Yeni hedefler derken!

Coşkun Teziç

"Onsekiz yıl sonra tekrar edilen BSL Play-Off Finali ile Türkiye Kupası Finali başarısı ardından 2018-2019 basketbol sezonu beklentilerine baktığımızda; “Efsane geri dönüyor” , “Seneye şampiyonuz” cümlelerinin çokça kullanıldığı bir Tofaş Fan Grubu ve çevresini görmekteyim. Oysa, mevcut kadro ve bütçe yapısıyla 2017 Eylül ayında kulüp çıkıp “Biz bu sezon ligi 2. bitireceğiz ve final oynayacağız” deseydi eminim çoğunluk bu hedefe çok güler, hatta uzun süre konu bile olurdu…"
 
 1974 yılından bu güne, Tofaş Spor Kulübü sürdürülebilir kriterlerin hakim olduğu bir idari anlayış ve yapıyla yönetilir. Bu nedenle Tofaş’tan şampiyonluk adına harcanacak çok büyük bütçeler beklemek ve bunun hayalini kurmak yanlış olur. 

2017 bütçe dönemi mayıs ve haziran aylarında yönetim tarafından öngörülen A Takım sporcu bütçesi 2,5 milyon dolar, Orhun Ene ve ekibi tarafından olabilecek en iyi şekilde kullanılarak yaratılan A Takım ile Tofaş, koyduğu ilk altı takım arasında yer alma hedefini, takım kimyası ve mücadele anlayışıyla olabilecek en iyi yere taşımıştır.
 
Teknik ekibin başarısını destekleyen yönetimsel değerleri de unutmamak gerekiyor. Tofaş Nilüfer Spor Salonu ve etkinlikleri, yaratılan seyirci profili, her maça olan ilginin sinerjiye dönüştürülmesi, idari organizasyon başarıları, mükemmel sağlık organizasyonu, bütçe yönetimi ve kusursuz ödemeler dengesi gibi unsurları da hatırlamamız gerekir. Genel Menajer Tolga Öngören ve ekibinin bütçe/kalite dengesinde kalite adına dengeyi olumlu bozan işleri başarının paydaşları arasındadır.
 
2017-2018 sezonu içinde yeni sezona yatırım adına bence en önemli konu; Berkan, Muhsin ve Yiğit üçlüsünün aldığı süreler, yarattıkları katkılar ve teknik ekibe sağladıkları güven duygusudur. Bu üçlünün yanında Efe ve Mert eminim bu sezon daha fazla yer alacak ve 2019-2020 kadrosunun temelini oluşturacaklardır.

2017 haziran ayına tekrar geri dönersek; 2,5 milyon dolar sporcu bütçesine uygun hedef tespiti, ilk altı takım arasında yer almak olarak yapıldı. 22 haziran 2017 dolar kuru 3,53 TL iken!!..  Yani TL olarak; 8,8 milyon tutarında bir bütçe ile bu hedefe ulaşılması planlandı. Aynı 2,5 milyon dolar şu anda 4,76 TL kurla 11,8 milyon TL… Sadece sporcularda yüzde 30 üzerinde ilave bütçe yüküne rağmen ki, bu yük kur kaynaklı vergi yükü, yabancı sporcu menajerleri ödemesinde kur farkı yükü, seyahat ve konaklamalardaki kur farkı yükünü de hesaba katarsak yüzde 35'lere çok rahat çıkar. 
 
TL bazında ödenen Türkiye Basketbol Federasyonu ve İddaa gelirleri ki, yaklaşık 3,5 milyon TL. Bu gelirler de eğer artmaz ise kulüpler bütçesi dolar bazında da 6 yabancılı sistemde epey bir zarar görecektir.

Bütçe artışının enflasyon oranında yapıldığını düşünürsek, kaba bir hesapla geçen sezondan USD bazında en az yüzde 20 azalan bir bütçe ile yola çıkma zorunluluğu görülmekte Tofaş adına. Tabii diğer kulüpler adına da… 
 
Dolayısıyla mevcut ekonomik durum ve şartları gereği Tofaş adına gerçekçi hedef yine ilk altı takım arasında yer almak olmalıdır. Türk oyuncuların bu sezon verecekleri katkı hedefin bu sezon olduğu gibi üst sıralarda gerçekleşmesine etken olacaktır.

Tofaş bu işin altından mevcut yönetimi ve yönetim değerleri ile her zaman olduğu gibi kalkar. Esas konu bir kaçı  dışında kalan diğer kulüpler ne planlıyor?.. TBF mali kriterler konusunda ne hedefliyor, ne zaman hayata geçiriyor?.. 

Tofaş ve birkaç kulübün sıfır borçla gireceği yeni sezona, borcu olan kulüplerin mevcut borçlarıyla girmesi nasıl bir etik rekabet ortamı yaratacak?..  
 
Birçok kulübün yabancı sporcularına olan döviz borçları TL bazında katlanarak artmakta. Umarım Yunanistan’ın yaşadığı ekonomik kriz döneminde ciddi zarar gören Yunan basketbolu ve Yunan takımları akıllardadır. Şu an bile 200 bin Euro verip Yunan Ligi'nden bir takımın haklarını satın almak söz konusudur.
 
Gerçekte her kriz bir fırsattır…  Bu gün içinde bulunduğumuz uyarıcı nitelikte olumsuz şartlar geçmiş tercihler ile benzer yönetildiği takdirde sonucun hüsran olacağının bilincinde olmak şu an atılacak en önemli adım olacaktır. Önemli olan Avrupa’nın en iyi değil, en kalıcı ligi olmaktır.