Fener Djordjevic ile doğru yolda
Fenerbahçe Beko, art arda aldığı talihsiz yenilgiler sonrasında CSKA gibi kuvvetli bir takımı deplasmanda yendi. Ancak bu galibiyetin kokusu, evvelinden geliyordu.
04 Kasım 2021 - 22:39
Bertan ERMAN – RİBAUND DERGİ
Ben sezon başında Sasa Djordjevic’in Igor Kokoskov’dan daha verimli ve daha başarılı olacağını düşünenlerden biriyim ve bu da sahaya yansıyor. Sadece 40 dakikanın sonucuna yansımıyordu. (Bunu THY EuroLeague için söylüyorum) Real Madrid, Barcelona, Panathinaikos ve Olimpiakos yenilgileri, neticede yenilgi ve bu normal sezonun sonunda bir şekilde tesir edecek. Ancak, oynanan oyun çerçevesinde bakacak olursak, bu maçlarda Fenerbahçe Beko kaybetti diyemeyiz ve gerçekten yukarıda bahsettiğim takımlarla oynanan maçın sonuçları ufak nüanslarla belli oldu. Kimi ufak bir defansif hata sonrasında, kimi tartışmalı pozisyonlar sonrasında… Ama Fenerbahçe Beko kaybetmedi.
Gelelim CSKA deplasmanında alınan galibiyete… Şaşırtmadı beni. Önceki maçlardan bu galibiyetin bir gün geleceği zaten belliydi. Ufak nüanslar ve daha fazla konsantrasyon, Fener’e CSKA karşısında galibiyeti getirdi. Buradaki en büyük kredi de hiç şüphesiz Koç Sasa Djordjevic’in.
İster az olsun ister fazla; oyuncuların ruh hallerinde, Djordjevic’in onlara olan güveninin yansıdığını hissediyorsunuz. Hem Djordjevic, hem de oyuncular, hangi armayı temsil ettiğinin bilincinde ve bu ortamları iyi bilen isimlerle donatılan bir ekip var Fenerbahçe Beko’da. Tabii, taraftarların da geri dönüşüyle bu daha net aşılandı. Özellikle Partizan ile Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda oynanan hazırlık maçında, sarı-lacivertli taraftarların eski çalıştırıcısı Zeljko Obradovic’e gösterdiği sevgi ve saygıyı Sasa Djordjevic daha net bir şekilde gördü. O da Partizan’da bu kadar tutkulu taraftarların oluşturduğu atmosferde birçok maçı geride bıraktı.
İşte bu tesir, takım kimyasını yükseltmiş durumda; bu da sahadaki Fenerbahçeli oyuncuların daha istekli ve azimli oynamasını sağlıyor. Fener doğru yolda ilerliyor ve CSKA galibiyeti sadece alınan ilk meyve. Dahası gelecektir.
Ben sezon başında Sasa Djordjevic’in Igor Kokoskov’dan daha verimli ve daha başarılı olacağını düşünenlerden biriyim ve bu da sahaya yansıyor. Sadece 40 dakikanın sonucuna yansımıyordu. (Bunu THY EuroLeague için söylüyorum) Real Madrid, Barcelona, Panathinaikos ve Olimpiakos yenilgileri, neticede yenilgi ve bu normal sezonun sonunda bir şekilde tesir edecek. Ancak, oynanan oyun çerçevesinde bakacak olursak, bu maçlarda Fenerbahçe Beko kaybetti diyemeyiz ve gerçekten yukarıda bahsettiğim takımlarla oynanan maçın sonuçları ufak nüanslarla belli oldu. Kimi ufak bir defansif hata sonrasında, kimi tartışmalı pozisyonlar sonrasında… Ama Fenerbahçe Beko kaybetmedi.
Gelelim CSKA deplasmanında alınan galibiyete… Şaşırtmadı beni. Önceki maçlardan bu galibiyetin bir gün geleceği zaten belliydi. Ufak nüanslar ve daha fazla konsantrasyon, Fener’e CSKA karşısında galibiyeti getirdi. Buradaki en büyük kredi de hiç şüphesiz Koç Sasa Djordjevic’in.
İster az olsun ister fazla; oyuncuların ruh hallerinde, Djordjevic’in onlara olan güveninin yansıdığını hissediyorsunuz. Hem Djordjevic, hem de oyuncular, hangi armayı temsil ettiğinin bilincinde ve bu ortamları iyi bilen isimlerle donatılan bir ekip var Fenerbahçe Beko’da. Tabii, taraftarların da geri dönüşüyle bu daha net aşılandı. Özellikle Partizan ile Ülker Spor ve Etkinlik Salonu’nda oynanan hazırlık maçında, sarı-lacivertli taraftarların eski çalıştırıcısı Zeljko Obradovic’e gösterdiği sevgi ve saygıyı Sasa Djordjevic daha net bir şekilde gördü. O da Partizan’da bu kadar tutkulu taraftarların oluşturduğu atmosferde birçok maçı geride bıraktı.
İşte bu tesir, takım kimyasını yükseltmiş durumda; bu da sahadaki Fenerbahçeli oyuncuların daha istekli ve azimli oynamasını sağlıyor. Fener doğru yolda ilerliyor ve CSKA galibiyeti sadece alınan ilk meyve. Dahası gelecektir.
YORUMLAR