Hafıza

Artık 2010’lu yılları noktalıyor ve yeni bir sayfa açıyoruz. Her konuda olduğu gibi EuroLeague’de de çok önemli şeyler yaşandı son 10 yılda. Basketbol haritasında temsilcilerimizin yerlerinin adeta yeniden konumlandığı 2010’lu yıllarda THY EuroLeague’de yaşanan en önemli 10 olayı, kariyerinde toplam 242 EuroLeague maçına çıkan yıldız uzun Kerem Gönlüm ile konuştuk…

Hafıza
15 Aralık 2019 - 09:52 - Güncelleme: 16 Aralık 2019 - 11:01
LEVENT LEVENTCİ



1- OBRADOVIC'İN FENERBAHÇE'YE İMZASI

Fenerbahçe Beko ve Türk basketbolunun gidişatı, 2013 yazında önemli bir değişim yaşadı. THY EuroLeague tarihinin en başarılı koçu Zeljko Obradovic’i takımın başına getiren sarı lacivertliler, Sırp çalıştırıcıyla 6 sezonda 5 kez Final Four’a kaldı ve 2017 yılında bu kupayı ilk kez Türkiye’ye getirdi. Böyle bir efsanenin Fenerbahçe’nin başında olması, sarı lacivertli camiayı Avrupa basketbolunun cazibe merkezi hâline getirdi. Yıldız oyuncular için arzulanan bir adres oldu Ataşehir.

Bir Türk takımının Final Four gediklisi olması, NBA’e Nemanja Bjelica, Bojan-Bogdan Bogdanovic, Nicolo Melli, Marko Guduric gibi birçok oyuncu göndermesi gibi faktörler bir yana belki de Obradovic’in başardığı en önemli şey; Fenerbahçe’yi basketbolda her sezon beş binden fazla kombine satan, istikrarlı biçimde 10 binden fazla seyirci ortalaması tutturan bir seviyeye getirmek oldu. Hikâye devam ediyor...

Kerem Gönlüm: Obradovic gibi kariyerli bir antrenörün Fenerbahçe’ye imza atması, hem Türk basketbolunun gelişimi hem de Türk takımlarının Avrupa arenasındaki saygınlığı açısından son derece önemliydi. Obradovic’in koçluğunda Joe Arlauckas, Arvydas Sabonis gibi yıldız oyuncularla 1995 yılında EuroLeague şampiyonu olan Real Madrid, 1996 yazında Obradovic’in ayrılığının ardından düşüşe geçti. 2000’lerde Barcelona ve Tau Ceramica’nın gölgesinde kalan Madrid, 2011’de Pablo Laso’nun takımın başına getirilmesiyle birlikte hem İspanya hem de Avrupa basketbolunda dümene geçti.



2- İSPANYOLLARIN DÜMENİNE REAL GEÇTİ

Llull /Rudy Fernandez/Reyes /Ayon çekirdeğinin yanı sıra Doncic, Rodriguez, Carroll, Nocioni gibi yıldızlara da sahip olan İspanyol devi, 2010’larda iki kez EuroLeague’de şampiyonluk ipini göğüsledi.

Kerem Gönlüm: Real Madrid; Sergio Llull, Felipe Reyes gibi altyapılardan beri (İspanya Milli Takımı’nda) birlikte oynayan oyuncuların etrafına Jaycee Carroll gibi doğru yabancı oyuncuları transfer ederek hem EuroLeague hem de İspanya Ligi’ni domine etmeye başladı.



3- OLY YERLİ ÇEKİRDEĞİYLE KUPALAR KALDIRDI

2010’ların başında adeta para saçan ve Kleiza, Josh Childress, Papaloukas, Teodosic, Spanoulis gibi oyunculara imza attıran Olympiakos; 2010’da finalde Barcelona’ya, 2011’de çeyrek finalde Siena’ya kaybederek hayal kırıklığı yaşamıştı.

Efsane koç Dusan Ivkovic yönetiminde 2011/2012 sezonuna Spanoulis etrafındaki yerli çekirdeğiyle mütevazı şekilde başlayan Yunan ekibi, önce F4’e kalarak sonrasında da finalde yıldızlar karması CSKA’ya karşı unutulmaz bir geri dönüşe imza atarak herkesin ağzını açık bırakmış ve şampiyon olmuştu.

2013’te finalde Madrid’i yenerek bir kez daha şampiyon olan Yunan ekibi, 2015 ve 2017’de finale kaldı. Spanoulis/Printezis ikilisiyle Avrupa’da 2010’lu yıllara damgasını vuran Olympiakos, bu ikilinin yaşlanmasıyla birlikte son dönemde 2-3 adım geri gitti.

Kerem Gönlüm: Real Madrid’in birbirini tanıyan yerli çekirdeğiyle başarıya ulaşması gibi Olympiakos da Spanoulis/Printezis önderliğinde, oturmuş sistemiyle önemli başarılara imza attı.



4- BLATT'İN ROTASINI NBA'E ÇEVİRMESİ

ABD doğumlu olan ve Princeton’da okuyan İsrailli David Blatt için NBA’deki ilk Avrupalı başantrenör demek ne kadar doğru bilmiyorum. Ancak Avrupa basketboluyla NBA arasındaki antrenör sirkülasyonunu hızlandıran isimlerden biri olarak rahatlıkla Blatt’i sayabiliriz.

Avrupa’daki hem kulüp hem milli takım düzeyindeki önemli başarılarına 2014 yılında Maccabi Tel Aviv ile EuroLeague şampiyonluğunu ekleyen tecrübeli çalıştırıcı, NBA’e gitti. Blatt, Cleveland’da başarılı olmasına rağmen özellikle LeBron gibi büyük bir yıldızla çok iyi bir ilişki kuramadığı için kalıcı olamadı.

Kerem Gönlüm:David Blatt, Rusya ile Avrupa şampiyonu olduktan sonra Anadolu Efes’e gelmişti. Orada birlikte çalışma imkânı bulduk. Çok değerli ve her sene kendini geliştiren bir koç olarak son döneme damgasını vurdu. Sağlık problemlerinden dolayı şu an için kariyerine son vermek zorunda kaldı. Umarım sağlığına en kısa zamanda kavuşur.
 


5- CSKA'NIN DIMITRIS ITOUDIS HAMLESİ

2000’lerde Ettore Messina yönetiminde müthiş başarılar yakalayan Rus devi CSKA Moskova, daha sonra başantrenör bazında 2014’e kadar bir türlü istikrarı yakalayamadı. Yıllarca Panathinaikos’ta Obradovic’in sağ kolu olarak görev yaptıktan sonra 2013/14 sezonunda ülkemizde Bandırma’yı çalıştıran ve epey başarılı olan Yunan koç Itoudis, 2014 yazında CSKA’nın yolunu tuttu.

Moskova’da her zaman iyi kadrolara sahip olan Itoudis, bazen sıkıntılar yaşamasına rağmen istikrar yakalayarak kısalara büyük özgürlük tanıyan sistemi sayesinde iki kez EuroLeague şampiyonu olmayı başardı.

Kerem Gönlüm: Bandırma kariyerinin ardından CSKA Moskova ile anlaşan Itoudis, yıllarca Panathinaikos’ta Zeljko Obradovic’in yardımcılığını yapmasının ödülünü alıyor bence.



6- EFES'İN 18 YIL SONRA FINAL FOUR'A DÖNÜŞÜ

Koraç Kupası’nı müzesine götüren, Avrupa’da birçok önemli maçtan galip ayrılan, 2000’de EuroLeague’de, 2001’de Suproleague’de Final Four yapan Anadolu Efes, ülke basketbolumuzun gelişmesinde büyük pay sahibi.

Ancak 2000’lerin başından sonra Final Four seviyesinden uzak kalan Efes, 2010’larda Oktay Mahmuti, Ivkovic, Perasovic yönetiminde üç kez F4’ün kıyısından döndü. 2018 yazında Ergin Ataman önderliğinde potansiyelli bir kadro kuran lacivert beyazlılar, 2019 yılında Final Four özlemini dindirmeyi başardı. Kariyeri boyunca lider guardlarla başarı kazanmaya alışık olan Ergin Ataman, Micic ve Larkin gibi iki yıldız guardla Avrupa basketbolunda söz sahibi olmaya devam ediyor.

Kerem Gönlüm: 9 sene oynadığım Efes ile her sezon F4 için mücadele ettik. Farmar’ın olduğu sezon play-off serisinde 3-2 ile Olympiakos’a elenip, F4 şansını kaçırdık. Ergin Ataman, Larkin-Simon Moerman-Dunston gibi çok değerli oyuncularla aynı sayfada buluşunca 18 yıllık özlem sona erdi.



7- SIENA'NIN EUROLEAGUE SAHNESİNDEN SİLİNMESİ

Simone Pianigiani, Bo McCaleb, Shaun Stonerook, Ksistof Lavrinovic... Siena, rakiplerini düzen dışına çıkarmaya müsait, sürprize açık oyun tarzıyla bir dönem EuroLeague’in en sempatik takımları arasında yer alıyordu. Ancak İtalya’da yapılan soruşturmanın ardından kulüple alakalı ortaya çıkan vergi skandalı, Siena’ya çok büyük darbe vurdu. 2014 yazında alt liglere yollanan Siena, EuroLeague sahnesinden de silinmiş oldu. Ancak bugün bile Siena’nın EuroLeague'deki eski karşılaşmalarını bulup izlemek, hâlâ insana zevk veriyor.

Kerem Gönlüm: Siena, bir döneme hem EuroLeague’de hem de İtalya’da damga vurmuştu. Ancak maalesef yolsuzluk iddialarıyla sarsılan kulüp, alt liglere düşürüldü.



8- OBRADOVIC SONRASI PANA'NIN DURAKLAMASI

13 sezon boyunca Atina’da Panathinaikos’u çalıştıran Zeljko Obradovic, yeşil beyazlıları beş kez EuroLeague şampiyonluğuna taşıdı. 2012 yazında Obradovic’in takımdan ayrılması, takip eden yıllarda Dimitris Diamantidis’in emekli olması derken Panathinaikos, alışık olduğu Final Four’dan uzak kaldı.

Son Final Four’unu Obradovic yönetiminde 2012 yılında yapan Panathinaikos, Diamantidis sonrası aradığı saha içi liderini Calathes ile bulmasına rağmen başantrenör konusunda yaşanan istikrarsızlıklar ve bütçenin tepe ekiplere yaklaşamaması yüzünden bir türlü istediği başarılara ulaşamadı.

Kerem Gönlüm: Panathinaikos, Zeljko Obradovic’in ayrılığının ardından hem koç hem de
oyuncu grubu anlamında istikrarlı bir takım olamadı. Bu da Obradovic’in ne kadar özel ve başarılı bir koç olduğunu gösteriyor.



9- NAVARRO VE DIAMANTIS'İN VEDASI

İspanyol yıldız skorer Juan Carlos Navarro ve efsane Yunan oyun kurucu Dimitris Diamantidis, Avrupa basketboluna 2000’lerde damga vurmuş oyuncuların başında geliyor. Sadece elit yetenekleriyle değil, karakterleri ve forma giydikleri kulübe (Navarro-Barcelona, Diamantidis-Panathinaikos) duydukları sonsuz sadakat ile de ayrı noktada görülen iki yıldızdan bahsediyoruz. Saha içinde bu iki yıldızın yeri dolsa bile, temsil ettikleri değerler bakımından bu yıldızları hepimiz özlüyoruz.

Kerem Gönlüm: Her oyuncunun kariyeri bir gün bitiyor tabii ki. Diamantidis ve Navarro gibi oyuncularla yıllarca karşılıklı oynama fırsatı bulduğum için kendimi şanslı hissediyorum.



10- LUKA DONCIC FIRTINASI ESTİ

Sloven yıldız Luka Doncic, henüz 16 yaşındayken Real Madrid formasıyla önemli maçlarda süre alıyordu. Sınırsız yeteneğini her geçen gün nakış gibi işleyen Doncic, kısa sayılabilecek Avrupa basketbolu kariyerine 1 EuroBasket, 1 EuroLeague şampiyonluğu sığdırdı. Şu an adı NBA’de MVP tartışmalarının içinde geçen Doncic, Avrupa’da sergilediği spektaküler ve istatistikten ziyade kazanma odaklı oyun tarzı sayesinde hem keyif verdi hem de sınırsız bir hayran kitlesine ulaştı.

Kerem Gönlüm: Luka Doncic ile ilgili ne söyleyebilirim bilmiyorum. Son yıllarda NBA’de bu kadar dominant ve her geçen gün büyüyen bir Avrupalı hatırlamıyorum.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum