Yabancı değil

Süper Lig'de yıllardır ter döken lejyonerleri bir araya getirdiğimiz dosyamızda geçmişten geleceğe Türk basketbolunu konuştuk. Kimler yok ki... Ay yıldızlı formayı sırtına takan Fenerbahçeli Ali Muhammed, Efes ile 5. sezonuna giren Bryant Dunston, Süper Lig'in emektarı Tofaşlı Sammy Mejia, eşi Tuğba Taşçı'dan bebek bekleyen Beşiktaşlı Jordan Theodore ve İstanbul aşığı Jajuan Johnson. Gelin ligimizin kıdemli yabancılarını ve onların bize dair basketbol anılarını dinleyelim.

Yabancı değil
15 Aralık 2019 - 11:13 - Güncelleme: 16 Aralık 2019 - 12:01

AİDİYET
ALİ MUHAMMED (BOBBY DIXON)


"Birleşik Amerika vatandaşı olarak, başka bir ülke tarafından oyununuzun takdir edilmesi ve milli takıma layık görülmeniz büyük onur ve ayrıcalık. Türkiye’nin beni bu şekilde görmesi büyük mutluluk."

BERTAN ERMAN

"2012 yılında Türkiye'ye geldiğimden bu yana genel olarak ligin hep ileriye doğru gittiğine tanıklık ettim. Bazı takımlar ciddi çıkış gösterdi. Elbette bazı inişler de oldu. Birkaç iyi takım ise aynı seviyede kalamadı. Ancak ligin genel olarak istikrarlı olduğunu söyleyebilirim. Ve bence rekabet seviyesi olarak her sene daha da iyi hâle geldi.

Birçok genç oyuncu da bu süreçte sahneye çıkma şansı aldı. Cedi Osman, Furkan Korkmaz gibi isimler gelişti ve NBA’in yolunu tuttu. Birçok genç yetenek, iyi oyuncuya dönüşme şansı yakaladı. Türkiye’de birçok harika anım var. Sadece bir tanesini işaret etmek benim için hiç kolay değil. Ama sadece bir tanesinden bahsetmem gerekirse, elbette EuroLeague şampiyonluğumuzu söylemem gerekiyor.

Hem bizim kariyerimiz için hem de Fenerbahçe ve Türkiye için çok büyük bir başarıydı. EuroLeague’de bu sonucu elde eden ilk ve tek Türk takımı olduk. Benim en büyük başarım ve en özel anım olarak bunu sayabilirim. Bireysel olarak 2016’daki CSKA finalini de sayabilirim. Ama takım olarak galibiyete ulaşamadık ve bireysel performansımın hiçbir önemi yoktu. O nedenle sadece kazandığımız EuroLeague finalinden bahsedebilirim.

Bir Birleşik Amerika vatandaşı olarak, başka bir ülke tarafından oyununuzun takdir edilmesi ve milli takıma layık görülmeniz büyük bir onur ve ayrıcalık. Türkiye’nin beni bu şekilde görmesi ve değerlendirmesi büyük bir mutluluktu. Ben de bu onura layık görüldükten sonra oyunumu daha fazla geliştirmek için çaba gösterdim.

Dünya Kupası'na Scottie Wilbekin gitti. Elbette her oyuncu oynamak ister. Ama bu turnuva geride kaldı. Takım da elinden gelenin en iyisini yapmaya çalıştı. Ben gerçekten hiçbir zaman 'Bu turnuvada oynasaydım şöyle olurdu' diye düşünmedim. Bu, çok bencilce bir tavır olurdu bana göre.

Türkiye'deki ilk kulübüm Karşıyaka ile İstanbul arasında elbette, birçok farklılık var. İki farklı kulüpten, anlayıştan ve sonuç olarak farklı hedeflerden bahsediyoruz. Karşıyaka çok değerli bir organizasyon ve orada geçirdiğim zamanlar benim için özeldi. Ancak orada beklentilerin biraz daha limitli olduğunu söyleyebilirim.

Burada, yani F.Bahçe’de en iyi oyuncularla, en üst seviye organizasyonda kendinize yer buluyorsunuz. Ve tüm bunların etkisiyle, Fenerbahçe’de beklentilerin her zaman çok yüksek olduğunu söyleyebilirim. Her zaman iyi oynamalısınız. Her zaman kendinizi hazır tutmalısınız. Bir maç kazanmak önemli değil, her maçı kazanmalısınız. Her maçın anlamlı olduğu bir yerden bahsediyoruz.

Obradovic çok deneyimli, çok zeki ve kazanma önceliğine sahip bir koç. Bana çok fazla
şey kattı. Basketbolda daha fazla neyi düşünebileceğimi ve neyi geliştirebileceğimi gösterdi. Savunma yapmamın bana ve takımıma neler katacağını anlamamı sağladı. Takımın, bir oyuncunun performansından çok daha önde olduğunu gösterdi. Genel olarak, onunla çalışmanın benim kariyerimdeki en özel işlerden biri olduğunu söyleyebilirim.

Türkiye Basketbol Ligi'nde genel olarak çok şikayetçi olduğum bir konu yok. Söylediğim gibi, bence iyi bir ligimiz var. Belki bazı salonların ya da salonlardaki soyunma odaları gibi bazı alanların geliştirilmesi gerektiğinden bahsedebilirim. Bunların dışında benim için her şey yolunda."

TİPLEME

- 2010’lu yıllarda, BSL’de en iyi hücumcu?

- Bogdan Bogdanovic
- 2010’lu yıllarda, BSL’de en iyi savunmacı?
- Ekpe Udoh
- 2010’lu yıllarda, BSL’in en iyi beşi?
- Ben, Bogdanovic, Diebler, Vesely, Ekpe
- En zorlu deplasmanlar?
- Real Madrid ve Galatasaray
- Tek kelime ile Fenerbahçe Beko...
- Aile



ÜST SEVİYE
BRYANT DUNSTON


"Süper Lig'de hiçbir maç artık kolay değil. Bir şeyler kazanmak için çok çalışmak ve parkeye tüm enerjinizi yansıtmanız gerekiyor. Ligin rekabet seviyesi her yıl daha da yükseliyor."

OĞULCAN ÇOKSAYAR

"Son yıllarda Anadolu Efes'te yakaladığımız uyum gerçekten harika. Kazanılan başarıların ve kurulan kadronun bu duruma etkisi oldukça fazla. Takım kimyası son derece uyumlu ve tutarlılık açısından da doğru yolda ilerliyor. Kaliteli, uyumlu ve adaptasyon sorunu olmayan
isimlerle birlikte olmak, bizi bir adım daha ileriye taşıyor. Antrenörlerle, oyuncular ve personel ile tam anlamıyla bir aile kurduk. Bu aile ortamı, Anadolu Efes'in son yıllarda elde ettiği başarılarındaki en önemli unsur.

Türkiye'ye geldiğim yıldan bu yana, ING Basketbol Süper Ligi gelişim göstermeyi sürdürüyor. Takımların hedeflerini daha üst seviyelere yükseltmesi, ligin kalitesini de arttıran bir detay. Basketbol Süper Ligi bence her yıl daha iyi hâle geldi. Tabii ki bazı sorunları da göz ardı etmemek gerekiyor. Ne yazık ki, bazı takımların finansal sorunları ligin akışını ve kulüplerin, birçok oyuncunun geleceğini olumsuz etkiledi.

Finansal sorun yaşayıp ligden çekilmek zorunda kalan ekipler için gerçekten üzgünüm. Bu durum dışında dediğim gibi, hem ligin hem de takımların kalitesi giderek artıyor. Ligde hiçbir maç artık kolay değil. Bir şeyler kazanmak için çok çalışmak ve parkeye tüm enerjinizi yansıtmanız gerekiyor.

Uzun zamandır buradayım ve gerçekten çok harika sezonlar geçirdim. Ancak bunların arasından bir sezon seçmem gerekirse, bu tartışmasız olarak geride bıraktığımız sezon olacaktır. Önümüze koyduğumuz hedefleri birer birer başarırken, ne kadar kaliteli bir ekip olduğumuzu da kanıtlama fırsatına sahip olduk.

Kimse bizim ne kadar tehlikeli olacağımızı düşünemedi ve böyle düşünenleri haksız çıkartmanın mutluluğunu yaşadık. EuroLeague'de finale kalarak birçok insanın hakkımızda yanıldığını ispatladık. Elde ettiğimiz şampiyonluk ve Avrupa'da zaferin kıyısından dönmek gerçekten tarifi olmayan bir mutluluktu. Bu yüzden Anadolu Efes'te geçirdiğim sezonlar arasında geçen sezonun yeri bir başka.

Şu ana kadar EuroLeague sezonu benim ve takımım adına oldukça iyi geçti. Sezona her anlamda iyi bir başlangıç yaptık. Avrupa'da ligin tepesi için verilen mücadelenin ortasında yer alıyoruz. Zirveyi zorlamak ve koyduğumuz hedefleri aşmak adına her şeyi yapacağız. Üst basamakları ilgilendiren bazı önemli maçlarımız var. Biz en iyi şekilde çalışarak, tüm motivasyonumuzu ortaya koyarak, adım adım ilerlemeliyiz. Hedefimizi gerçekleştirmek istiyorsak bunu yapmalıyız.

Final Four için bu sezon da aday olduğumuzu düşünüyorum. Ancak rekabet seviyesi giderek artan bir EuroLeague var. Bu yüzden başka bir takıma da 'Final Four için kendinizi
aday görüyor musunuz?' diye soracak olursanız, o takımdan da 'Evet' yanıtını alacağınıza
dair inancım tam.

Geçen sezon yaptıklarımız bize cesaret veriyor. Çünkü geçtiğimiz seneden farklı değiliz,
hatta çok daha iyi durumdayız diyebilirim. Dediğim gibi, her rakip çok güçlü ve kaliteli isimlerden kurulu kadrolara sahip. Bu yüzden bizim işimiz her karşılaşmayı ciddiye almak. Mücadele için odaklanmak. Çünkü, uzun bir sezonda elde edilecek her zafer önemli. Mümkün oldukça fazla maç kazanıp, başarılarımıza bir yenisini eklemek istiyoruz."

TİPLEME

- İzlediğin en iyi oyuncu?

- Kevin Garnett
- En beğendiğin koç?
- Gregg Popovich
- En zorlu deplasman?
- Panathinaikos
- En iyi 5?
- Lebron James - Michael Jordan - Magic Johnson - Shaquille O’Neal - Tim Duncan.
- Tek kelime ile Anadolu Efes?
- Çok yönlü



BİZDEN BİRİ
SAMY MEJIA


‘’Kendimi iyi ve verimli hissediyorum. Sezondan keyif alıyorum. Geleceği düşünmüyorum. Tofaş ve Bursa’yı çok seviyorum. Amerika’daki evimden sonra ikinci evim burası.’’

LEVENT LEVENTCİ

"Son yıllarda ING Basketbol Süper Ligi’nde yaşanan en büyük değişimin oyun tarzı olduğunu söyleyebilirim. Buraya ilk geldiğimde yarı sahaya dayalı, yavaş tempolu ve 4-5 takımın domine ettiği bir lig vardı. Şimdi rekabetçi takım sayısı daha fazla. Oyun tarzı değişti. Artık takımlar daha tempolu basketbol oynuyor. Son yıllarda genel olarak hem oyun hem de oyuncu kalitesi gelişti. Dolayısıyla artık oyun daha hızlı.

ING Basketbol Süper Ligi’ndeki en iyi sezonum olarak, Tofaş ile yarı finalde Anadolu Efes’i eleyerek finale kaldığımız 2017/18 sezonunu söyleyebilirim. Aynı sezonda Türkiye Kupası’nda da finale kalmıştık. Müthiş bir sezondu. EuroCup’tan elenmemize rağmen birlikte kalarak sezonun geri kalanını çok iyi geçirmiştik. Birçok oyuncu bireysel anlamda çok etkili oynamıştı. EuroCup’ta yaptığımız hatalardan ders çıkarıp, sezonun geri kalanında iki final oynamayı başarmıştık. Ayrıca Bursa şehri için de o sezonun müthiş geçtiğini düşünüyorum.

Basketbol Süper Ligi’nde birlikte oynadığım en iyi oyuncu olarak Chuck Davis’i söyleyebilirim. Dominant bir dört numaraydı. Burada yıllarca istikrarlı oynadı. Kaliteli ve zeki bir oyuncuydu. Maçta etkili olmanın yollarını sürekli bulurdu. Birbirimizi iyi tamamlıyorduk. Oyununa büyük saygım var.

Türkiye’de birlikte oynadığım en iyi kadro olarak, iki farklı kadrodan bahsedeceğim. Bunlardan ilki; 2017/18’de iki tane finale kaldığımız Tofaş kadrosu. İkincisi ise Bandırma’da geçirdiğim ikinci sezon yani 2013/14 kadrosu. Müthiş bir sezondu. Kadroda Rowland, Markovic, Keith Simmons, Chuck Davis, Ermal Kuqo, Erkan Veyseloğlu gibi önemli oyuncular vardı.

Bu iki sezonda çok kaliteli ve çok karakterli oyuncularla birlikte oynadım. Benim için eğlenceliydi ve çok şey öğrendim. Kaliteli oyunculara sahip olmanın, sezon genelinde ne kadar büyük fark yaratabileceğini anladım.

Koç Orhun Ene, benim için bir ağabey gibi. Benim arkadaşım. Ona, karakterine büyük saygım var. Kariyerimde büyük etkisi var. Karşılıklı güven ilişkisi içindeyiz. O benim oyunculuk yeteneklerime güveniyor, ben onun koçluğuna güveniyorum. Kariyerimde
birçok farklı koçla çalıştım; ancak Orhun Ene ile ilişkim çok özel. Bana çok yardımcı oldu. Onunla birlikte uzun yıllar geçirdiğim için gururlu ve minnettarım. Onu gerçekten çok seviyorum ve hep başarılı olmasını istiyorum.

Tofaş, genç oyuncularına önem veriyor. Beş yıl içinde buradaki genç oyuncuların gösterdiği gelişimi yakından deneyimledim. Bu sadece yerli genç oyuncular için değil, yabancı genç oyuncular için de geçerli bir durum. Buraya gelip iyi performans sergilemek, diğer takımlara kendini göstermek için önemli bir fırsat.

Yiğit, Muhsin, Berkan, Muhaymin gibi geleceği parlak oyuncularla birlikte oynadım, oynuyorum. Tofaş, genç oyuncular için güzel bir yer. Bunun tadını çıkarmalarını, küçük
şeylere fazla takılmamalarını, buradaki fırsattan iyi faydalanmaları gerektiğini söylüyorum
genç oyunculara.

Açıkçası oyunculuk kariyerimi bitirdikten sonra ne yapacağımı henüz düşünmedim. Bunu düşünmek, bir atlet için tehlikelidir. Kendimi iyi ve verimli hissediyorum. Sezondan keyif alıyorum. Geleceği düşünmüyorum.

Tofaş ve Bursa’yı çok seviyorum. ABD’deki evimden sonra ikinci evim burası. Geleceğin neler getireceğini bilemeyiz. Şu an içinde olduğumuz sezona konsantreyim.

TİPLEME

- BSL’de oynadığın en iyi oyuncu?

- Carlos Arroyo
- BSL’de oynadığın en iyi savunmacı?
- Keith Simmons
- BSL’de oynadığın en iyi hücumcu?
- Carlos Arroyo
- BSL’de 2010’ların en iyi ikilisi?
- Vasilije Micic / Shane Larkin
- Tek kelimeyle Tofaş...
- Aile



ENİŞTE
JORDAN THEODORE


Türk kültürünü, yemeklerini ve tabii ki eşimi (Tuğba Taşçı Theodore) çok seviyorum. Tuğba ile geçen yaz evlendik ve ilk çocuğumuzu bekliyoruz. Bunun hissiyatı ise inanılmaz…"

BERTAN ERMAN

Bence Türkiye Basketbol Süper Ligi, süper bir rekabete sahip. Şunu söyleyebilirim ki, Avrupa’nın en üst seviyelerinde de oynadım. Türkiye Ligi’ndeki takımların hepsinde, büyük yeteneklere sahip oyuncular görebilirsiniz. Takımlar, her maç için büyük mücadeleler veriyor. Burada her maç bir savaş gibi. Bu nedenle Türkiye’de oynamaktan keyif alıyorum.

Geriye dönecek olursak, Bandırma’da oynadığım sezon, en iyi sezonumdu. Ama bu sene, 2 yıllık aranın ardından Türkiye’ye döndüm. Beşiktaş’taki bu sezonum iyi ve daha iyi olacak. Aslında yavaş bir giriş oldu ama daha iyi olacağım.

İstanbul diğer şehirlere göre daha iyi. Başkent değil ama herkes burada olmak istiyor. Muhteşem bir şehir. Aileler için uygun bir yer. Herkes çok iyi. İstanbul, çalışmak için güzel bir yer bence. Basketbol kariyerime burada başladım. İlk 2 sezonumun ardından 4 sezon farklı yerlerde oynadım ve sonra Bandırma’ya gittim. Şimdi de İstanbul’dayım.

Türk kültürünü, yemeklerini ve tabii ki eşimi (Tuğba Taşçı Theodore) çok seviyorum. Kendime bunu anlatmışımdır; ilk yılımda onunla tanışmıştım ve bir gün eşim olacağını tahmin edemezdim. Bunun mutluluğunu her an hissediyorum. Tuğba ile geçen yaz evlendik ve ilk çocuğumuzu bekliyoruz. Bunun hissiyatı inanılmaz… Bunun bekleyişi bile farklı ve hayatımıza bir dinamiklik katacak. Kendinizden daha çok önem vereceğiniz bir şey bu. Çok heyecanlıyım ve aslında daha fazla bekleyemiyorum. İnanılmaz bir duygu bu.

Türkiye’deki ilk 2 sezonumda genç bir oyuncuydum ve Avrupa basketbolunu öğrenmeye, buradaki basketbola adapte olmaya çalışıyordum. Bandırma’ya gittiğimde, Saso Filipovski’den 'nasıl maç kazanılacağını, takıma nasıl liderlik edileceğini' öğrendim. Benim gelişmemde gerçekten çok yardımı dokundu. Saha içinde ve saha dışında da bir yaşam koçuydu. Saha dışında bir mentördü.

Şu anki antrenörüm Dusko Ivanovic, savunmaya önem veriyor. Savunmada daha agresif
olmamızı istiyor ve ben de bunu seviyorum. Türkiye’de unutamadığım anım, tabii ki evlendiğim gün. Muhteşemdi ama bu saha dışı… Saha içinde unutamadığım an ise, 2017 yılında Banvit ile Türkiye Kupası’nı kazandığımız gün. Birçok maçta, skor bazında, asistlerde iyi işler çıkardım; ama kesinlikle Türkiye Kupası unutulmazdı.

Basketbol Şampiyonlar Ligi’nde, Ludwigsburg’a karşı son saniyede attığım turnike de unutulmazlarım arasındadır. Ama Banvit ile Türkiye Kupası’nda, 4 günde 3 maç kazandık. Önce Beşiktaş; yani şimdiki takımım, sonra Galatasaray ve finalde Anadolu Efes’i yendik.
Kimse bu kupayı kazanmamızı beklemiyordu.

TİPLEME

- 2010’lu yıllarda, BSL’de rakip olarak gördüğün en iyi oyuncu?

- Bo McCaleb
- 2010’lu yıılarda, BSL’de gördüğün en iyi hücumcu?
- Jemareo Davidson
- 2010’lu yıllarda, BSL’deki en iyi ikili?
- Ben ve Gediminas Orelik
- 2010’ların en iyi beşi?
- Bo McCaleb - Bogdan Bogdanovic - Sammy Mejia - Gediminas Orelik - Ekpe Udoh
- Tek kelime ile Beşiktaş...
- Muhteşem



ISTANBUL SEVDALISI
JAJUAN JOHNSON


"Türkiye’de hep İstanbul takımlarında oynadım. İstanbul aşığıyım. Zengin bir tarihe sahip İstanbul’da birçok şey yapılabiliyor. Favorim ise Sultanahmet ile Galata Kulesi..."

BERTAN ERMAN

Bence ING Basketbol Süper Ligi’ndeki en büyük değişim, oyunculardaki değişimler ve gelişimler oldu. İlk geldiğim gün ile bugünü kıyaslayacak olursak, daha yetenekli oyuncular
geldi. Oyuncuların ve takımların kaliteleri arttı. Doğal olarak EuroLeague’deki takımlar, yerel ligde daha güçlü konumda oluyor. Eskiden o takımlara karşı rekabet etmek zordu.

İlk oynadığım sezon Karşıyaka, EuroLeague takımlarına karşı büyük zaferler elde ediyordu ve lig şampiyonu da olmuşlardı. Şimdi ise birçok takım, EuroLeague takımlarını (Fenerbahçe ve Anadolu Efes) yenebilecek düzeyde. Ben bu değişimi ve gelişimi gördüm.

Geçmişten bugüne baktığım zaman, Darüşşafaka’daki sezonum, unutulmaz bir sezondu. Koç David Blatt’in öğrencisiydim. Ona saygımız sonsuzdu. Çok özel bir oyuncu grubu vardı. Avrupa’da şampiyonluk kazandık ve benim Avrupa’daki ilk şampiyonluğumdu.

Bu sezon Bahçeşehir Koleji'nde zor takımlara karşı oynayarak sezona başladık. Zor bir süreçten geçtik. Antrenör değişikliği oldu. Yeni oyuncular geldi. Ama bardağın dolu tarafına bakacak olursak, sezona namağlup başlayan Pınar Karşıyaka’yı mağlup ettik.

FIBA Europe Cup’ta da gidişatımız iyi. Pınar Karşıyaka ile bu sefer Avrupa'da karşı karşıya
geleceğiz. Karşıyaka deplasmanı zor bir deplasman. İyi bir antrenörleri ve başarılı bir oyuncu kadrosu var. Ama biz ligde olduğu gibi, Avrupa’da da galibiyet için sahaya çıkacağız ve mücadele edeceğiz.

FIBA Europe Cup’ta, diğer Avrupa kupalarına göre daha sert oynayan oyuncular var. Mücadele ettiğiniz zaman o sertliği hissediyorsunuz. Türkiye Ligi ile kıyaslayacak olursam da, Türkiye’de daha saygılı bir oyun var. FIBA Europe Cup’taki bazı maçlarda, rakiplere karşı daha fazla efor sarfettiğiniz anlar oluyor.

Bahçeşehir Koleji bir eğitim kurumu takımı ve antrenman salonumuz da okul içinde. (Maltepe Kampüsü) çocuklarla, öğrencilerle iç içesiniz ve bu çok güzel. Bazen antrenmanlara geliyorlar, bazen onlarla ‘Çak bir beşlik’ yapıyoruz. Buradaki birliktelik, sizin
öğrencilere ve hayata dair yaklaşımlarınızı da daha iyi yapıyor.

Türkiye’de hep İstanbul takımlarında oynadım. İstanbul aşığıyım. İstanbul’da birçok şey yapılabiliyor. Zengin bir tarihe sahip. İstediğiniz zaman sinemaya gidiyorsunuz; istediğiniz zaman çıkıp Sultanahmet’i geziyorsunuz. Aynı şekilde Galata Kulesi’ni… Burada birçok farklı şeyi deneyimleme imkânınız bulunuyor.

Sultanahmet’i seviyorum. Orasının farklı bir atmosferi var. Boş günüm olduğu zaman Bebek’te yürüyüş yapıyorum. Manzarası çok güzel. Kebap ve baklavayı çok seviyorum. Özellikle Nusret’te çok güzel yemekler var. Onu tüm dünya tanıyor. Beşiktaş’ta oynarken,
daha sık gidiyordum.

TİPLEME

- 2010’larda, BSL’de birlikte oynadığın en iyi oyuncular?

- Brad Wanamaker ve Scottie Wilbekin
- 2010’larda, BSL’de rakip olarak karşılaştığın en iyi oyuncu?
- Nando De Colo
- BSL’de 2010’ların en iyi beşi?
- Trae Golden - Chris Lofton - Howard Sant-Roos - ben - Micheal Eric
- İstanbul'un Avrupa Yakası mı, Asya yakası mı?
- Avrupa Yakası
- Tek kelime ile Bahçeşehir Koleji...
- Çok çalışmak


YORUMLAR

  • 0 Yorum