Efsaneler Anlatıyor | Handan Özbek

"Kadın basketbolunda bazı kuralların değişmesi gerekiyor. Basketbolcu yetiştiremiyoruz, altyapıdan başlıyor her şey… Dünyada ve ülkemizde kadın basketbolunun gelişimi çok geç oldu; ama bana göre en büyük sorunlardan biri pota yüksekliğinin erkek basketboluyla aynı olması… Kadın voleybolunun bu kadar popüler olmasının nedeni file boyunun daha aşağıda olması… Belki çemberler daha alçakta olsa kadın basketbolunda daha estetik smaçları izleyebiliriz. Umarım zaman içerisinde bu kurallar hakkında düşünülerek daha farklı bir konsept olabilir.’’

Efsaneler Anlatıyor | Handan Özbek
28 Aralık 2022 - 14:17
RÖPORTAJ: HÜSEYİN DEMİR
 
Kadın basketbolunun en önemli temsilcilerinden, sporda ve iş yaşamında başarılı bir kariyeri geride bırakan Handan Özbek, bu ayki konuğumuz oldu. Galatasaray ile büyük başarılara imza atarak unutulmaz yıllarını sarı kırmızılı forma ile yaşayan Özbek, iş hayatında ve basketboldaki başarılarının sırrını açıkladı.
 
Handan Özbek basketbola başlangıcını ve profesyonel kariyerine geçiş sürecini ise şöyle anlatıyor… "Ben çok uzun boylu bir çocuktum, 12 yaşında boyum 1.82 m. olmuştu, yaşıtlarım arasında büyük boy farkı olduğu için okulda çok dikkat çekiyordum. Spora ilk önce voleybolla başladım, daha sonra basketbol antrenörü Kaya Gültekin’in beni ODTÜ’ye götürmesi ile basketbola ilk adımımı atmış oldum. 
 
4 yıl altyapıda gard olarak ODTÜ’de oynadım. Takımın en uzun boylusu olmama rağmen altyapıda gard oynamanın faydalarını A takıma çıktığım zaman öğrendim. Yükseliş Koleji'nden burs alarak okul ve kulüp takımına transfer oldum. O dönem küçük, yıldız ve genç takımlarda oynayabiliyordunuz, ben de her kategoride yer aldım. Hayatım basketbol ile geçiyordu. 15 yaşında milli takımlara seçilmeye başladım, 21 yaşında Galatasaray’a transfer oldum ve orda basketbol kariyerimi ilerleterek sarı kırmızılı formayla jübilemi yaptım. ‘’

 
GALATASARAY’I BÜTÜN KALBİMLE SEVDİM
 
Kazandığı kupalar ile adını sarı kırmızılı kulübün tarihine altın harflerle yazdıran Handan Özbek, Galatasaray’a olan sevgisini ise şöyle anlatıyor... 
 
"Ben transfer olduktan sonra antrenmanları Metin Oktay Tesisleri'nde yapıyorduk, futbolda Galatasaray UEFA Kupası'nı almıştı ve o dönem Türkiye’deki taraftarlarda büyük bir Galatasaray sevgisi vardı. Kulübümü bütün kalbimle sevdim, hayatımın en güzel ve en özel yıllarını orada geçirdim. 10 sene içerisinde 9 lig, 9 Türkiye Kupası ve 9 Cumhurbaşkanlığı kupası sevinci yaşadık, 6 sezon namağlup şampiyon olarak büyük başarılara imza attık. Aynı zamanda Avrupa’da Final Four oynayan ilk Türk takımı olduk.’’


 
ŞU AN OYNANAN BASKETBOLUN YOLUNU AÇTIK
 
Galatasaray’da yaşadığı başarıları, kadın basketbolunu, takım ruhunu ve arkadaşlığını sorduğumuzda Handan Özbek’in yanıtı şöyle… ‘’Bizden önceki ablalarımız bize yol açmıştı, Kadın Basketbol Milli Takımı ülkemizde maalesef çok geç kuruldu. Esasında basketbol bu kadar profesyonel değildi. Biz o dönem basketbola öncülük ederek bu sporu profesyonel hâle getirmeye başladık… 
 
Takımda öyle bir 12 kişiydik ki! Gece gündüz hep beraber, hep birlikte güzel bir arkadaşlık ve dostluğumuz vardı. Çok uzun yıllar geçmesine rağmen hâlâ eski takım arkadaşlarım ile görüşüyorum. Herkes başka yerlere gitti, bazı arkadaşlarımız basketboldan sonra iş hayatında farklı kulvarlarda yer aldı. 
 
Kimileri basketbolun içerisinde kalmaya devam etti. Açıkçası o yıllar benim için unutulmazdı. Unutulmaz takım ve unutulmaz yıllar… Kimi imkânlar çok kısıtlıydı, bizim dönemimizde bilgi - iletişim teknolojileri bu kadar ileri seviyede olmadığı için insanların basketboldan ve spordan çok haberi olmuyordu. Şu anda oynanan basketbolun yolunu açtık diyebilirim, muazzam bir takım ruhu vardı. ‘’
 
Efsane basketbolcu Handan Özbek hem sporda hem de iş yaşamında başarılarındaki incelikleri ve detayları sorduğumuzda bize yanıtı şu şekilde oluyor… ‘’Takım sporunda yer almak müthiş bir şey… Bir takımın parçası olmanın çok büyük avantajları ve dezavantajları var. Ben 19 sene basketbol oynadım ve oyunculuktan sonra basketbolun içinde kalmama kararı aldım.
 
Basketbol kariyerimden sonra işletmecilik yaparak Leb-i Derya diye restoran açtım, restoran çalıştırırken takım sporu yapmanın faydalarını gördüm. Restoran çalıştırmak da bir nevi takıma liderlik yapmak gibi bir şey… Esasında ikisinde aynı mantık var, takım olarak hareket etmesini öğreniyorsun.
 
İş hayatında çok başarılı işler yaptık, daha sonra iki restoran açtık; fakat araya pandemi girince farklı kararlar almaya başladım. Bu sektörde 19 yıl çalıştım, bu da bir süreklilik ve disiplin gerektiriyor. Mutfaktaki işler de basketbolla benzer şeyler. 
 
Artık restoran işini yapmıyorum, hobilerime zaman ayırıyorum. Seyahat etmek, fotoğraf çekmek ve bitkiler özel ilgi alanlarımı oluşturuyor. Hobilerimle uğraşmak bana çok iyi geliyor. ‘’
 
BASKETBOL HAYAT TARZIDIR
 
Milli basketbolcu Handan Özbek altyapılarda yaşanan sorunlara değinerek sporcuların yetişmesinde mental gelişiminin önemini şu şekilde anlatıyor: "Altyapıda oyuncuların gelişimini sıkıntılı görüyorum, öncelikle basketbolun çok doğru öğretildiğini düşünmüyorum. Basketbol okullarında çalışan antrenörlerin daha iyi eğitilmesi gerektiğini düşünüyorum. İyi eğitimli antrenörler olduğunda daha donanımlı oyuncular yetişir. Basketbolu daha önceden bırakmış antrenörler, çocukları sürekli bir yarış içerisine sokuyorlar. 
 
Basketbol sadece kazanıp kaybetmek değil… Basketbol bir hayat tarzıdır, arkadaşlığı öğretir, paylaşımı öğretir. Basketbol oynayan insanlar çok eğitimlidir. Şimdiki jenerasyonu doğru yönlendirmek, organizasyonu doğru yönetmek çok önemli. Özellikle genç oyuncuların teknik ve fiziksel gelişiminin dışında, mental gelişimine de önem verilmesi gerekiyor. İyi mentorlük yapmak ve iyi yönetmek çok önemli… Aileler bu konuda daha bilinçli olmalı, çocuğunu hangi kulübe ya da hangi spor okuluna göndereceğinden emin olmalı.‘’


 
MENTÖRLÜĞÜ ÇOK ÖNEMSİYORUM
 
Oyunculuk kariyerinden sonra Galatasaray’da bir dönem mentorlük alanında sporcularla çalışmaları olan ve basketbolcuların gelişimini titizlikle takip eden Handan Özbek, genç basketbolcularla çalışmanın önemini şu şekilde ifade ediyor… 
 
‘’Eski oyuncular, basketbola gönül verenler bir araya gelerek İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden İlknur Hacısoftaoğlu ile 18 yaş altı ve kız çocukları için mentorlük programını başlattık. Haftada iki gün online eğitim ile tecrübelerimizi paylaştığımız genç kızlarımızın, hayatlarına yön vermeye çalıştık. Mentorlük yaptığım oyuncularımın maçlarını izliyorum gelişmelerini takip ediyorum.
 
Sporcuların gelişimini izlemek ve onları iyi yerlerde görmek beni mutlu ediyor. BİDEV'de (Basketbol İçin Destek Ve Eğitim Vakfı) bir mentorlük programı açmayı planlıyoruz, çok önemsediğim bu alanda çalışmayı çok istiyorum. ‘’
 
BAZI KURALLARIN DEĞİŞMESİ GEREKİYOR
 
'Ülkemizde kadın basketbolunun gelişimine yönelik öneri ve çözümler neler?' diye sorduğumuzda Handan Özbek içtenlikle yanıt verdi...
 
"Kadın basketbolunda bazı kuralların değişmesi gerekiyor. Basketbolcu yetiştiremiyoruz, altyapıdan başlıyor her şey… Çocukların bu sporu sevmesi gerekiyor, çocukların inanarak kalbiyle oynaması gerekiyor. Dünyada ve ülkemizde kadın basketbolunun gelişimi çok geç ilerledi; ama bana göre en büyük sorunlardan biri potanın erkek basketboluyla aynı boyda olması… Kadın voleybolun bu kadar popüler olmasının
nedeni file boyunun daha aşağıda olması… Burada kuralların biraz değişmesi gerekiyor, kadın basketbolunun daha estetik ve görsel bir haz uyandırması için bazı kurallarda değişikliklere gidilebilir.
 
Basketbol artık tamamen fiziksel bir oyuna dönmeye başladı. Belki çemberler daha alçakta olsa kadın basketbolunda daha estetik smaçlar izleyebiliriz. Oyunun eğlenceli ve keyifli bir hâle gelmesi gerekiyor. Umarım zaman içerisinde bu kurallar hakkında düşünülerek daha farklı bir konsept olabilir.’’


 
EKREM HOCA MİLLİ TAKIMDA FARKINI BELLİ EDECEK
 
Bugün oynanan basketbolda oyun kalitesinin ve mücadelenin kötü olduğunu belirten Handan Özbek, şöyle devam ediyor: ‘’Bugün oynanan basketbolu açıkçası çok beğenmiyorum, oyun kalitesi ve mücadele olarak çok kötü durumda… Bizim zamanımızda milli takımda oynamak büyük cesaret ve gururdu. Milli formayı giymek demek topa atlamak, savaşmak ve son ana kadar mücadele etmek demekti.
 
Oyunculuk dönemimde Avrupa’da üç, bizde ise iki yabancı ile sahaya çıkılıyordu. Türk Milli Takımı olarak Olimpiyatlar'a gittik, Avrupa ve dünya şampiyonlarında büyük başarılar elde ettik. Şimdi bir jenerasyon değişimi var, yeni başantrenör Ekrem Memnun çok harika bir koç… Basketbolu onunla öğrendiğimi söyleyebilirim, çok keyif aldım onunla çalışmaktan. Ceyhun Yıldızoğlu ve diğer hocalarımızın da emekleri çok; fakat Ekrem Hoca'nın farkını belli ederek milli takımımızı daha üst seviyelere çıkaracağından eminim.‘’


 
BASKETBOLUN POPÜLARİTESİ İÇİN EYLEME GEÇİLMELİ

 
Basketboldan kopamadığını ve tekrar içerisinde olduğu için mutlu olduğunu anlatan Özbek, sözlerini şöyle noktaladı: ‘’Çok uzun seneler basketboldan kopmuştum, şimdi tekrardan basketbolun içinde olmak beni şanslı ve mutlu hissettiriyor. Basketbolun gelişimi ve değişimi için yapılması gereken o kadar çok şey var ki! Basketbolun eski popülaritesini kazanması gerekiyor. Sadece konuşmakla değil, eyleme geçerek büyük emek ile çalışarak, herkesin katkısıyla umarım basketbolun gelişimine katkı veririz.’’
 
TİPLEME
- En beğendiğiniz koç?

- Ekrem Memnun
- En beğendiğiniz oyuncular?
- Pınar Baysan, Çelen Kılıç
- En zorlu deplasman?
- Fenerbahçe

YORUMLAR

  • 0 Yorum