Asi gençlik

Beşiktaş'ın gençlerinin parkede rüzgâr gibi estiği bu dönemde Avrupa'da adından söz ettirmeye başlayan yıldız adaylarını mercek altına aldık. Beşiktaş Icrypex'ten Alperen Şengün ve Şehmus Hazer'in başını çektiği ve özel röportajlarının yer aldığı dosyamızda; Fenerbahçe Bekolu Tarık Biberovic, Real Madrid'den Usman Garuba, Barçalı Leandro Bolmaro ile Zalgiris'ten Rokas Jokobaitis'in de gelecek vadeden performanslarını masaya yatırdık.

Asi gençlik
03 Şubat 2021 - 11:25 - Güncelleme: 03 Şubat 2021 - 13:03

GÖNLÜNDEKİ TAKIMIN YILDIZI
ALPEREN ŞENGÜN
BEŞİKTAŞ ICRYPEX

  
Türk basketbolunun yükselen değeri Alperen Şengün, “Buraya gelmeden önce de gönlümde olan takım Beşiktaş’tı. Ben en iyi bu takımda oynarım diyordum kendime. Efes ve Fenerbahçe’de herkes oynamak ister; ama hayallerimden ilki gerçek oldu.”
 
RÖPORTAJ: BERTAN ERMAN
 
Türkiye’deki basketbolseverler, onun ismini 2019 yılında, Basketbol Gençler Ligi’nde şampiyon olan Banvit’in en değerli oyuncusu olarak tanıdı. Boyalı alanda rakiplerine karşı dinamizmini kullanarak basketbol dünyasına ışığını saçan Alperen Şengün, şu sıralar Beşiktaş Icrypex forması ile iyi işler çıkarıyor. 
 
Ribaundları ve smaçlarıyla göze çarpan 18 yaşındaki genç yıldız, Kara Kartal’daki performansıyla dikkatleri üzerine çekmeyi başardı. Hayalinde NBA’de oynamak olan Alperen’in ilk büyük hedefine ulaşması ve gönlündeki Beşiktaş formasını başarıyla terletmesi, kendisini mutlu ediyor; ama önünde uzun bir yol olduğunu biliyor, bunun için de çok çalışıyor.
 
BANDIRMA BENİM İÇİN ÖZEL BİR YERDİ
 
- BGL'de şampiyonluk yaşadığın ve daha sonra A takımına yükseldiğin Bandırma kapandığında neler hissettin? Bandırma'nın sendeki yeri nedir?

 
- Bandırma, benim için basketbolu öğrendiğim çok özel bir yerdi. Hayatıma orada başladım gibi diyebilirim. Oraya gittiğimde 12 yaşımdaydım. Ailemden ayrılıp Bandırma'ya gittiğimde bir çocuktum. Oradan çıktığımda ise olgun bir birey oldum. Bandırma’yı seviyorum. Orası benim hayatımı değiştirdi. Memleketim Giresun’a da benziyor küçük bir yer olduğu için. O yüzden benim için özel ve güzel bir yerdi.
 
BEŞİKTAŞ BANA SORUMLULUK VERDİ
 
- Bu sezon Beşiktaş'ta yepyeni bir sayfa açıldı. Beşiktaş gibi büyük bir camiada görev almanın önemi, sorumlulukları nelerdir?

 
- Basketbol Süper Ligi (BSL) farklı bir yer. Avrupa’nın en sert liglerinden biri. Türkiye Basketbol Ligi’nde oynadığım zamanlarda bana çok sorumluluk düşüyordu. BSL’de çok fazla bir sorumluluğum yoktu. Burada; Beşiktaş’ta altyapıda oynadığım gibi, TBL’de oynadığım gibi bir sorumluluk verdiler. Takımı benimsedim. Bu da oyunuma yansıdı. Aldığım sorumluluklar, takımımı sahiplenmeme, oyunumu daha iyi oynamaya itiyor. Bundan çok mutluyum.
 
- Pandemi döneminde taraftarlardan yoksun bir sezon geçiyor. Bu sezonun genelini düşünecek olursak, taraftar olsaydı, şu an sonuçlarda ne gibi değişiklikler olurdu?

 
- Bunları kendi aramızda da konuşuyoruz. Evimizde çok kritik maçlar kaybettik. Eğer taraftar olsaydı, biz o maçların hepsini kazanabileceğimizi düşünüyorduk. Taraftar etkisi her zaman farklı oluyor. Bu sene genç bir takım olduğu için taraftarın da çok büyük bir ilgisi var. Umarım en kısa zamanda bizimle buluşurlar, bunu çok istiyoruz. Böyle bir takımın taraftar önünde oynamasını çok istiyor ve biz de istiyoruz. İnşallah play-off'lar’da ve pandemi bittikten sonra, umarım buluşuruz. 
 
Biz taraftar olmamasından çok etkilendik bence. Genç takımlar genelde coşkulu takımlar olur. Biz de öyle bir takımız. Taraftarlar olsaydı, bizim açımızdan daha farklı olabilirdi, son saniyelerde kaybettiğimiz bazı maçları çevirebilirdik.
 
- Ligde Jan Vesely, Bryant Dunston, Raymar Morgan, Micheal Eric gibi güçlü pivotlara karşı mücadele ediyorsun. Bu tarz deneyimli isimlere karşı hangi özelliğinin öne çıktığını düşünüyorsun?
 
- Dediğin gibi, bu ligin üst düzey pivotları sert oyuncular, fiziksel olarak benden güçlüler; ama ben bu tarz oyunculara karşı sertliğimle üstünlük kurabildiğimi söyleyebilirim. Bununla birlikte ayak oyunlarımı da ekleyebilirim. Nerede duracağımı onlara göre ayarlıyorum. Ribaundlarda pozisyonumu nerede alacağımı, post up'ta nerede olacağımı ona göre ayarlıyorum. Bu ligde Vesely gibi, Eric gibi, Morgan gibi, Dunston gibi önemli uzunlar var. Her oyuncuya göre hazırlanarak maçlara çıkıyorum.
 
MEHMET OKUR GİBİ OLMAK İSTİYORUM
 
- Günümüzde pivotlar dış atışlara çok yöneldi; ama biz Alperen Şengün'de boyalı alanı domine eden, atletik ve smaç basmayı çok seven, biraz daha eski okul bir pivot görüyoruz. Bunun sebebi nedir? Takım sistemindeki rol tanımın mı yoksa kendinde gördüğün özelliklerin dışa vurumu mudur?

 
- Şu an strech pivotlar var ve uzunlar da günümüze adapte olmuş, şut kullanan bir basketbol oynuyor; ama ben altyapıda daha çok içeride, deyim yerindeyse vurmalı kırmalı oyunlar oynadım. Bizim altyapıda antrenörümüz Ahmet Gürgen idi. O da eski zamanın oyuncusu olduğu için bize de onu öğretti. 
 
Şu an modern basketbola göre de oynamamız gerekiyor; ama onu da eleştiriyoruz arada sırada. Şu an takımdaki rolüm neyse, onu oynamaya çalışıyorum. NBA’den Nikola Jokic’i ve eski zamanlardan Mehmet Okur’u örnek alıyorum. Mehmet Okur’un oyun tarzı günümüze daha yakın; ama bu dönemde onun gibi olmak istiyorum. Avrupa’da da Bryant Dunston ve Jan Vesely’nin savunmalarına dikkat ediyorum.
 
BOSTON, GOLDEN STATE, AMA ÖNCE BEŞİKTAŞ
 
- NBA'de oynamanın en büyük hedefin olduğunu artık biliyoruz. Peki, özellikle gönlünde gitmek istediğin bir takım veya birlikte oynamak istediğin bir yıldız var mı?

 
- Aslında şuradan başlamak gerek; buraya gelmeden önce de gönlümde olan takım Beşiktaş idi. 'Ben bu takımda oynarım' diyordum kendime. Efes ve Fenerbahçe’de herkes oynamak ister; ama hayallerimden ilki gerçek oldu. 

EuroLeague’de veya EuroCup’ta oynamak isterim NBA’e gitmeden önce. NBA’de biriyle oynamak istiyorsam, Chris Paul veya Trae Young ile oynamak isterim. Trae Young şu an büyük bir yükselişte. Chris Paul da NBA’in en iyi gardlarından. Ama takım olarak gönlüm Boston Celtics’te. Golden State de olabilir. Oradaki istediğim takımlar bunlar yani.
 
- Pandemi ortamındayız ama İstanbul gibi büyük bir şehirde basketbol oynamanın avantajları ve dezavantajları nelerdir? Basketbol dışında bu süreçte neler yapıyorsun?

 
- Şu an pandemi olduğu için ne çok dışarı çıkabiliyorum ne de bir yere gidip eğlenebiliyorum. İstanbul’un şu anki avantajı, çok fazla yolculuk yapmıyoruz deplasman için. Bandırma’da sadece bir maçta evimizde gibiydik; ama burada çoğunlukla İstanbul’da oynuyoruz ve evimizde gibiyiz. Avantaj dersek bu. Ama dezavantajları dersek, büyükşehir olmanın vermiş olduğu zorluklar var. 
 
Basketbol dışında şu an pandemiden dolayı, arkadaşlarıma gidiyorum bazen onlarda vakit geçiriyorum. Bazen arkadaşlarla hava almak için sahile çıkıyoruz. Evim de kulübe yakın.
 
ŞUTUMU GELİŞTİRMEK İÇİN ÇALIŞIYORUM
 
- Kendinde özellikle geliştirmek istediğin yönlerin nelerdir?

 
- Bireysel olarak şutumu geliştirmek istiyorum. Bunun için çalışıyorum ama bunu daha çok maçlarda denemek istiyorum. Ama takımdaki rolüm içeriden oynamak; ama şutu da maça yansıtmaya çalışacağım. İdmanlarda deniyorum. Fiziksel olarak da şu an için istediğim yere geldim. Pandemi döneminde kilo almıştım. Sezon öncesinde iyi çalıştım; ama daha çok kas yapmam lazım. Onun farkındayım.
 
- Takım olarak ve bireysel olarak bu sezon BSL'de ve Europe Cup'ta hedeflerin nelerdir?
 

- Takım olarak FIBA Europe Cup’ta kupayı kaldırmak istiyoruz. Genç, enerjik, güçlü ve sert bir takımız. Bunun mesajını verdiğimizi düşünüyoruz. Daha önce iki kez ayın oyuncusu seçildim BSL’de. Bunun üzerine koymak istiyorum. Takım olarak ligde play-off oynamak istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz.
 
TİPLEME

- En beğendiğin koç? 
- Pablo Laso
- En beğendiğin oyuncular? 
- Kevin Durant / Mike James
- En iyi 5'in?
- Stephen Curry, Kobe Bryant, Michael Jordan, Kevin Durant, Shaquille O’Neal
- En zorlu deplasmanlar? 
- Karşıyaka ve Fenerbahçe
- Tek kelime ile Beşiktaş... 
- BeşiktAŞK
 
ALPEREN ŞENGÜN

Doğum tarihi: 25 Haziran 2002
Pozisyon: Pivot
Boy: 2.08
KARİYERİ
2018-2019 Bandırma Kırmızı (TBL)
2019-2020 Tek Süt Bandırma
2020-         Beşiktaş Icrypex
 

 
OLGUN SAVAŞÇI!
TARIK BIBEROVIC
FENERBAHÇE BEKO

 
"Tarık; güçlü fiziği, savunma ve hücumda alabildiği etkin roller, ancak en önemlisi sağlam karakteriyle önümüzdeki dönemin fark yaratacak isimleri arasında yer alıyor. Fenerbahçe Beko’nun 2001’li yıldız adayı, geleceğe umutla bakılmasını sağlıyor."
 
FATİH SABOVİÇ
 
14 Mayıs 2019’da Fenerbahçe Beko medya gününde Tarık Biberoviç’le yaptığımız röportaj o dönem çalıştığım gazetede yayınlanmıştı. Söyleşinin girişi şöyleydi: “Tarık, kariyer basamaklarını tek tek ve başarıyla çıkacağının bilincinde bir hayat yaşadığını oturuşundan kalkışına, konuşmasından duruşuna kadar her hâliyle belli ediyor. Sanki yıllarını parkede geçirmiş tecrübeli ve lider bir basketbolcunun olgunluğuyla karşılıyor beni...”
 
Şimdilerde parke içine dönüp baktığımda, o dönemki olgunluğunun süre aldıkça iyiden iyiye geliştiğine şahitlik etmek beni sevindiriyor. Fenerbahçe formasını ilk giydiği dönemde, “Bu takım ve organizasyonun bir parçası olduğum için gururlu hissettim. Bu formayı giydiğim için şükrettim. O enerjiyi, tüm kariyerim boyunca korumak ve artırarak yaşatmak istiyorum” diyen bir oyuncunun her şeyin en iyisini hak ettiğine inanıyorum.
 
Fenerbahçe formasıyla efsane olan Bogdan Bogdanoviç’le aynı forma numarası olan 13’ü terleten Tarık, kendisine bu konuyla ilgili sorduğum soruya şu yanıtı vermişti: “Bogdan’ı 10-11 yaşlarımdayken izlerdim. Partizan'da oynuyordu. O zamanlar da onu çok beğenirdim ve hayranlıkla izlerdim. Şimdi de durum öyle... Çünkü o kusursuz bir oyuncu... 13 numaralı forma konusunda herhangi bir ekstra sorumluluk hissetmiyorum. Çünkü bir numara, sadece bir numaradır. Tek amacım; her gün daha fazla öğrenip, her günü tamamen verimli geçirmek ve elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışmaktır.”
 
Bosna Hersek’in Zenica şehrinde dünyaya gelen Tarık basketbola; Novi Pazar’da doğup büyüyen babasının açtığı spor okulunda başlamış. Ayakları çok hızlı olduğu için –ve arkadaşları da çok fazla futbol oynadığından ötürü- bir dönem futbol oynasa da kariyerini basketbol üzerine kurgulamış. Küçük yaşlardan itibaren parkelerle tanışmasının üzerine eşsiz fiziği ve doğal yeteneğini de ekleyince kısa sürede dikkat çekip genç yaşta basamakları bir bir tırmanmış.
 
Fenerbahçe Beko’ya geldiği dönemde Zeljko Obradovic tedrisatında yer alacak olmasının kendisi için nasıl büyük bir mutluluk olduğuna birebir şahit olmuştum. Koçun onu özellikle çok yönlü savunma ve hücum yetenekleri çerçevesinde, farklı metotlar ışığında kullanabileceğine inanıyordum. Obradovic’in ayrılığı sonrası bu beklentilerim suya düşecek gibi olsa da ardından Igor Kokoşkov’un gelişi, zihnimde Tarık’ın geleceğine tutulacak olası ışıkların sayısını birden artırdı.
 
2020-2021 sezonunda Türkiye ve EuroLeague’de daha fazla kullanılabilecek oluşu, Tarık’ın yüzünü aydınlığa dönmesi adına işini kolaylaştırabilir. Aldığı sürenin artmasına paralel olarak; kendisine daha kritik anlarda büyük sorumluluklar yüklenirse başarı/katkı oranının da yükseleceğini düşünüyorum.
 
Obradovic’in üstadı Aleksandar Nikolic’in de zamanında dediği gibi; “Gerçekten iyi olduğunu ispat etmeye istekli genç oyuncuları sahaya sürmeniz gereken maçlar, zor maçlardır. 20 sayı farkla önde olduğunuz bir maçta genç oynatmanızın anlamı yoktur…”
 
TARIK BİBEROVİC
Doğum tarihi: 28 Ocak 2001
Pozisyon: Şutör Gard
Boy: 2.01 m.
 

 
PARLAMAYA HAZIR
USMAN GARUBA
REAL MADRİD

 
 “Willy Hernangomez ve Luka Doncic… NBA takımları son yıllarda bir gözlerini Real Madrid’e, özellikle İspanyol devinin altyapısında yetişen oyuncuları dikmiş vaziyette. Madrid forması giyen 2002 doğumlu İspanyol genç uzun Usman Garuba, NBA scoutlarının yakın takibinde...”
 
LEVENT LEVENTCİ
 
 Aslında Usman Garuba’nın hikâyesi sıra dışı olarak kabul edilebilir. Afrikalı olan ve 1988 yılında Nijerya’da evlenen anne ve baba Garuba, oradaki mevcut savaş ortamından kurtulmak için Avrupa’nın yolunu tutmuş. Önce Belçika’da şansını deneyen bu çift, daha sonra İspanya’da yeni yuvasını bulmuş. 2002 yılında Madrid’de Usman’ın doğumuyla birlikte hayatları değişmeye başlamış.
 
Spor hayatına futbol oynayarak başlayan Usman Garuba, fiziksel olarak gelişiminin hızlanmasının ardından sekiz yaşında basketbola yöneldi. Basketbol kariyerinde kısa sürede fark yaratan Usman, 2013’te henüz 11 yaşındayken Real Madrid altyapısına girmeyi başardı.
 
Real Madrid altyapısında gösterdiği performansla adından söz ettiren Garuba, İspanyol Milli Takımı’nı seçerek altyapı turnuvalarını domine etmeye başladı. Altyapı seviyesinde sayısız başarı elde eden Usman Garuba, bu sayede hem Avrupa’da hem NBA’de tanınan ve yakından izlenen bir oyuncu haline geldi.
 
28 Ekim 2018’de henüz 16 yaşındayken ACB’de ilk maçında Burgos karşısında çıkan Garuba, Real Madrid formasıyla ACB’de maça çıkan en genç üçüncü oyuncu oldu. O sezonun kalanında A takımda fazla şans bulamayan Usman Garuba, EuroLeague’in alt yaş grupları için organize ettiği U18 turnuvalarında hünerlerini sergiledi ve bir kez daha herkesi kendine hayran bıraktı.
 
2019/2020 sezonuyla birlikte Pablo Laso’nun güvenini kazanan Garuba, A takımda süre bulmaya başladı. THY EuroLeague/İspanya Ligi ACB toplamında 40 maçta ortalama 15 dakika süre bulan Usman Garuba, özellikle yakaladığı 4.39’luk ribaund ortalaması ve savunmada sergilediği performansla gelecekte ulaşabileceği seviyenin sinyallerini verdi.
 
Bu sezon yine Real Madrid uzun rotasyonunun önemli isimlerinden olan Garuba, NBA scoutlarının yakın takibinde. Anthony Randolph’un sakatlığı sonrası kadrosuna dört numara takviyesi yapmayan İspanyol ekibi, Usman Garuba’ya güveniyor. Bu süreçte önünde önemli bir fırsat bulunan genç oyuncu, şu ana kadar A takım seviyesinde önemli fark yaratabilmiş değil. Ancak henüz 19 yaşında olmasına rağmen işin savunma kısmındaki hünerleri ve iştahı, heyecan verici.
 
Garuba’nın 2021 NBA Draft’ında ilk turdan seçilmesine kesin gözüyle bakılıyor. İspanyol yıldızın NBA’de nasıl bir oyuncuya dönüşeceği ise merak konusu. İşin hücum yönünde A takım seviyesinde atletizm, hücum ribaundları ve çembere atak opsiyonlarıyla etkili olabilen Usman Garuba’nın henüz bu seviye için güvenilir bir post oyunu ve şutu yok. Post oyununun NBA’de önemi çok azaldı; ancak dış şut atabilmek çok önemli. Bu alanda Garuba’nın gelişim göstermesi şart.
 
İşin savunma yönünde ise Garuba, NBA seviyesi için bile özel bir oyuncuya dönüşebilir. Önemli bir kulaç açıklığına sahip olan genç yıldız, hem birden fazla pozisyonu rahatlıkla savunabiliyor hem de yardım savunmalarından sonra çember korumaya yetişebiliyor. Bazı draft siteleri, Usman Garuba’yı Draymond Green ve Al Horford’a benzetiyor. Bu iki oyuncunun da çok özel savunmacılar ve çok zeki pasörler olduğunu vurgulamak gerek.
 
Garuba’nın dış atış konusunda önemli bir gelişme sağlaması şart. Yoksa NBA’de istediği süreleri bulamayıp, beklentileri karşılayamayabilir. Dış şutunu geliştirirse... İşte o zaman her şey mümkün…
 
USMAN GARUBA
Doğum tarihi: 9 Mart 2002
Ülkesi: İspanya
Pozisyon: Uzun forvet
Boy: 2.03 m.
 

 
ES GEÇİLEMEZ
LEANDRO BOLMARO
BARCELONA

 
“Barcelona’da Leandro Bolmaro’yu es geçmemek gerek. “Hem Pesic, hem de bu sezon Jasikevicius döneminde verilen süre içerisinde kendini göstermeyi başaran 20 yaşındaki gard, geleceğinin parlak olacağının sinyallerini veriyor.”
 
BERTAN ERMAN
 
Barcelona bu sezon Sarunas Jasikevicius ile yeni bir döneme girdi ve o eski, güçlü zamanlarına kavuştu. Bu takımda, Nick Calathes gibi bir süperstar oyun kurucu var. Ancak, 20 yaşındaki Leandro Bolmaro’yu da es geçmemek gerek.

Biz Leandro Bolmaro ismini geçen sezondan itibaren duymaya başladık. 2019-2020 sezonunda, özellikle İspanya Ligi’nde aldığı süre içerisinde iyi işler çıkardığını da gördük. İtalyan asıllı Arjantinli gardın saha görüşü ileri düzeyde. Öyle ki, bazı pasları var; Milos Teodosic’i kıskandıracak cinsten.
 
Bolmaro defansta da önemli işler çıkarıyor. Top seyri iyi bir oyuncu. Bire birde de iyi baskı yapabiliyor. Zaten şutör bir oyuncu ve doğru yerde doğru zamanda, 3 sayının çizgisinden isabeti buluyor. Ama Leandro Bolmaro’yu pişiren yer, Barcelona’nın alt kümedeki pilot takımı. Burada geçen sezon 14.9 sayı, 2.7 ribaund, 3.6 asist, ve 1.8 top çalma ortalamalarını tutturdu. A takımda da hem Pesic döneminde, hem de bu sezon Jasikevicius döneminde verilen süre içerisinde kendini göstermeyi başaran 20 yaşındaki gard, geleceğinin parlak olacağının sinyallerini veriyor.
 
Bunun da en büyük kanıtı, 2020 NBA Draftı’nın 1. turundan seçilmesi. NBA Draftı’nın ilk turundan seçilmek, her yiğidin harcı değildir. Knicks tarafından seçilen Bolmaro, takas ile Minnesota Timberwolves’a geçti. Ancak Leandro Bolmaro direkt NBA’e gitmedi. Barcelona ile mevcut bir sözleşmesi var ve 2023 yılında sona erecek. Barcelona’da bir süre oynadıktan sonra NBA’de kalıcı olan isimleri biliyoruz.
 
Bundan bir 11 yıl önce Ricky Rubio da Badalona’da oynarken Minnesota tarafından 2009 NBA Draftı’nın 5. sırasından seçilmişti. Ancak Rubio’nun tercihi Barcelona’da oynamak oldu ve Katalan Ligi’nde kendini pişiren başarılı oyun kurucu, 2011 yılında NBA’e gitti ve burada kalıcı oldu. Keza Ersan İlyasova…
 
Milli basketbolcu da çaylak sezonunu Milwaukee Bucks’ta geçirdikten sonra kendini geliştirmek için Barcelona’nın yolunu tuttu. Daha sonra NBA’e geri dönen Ersan, burada kalıcı olmayı başardı. Leandro Bolmaro’nun da 2 sene daha NBA için dişini sıkması gerekecek. Barça’da profesyonel anlamda kendini geliştirmesi, verimli oyununun üzerine koyması, onun seviyesini yükseltecektir.
 
2022-2023 yılları içinde NBA’e gidince, Bolmaro’nun bir adaptasyon süreci sonrasında buralarda kalıcı olma ihtimali, Ersan İlyasova ve Ricky Rubio’yu düşününce bir hayli yüksek. Ayrıca, eğer Bolmaro gittiğinde Ricky Rubio da Minnesota’da kalmaya devam ederse ve birlikte oynarlarsa, buradaki potansiyelde adaptasyon süreci daha rahat olur ve kendisi için iyi bir ortamda NBA’de oyununu gösterir. Ama Bolmaro için öncelik Barcelona’da ağırlığını ortaya koymak ve Avrupa’da başarılar elde etmek olacak.

LEANDRO BOLMARO
Doğum tarihi: 11 Eylül 2000
Pozisyon: Gard
Boy: 2.01

 
 
POTANSİYEL
ROKAS JOKUBAITIS

ZALGIRIS KAUNAS

“Oyunundaki gelişimi gözle görülür şekilde hissedilen Jokubaitis, yaşıtlarına göre boyalı alanda ciddi anlamda fark yaratıyor. 20'lik yıldız özellikle kritik maçlarda sahneye çıkarak bir genç oyuncunun verebileceği maksimum katkıyı ortaya koyuyor...”
 
OĞULCAN ÇOKSAYAR

 
Litvanya patentli oyuncuların Avrupa topraklarında milli takım edası ile kulüp mücadelesi verdiği Zalgiris Kaunas, bir yeni yıldızını daha basketbol sahnesine sunuyor. Herkesin bildiği Litvanyalı oyun kuruculardan farklı bir oyun yapısı ile dikkatleri çeken isim; 2000 doğumlu Rokas Jokubaitis. THY EuroLeague'de ikinci sezonunu deneyimleyen genç yıldız adayı, oyun içindeki duruşu, zaman zaman sürpriz skor katkısı ile şimdiden basketbolseverlerde heyecan uyandırmaya başladı.
 
İlk EuroLeague sezonuna göre katkı anlamında daha farklı bir ritim ile sezona başlayan 20 yaşındaki oyuncu, verimlilik açısından oldukça tatminkar bir sezon yaşatıyor. İlk sezonunda aldığı süreler fazla olmayan Jokubaitis, tüm tabuları yıkarak kadronun değişilmezleri arasına adım adım ilerliyor. Oyunundaki gelişimi gözle görülür şekilde hissedilen genç Jokubaitis, yaşıtlarına göre boyalı alanda ciddi anlamda fark yaratıyor. Parkede aldığı süre ile üzerindeki pası atan ve ışıldamaya başlayan Rokas, Litvanya basketbolunun en dikkat çekici potansiyellerinden biri haline geldi.
 
Zalgiris'in altyapısından yetişen Jokubaitis, Olympiakos ile oynanan sezonun ilk maçına gelişiminin sinyallerini vermeyi başardı. 12 sayı 3 ribaund ve 3 asistlik performansıyla galibiyetin mimarlarından oldu. 15 verimlilik ile sezonu açan 20'lik yıldız, Khimki deplasmanında etkisiz kalsa da Kızılyıldız maçında yeniden ipleri eline aldı. 14 verimlilik ile zafer yolundaki taşları döşeyen isimlerin arasına giren Litvanyalı gard, bu sezon isminden sıkça söz ettirebilir.
 
Sezon içinde Milano, Barcelona ve Baskonia maçlarında zaman zaman sahneye çıkarak bir genç oyuncunun verebileceği maksimum katkıyı ortaya koydu. Oyun görüşü olarak mevkidaşlarının üzerinde bir yeteneğe sahip olan Jokubaitis, 2020-21 sezonu ile birlikte oyun kimliğini kazanmaya başladı. 1.93 m. boyu ile 'uzun oyun kurucular' arasında giren genç oyuncu, savunma yönünden de önemli bir gelişim kaydediyor. Kritik anlarda aldığı ribaundlar ile savunma odaklı oyunlarda sorumluluk alan Jokubaitis, sürpriz bloklarıyla da oyun akışına etki edebiliyor.
 
Günden güne oyununu geliştiren Litvanyalı gardın en belirgin eksiği ise şut performansı. Oyunu yönlendirebilme yeteneği ile dikkat çeken Jokubaitis, kritik anlarda şut verimliliği açısından pek de parlak bir grafik çizemiyor. Daha fazla süre ve sorumluluk aldığı sezonda, belki istatistik kağıdında çok etki yaratacak rakamları olmasa da iki yönlü oyun katkısı ile açıklarını kapatabiliyor. Gelecek yıllarda edindiği tecrübelerin yanına şut gelişimini de eklerse Litvanya basketbolu yeni bir Saras'a kucak açabilir.
 
Bu sezon ortalama 20.42 dakika süre almayı başaran Jokubaitis, 7.6 sayı, 2.6 asist ve 1.8 ribaund ortalamaları ile mücadele ediyor. 20 yaşındaki bir gençten beklenebilecek verimin çok daha fazlasını parkeye yansıttığını söylemek mümkün. İstikrarlı gelişimini profesyonel kimliği ile bütünleştirmesi halinde Avrupa'nın sayılı yetenekleri arasına Rokas Jokubaitis'i de yazmamız işten bile değil. Oyunun her iki yönünü de oynayabilen ve şutu olan Avrupalı gard sayısının oldukça az olduğu bir jenerasyonda gelişimini sürdürmesi durumunda Litvanyalı yıldız, dönemine ismini altın harflerle yazdırabilecek bir potansiyeli profesyonelce işliyor.

ROKAS JOKUBAITIS 
Doğum tarihi: 19 Kasım 2000
Ülkesi: Litvanya
Pozisyon: Gard
Boy: 1.93 m.

 
YENİ BİR HEYECAN
ŞEHMUS HAZER
BEŞİKTAŞ ICRYPEX
 

Siyah beyazlıların formda ismi Şehmus, “Beşiktaş, Türkiye’nin en köklü kulüplerinden biri. Buraya gelince insan ister istemez heyecanlanıyor. Taraftarı olsun, geçmişi olsun, kulübümüz önemli bir kültüre sahip” diyor.
 
RÖPORTAJ: BERTAN ERMAN

Son 2 sezon Bandırma’da aldığı süreler ve eline geçen fırsatları iyi değerlendirerek çıkış yakalayan Şehmus Hazer, Beşiktaş Icrypex’te yeni bir sayfa açtı. NBA’in radarında olan Şehmus, İstanbul’da kazanacağı deneyimlerle ve başarılarla daha iyi yerlere gelmek istiyor. Ayrıca 22 yaşındaki oyuncu, Beşiktaş taraftarının salonlara geleceği günü heyecanla bekliyor.

- İlk defa İstanbul'da basketbol oynuyorsun. Beşiktaş gibi büyük bir kulüpte oynamanın avantajları ve sorumlulukları nelerdir?
 
- Beşiktaş, Türkiye’nin en köklü kulüplerinden biri. İnsan ister istemez bu takıma gelince heyecanlanıyor. Taraftarı olsun, geçmişi olsun, bir kültüre sahip. Bu da üzerinizde bir stres yaratıyor. Bandırma küçük bir ilçe olduğu için orada biraz daha rahat oluyorsun. İstanbul’un avantajı ise şöyle; Bandırma’da iyi bir maç oynuyorsun ve bunu duyan, bilen insan sayısı, Beşiktaş’taki başarılı bir performansını duyan, bilene göre 2-3 kat daha az. İnsanlar İstanbul’da oynadığında seni daha fazla takip ediyor.
 
- Pandemiden dolayı taraftarlar önünde henüz maça çıkmadınız. Beşiktaş'ın coşkulu taraftarları önünde oynamak size ne hissettirir veya hissettirecektir gelecek için?
 
- Bandırma’da da bir seyirci kitlemiz vardı; ama Beşiktaş’ın kitlesi gibi değildi. Bandırma’da da kendine has seyirci kitlemiz vardı. Şunu diyebilirim ki, biz burada birkaç maçı son saniyelerde kaybettik. Bu taraftarın olmamasından da kaynaklanabiliyor. Onların verdiği enerji ile motive olabiliyoruz.
 
Beşiktaş taraftarının isteyeceği gibi, mücadele eden bir kadromuz var. Beşiktaş forması için elinden gelen oyuncular var. Onların olmaması bizi gerçekten üzüyor. Maçların çoğu hazırlık maçı gibi geçiyor. Taraftarların varlığını hissetmeyince öyle bir hava olabiliyor.
 
- Oyuncu kitlesinin genç olması, takım kimyasındaki yüksek seviyenin en büyük nedeni midir? Bunu nasıl yorumlarsın?
 
- Bence genç takımlarının başarılı olmasının en büyük avantajı, oyuncu yaşlarının birbirine yakın olması. Her biri ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor ve aynı hedef için mücadele ediyor. Bunun avantajını böyle yaşıyoruz. Rakiplere karşı maça hazırlanma avantajımız da oluyor Avrupa Kupası olmadığı zaman...
 
Gençliğimizden gelen bir enerji de var. Elimizden geldiğince bunu kullanıyoruz. Arada ufak tefek tecrübe hataları yapsak da enerjimizle, savunmamızla bu hataları telafi etmeye çalışıyoruz diyebilirim.
 
HER ŞEY SAVUNMAYLA BAŞLIYOR
 
- Özellikle savunma yönünde dikkat çeken, top çalma konusunda etkili bir Şehmus Hazer izliyoruz. Savunma, Şehmus'un basketbol felsefesi midir? Bunu biraz açabilir misin?

 
- Genç oyuncuların A takımlarında hücumlarıyla oynamayacağı çok ortada. Şöyle diyeyim; Beşiktaş’ı bir kenara koyarsak, diğer takımlardaki genç oyuncuların hücumda ne yaptıklarına antrenörler tarafından bakılmıyor. Her şey savunmayla başlıyor. Benim Süper Lig’de daha erken başlamamın nedeni de daha iyi savunma yapmamdı; bu da benim için avantaj oldu. En azından buraya nasıl geldiğimi bildiğim için önemli yani.
 
Ne kadar iyi savunma yaparsam, hücumda daha  özgüvenli oynayabiliyorum diyebilirim. Benim için bir felsefe demeyelim de, bir oyuncu yapabileceklerini iyi biliyorsa, bunu yapmalı. Benim için de savunma en önemli şeylerden biri yani.
 
Açıkçası bu konuda kimi örnek aldığımı hiç düşünmedim ama Türkiye’de Doğuş Balbay ve Göksenin Köksal bunu iyi yapıyor. Avrupa’da da Cory Higgins diyebilirim.
 
- Kısa ve uzun vadede hedeflerin nelerdir? Gelecekte bir NBA deneyimi olur mu?
 
- Bu basketbola başladığımdan beri bir hedefim vardı. Herkesin vardır ve geçen sene ilk defa bu hayallerime yaklaşma şansım vardı; NBA Draftı’na katıldım. Amacım orada biraz da takımların neyi ön plana aldıkları ve kendilerine nasıl oyuncu profillerini beğendiklerini, neyi yaparsam hangi takımlarda olabileceğimi öğrenmekti. Katıldım ama olmadı geçen sene... Tabii ki dünyanın sonu değil. Daha gencim. Önümde seneler var. Daha iyi oynayıp bir şeyleri tekrar kanıtlayabilirsem, önümüzdeki draft’a da katılacağım. Olur ya da olmaz; orası belli değil; ama olursa da çok güzel olur.
 
Eğer bir gün NBA’e gidersem, ondan önce bir EuroLeague’de oynamak isterim açıkçası. Takım olarak sezon başında play-off ekibi olma hedefimiz vardı. Eğer ilerleyen yıllarda bunu devam ettirirsek, kadroyu da korursak, şampiyon olacak takımlar arasına girebiliriz.
 
Türkiye’deki en iyi yerli oyuncu kadrosuna sahip olacağız. Sezon başında kötü başlamış olduk; ama bizi destekleyenler oldu hep. “Gitgide tecrübelenecek, ilerleyen maçlarda daha iyi olacaklar” diyenler oldu. Biz de kendimize ve birbirimize olan inancımızı hiçbir zaman kaybetmedik. İlk 6 haftadan sonra takımın kimyası oturdu. Bu da bizim özgüvenimizi arttırdı.
 
- Parkede en iyi bulduğun yönün ve geliştirmen gerek özellik nedir?

- Ben biraz daha atletizmimi kullandığım için açık saha ve penetrelerimin en iyi yönlerim olduğunu söyleyebilirim. Şutlarımda kendimi daha iyi yerlere getirebilirim.
 
- Son olarak, çıkış yaptığın ama mali sorunlardan dolayı kapanan Bandırma Basketbol için hangi duygu ve düşüncelere sahipsin?
 
- Benim buralara gelmemde Banvit’in katkısı varı. Benim şansıma, gittiğim zamanlar bütçe düştü ve orada yetişen oyunculara A takımda daha çok süre verilmeye başlandı. Bu da benim şansıma denk geldi. Ben de bana gelen bu şansı değerlendirdim. Ne yazık ki böyle güzel bir kulüp kapandı. İlk başta üzüldük. Kısmet işleri. İnşallah ilerleyen yıllarda tekrar açılır ve yeni oyuncular yetişir. Bandırma bir basketbol şehri. İnşallah orada yeniden bir yapılanma olur ve tekrar Bandırma’dan iyi basketbolcular çıkar diye ümit ediyorum.
 
TİPLEME
- En beğendiğin koç?
-  Phil Jackson
- En beğendiği oyuncu?
-  LeBron James
- En iyi ilk 5'in?
- Steve Nash, Kobe Bryant, LeBron James, Giannis Antetokounmpo, Shaquille O’Neal
- En zorlu deplasman?
- Fenerbahçe
- Tek kelime ile Beşiktaş...
- Aile
 
ŞEHMUS HAZER
Doğum tarihi: 15 Şubat 1999
Boy: 1.91 m.
Pozisyon: Şutör gard
KARİYERİ
2017-2020 Banvit/Tek Süt Bandırma
2020-          Beşiktaş Icrypex


YORUMLAR

  • 0 Yorum