Efsaneler Anlatıyor | Murat Evliyaoğlu

“Kupayı kazandığında da büyük bir sevinç oluyor; ama sonra bir Fenerbahçe maçı var, sonra lig şampiyonluğu… Akıp gidiyor. Ama basketbolu bıraktıktan sonra, dışarıdan baktığın zaman anlıyorsun değerini... Bir de şimdiki başarıları yadırgamak gibi olmasın; ama yabancı olarak bir Naumoski vardı, bir de rahmetli Conrad McRae. O kupada Türk oyuncuların emeği çok fazla. Antrenörlerimizin hepsi Türk, oyuncularımızın yüzde 90’ı Türk. Yani tam Türkiye’nin başarısı diye adlandırıyorum ve ilk olması da çok önemli."

Efsaneler Anlatıyor | Murat Evliyaoğlu
01 Ağustos 2021 - 13:17 - Güncelleme: 01 Ağustos 2021 - 13:25

BERTAN ERMAN

Türk basketbolunun efsanelerini konuk ettiğimiz bu bölümde, Efes’in Koraç Kupası’nı kazanan kadroda yer alan gardlardan Murat Evliyaoğlu ile sohbet ettik. Evliyaoğlu, Koraç Kupası’nın değerinin, kariyerini tamamladıktan sonra daha iyi anlaşıldığını açıkladı.
Ben basketbolun geçmişini, geçmişteki güzel anıları dinlemeyi seviyorum. Bu sefer işe daha farklı bir boyut katmaya karar verdim. Kariyerinde Beslenspor, Çukurova Sanayi gibi dönemin flaş takımlarında oynayan ve 1996 yılında Koraç Kupası’nı kazandıran serbest atışların sahibi Murat Evliyaoğlu ile güzel bir sohbetimiz oldu. Bu sohbetin tamamını Youtube kanalımızdan da izleyebilirsiniz.


 
ANKARA’DA KALMALARINA RAĞMEN HALKIN SEVGİSİNİ KAZANDILAR

 
Profesyonel kariyerine Beslenspor’da başlayan Murat Evliyaoğlu, kariyerindeki ilk çıkışını burada yaptı. Maçtan maça Gaziantep’e gittiklerini anlatan Murat Ağabey, elde ettikleri başarılı sonuçlarla halkın sevgisini kazandıklarını anlattı:
 
“Biz Beslen’de oynarken Gaziantep’te yaşamıyorduk. Cuma günü gidiyorduk, hafta sonu maçı oynayıp Ankara’ya dönüyorduk. Ben altyapıda, Yenişehir’de oynadım. Yenişehir’de oynarken, Beslenspor’a yatırım başladı, 17-18 yaşındayken Beslenspor’a transfer oldum. O zaman, Gaziantep halkı bizi kucaklamıştı. Basketbol orada henüz yeni olduğu için ve biz de başarılı sonuçlar aldığımız için halkla
bütünleşmiştik.
 
Antrenörümüz Murat Didin idi. Benimle birlikte Tunç Girgin, Erol Pehlivan gibi genç isimler vardı. Kendimi göstermek için Beslen bir basamak oldu. Türk oyuncular olarak fazla süre alıyorduk. O zamanın bütçeleriyle kıyaslandığında, Beslen’in yapmış olduğu şey, çok büyük bir başarıydı. Çok iyi takımlarla başa baş oynadık; hatta Antep’te birçoğunu yendik. Bizim 2 bin - 3 bin kişilik inanılmaz bir seyircimiz vardı. Bizlere verdikleri destek ve güçle başarılı sonuçlar alıyorduk.”


 
ÇUKUROVA’DA YARIM KALAN HİKÂYE
 
Evliyaoğlu, daha sonra gittiği Çukurova Sanayi’deki yapılanmada bazı dönüşüm ve değişimlerin, takımda yaşanan ve elde olmayan bazı sorunlar nedeniyle, iyi gidişi olan bir takımın hikâyesinin yarım kaldığını söyledi:
 
“Bu sefer de İstanbul-Mersin durumu oldu. Yalnız bu, Beslen’den örnek alınan bir formattı. Bizden önce oynayan arkadaşlar Tarsus’ta yaşıyorlardı. Bizde böyle yapılınca, işin aslı, biz o taraftarla pek barışamadık. Yani, onlar bize bir sitem etti ki haklı olabilirler. İstanbul’da yaşam, oradan geliyoruz, Mersin’de otelde kalıp maçımızı oynuyoruz ve geri dönüyoruz. Onlar, Tarsus’ta oynayanlarla iç içe oldukları için taraftar desteği alamadık.
 
Takım yeni kurulduğu için tam oturamadı. Ondan sonra Mehmet Emin Karamehmet’in problemleri yüzünden bir anda takım kapandı. Aslında güzel bir organizasyondu; sevgili başkanımız Aytaç Kanan, basketbolu çok seven bir insandı ve Çukurova’yı en üst düzeylere getirmek istiyordu; ama yaşanan sorunlardan dolayı olmadı. Orada da iyi sonuçlar aldık; fakat yarı finaller bizi kesmediği için, hedef hep şampiyonluk olduğu için orada başarıya tam ulaşamadan hikâye yarım kaldı maalesef.”


 
EFES’TE ÜST SEVİYEYE ÇIKTIM
 
Çukurova’nın çekilmesinden sonra sonraki 3 sezonda TED Ankara Kolejliler ve PTT’de (Şimdiki Türk Telekom) formalarını giyen Murat Evliyaoğlu, tarihin yazılacağı sezon Efes kadrosuna katıldı ve Murat Ağabey, orada üst seviyeye çıktığını şu şekilde aktardı:
 
“Apayrı bir macera… İlk defa kupa başarısı… Ben Efes’e ilk transfer olduğumda, kendimi kanıtlamış bir oyuncu olarak gittim oraya; ama oyuncu olarak bir başarım yoktu. Bundan önce en iyi takımları yenmiş, bireysel olarak başarıları olan bir oyuncuydum. Ancak Efes’e geldiğim ilk günde kapıdan içeri girer girmez çok etkilenmiştim. O sezonki hedefimiz Koraç Kupası’nı almaktı. Daha düşük seviyeli
takımlarda oynadığınız zaman, hedefiniz bir kere Fenerbahçe’yi, bir kere Efes’i yenebilmek. Ben Ankara’da, daha düşük seviyedeki takımlarda oynarken, senin hedefin o oluyordu.
 
Ama 28 yaşında ben gidip, “Biz ilk defa Koraç Kupası’nı alacağız” denildiği anda, ben de bir üst seviyeye çıktım. Grupta Varese ile oynuyorsun, yeniyorsun ya da yeniliyorsun; ama ne seviniyorsun ne de üzülüyorsun. Çünkü hedef Koraç Kupası’nı almak. Yani, üst bir çıtaya çıkınca bizim için çok büyük bir motive oldu. Ben  hep şunu söylüyorum; hep şaşırıyorlar; ama kupayı aldığımız zaman ben şaşırmadım. Bizim hedefimiz oydu ve bizim bunu alabileceğimiz olduğu gücü hep hissettirdiler.
 
Çeyrek finalde rakibin Türk takımı olmasıyla (Fenerbahçe) daha bir strese giriyorsun. Ama yarı final de öyle geçti, final de… Hatta final maçında son 7-8 dakika kimsenin yapmayacağı hataları yapması… Ama sonuçta kupa bizde olduğu için yaptığın normal karşılanıyor.
 
Murat Ağabey, “Ben hep aynı espriyi yapabiliyorum; benim bu röportajı yapabilmem, son faulleri atabilmemden kaynaklanıyor. Yoksa, İtalya’da yaşayan başka bir insan olabilirdim” diyerek de gülümseten bir an yaşattı.
 
Evliyaoğlu, şampiyonlukla ilgili şöyle bir detaya da değindi: “Onun değerini çok sonradan idrak edebiliyorsun. Ne kadar büyük bir iş yaptığının. Kupayı kazandığında da büyük bir sevinç oluyor; ama sonra bir Fenerbahçe maçı var, sonra lig şampiyonluğu… Akıp gidiyor. Ama basketbolu bıraktıktan sonra, dışarıdan baktığın zaman anlıyorsun.
 
Bir de şimdiki başarıları yadırgamak gibi olmasın; ama yabancı olarak bir Naumoski vardı, bir de rahmetli Conrad McRae. O kupada Türk oyuncuların emeği çok fazla. Antrenörlerimizin hepsi Türk, oyuncularımızın yüzde 90’ı Türk. Yani tam Türkiye’nin başarısı diye adlandırıyorum ve ilk olması da çok önemli.


 
BİR MAÇLIK GÖZTEPE MACERASI
 

Murat Evliyaoğlu, 2002-2003 sezonunda; kariyerinin son sezonunda, ezeli rakibi Pınar Karşıyaka gibi etkili olamayan Göztepe’de sadece bir maça çıktı. Peki, Evliyaoğlu neden sadece bir maç oynayıp Göztepe’den ayrıldı? İşte o sorunun cevabı:
 
“Mirko Milicevic, beni ikna etti. “Baba gel, şöyledir, böyledir” dedi. O zamanlar ben de basketbolu bırakma ile bırakmama arasındaydım. İlk maç Darüşşafaka’daydı. İstanbul’da takıma dahil oldum. Orada şöyle bir hava sezdim ben, acayip bir saygı var... Maça çıktık, çok genç bir kadro, iki tane genç ABD’li oyuncu. Tecrübeli olarak Mirko ile ben varız. Günün sonunda bütün ihalenin bana kalacağını hissettim ve gördüm. Sonuçta ne benim onlara yararım olacaktı, ne de onların bana yararı olacaktı.”
 
O özel günleri tekrar hatırladığımız Efes ve Türk basketbolunun önemli ismi Murat Evliyaoğlu, şimdi parkelerden uzak, sakin bir hayat yaşıyor.
 
TİPLEME
- En beğendiğiniz koç?

- Phil Jackson
- En beğendiğiniz oyuncu? 
- Michael Jordan
- En iyi ilk 5'iniz?
- John Stockton, Kobe Bryant, Michael Jordan, Scottie Pippen, Shaquille O’Neal
- En zorlu deplasman? 
- Karşıyaka
- Birkaç kelime ile basketbol... 
Çok güzel bir hobi; yaşandı ve bitti.

MURAT EVLİYAOĞLU
Doğum tarihi: 2 Haziran 1969
Pozisyon: Gard
Boy: 1.94 metre

KARİYERİ
Beslenspor (1987-1990)
Çukurova Sanayi (1990-1992)
TED Ankara Kolejliler (1992-1994)
PTT/Türk Telekom (1994-1995, 1999-2000, 2001-2002)
Anadolu Efes (1995-1999)
Fenerbahçe (2000-2001)
Göztepe (2002)


YORUMLAR

  • 0 Yorum