Mezun
"Obradovic okulunun en yeni mezunları Guduric ve Melli, kariyerlerinin ilk NBA sezonuna başladı. İkili ceplerinde Avrupa’da alabilecekleri en güçlü referans ve büyük tecrübelerle farklı bir maceraya atılıyor."
01 Kasım 2019 - 11:30
ALİ KONAVİÇ
Bogdan Bogdanovic’in ismi Partizan forumlarında gözüme ilk çarptığında bir Partizan efsanesi Zeljko Obradovic, Avrupa basketbolunda fırtına gibi esiyordu. İnsanlar Bogdanovic’ten bahsederken onun Vujosevic’in Diamantidis’i olabileceğini ifade eden isabetsiz yorumlar yapıyordu.
Mesele Bogdanovic’in sağ elli olması değil, basketbolu gerçekten eser miktarda bilmesiydi. Bir yönlendirici, bir combo guard olması imkânsız gözüküyordu. Boki’yi A takımda izlediğim ilk dönemde Avrupa basketbolundan çok sık gelip geçen ve çok iz bırakmayan atıcı 2 numaralardan olduğunu düşündüm. Fakat öyle olmadı.
Önce Vujosevic ve %80-85 oranında Zeljko Obradovic, Bogdanovic’i bugün olduğu oyuncu yaptılar. Bir oyuncunun kendini gerçekleştirmesini sağlamak gerçekten hiç kolay değil. Bunu Avrupa basketbolunun yakın döneminde Zeljko Obradovic kadar sık yapan biri yok. Bu durum Fenerbahçeli taraftarların yer yer canını sıksa da, bir kulübün basketbol kültürünün sağlamlaştığına dair en net done bu. Oyuncu üretmek, oyunculara değer katmak, değerli oyuncuları yeniden değerli kılmak. Yani özetle değer katan bir organizasyon olmak bir kulübü büyük yapan asıl şey.
Zeljko Obradovic, Fenerbahçe basketboluna müthiş bir miras bırakırken; iki gözde öğrencisi Guduric ve Melli'yi de okulundan mezun ederek NBA’e gönderdi. Peki bu oyuncular NBA’de neler yapabilir?
Guduric, Fenerbahçe’ye Bogdanovic sonrası dönemde gelmenin sıkıntısını hep yaşadı. Kamuoyunda yanlış bir konumlandırılma oldu ve bu böyle gitti. Elbette takım içerisinde durum böyle değildi ve sezon ilerledikçe özel bir parça oyuncusu olduğunu gösterdi.
Çok net bir 3&D değil. NBA, EuroLeague pazarından genelde bu tip oyuncuları çekmeye çalışıyor; ama yarı sahada her şeyden biraz biraz yapabilen bir oyuncu. Parkede bulunduğu bölümün bir kısmını yönlendirici, bir kısmını bitirici olarak oynayabilir ki bu Memphis’in ciddi anlamda aradığı bir katkı.
Ja Morant müthiş potansiyelli bir çaylak olsa da, gelir gelmez arka alanda tüm yaratıcılığı üstlenmesi zor olacaktır. Tyus Jones ve Grayson Allen da benim şahsen sempati duyduğum ama kendileri kanıtlama sürecindeki oyuncular. Dakika mücadelesinde direkt olarak Guduric’in önüne yazılacak durumda değiller.
Yani Sırp guard, kanat rotasyonunda da süre alabilme avantajıyla gerçekten uygun bir yapıya gidiyor. Şu an bir uzun olarak gitmek istemeyeceğiniz Memphis, Avrupalı bir kısa için hiç de fena bir rota değil.
Peki Melli? Koç Alvin Gentry, her fırsatta Melli hakkında çok olumlu açıklamalarda bulunuyor, Melli de Guduric’e nazaran gelişimini neredeyse tamamen noktalamış çok hazır bir oyuncu olarak lige gidiyor; ama Pelicans, Grizzlies’a nazaran tam bir kurtlar sofrası.
Kadronun en dikkat çekici yönü inanılmaz genişliği. Ve genişliği sağlayan oyuncuların neredeyse tamamının dakika almaya aç, genç isimler olması. Nereden bakarsanız bakın Melli için şanssız bir meydan okuma. Tek iyi yanı, ilk etapta Gentry’nin bunalıp net bir isme 'güven' dakikalarını verme eğilimi olabilir. Ancak sonrası için Zion ve Ingram’dan dakika koparmak çok zor olacak.
Hakeza Moore ve Kenrich Williams da kanat rotasyonunda alabileceği potansiyel dakikalara aday. Burada Melli için tek çıkış yolu yüzdeli bir şut performansı. Pelicans’ın Redick dışında çok keskin bir oyuncusu bulunmuyor. Zion parkedeyken, spacing konusunda ciddi problem yaşamaları söz konusu olabilir. Bu noktada Melli bir anda “Zion’dan verim almanın anahtarı” oyuncu hâline gelirse senaryo bambaşka olabilir.
Milwaukee’de Giannis’in yanında Ersan’ın uyumluluğu ve bu sayede ekstra önem kazanması iyi bir örnek olabilir. Avrupa’dan gelen her oyuncu için -eğer Doncic veya Jokic değillerse- kilit olay, sistemi daha işler kılan isim olmak. Var olmanın bir numaralı şartı bu.
Melli ve Guduric, ceplerinde Avrupa’da alabilecekleri en güçlü referans ve büyük tecrübelerle şimdi yeni bir maceraya atılıyor. Bakalım bu sayfalara bir daha konuk olduklarında nelerden bahsedeceğiz?
Bogdan Bogdanovic’in ismi Partizan forumlarında gözüme ilk çarptığında bir Partizan efsanesi Zeljko Obradovic, Avrupa basketbolunda fırtına gibi esiyordu. İnsanlar Bogdanovic’ten bahsederken onun Vujosevic’in Diamantidis’i olabileceğini ifade eden isabetsiz yorumlar yapıyordu.
Mesele Bogdanovic’in sağ elli olması değil, basketbolu gerçekten eser miktarda bilmesiydi. Bir yönlendirici, bir combo guard olması imkânsız gözüküyordu. Boki’yi A takımda izlediğim ilk dönemde Avrupa basketbolundan çok sık gelip geçen ve çok iz bırakmayan atıcı 2 numaralardan olduğunu düşündüm. Fakat öyle olmadı.
Önce Vujosevic ve %80-85 oranında Zeljko Obradovic, Bogdanovic’i bugün olduğu oyuncu yaptılar. Bir oyuncunun kendini gerçekleştirmesini sağlamak gerçekten hiç kolay değil. Bunu Avrupa basketbolunun yakın döneminde Zeljko Obradovic kadar sık yapan biri yok. Bu durum Fenerbahçeli taraftarların yer yer canını sıksa da, bir kulübün basketbol kültürünün sağlamlaştığına dair en net done bu. Oyuncu üretmek, oyunculara değer katmak, değerli oyuncuları yeniden değerli kılmak. Yani özetle değer katan bir organizasyon olmak bir kulübü büyük yapan asıl şey.
Zeljko Obradovic, Fenerbahçe basketboluna müthiş bir miras bırakırken; iki gözde öğrencisi Guduric ve Melli'yi de okulundan mezun ederek NBA’e gönderdi. Peki bu oyuncular NBA’de neler yapabilir?
Guduric, Fenerbahçe’ye Bogdanovic sonrası dönemde gelmenin sıkıntısını hep yaşadı. Kamuoyunda yanlış bir konumlandırılma oldu ve bu böyle gitti. Elbette takım içerisinde durum böyle değildi ve sezon ilerledikçe özel bir parça oyuncusu olduğunu gösterdi.
Çok net bir 3&D değil. NBA, EuroLeague pazarından genelde bu tip oyuncuları çekmeye çalışıyor; ama yarı sahada her şeyden biraz biraz yapabilen bir oyuncu. Parkede bulunduğu bölümün bir kısmını yönlendirici, bir kısmını bitirici olarak oynayabilir ki bu Memphis’in ciddi anlamda aradığı bir katkı.
Ja Morant müthiş potansiyelli bir çaylak olsa da, gelir gelmez arka alanda tüm yaratıcılığı üstlenmesi zor olacaktır. Tyus Jones ve Grayson Allen da benim şahsen sempati duyduğum ama kendileri kanıtlama sürecindeki oyuncular. Dakika mücadelesinde direkt olarak Guduric’in önüne yazılacak durumda değiller.
Yani Sırp guard, kanat rotasyonunda da süre alabilme avantajıyla gerçekten uygun bir yapıya gidiyor. Şu an bir uzun olarak gitmek istemeyeceğiniz Memphis, Avrupalı bir kısa için hiç de fena bir rota değil.
Peki Melli? Koç Alvin Gentry, her fırsatta Melli hakkında çok olumlu açıklamalarda bulunuyor, Melli de Guduric’e nazaran gelişimini neredeyse tamamen noktalamış çok hazır bir oyuncu olarak lige gidiyor; ama Pelicans, Grizzlies’a nazaran tam bir kurtlar sofrası.
Kadronun en dikkat çekici yönü inanılmaz genişliği. Ve genişliği sağlayan oyuncuların neredeyse tamamının dakika almaya aç, genç isimler olması. Nereden bakarsanız bakın Melli için şanssız bir meydan okuma. Tek iyi yanı, ilk etapta Gentry’nin bunalıp net bir isme 'güven' dakikalarını verme eğilimi olabilir. Ancak sonrası için Zion ve Ingram’dan dakika koparmak çok zor olacak.
Hakeza Moore ve Kenrich Williams da kanat rotasyonunda alabileceği potansiyel dakikalara aday. Burada Melli için tek çıkış yolu yüzdeli bir şut performansı. Pelicans’ın Redick dışında çok keskin bir oyuncusu bulunmuyor. Zion parkedeyken, spacing konusunda ciddi problem yaşamaları söz konusu olabilir. Bu noktada Melli bir anda “Zion’dan verim almanın anahtarı” oyuncu hâline gelirse senaryo bambaşka olabilir.
Milwaukee’de Giannis’in yanında Ersan’ın uyumluluğu ve bu sayede ekstra önem kazanması iyi bir örnek olabilir. Avrupa’dan gelen her oyuncu için -eğer Doncic veya Jokic değillerse- kilit olay, sistemi daha işler kılan isim olmak. Var olmanın bir numaralı şartı bu.
Melli ve Guduric, ceplerinde Avrupa’da alabilecekleri en güçlü referans ve büyük tecrübelerle şimdi yeni bir maceraya atılıyor. Bakalım bu sayfalara bir daha konuk olduklarında nelerden bahsedeceğiz?
YORUMLAR