancak hem iyi bir şutör, hem de iyi bir sporcu olabilmek adına, basketbol oynadığınız sürece üstüne koyarak gitmeniz gerekiyor. Ben de her anımı bunu düşünerek yaşıyorum. Tatil dönemlerinde vücudumu geliştirmek ve korumak için ne yapmam gerekiyorsa onları yapmaya gayret ediyorum. Antrenörlerimle sürekli iletişim halindeyim. Günde ortalama attığım şut sayısı için net bir şey söyleyemem ama yorulana kadar attığımı söyleyebilirim. Bu bazen 500 şut, bazen de 1000 şut olabiliyor. Ama dediğim gibi “çalışmak” ve “ekstra çalışmak” basketbol oynamaya devam ettiğim sürece birinci kuralım olacaktır. Kariyerimde bu noktaya kadar sadece yetenekle değil, aynı zamanda çok çalışarak geldim. Bu doğrulardan kariyerimin sonuna dek geri adım atmayacağım.

 - Yabancı serbestliğinin geldiği bir dönemde rotasyonda yükseldin. Pasaportunla değil, oyununla süre aldın. Yabancı sınırına bakış açın ne?
- Yabancı kuralıyla ilgili görüşümü her zaman belirtiyorum. En önemli konunun kalite olduğunu düşünüyorum. Kaliteyi düşürecek şekilde kullanılan yabancı sayısına ve şekline karşıyım. Bizim oyuncularımıza şans verildiğinde daha iyi şeylerin olabildiğini görüyoruz. Gelen yabancıların sayısının ve kalitesinin, bizim oyuncularımıza katkı sağlayacak şekilde olabilmesi gerekiyor. Bizim de Türk oyuncular olarak elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Ama kalitenin düşmesine ve sayının çok artmasına karşıyım.


5 YIL ÖNCEDEN KALAN TEK İSİM OLMASI RASTLANTI DEĞİL

Maurizio Gherardini
Melih Mahmutoğlu yalnızca bir takım kaptanı değil. Özellikle kişiliğiyle, gülüşüyle, yaklaşımıyla... Her zaman pozitif ve yapıcıdır. Bu grubun dinamiğine ve kimyasına her zaman artı değer katar. Onun 5 yıl önceki takımdan kalan tek kişi olması tesadüf değil. Bu yalnızca onun parkede kendini ne kadar geliştirdiğiyle de alakalı değil. Onun takım kimyasına yaptığı katkıyla da alakalı. O birçok farklı kültürden gelmiş oyuncuyu birleştirmek için gereken ana dişlilerden biri. Çünkü her anlamda pozitif olmayı başaran bir oyuncu. Bu da takım arkadaşlarına ve teknik ekibe çok yardımcı oluyor. Şu an sahip olduğu role bu sayede ulaştı.

FENERBAHÇE İÇİN GECESİNİ GÜNDÜZÜNE KATIYOR

Cenk Renda
Melih Mahmutoğlu çalıştığım en karakterli oyunculardan biri... Fenerbahçe kaptanlığını sonuna kadar hak ediyor. Çok iyi bir şutör ve 5 sezondur onunla birlikteyiz. Geldiği zamankiyle, şu anki basketboluna bakarsak; kendini oldukça geliştirdi.Melih, çok özverili, çok çalışıyor; adeta gecesini gündüzüne katıyor. Milli Takım'da da şu an skorer kimliğini sürdürüyor. Bu ona yetmez daha büyük yerlere gelecek. Türk basketbolu için önemli bir şutör, hatrı sayılır bir oyunu. 
Fenerbahçeliliği de ortada... Takım için her şeyini veren dört dörtlük bir oyuncu... Allah her takıma böyle kaptan nasip etsin. 


OLGUNLAŞTIKÇA POZİSYONUNU DAHA İYİ DOLDURDU

Erdem Can
Melih ile ilgili söylenmesi gereken ilk şey, görebileceğiniz en düzgün ve pozitif insanlardan biri olması. Bu seviyeye gelene kadar gerçekten çok çalıştı, bu çalışmanın karşılığını da önemli ölçüde aldı. Çok genç yaşta bu seviyede bir takımda kaptanlık gibi bir sorumluluk almak çok önemli ve zor bir yüktür, önünde Ömer Onan gibi bir örneğin ve yol göstericinin bulunması Melih için bir şanstı diye düşünüyorum. Şu ana kadar bunun üstesinden çok iyi geldi ve olgunlaştıkça da bulunduğu pozisyonu daha iyi doldurmaya başladı. 
O artık sadece kendi performansının değil, takım performansının da artmasındaki rolünü çok iyi anlamış durumda. Eminim ki O Fenerbahçe de olduğu için ve Fenerbahçe camiası da onun gibi bir kaptana sahip oluğu için çok mutlu....