Efes geri döndü

Petar Naumoski

"Sezon başında tam hazır olmayan Anadolu Efes, geçen sezon oynadığı basketbola ve gücüne son aylarda geri döndü. İşler rayına girdi ve oyuncular koç Ataman'ın dediklerinin dinleyip uyguluyor. Nasıl şampiyon olacaklarının formülünü bulmuş gibiler..."
 
Efes Koraç Kupası’nı 25 yıl önce kazandı ve o takımın unutulmaz parçalarından biri hiç şüphesiz Petar Naumoski idi. Lacivert beyazlılar şimdi THY EuroLeague’de ikinci Avrupa zaferi için mücadele veriyor. Petar Naumoski, formasını terlettiği Efes’in EuroLeague’deki gidişatını değerlendirdi. 
 
- Anadolu Efes EuroLeague’de play-off’a çok yakın ve tabii iki ev sahibi avantajına da… Hangi detaylar buna etki etti?
 
- Efes, EuroLeague’in başından bu yana çok değişken ve daha önce görmediğimiz bir oyun oynuyor. Fakat şu da var ki, sezon başında Covid 19’dan dolayı birçok oyuncusu sezon başında tam olarak hazır olamadı. (Sakatlıklar, yorgunluklar ve buna benzer diğer şeyler…) Sadece bildiğimiz şey şu; Efes geçen sezon oynadığı basketbola ve gücüne son aylarda geri döndü ve bu da onları şampiyonluk için öne çıkan adaylardan biri yapıyor.
 
Bence oyuncular, bu durumu kabul etti ve her şeyi daha iyi yaparak yollarına devam ediyor. Diğer taraftan, takımdaki tüm oyuncular, bireysel olarak işlerini çok iyi yapmaya başladı. İşler yerinde gidince ve koçun dediklerinin dinleyip uygulayınca, bu takım nasıl şampiyon olacağının formülünü bulmuş belli ki…
 
SERTAÇ’IN YABANCILARDAN FARKI YOK
 
- Sertaç Şanlı son birkaç maçta çok iyi oynadı. Onun bu oyunu Efes için ne kadar önemli?

 
- Sertaç yüksek performansla nasıl oynanacağını herkese gösterdi. Kendine güveni ve deneyimi ile herkese bu takım için bir kaza olmadığını kanıtladı. Açıkça konuşmak gerekirse, onunla yabancı oyuncular arasında bir fark yok. Ergin Ataman’a rotasyon konusunda da yardımcı oldu. Dilerim ki, sezonun geri kalanında da sağlıklı ve mutlu bir şekilde, yüksek seviyede oynamaya devam eder ve takımına önemli katkıları vermeyi sürdürür.
 
EN CİDDİ RAKİP BARÇA
 
- Sizce Efes için EuroLeague play-off’ta hangi takımlar daha kolay veya daha zor olur?

 
- Eğer Efes ilk 4 takım içinde yer alırsa ki, bunun olmaması için hiçbir sebep görmüyorum; onlara çeyrek finalde zorluk çıkaracak bir rakip görmüyorum. Adlarını Final Four’a yazdırır. Ancak Final Four’da oynayacağınız 40 dakikada her an her şey olabilir. Efes’in bu noktada en ciddi rakibinin Barcelona olacağını düşünüyorum. Çok deneyimli, kaliteli oyunculara sahip ve Sarunas Jasikevicius yönetiminde iyi bir takım kimyası yakaladılar.
 
EFES’İN OYUNCUSU OLMAKTAN GURUR DUYUYORUM
 
- Geçtiğimiz ay sizin de bir parçası olduğunuz, Efes’in Koraç Zaferi’nin 25 yıl dönümünü kutladık. Geriye dönüp baktığınızda, Türk basketbolunda neler değişti ve bu değişimde kendinizi nerede ve hangi rolde görüyorsunuz?

 
- Bence Türk basketbolu 1996 yılında değil, 1992-1993 sezonunda başladı. İlk defa imkansız denilen bir şey başardık ve Avrupa Kupası’nda (Saporta Kupası) finale kaldık. İnanın, hiç kolay bir şey değildi.
 
Biraz sürprizdi ama biraz da yönetim işiydi. Finalde de hayal kırıklığı yaratan bir oyun oynamadık. Aris gibi efsane isimlerin olduğu bir takıma karşı kafa kafaya mücadele ettik. Bence o yıl Türk basketbolunun mantalitesi ve bakış açısı değişti. Bu değişim sonrasında daha iyi sonuçlar alındı ve 1996 yılında Koraç Kupası’nın kazanıldığı noktaya gelindi. Kendimi Türk basketbolunun değişiminde herhangi bir yerde konumlandırdığımı söylemem; ama şunu biliyorum ki, Efes’in bir oyuncusu olmaktan gurur duyuyorum.
 
Daha sonra da Türk vatandaşı oldum. Hepimiz bu başarıda Türk halkı ile birlikte mutlu ve gururluyuz. Bunu hatırlayıp kutlamak çok güzel. Umarım basketbol daha iyi şekilde büyümeye devam eder.
 
EFES PAO’DAN DAHA İYİYDİ
 
- Eğer 1996 yılında, Koraç Şampiyonu Efes ile FIBA EuroLeague Şampiyonu ve kadrosunda NBA efsanesi Dominique Wilkins’in de yer aldığı Panathinaikos karşı karşıya gelseydi, Pao’yu yenebilir miydiniz?

 
- Beni 1996 yılına geri götürmeye çalışıyorsunuz; dürüst olmak gerekirse Pao’da o dönem hangi oyuncuların olduğunu şu an hatırlamıyorum. Eğer bana bu soruyu soruyorsanız, şunun cevabını verebilirim. Efes, Panathinaikos’tan daha iyi takımdı. Peki, neden?
 
1- Efes Koraç yarı finalinde, Djordjevic, Carlton Myers gibi yüksek seviyede oyunculara sahip TeamSystem Bologna’yı eledi ve koçları da Sergio Scariolo idi. Şimdi NBA’de…
 
2- Finalde muazzam bir Stefanel Milano’yu eledik. Bodiroga, Fucka, Gentile ve Rolando Blackman’ın forma giydiği, Bogdan Tanjevic’in antrenörlüğünü yaptığı… O dönem İtalya Ligi’nin şampiyonu ve Avrupa’da o zamanlar en iyi basketbolu oynuyordu.
 
3- Efes sezon öncesi Panathinaikos’u yenmişti. Hem de Atina’da. Bizim olağanüstü sezonumuzda bizi yenebilmek öyle kolay değil.
 
4- Bizim yıldızlarımız kendi alanlarında yetenekliydi. Hatta doğru soru şu: Pao o sezon bizi veya Stefanel Milano’yu yenebilir miydi?