Gerçekçi | Mehmet Kabaran

"Şu an bir şeyleri başarmaya başladığımızı görmek beni mutlu ediyor ama henüz istediğim noktada değiliz. Benim şu anda takımıma söylediğim bir şey var. Hedef koymak lazım ve bu hedefin iki kolu olmalı. Biri gerçekçi biri de güncellenebilir. Bizim gerçekçi hedefimiz ligde kalmak."

Gerçekçi | Mehmet Kabaran
08 Şubat 2024 - 11:36 - Güncelleme: 08 Şubat 2024 - 11:40

ECE ERGEZ

Kendi kurmadığınız bir kadroya gelmek zor oluyor ama beni çok korkutan bir şey olmadı. Ben daha önce de Beşiktaş'ın kadın takımında olsun Afyon da olsun yine aynı şekilde sorumluluk üstelenerek takıma gelmiştim. Buraya geliş sürecimde ise Orçun Tunca'dır. Daha önce Afyon'da birlikte çalıştığım o zamanlar takım kaptanı olan Orçun Tunca şu an burada OGM Ormanspor'da genel menajer... Onun takımda olmasının buraya gelmemde çok etkisi oldu. Kendisi gerçekten oyunculuğundan beri çok güvendiğim insanlar biri. Onunla yaptığımız görüşmeden sonra ise hiç tereddüt etmeden buraya gelmeye karar verdim.

Ben çok çalışmaya inanan bir antrenörüm. Yani çalıştığım zaman bir şeylerin gelişebileceğini düşünüyorum. Oyuncuları ikna edebildiğiniz zaman bireylerin gelişeceğimi düşünüyorum. Buraya gelir gelmez takımda önemli noktalara hamleler yapmaya başladık. Tabii ki çalışmak önemli diyorum ama sonuçta hiçbirimizin elinde de sihirli değnek yok. Bazı şeyleri elde etmek için her zaman çalışmak yetmiyor, bazen değişiklik yapmanız da gerekebiliyor.

Yabancı oyuncularımızı değiştirdik, yerli olarak da Saadettin Donat ve Kerem Gülmez ile anlaştık. Takıma geldiğimde ilk olarak oyuncuları ikna edebilme ve bana inanmalarını sağlamaya çalıştım. Şu an yakalamaya başladığımız ivmeden anlıyorum ki bir şeyleri onlara doğru aktarabilmişim. Ben çalışmaya çok inanıyorum. Yani bir değişim olduğunda bir yerde bir enerji geliyor. Önemli olan o enerjiyi devam ettirebilmek. 

İnanç ve çalışmayla birlikte ilk günden itibaren çıkış yakalamaya başladık. İlk kez bir galibiyet serisi yakaladık. Kazanmaya başlamak bunu bir ritme oturmak bizim için değerliydi. Yavaş yavaş kazanma alışkanlığı yakalamaya başlamamız bize en iyi gelen şeylerden oldu. Ben felsefesi, bir amacı olan bir antrenörüm. Çalışmanın yanında oyuncu ikna edebiliyorsan devamında başarı da seni buluyor. Şu an bir şeyleri başarmaya başladığımızı görmek beni mutlu ediyor ama henüz istediğim noktada değiliz. Benim şu noktada takımıma söylediğim bir şey var. Hedef koymak lazım ve bu hedefin iki kolu olmalı. Biri gerçekçi biri de güncellenebilir. Bizim şu an ki gerçekçi hedefimiz ligde kalmak.

TBL bu sezon takım sayısının da 16'dan 18'e çıkmasıyla çok daha çekişmeli olmaya başladı. Ne kadar maç kazanırsan kazan bir türlü yukarıya atamıyorsun kendini. O oyuncuyu da bizleri de psikolojik olarak yıpratıyor, zorluyor. Ama mental olarak güçlü ve sonuna kadar mücadele etmemiz gerekiyor. Gerçekçi hedefimizi yakaladıktan sonra ise 'play-off yapabiliyor muyuz, yapamıyor muyuz?' o hedefe yoğunlaşmak istiyoruz. Adım adım ilerlemeye devam edeceğiz. 

Takım sayısının artmasından dolayı daha fazla maç yapıyoruz, mücadele daha yükseldi. Bizim için daha zor bir süreç oldu diyebilirim. Süper Lig'den gelen oyuncularla ligin oyuncu kalitesi de arttı. Ligin kalitesinin artması demek takımların mücadelesinin de artması demek oluyor. Yukarıda da dediğim gibi ne kadar maç kazanırsan kazan yerinde sayıyorsun, bir türlü yukarı atamıyorsun kendini...

Şu an başlangıç ve ilk devre sonuna baktığımızda takımda çok fark görüyoruz. Şampiyonluk hedefi ile yola çıkan takımlarından bazıları beklentileri karşılayamadı; ligde kalmak için kurulan bazı ekiplerden de beklenenden iyi reaksiyon alındı. İşler bu anlamda daha karıştı. Ara transfer dönemi için de beklentileri karşılamayan Süper Lig'e çıkma hedefiyle yola çıkan takımlar tekrar arayışa girdi, bu da ligde domino etkisi yarattı. Herkes doğal olarak takviye yapmaya başladı. Şu an ne düşme ne play-off ne de net şampiyonluk adayımız var. Ben bu kadar karışık bir sezona ilk kez şahit oluyorum. 

Yıllar önce Afyon Belediye'de görev almıştım. Onun devamında kadın takımlarında görevime devam ettiğim bir süreç yaşadım. Yıllar sonra TBL'ye ilk olarak geçtiğimiz sezon Yalovaspor ile döndüm. Afyon'dayken Eskişehir, Sakarya, Petkim ve Bursaspor gibi çok zorlu takımlar vardı. Baştan sona şampiyonluk mücadelesini aramızda veriyorduk. Diğer takımların yanında daha net bir favorilik durumu vardı. Ama şu an baktığımızda en altaki ile en üstteki maç yaptığında kesin en üstteki yener diyemiyoruz. Net bir favori söyleyemiyoruz, gerçek anlamda her takımın her takım karşısına kazanma şansı var ve gördüğümüz gibi kazanıyor da. 

Ben antrenmanların, maçların birer kopyası olduğunu düşünüyorum. Yani antrenmanda oyuncular için işleri ne kadar zorlaştırabilirsek maçtaki işleri de o kadar kolaylaştırmış oluruz. Bu anlamda oyuncunun da sisteme inanmasını sağlıyorum. Eğer sana inanmıyorsan sahada hep bir şeyler eksik olur. Dünyanın en iyi hücumu, seti diye de bir şey yok, dünyanın en iyi defansı diye de keza... Bu yüzden oyuncuyu buna inandırman gerek. Benim kadın hem erkek takımlarında çalışırken en dikkat ettiğim ve belki de benim başarı yakalamamı sağlayan bakış açım buydu. 

Buraya gelince öğrendim ki kulüp, devlet kurumunda görevli olan insanlar tarafından yönetiliyor. Kendileri çok güzel bir sistem kurmaya çalışmışlar ve bunu da başarmışlar. Altyapıda 250'ye yakın kız ve erkek oyuncumuz var. Altyapıya gerçekten çok önem veriliyor. Ankara'da tek kadın ve erkek takımı olan kulübüz. Genele baktığımızda yine büyük takımlardan sonra burası geliyor diyebiliriz. Ben de elimden geldiğince altyapı antrenörleriyle iletişimde kalmaya çalışıyorum. Bu yaptıkları düzeni sürekli kılmak ve onlara katkı vermek adına ben ve ekibimde ciddi mesai harcıyoruz. 

Burasının edindiği bir misyon var ve bu hem kadın hem erkek takımı için geçerli. İstediği gibi süre alamamış oyuncular burada gelsin kendini göstersin. Onların daha iyi yerlere gitmelerine olanak sağlıyoruz. Oyuncuların elde ettikleri bu başarılar her zaman bizim önceliğimiz. Burada hiçbirimizin üzerinde ekstra kazanma baskısı yok. Aslında bu da en başta konuştuğumuz durumu aslında en net açıklayan şey oluyor. Baskı olmaması bizim daha iyiye gitmemizi sağladı ve o çıkışı yakaladık. Bir diğer önemli faktör de yönetimimizin bize sundukları ve yaklaşımları diyebilirim. Umarım her geçen gün daha iyiye gitmeye devam ederiz...

YORUMLAR

  • 0 Yorum