İZ BIRAKANLAR
Nigel Hayes-Davis’in rekorlarla dolu vedası, Berk Uğurlu’nun yerli 1 numarada yükselişi, Elijah Bryant’ın sessiz ama sarsıcı kaybı, Kenan Sipahi’nin akıl dolu dönüşü ve Muhsin Yaşar’ın pota altındaki direnişi... 2024–25 sezonunda skordan daha fazlasını veren beş karakter takımlarına yön verdi; kimisi ayrıldı, kimisi kaldı ama hepsi iz bıraktı.

RİBAUND
EFSANENİN VEDASI
NIGEL HAYES-DAVIS
FENERBAHÇE BEKO
Final Four MVP’si, EuroLeague rekorlarının sahibi, sarı- lacivertli tribünlerin gönlünde taht kurmuş bir lider… Fenerbahçe’ye iz bırakan bir yıldız veda etti.
ÇAĞRI TUNCA
Nigel Hayes-Davis, Fenerbahçe Beko tarihine adını altın harflerle yazdıran yabancı oyunculardan biri oldu. Sadece skor üretimiyle değil, liderliği, profesyonelliği ve örnek kişiliğiyle de camiada derin bir iz bıraktı. Sarı lacivertli forma altında geçirdiği üç sezonda hem sahada hem saha dışında sorumluluk almaktan çekinmeyen Hayes-Davis, istikrarı ve özverisiyle Fenerbahçe’nin başarı yolculuğunun mimarlarından biri hâline geldi.
Tarihi Performansların Adamı
2024–2025 sezonunda Final Four’da 23 sayı ve 9 ribaundluk performansıyla yalnızca şampiyonluğu getiren isim değil, aynı zamanda Final Four MVP’si oldu. Ancak Nigel Hayes-Davis’in kariyerindeki en ikonik anlardan biri, Mart 2024’te Alba Berlin’e karşı attığı 50 sayılık rekor performanstı. Bu, sadece Fenerbahçe değil, EuroLeague tarihinde de unutulmayacak bir dönüm noktasıydı.
İki sezon üst üste All-EuroLeague First Team’e seçilmesi ise onun elit düzeydeki katkısını tescilleyen bireysel başarılar arasında yer aldı. Takım Oyunu, Liderlik ve Denge Hayes-Davis yalnızca bir skor opsiyonu değildi. Savunmada gösterdiği direnç, ribaundlardaki katkısı ve en önemlisi takım oyununa bağlılığı ile teknik kadronun sahadaki güvenilir ismi
hâline geldi.
2024–25 sezonunu 16,8 sayı – 5,2 ribaund ortalamalarıyla tamamlayan oyuncu, özellikle kritik maçlarda sorumluluk alarak takımın ayakta kalmasını sağladı. Onun en güçlü yanlarından biri de saha dışında kurduğu bağlardı. Takım arkadaşları, teknik ekip ve taraftarlarla geliştirdiği sıcak ilişki, Nigel’ı yalnızca iyi bir oyuncu değil, aynı zamanda sarı-lacivertli ailenin bir ferdi yaptı.
NBA’e Gidiş, Bir Ayrılıktan Fazlası
Nigel Hayes-Davis, 2025 yazında NBA’e dönüş kararı aldı. Bu ayrılık, bir başarısızlık değil; aksine Avrupa’da zirveye ulaşıp yeniden kıtanın ötesine uzanan bir kariyerin doğal sonucu oldu. Fenerbahçe Kulübü de bu vedayı duygusal bir mesajla gerçekleştirdi: “Tarihi başarılarda en önemli pay sahibi isimlerden biri.”
Bu söz, Nigel’ın yalnızca saha içi katkısını değil, kulübün vizyonuna kattığı değeri de özetliyordu. Taraftarlar için Nigel artık sadece bir oyuncu değil, bir dönemin simgesi, bir gurur vesilesi.
Fenerbahçe’de Nigel Hayes-Davis Dönemi
2025 EuroLeague Şampiyonu: Final Four’da 23 sayı, 9 ribaund – MVP seçildi.
Tarihi Rekor: 2024 Mart ayında Alba Berlin’e karşı 50 sayı atarak EuroLeague tarihinin en yüksek bireysel skorunu elde etti.
Çift Yönlü Başarı: 2024 ve 2025 sezonlarında Türkiye Ligi, Türkiye Kupası ve EuroLeague şampiyonlukları kazandı.
Bireysel Takdir: Üst üste iki yıl All-EuroLeague First Team’e seçildi.
Fenerbahçe Etkisi: 2022’den bu yana takımın lider skorerlerinden biri; 2024–25’te sezon ortalaması 16,8 sayı – 5,2 ribaund.
Nigel Hayes-Davis, Fenerbahçe tarihinin sadece başarılı yabancı oyuncularından biri değil, aynı zamanda bir lider, bir figür ve bir dönemin ruhunu temsil eden karakter oldu. NBA yolculuğunda ona başarılar diliyor, sarı-lacivert formayla yaşattığı her an için teşekkür ediyoruz.
Vedalar efsaneleri küçültmez, aksine daha da yüceltir. Nigel Hayes-Davis artık Fenerbahçe tarihinin ölümsüzlerinden biri.
1 NUMARA
BERK UĞURLU
BEŞİKTAŞ FİBABANKA
Atletizmi, mücadeleci ruhu ve kusursuz play-off performansıyla Beşiktaş’ta liderliğe yürüyen Berk Uğurlu, yıllardır eksikliği hissedilen yerli oyun kurucu profiline yeniden umut oldu.
ARDA AYGAHOĞLU
Türk basketbolunun uzun süredir tartışılan meselelerinden biri, elit seviyede yerli oyun kurucu eksikliği. İşte bu boşluğu doldurmaya aday bir oyuncu, 2024–2025 sezonunda performansıyla adından sıkça söz ettirdi: Berk Uğurlu. Beşiktaş Fibabanka forması altında yalnızca bir rol oyuncusu değil, sahada sorumluluk alan bir lider hâline dönüşen Berk, oyunundaki gelişimle birlikte sadece kulüp seviyesinde değil, A Millî Takım için de ciddi bir alternatif hâline geldi.
Potansiyelden Gerçek Oyuncuya
Kariyerinin ilk dönemlerinden itibaren Berk’in en dikkat çekici yönleri atletizmi, savunmadaki enerjisi ve patlayıcılığıydı. Ancak şut tercihlerindeki istikrarsızlık, karar alma sürecindeki dalgalanmalar ve aşırı içgüdüsel oynama alışkanlığı zaman zaman önünde engel oluşturdu.
Koç Dusan Alimpijevic’in ellerinde ise sadece oyunu değil, oyuncu karakteri de evrildi. Berk artık oyun zekâsını daha dengeli kullanıyor; Sırp guard geleneğini hatırlatan bir olgunlukla yönlendirme yapıyor.
EuroCup’ta 5 sayı, 2,2 ribaund, 3,2 asist ve %46,4 üç sayı isabet oranı gibi dengeli istatistikler ortaya koyan Berk Uğurlu, Türkiye Ligi’nde de “zorunlu Türk kontenjanı oyuncusu” klişesini kırarak gerçekten sahada olması gereken isimlerden biri hâline geldi. Beşiktaş’ın Allman–Needham ikilisinin önünde süre alması ve özellikle play-off maçlarındaki bireysel katkısı, onun gelişiminin en güçlü kanıtıydı.
Kusursuzluk Sadece Bir Sözcük Değil
Berk Uğurlu, Beşiktaş’ın sezonu ikinci sırada bitirdiği ve finale uzandığı play-off aşamasında eşine az rastlanır bir istikrar sergiledi. Neredeyse tüm seriyi %100 üçlük isabetiyle oynayarak tamamladı. Bu oran yalnızca bir “şut isabeti” meselesi değil; aynı zamanda şut seçimi, karar verme disiplini ve özgüvenin birleşimiydi.
Oyun kuruculardan beklenen en büyük özelliklerden biri olan doğru karar alma yetisi, Berk’te artık çok daha gelişmiş durumda. 30 yaşına az bir süre kala, Uğurlu kariyerinde belki de ilk kez bu kadar üst düzey olgunlukla oynuyor. Ve bu sadece onun değil, Türk basketbolunun da kazancı.
Bir Liderlik Göstergesi: Sadakat
Beşiktaş, şampiyonluk yolunda Fenerbahçe Beko ve Anadolu Efes’e göre daha dar bir rotasyonla mücadele etti. Berk Uğurlu ise bu sürecin hem fiziksel hem psikolojik yükünü büyük bir özveriyle omuzladı.
Sakatlığına rağmen sahaya çıkmaya devam eden Berk, bireysel kariyer zirvesindeyken gelen EuroLeague tekliflerini reddederek Beşiktaş’ta kalmayı tercih etti. Bu kararın ardında, koç Alimpijevic’in verdiği “Bu takımın kahramanı olabilirsiniz” mesajının etkili olduğu konuşuluyor.
Berk’in bu tercihi sadece duygusal değil, stratejik olarak da doğru bir hamleydi. Süre aldığı, gelişimini sürdürdüğü ve takımın liderlerinden biri olarak büyümeye devam ettiği bir ortamda kalmak, onun için en verimli yol oldu.
Berk Uğurlu’nun 2024–25 Sezonu Öne Çıkanları
EuroCup Performansı: 5 sayı – 3,2 asist – %46,4 üçlük isabeti
Türkiye Ligi: Play-off boyunca %100’e yakın üçlük yüzdesi
Savunma Gücü: Sertlik, atletizm ve bire bir savunmadaki enerjisi
Liderlik & Sadakat: EuroLeague tekliflerini reddederek Beşiktaş’ta kalması
Koç Desteği: Alimpijevic ile birlikte basketbol zekâsında belirgin gelişim
Berk Uğurlu, geleceği belirsiz görülen bir yerli guard profilinden; bugün elit seviyeye ulaşan, güven veren ve saygı duyulan bir lider oyuncuya dönüştü. Millî takımın 1 numara sorununa kalıcı bir çözüm olabilecek potansiyeli artık sadece potansiyel değil; sahadaki bir gerçeklik. Onun hikâyesi yalnızca bireysel gelişimin değil, aynı zamanda istikrarın, inancın ve doğru yönlendirmenin gücünü gösteriyor. Ve evet, artık Türk basketbolunun uzun zamandır aradığı oyun kurucu profili, belki de gözümüzün önündeydi.
ONUN ARDINDAN…
ELIJAH BRYANT
ANADOLU EFES
İki yönlü oyun, istikrar, liderlik... Anadolu Efes’in parça parça dağılan yapısında en sağlam taşlardan biri olan Elijah Bryant sessizce gitti. Yerine konması kolay olmayacak.
ÜNAL ÖZÜAK
Anadolu Efes’te son yıllarda istatistiklerin ötesine geçen bir istikrar abidesi vardı: Elijah Bryant. Larkin ve Micic gibi yıldızların gölgesinde kalan ama oyunun her iki yönünde de katkı veren Bryant, Efes’in sistemsel yapısında adeta bir sabit nokta gibiydi. Takım kimliği yıldız guard’lar etrafında şekillenmiş olsa da, Bryant rakip takımın en tehlikeli oyuncusunu savunur, hücumda “fazla top istemeyen ama her zaman doğru şutu atan” profilin tanımıydı.
Onun katkısı sayı değil, dengeydi. Saha içindeki varlığı, Efes’in ritmini bulmasında belirleyici unsurlardan biriydi. Ancak şimdi bu sessiz kahraman, rakiplerden biri olan Milano’nun formasıyla EuroLeague'e devam edecek.
İki Yönlü Oyuncuyu Kaybetmenin Bedeli
Elijah Bryant, yalnızca üçlükleriyle değil; temaslı bitirişleri, perde üstü şutları ve rakibi yoran savunmasıyla Efes’in oyun dengesinde kilit rol oynuyordu. EuroLeague seviyesinde bu tür iki yönlü oyuncular altın değerindeyken, Efes onun ayrılığına adeta göz yumdu.
Yeni koç Igor Kokoškov’un gelişi elbette tartışılabilir. Ancak bu değişiklik sürecinde Bryant gibi kritik bir parçayı tutamamak, kararsızlık ve planlama eksikliğinin göstergesi oldu. Efes bir sistem takımıydı. Ama sistemin taşıyıcı kolonları bir bir ayrılırken, Bryant’ın ayrılığı bu yapının dağılmasını daha da hızlandırdı.
Efes’in Kimyasında Eksilen Bir Parça
Micic, Larkin, Dunston ve Pleiss gibi oyuncularla yıllarca kurulan kimya, Bryant gibi tamamlayıcı parçalar sayesinde bütün hâline gelmişti. Bryant, yıldızlar arasında sıradan gözükse de, onların daha iyi oynamasını sağlayan "sessiz oyun lideri"ydi. Takım savrulduğunda onu tekrar yola sokan, panik anlarında sakin kalan, savunmada direnci artıran bir figürdü. Onun gidişi sadece bir oyuncunun ayrılığı değil, oyunun akışkanlığını sağlayan yapının bozulması anlamına da geliyor.
Milano’ya Kazanç, Efes’e Kayıp
Bryant büyük ihtimalle Milano’da da benzer bir rol üstlenecek. Disiplinli yapısı, az hata yapması ve gerektiğinde öne çıkmasıyla her takımın güvenle sırtını yaslayacağı türde bir oyuncu. Ancak Efes’in onu arayacağı anlar çok olacak. Çünkü Bryant yalnızca bir yedek değil; sahada her taşın yerini bilen, her pozisyonun zamanlamasını hisseden ve sisteme sadık kalan bir yapı taşıydı.
Oyun stilindeki denge, saha içindeki soğukkanlılık ve rol bilinciyle Bryant, belki de Efes’in yeniden yapılanma sürecinde tutması gereken son isimlerden biriydi.
Bryant’ın Ayrılığı: Sadece Oyuncu Kaybı Değil
İki yönlü katkı: Skor ve savunma dengesiyle EuroLeague seviyesinde özel bir profil
Sistemi tamamlayan yapı taşı: Yıldızların yanındaki görünmez destek
Karar verme doğruluğu: Az hata, çok denge
Kimya kaybı: Takım kimliğini inşa eden oyunculardan birinin vedası
Yönetim sorumluluğu: Vizyon ve süreklilik eksikliğinin yansıması
Anadolu Efes, EuroLeague’in zirvesini gördü; artık yeniden oraya ulaşmanın yollarını arıyor. Ama bu yolculukta Elijah Bryant gibi oyuncuları kaybetmek, sadece sahadaki bir ismi değil, oyun karakterini yitirmek anlamına geliyor. Sessizdi, gösterişsizdi ama takımın en gür sesi oydu. Şimdi o ses Milano’da yankılanacak. Ve Efes, Bryant’ın sesini özleyecek.
TECRÜBE
KENAN SİPAHİ
BAHÇEŞEHİR KOLEJİ
Liderlik, oyun görüşü, denge... Bahçeşehir Koleji formasıyla sahaya adım attığı andan itibaren takımı yönlendiren isim Kenan Sipahi oldu. Rakamlardan çok daha fazlası onun katkısında gizliydi.
HÜSEYİN DEMİR
Bazı oyuncular vardır; istatistik tablosunda devleşmeden de takımı yönlendirir. Sahanın ritmini belirler, karar anlarında aklı temsil eder, genç oyunculara örnek olur. İşte Kenan Sipahi, 2024–2025 sezonunda Bahçeşehir Koleji formasını giydiği dönemde tam da bu profilin sahadaki karşılığı oldu.
Sezon ortasında takıma katılan 30 yaşındaki oyun kurucu, hem Türkiye Ligi’nde hem de EuroCup’ta süre aldığı her dakikada olgunluğunu, oyun zekâsını ve liderliğini ortaya koydu. Bahçeşehir Koleji gibi genç, enerjik ve dinamik bir kadro yapısında tecrübeli bir oyun kurucunun dokunuşu, sezonun gidişatını değiştiren etkenlerden biri hâline geldi.
Rakamların Ötesindeki Etki
Kenan Sipahi, BSL’de 19 maçta 22,4 dakika ortalama süreyle 9,1 sayı; EuroCup’ta ise 19,5 dakika – 6,1 sayı – 4,1 asist ortalamalarıyla oynadı. Ancak onun katkısı sadece bu rakamlarla sınırlı değil. %46,6 saha içi isabetiyle hücumda verimli bir profil çizen Sipahi, asist/top kaybı oranıyla da dikkat çekti: 4,1 asist / 1,3 top kaybı.
Bu oran, bir oyun kurucunun ne kadar dengeli ve kontrollü oynadığını gösteren en kritik göstergelerden biri. Skorer kimliğini abartmadan, pas oyununu önceliklendiren ama gerektiğinde sayı üretmekten kaçınmayan bir dengeyle sezonu tamamladı.
Ulm Maçı: Liderliğin Tanımı
Kenan Sipahi’nin sezon boyunca gösterdiği istikrarın zirve noktası, 28 Ocak’ta Ratiopharm Ulm karşısında oynanan maç oldu. 25 dakikada %75 saha içi isabetiyle 19 sayı, 5 asist, 5 ribaund üreten oyuncu, Bahçeşehir’in 85-81’lik galibiyetinin başrolündeydi. O maçta yalnızca skor katkısıyla değil, oyun akışındaki liderliğiyle fark yarattı. Sahada adeta “oyunu bilen” bir figür gibi yön verdi, tempo belirledi, karar anlarında sorumluluk aldı.
Zekâ, Duruş ve Güven
Kenan Sipahi’nin sahadaki en değerli yönlerinden biri de yarı saha set hücumlarındaki etkinliği oldu. Oyun düzeninin aklı hâline gelen tecrübeli isim, aldığı doğru kararlarla takımın skor üretimini organize etti.
Savunmada ise zamanlamalı yardımları, pozisyon bilgisi ve fiziksel temaslardaki cesaretiyle öne çıktı. Genç oyuncular için bir örnek teşkil eden duruşu, hem teknik ekip hem de taraftar nezdinde takdir topladı. Bu çok yönlü katkı sonrası kulüp, 2025–2026 sezonu için Kenan’la yola devam etme kararı aldı. Bu karar yalnızca istatistiklerin değil, karakterin ve liderliğin de ödüllendirildiği bir adım oldu.
Kenan Sipahi’nin 2024–25 Sezonu Öne Çıkanları
BSL: 19 maç – 22,4 dakika – 9,1 sayı
EuroCup: 19,5 dakika – 6,1 sayı – 4,1 asist
Asist/Top Kaybı Oranı: 4,1 / 1,3
Ulm Maçı: 19 sayı – 5 asist – 5 ribaund (%75 isabet)
Saha Dışı Etki: Liderlik, gençlere örnek duruş, oyun aklı Kenan Sipahi, 2024–2025 sezonunda yalnızca bir oyuncu değil, bir lider, bir rehber ve bir istikrar sembolü olarak sahadaydı.
Bahçeşehir Koleji, onun tecrübesiyle birlikte sadece oyununu değil, oyun kültürünü de geliştirdi. Yeni sezonda da onun oyun aklı şüphesiz bu yapının temel taşlarından biri olmaya devam edecek.
SON MOHİKAN
MUHSİN YAŞAR
KARŞIYAKA
Saha kenarında sessiz, pota altında kararlı. Karşıyaka'nın bu zorlu sezonunda ayakta kalan son yerli lider, mücadelenin sembolü oldu.
BURÇİN BADEM
Karşıyaka, 2024–2025 sezonunda tarihinin en zorlu dönemlerinden birini yaşadı. Teknik ekip ve yabancı oyuncular birer birer ayrılırken, Muhsin Yaşar takımı terk etmeyen “Son Mohikan” olarak sahada kaldı. Bu yalnızlık onun için geri adım değil, adeta bir çıkış basamağı oldu.
Sezonun tamamlanmasında, kümede kalınmasında ve takımın her maçta direnç göstermesinde en büyük pay sahiplerinden biri, 29 yaşındaki bu tecrübeli uzun oldu.
Sezon İçindeki Rol Değişimi
Muhsin Yaşar uzun süre “rol oyuncusu” olarak bilindi. Savunma katkısı ve takım disiplinine olan bağlılığıyla değerliydi ama sorumluluk alma konusunda sınırlıydı. Ancak bu sezon, hem bireysel hem de takım koşulları onu farklı bir pozisyona taşıdı.
Karşıyaka’nın yaşadığı mali kriz ve dar rotasyon, Muhsin’e daha çok süre, daha fazla inisiyatif verdi. O da bu fırsatı sadece süre doldurarak değil, sorumluluk alarak, oyunun
liderliğini üstlenerek değerlendirdi. Sezon boyunca yalnızca istikrarıyla değil, gelişimiyle de öne çıktı.
Kariyerinin En Parlak Sezonu
Muhsin Yaşar bu sezon sadece savunmadaki etkinliğiyle değil, hücumda da güven veren bir profile dönüştü. Özellikle pota altındaki bitiriciliği, ribaund katkısı ve set hücumlarında gösterdiği sabır, Karşıyaka’nın ligde kalmasında belirleyici oldu.
29 lig maçında 22,9 dakika – 14,2 sayı – 5 ribaund – 1,3 asist – 16,7 verimlilik puanı ortalamalarıyla oynayan Yaşar, birçok alanda kariyer zirvesini yakaladı. Verimliliğini son iki sezona göre yaklaşık %38 oranında artırdı. Double-double yaptığı maç sayısında %300 artış yaşadı.
Geç Olgunlaşan Uzunların Başarı Hikâyesi
Basketbol dünyasında uzun oyuncuların geç olgunlaştığı sıkça dile getirilir. Muhsin Yaşar, bu tezin en canlı örneklerinden biri. Artık yalnızca bir tamamlayıcı değil; oyunu yönlendiren, fiziksel olduğu kadar zihinsel olgunluk da taşıyan bir oyuncu. Savunmada zamanlamalı bloklar, hücumda akıllı perdelemeler ve ribaund savaşlarında gösterdiği kararlılıkla takım arkadaşlarına da moral kaynağı oldu. Mental dayanıklılığı ve her maçta sergilediği ciddiyet, onun bu sezonki çıkışının arkasındaki temel faktörlerdi.
Sezonun Dönüm Noktası: Liderliğin Gölgesiz Hâli
Karşıyaka’da sezon boyunca yaşanan ayrılıklar, birçok oyuncunun geri çekilmesine neden olurken Muhsin Yaşar sorumluluktan kaçmadı, aksine ona doğru yürüdü. Yerli rotasyonun daraldığı ortamda hem antrenörlerin hem de takım arkadaşlarının güvenebileceği bir isim hâline geldi.
Genç oyunculara örnek oldu, soyunma odasında abilik yaptı, her maçta aynı disiplini sahaya yansıttı. İstatistiklerin ötesine geçen bu katkı, onun karakterinin, liderliğinin ve sadakatinin bir yansımasıydı.
Muhsin Yaşar’ın 2024–25 Sezonu Öne Çıkanları
Dakika artışı: Maç başına süre +8 dakika
Verimlilik yükselişi: EFF puanı 12,1 → 16,7 (+%38)
Blok katkısı: Kariyer ortalamasının 2 katı
Double-double sayısı: 2023–24’e göre %300 artış
Sayı ortalaması: 14,2 – kariyer zirvesi
Takım içi liderlik: Yalnız kalan bir kadroda sorumluluk alan oyuncu
Muhsin Yaşar bu sezon yalnızca kariyerinde değil, Türk basketbolunda da "geç olgunlaşan uzun" tanımına yeni bir değer kazandırdı. Karakteri, emeği ve gelişimiyle Karşıyaka'nın sembol isimlerinden biri hâline gelirken, genç uzunlara da ilham olacak bir örnek çizdi.
Görünmeyen emeğin, sessiz liderliğin ve vazgeçmeyenlerinsezonda yarattığı etkiyi temsil etti:Bu hikâyede kahramanlık, sessizlikten yazıldı.
YORUMLAR