Umut

Spor camiasında koronavirüs testi pozitif çıkan insanlara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Umarım bir an evvel tüm hastalar, sağlığına kavuşur. İnsanlık adına zor günler yaşıyoruz. İnanılmaz bir dönemden geçiyoruz. Ben de bu dönemde kendi adıma evden dışarı çıkmıyorum. Doğru olan da bu...

Bu virüsün temasla bulaştığı gerçeğini kanıksamamız lazım. Çünkü bu şekilde yayılıyor. Ben de bu yüzden insanlarla teması kestim. Evde ailemle birlikte zaman geçiriyorum. Ben evin içerisindeyim; ama dışarı çıkma zorunluluğu olan insanların durumunun da kolay olmadığını biliyorum. İnşallah onlar da ellerinden gelen önlemi alıyorlardır. Hem ülkemiz hem de dünya genelinde bu virüsün etkisi umarım bir an evvel son bulur. Ve sonrasında daha rahat olduğumuz eski günlere döneceğimizi umut ediyorum.

Evde kaldığımız bu zorlu süreç spor yapmamıza engel değil... Evde de olsa herkes, elinden geldiği ölçüde sporunu, egzersizini yapabilir. Sporcu olmayan insanlar için de bu egzersizler çok önemli. Kendi adıma konuşmam gerekirse bu dönemde kondisyon ekibimizin gönderdiği programa bakarak çalışmalarıma devam ediyorum.

O programa uygun bir şekilde sporumu yapıyorum. Dışarı çıkmadığım için de tempolu koşuyorum, yürüyüş yapıyorum diyemem... Bu dönemde yapılan ikazlara yüzde yüz uyulması taraftarıyım. Evin içerisinde verilen programa uygun şekilde çalışmalarıma devam ediyorum.

Evde kaldığım bu dönemde daha çok bilgisayar oyunu oynuyorum, kitap okuyorum, film ve dizi izliyorum. Onun haricinde ailemle birlikte oyunlar da oynuyoruz. Tabii ki bir süre içerisinde spor yapıyorum, arkadaşlarımla görüntülü konuşmalar yapıyorum. Evet zor bir dönem ama benim günlerim bu şekilde geçiyor.

En beğendiğim kitap Turgut Özakman'ın 'Şu Çılgın Türkler' kitabı. Ben daha çok tarihsel, Türk toplumlarının geçmişini merak eden bir insanım. Kurtuluş Savaşı döneminin detaylı şekilde yer aldığı 'Şu Çılgın Türkler' kitabını çok beğendiğimi söyleyebilirim.

En beğendiğim film ise Esaretin Bedeli... Gerçekten çok etkileyici bir filmdi. Son dönem Türk sinemasında ise 'Naim Süleymanoğlu' filmini beğendim. Naim Süleymanoğlu'nun anlatıldığı film için sinemaya birden fazla kez gittim. İzlenilmesi gereken bir film.

Kulüp bazında kariyerime bakınca her zaman oynayarak geliştiğimi, oynadığım yerde sorumluluk aldığımda bir üst seviyeye çıktığımı gördüm. Geçen sezonunun sonunda da buna göre bir karar vermek istedim. Bu kararı verirken doğru ya da yanlış sorumluluğunu alabilmem önemliydi. Beni geliştirebilecek psikolojik bir sebep de bu aslında.

Ben Tofaş'tan ayrılmaya karar verdikten sonra şöyle bir karar vermek istedim. Maçı kazanmaya direkt etkisi olan bir oyuncu olmalıydım ya da kaybetmeye... Tabii ki kimse takımının kaybetmesine neden olmak istemez... Ama büyük oyuncu olmak için bunun psikolojik sorumluluğunu da almanız gerekir.

Galatasaray Doğa Sigorta büyük bir camia, taraftarı da çok büyük... Siz bu kulübün içerisinde kazandığınızda bir rol aldığımız için mutlu oluyorum; ama kaybettiğiniz zaman da psikolojik olarak taraftarın, camianın tepkisine göğüs gerince büyük basketbolcu olabilirsin.

Taraftarımızdan uzak olduğumuz bir dönemde sponsorumuz Doğa Sigorta aracılığıyla hazırlanan bu konseptte yer almaktan çok mutlu oldum. Uzun zamandır taraftarlar ile bir araya gelemediğimiz için bu röportaj ile onlara ulaşacak olmak benim çok güzel bir duygu.

TİPLEME
- En beğendiğin koç?
- Sarunas Jasikevicius
- En beğendiğin oyuncu?
- Manu Ginobili
- En beğendiğin ilk 5'in?
- Magic Johnson, Kobe Bryant, LeBron James, Dirk Novitzki, Shaquille O'neal
- En zorlu deplasman?
- Pınar Karşıyaka
- Tek kelime ile Galatasaray Doğa Sigorta
- Hırs