Taktik tahtası

EuroLeague heyecanının Avrupa basketbolunu tekrar esir almaya başladığı bugünlerde EL'in şampiyon koçlarını masaya yatırdık. 2'şer kez mutlu son yaşayan Ergin Ataman, Dimitris Itoudis, Pablo Laso ile Olimpiacos'la 2013'te çok özel bir şampiyonluğun mimarlarından Georgios Bartzokas'ın ekipleri Panathinaikos, Fenerbahçe Beko, Bayern Münih ve Oly'nin bu sezonki kadro yapıları ve F4 şanslarına baktık. Bonus ise Anadolu Efes'in başına büyük umutlar ile gelen Erdem Can oldu...

YORGUN
ERGİN ATAMAN


Ergin Ataman stresli yorucu bir dönemden diğerine girmekten çok yıprandı. Onu rahatlatıp tekrar motive edecek bir takviye lazım. Yorgunluğu aşıp işini yaptığına inandığında saha içi kadar saha dışındaki becerileri rakipleri rahatsız etmeye başlayacaktır. İşte o zaman gerçek Ataman’ı tekrar seyretmeye başlayacağız.

BURÇİN BADEM

Ergin Ataman kuşkusuz Avrupa’da son yıllarda en başarılı koçlardan biri… Rekabetçi yapısı, şahsına münhasır tavırları onun hakkında fikri ve duygusu olanları ikiye bölüyor. Sevenler ve nefret edenler… Bu ilişki tarzını yönetmek ve bunu yaparken de rekabetçi olmak çok yorucu.

Uzun yıllar hedeflerini bile saptamakta zorlanmış bir Galatasaray ve ardından Avrupa’nın hep yamacında kalmış Anadolu Efes’te zaferleri önce söylemle sonra kadro mühendisliğiyle gerçeğe dönüştürdü. Hiç de kolay değildi; bir tarafta olmayan bütçeyi yarattırtmak arkasından da rekabetçi bir şampiyon oluşturmak, diğer tarafta ise yetenekleri ve ruhları doğru yöneterek büyük zaferlere imza atmak… Bunu yaparken sadece çizgilerin içinde kalmadı; saha dışında da fikirlerini sıra dışı olarak çoğu zaman rahatsız etmek için açıkladı. Hataları da sevapları da her zaman omzunda kaldı. Üstüne doğru düzgün dinlenemeden A Milli Takım ile başarısız geçen 2 yaz. Hep gündemde kalmak hatta gündemi yönetmek çok yorucu…

Spor güncel… Spor anlık… Geçmiş sadece bir masal. O hafta kazanmak ya da kaybetmek sonra ertesi gün yeni hafta devam… Yönettiğin oyuncular tarafından yönetilmenin gerçekliği kolay kaldırılabilir bir yük değildir. Seçip beğendiğin kişi ileriki günde seni beğenmeyip senin istediklerini yapmaktan imtina ediyor ya da senin isteklerin ona uygun değil ama sen bunun farkında çok geç oluyorsun. Artık geçmişin kralı bir anda kaybedenler kulübü üyeliğine başvuru yapmış…

Sadece inat uğruna Kostas Sloukas’ı kadrosuna katan, ileriki dönemde de Ergin Ataman ne isterse yapacak Avrupa’nın en agresif başkanıyla çalışmak da çok yorucu. Bu yorucu hayatı konfora çevirebilecek bir ruh yapısına sahip olan Ataman, basketbolun tekniğiyle ilgilenebildiği anda kupaya uzanabilir.

Takım yapısına bakarsak; şu anda merkezde çok kısa ve hafif kalıyorlar. Atlet Lessort’a eşlik edecek bir kocaman lazım. Gerçek bir kocaman bulurlarsa kısaların ve forvetlerin kullanım kalitesi artacaktır. Şu anda oynadıkları basketbol 200x200 king size yatağa 180x180 için hazırlanmış çarşafla kaplamaya çalışmaya benziyor. Ne tarafı çeksen diğeri kısa kalıyor. Rakibi durduruyorsun, sayı bulamıyorsun. Sayı atan beşi buluyorsun, rakibi durduramıyorsun. Böyle giderse çarşaf yırtılır.

Sonuç olarak, Ergin Ataman stresli yorucu bir dönemden diğerine girmekten çok yıprandı. Onu rahatlatıp tekrar motive edecek bir takviye lazım. Yorgunluğu aşıp işini yaptığına inandığında saha içi kadar saha dışındaki becerileri rakipleri rahatsız etmeye başlayacaktır. İşte o zaman gerçek Ataman’ı tekrar seyretmeye başlayacağız.

EUROLEAGUE ŞAMPİYONLUĞU
2020, 2021



PATRON
DIMITRIS ITOUDIS


Guduric, Wilbekin, Dorsey’nin kilit rollerde olduğu oyun anlayışıyla ve potansiyelli uzun rotasyonuyla Fenerbahçe Beko, Final Four’un en güçlü adaylarından biri. Kısa rotasyonu arasında uyum sağlanır ve Dimitris Itoudis, 2019 sezonundaki formunu yakalarsa tarihi başarılar elde edilebilir. Nitekim kesin olan şey basketbol tarihi önünde Fenerbahçe için Itoudis’in de dediği gibi: "Artık bir şeyleri geri vermenin zamanı."

ARDA AYGAHOĞLU

Bandırmadan Avrupa basketbolunun zirvesine: Dimitris Itoudis... 2013 yazında 11 sene boyunca Obradovic’in yardımcılığını yapmış Itoudis, Rodos’ta sakin bir günde Obra ile birlikte yürümek ile kendi yolundan gitmek arasında bir kararsızlık içerisindeyken telefonu çaldı. Banvit’ten gelen bu telefon, Avrupa basketbolunun geleceğini kaçınılmaz biçimde değiştirecek yeni bir aktörün ortaya çıkışındaki ilk adımdı.

Türk basketboluna her zaman renk katan Banvit, 2013-14 sezonuna doğru isim olarak gördüğü Dimitris ile birlikte yola çıktı. Itoudis’in özgeçmişindeki en büyük referans Avrupa’nın en iyi koçuyla 11 yıl boyunca birlikte çalışmış olmasıydı. Önemli bir başantrenörlük deneyimi yoktu ancak 120 bin kişilik küçük basketbol şehri ve yönetimindeki orta sınıf Avrupa takımıyla bir aile olmayı başardı. Oluşan bu aile, kısa süreli bir hanedanlığa dönüştü ve Türkiye Ligi’ni 28 galibiyete karşı yalnızca 2 mağlubiyet istatistiğiyle ender görülür şekilde domine etti. Başarının ardından CSKA’dan gelen teklif, Banvit ve Dimitris Itoudis’in severek ayrılığına neden oldu.

Itoudis, manevi yönden kendi deyimiyle ‘yalnızca güzel anıları’ olduğu Banvit’e veda ederken, işin maddi tarafında Avrupa’nın en büyük bütçesine sahip CSKA Moskova’nın kaderini avuçlarının içine almıştı. Beklenti yüksekti ve 2012’deki efsanevi CSKA'nın, Olympiakos’a kaybettiği andan itibaren takımın üzerine yapıştırılan ‘kaybeden’ kimliği yok edilmeliydi. Kulüple çıktığı ilk Final Four’da tarih tekerrür etti ve II. Spanoulis kâbusu yaşandı. Buna rağmen Itoudis artık kaybedecek bir şeyi kalmayan kırılgan takımını onardı ve 2015-2016 ile 2018-2019 sezonlarında iki 'Avrupa Şampiyonluğu' kazanarak EuroLeague’in patronlarından biri olmayı başardı.

Dimitris Itoudis, kariyeri boyunca Zeljko Obradovic’e benzerliğiyle anıldı. Uzun yıllar süren beraberliklerinin ardından oyun planı, koçluk tarzı ve oyuncu ilişkileri açısından bazı ortak noktaları olsa da, bunların en büyüğü Fenerbahçe ile sözleşme imzalamasıyla gerçekleşti. Bir yıldır Obradovic’in mirası, kendi hikâyesini destanlaştırması için onun ellerinde. 

Avrupa’nın zirvesine oturduktan sonra bir süredir beklentileri aşamayan Fenerbahçe markası, milyonlarca taraftarının desteğiyle eski günlerine dönmeyi arzuluyor. Yunan koç, basketbol arenasının deviyle geçirdiği ilk sezonda, EuroLeague Play–off’larındaki veda sonrası Türkiye Ligi'nde yarı finalde dramatik biçimde Efes’e kaybetti. Her şeye rağmen, Fenerbahçe Beko’nun sezon boyu yaptıkları geleceğe dair umut vericiydi.

İlk sezonun ardından takımın iskeleti oturdu ve camia geçen sezon atılan adımların, yaratılan umudun meyvelerini toplamaya hazır görünüyor. Itoudis, Yunan Milli Takımı'yla sorunlu bir dönemi atlatarak ayrıldıktan sonra tamamen takımına odaklandı. Kulüp, Neto sakatlığıyla sarsılsa da, Sestina ve Papagiannis gibi takım oyuncuları kadroya ekledi. Yam Madar’ın bu sezon yapması beklenen sıçrama ve Sertaç Şanlı ile Papagiannis’in şutlarıyla açacağı alanlar takımın yeni silahları olacak. 

Fenerbahçe’nin Guduric, Wilbekin, Dorsey’nin kilit rollerde olduğu oyun anlayışıyla ve potansiyelli uzun rotasyonuyla Final Four’un en güçlü adaylarından biri olması bekleniyor. Kısa rotasyonu arasında uyum sağlanır ve Dimitris Itoudis, 2019 sezonundaki formunu yakalarsa tarihi başarılar elde edilebilir. Nitekim kesin olan şey basketbol tarihi önünde Fenerbahçe için Itoudis’in de dediği gibi: "Artık bir şeyleri geri vermenin zamanı."

EUROLEAGUE ŞAMPİYONLUĞU
2016, 2019



DÖNÜŞ
PABLO LASO


THY EuroLeague, yıllardan beri başantrenörlerin ligi olarak kabul ediliyor. Başarılı İspanyol çalıştırıcı Pablo Laso’nun bir sezonun ardından dönüşü, EuroLeague’e büyük renk katacak.

LEVENT LEVENTCİ

Svetislav Pesic, Sasa Djordjevic, Dejan Radonjic, Andrea Trinchieri… Bayern Münih, son on yılda basketbola adından söz ettiren bir kulüp olmak için çalışmalara başlamış ve Avrupa’da öne çıkan başantrenörleri takımın başına getirmişti. Ancak Alman ekibinin en flaş hamlesi, 2023 yazında geldi. Real Madrid’i iki kez EuroLeague şampiyonluğuna taşıyan ve Luka Doncic başta olmak üzere birçok genç yeteneğe NBA’in kapılarını açan 1967 doğumlu başarılı İspanyol koç Pablo Laso, Alman devi Bayern Münih’in yolunu tuttu.

Oyunculuk kariyerine nokta koyduktan sonra antrenörlüğe geçiş yapan Laso, İspanya Ligi’nde başantrenör olarak tecrübe edindikten sonra 2011 yılında Real Madrid’in başına geçti. Madrid temsilcisiyle geçirdiği ilk sezonlarda eleştiri aldı. 2014 yılında EuroLeague’de Maccabi Tel Aviv’e finali kaybettikten sonra eleştirilerin dozu iyice yükseldi.

2015’te Madrid’e düzenlenecek Final Four’a özel hazırlanan Real, Pablo Laso önderliğinde şampiyonluğa ulaştı. Bu şampiyonluk, Laso’nun üzerindeki baskıyı aldı. Mutlu sonun ardından Real Madrid’de kabuk değişimi başladı. Yıllar içinde Nocioni, Reyes, Ayon gibi oyuncular denklemden çıkarken Doncic, Walter Tavares, Facundo Campazzo gibi potansiyelli basketbolcular devreye girdi.

Llull, Rudy Fernandez, Carroll gibi sembol oyuncularla Doncic, Tavares, Campazzo gibi potansiyelleri çok iyi harmanlayan Pablo Laso; 2018 yılında Belgrad’da Real Madrid’i bir kez daha Avrupa’nın zirvesine taşımayı başardı. 2016 ve 2017 yıllarında sezonunun kritik bölümlerinde Zeljko Obradovic’in yönettiği Fenerbahçe’ye karşı ağır mağlubiyetler alan Laso, Belgrad’da aldığı şampiyonlukla birlikte hakkında oluşan soru işaretlerini bir kez daha sonlandırmış oldu.

Taktik anlamda Laso’yu Zeljko Obradovic ve Ettore Messina gibi isimlerin yanına koymamız zor ancak oyuncu gelişimi konusunda İspanyol koçun özel bir noktada olduğunu söyleyebiliriz. Zaten çok iyi bir altyapıya sahip olan Real Madrid’de bu oyuncuların A takıma geçişlerini çok iyi yönetti Pablo Laso ve ekibi. Luka Doncic, Willy Hernangomez, Facundo Campazzo, Walter Tavares, Gabriel Deck, Usman Garuba… NBA seviyesine yükselen tüm bu oyuncularda Laso’nun dokunuşu var.

Pablo Laso’nun başarılı giden Madrid kariyeri, 2022 yılında yaşadığı kalp rahatsızlığıyla birlikte sona erdi. Laso’nun sağlığını riske atmak istemeyen Real Madrid Yönetimi, başarılı koçuyla yollarını ayırdı ve takımı yardımcı antrenör Chus Mateo’ya emanet etti.

2022/2023 sezonunu boş geçiren Laso, aldığı teklifleri değerlendirdi ve devam eden yeni salon yatırımıyla birlikte Avrupa basketbolunda söz sahibi olabilecek potansiyele sahip Bayern Münih’e iki yıllık imza attı. Kariyerinde ilk kez İspanya dışında bir takım çalıştıracak olan Pablo Laso, Almanya Ligi’nin yıllar içindeki gelişiminin önemini vurguladı attığı imza sonrası. Ayrıca Almanya Ligi’nde son yıllarda Aito Garcia Reneses, Israel Gonzalez, Pedro Calles gibi İspanyol koçların başarılı olmasının da Laso için bir faktör olduğu söylenebilir.

Trinchieri döneminden birbirini iyi tanıyan Vladimir Lucic, Andreas Obst, Isaac Bonga, Elias Harris, Weiler-Babb gibi oyuncular var Pablo Laso’nun elinde. Üstelik Obst ile Bonga, Almanya’nın Dünya Kupası’nı kazanmasında pay sahibi isimlerdendi. Bu durum, Laso için önemli avantaj.

Top 8 için rekabet halinde olduğu diğer takımlara göre daha mütevazı bir bütçeye sahip olan Pablo Laso, yeni oyuncu tercihlerinde hem riski hem potansiyeli yüksek oyuncuları seçti. Guard rotasyonuna Sylvian Francisco, Carsen Edwards gibi yetenekli ama EuroLeague seviyesi için soru işaretleri olan isimleri kadroya ekleyen Laso; uzun rotasyonuna daha önce birlikte çalıştığı Serge Ibaka ve Bayern Münih’te daha önce oynamış olan Devin Booker’ı aldı. Barcelona üstüne NBA yapan fizikli guard Leandro Bolmaro ise Pablo Laso’nun jokeri konumunda bu sezon.

Laso’nun bu kadrodaki en büyük avantajı; Leandro Bolmaro, Vladimir Lucic ve Isaac Bonga gibi çift yönlü oyunculara sahip olması. Bu isimlerin yanına şutör koyabilir, potaya giden kısaları koyabilir, fizikli uzunları koyabilir. Belki yetenek olarak etkileyici bir kadroya sahip değiller ancak birbirini iyi tamamlayan bir yapıya sahipler. Trincheri döneminde hem Almanya Ligi hem de THY EuroLeague’de sık sık en iyi kaybeden unvanıyla anılan Bayern Münih, Pablo Laso yönetiminde kazanan takım kimliğine bürünebilecek mi? İşte en önemli soru bu...

EUROLEAGUE ŞAMPİYONLUĞU
2015, 2018



PİRE'NİN KRALI
GEORGIOS BARTZOKAS


Başarısız geçen Barça ve Khimki günlerinin ardından Bartzokas için tıpkı kendisi gibi eski ihtişamlı günlerinden uzak yuvaya 2020'de döndü. Avrupa'nın en büyüğü olmanın eşiğinden iki kez döndükten sonra Georgios Bartzokas ve ekibi 10 yıl önceki başarılarını tekrarlamak için bir kez daha sahne alacak.

GÜLŞAH AKKAYA

Yunan basketbolunda birçok efsane oyuncu var. Dimitris Diamantidis, Vassilis Spanoulis, Theodoros Papaloukas, Nikos Galis ve diğerleri.. Bu oyuncuların her biri gerek medya gerek taraftarlar tarafından hak ettikleri saygıyı fazlasıyla görüyor. Bu oyuncuların popülerliğine ulaşamasa da Yunanistan basketboluna en az onlar kadar katkı sunarak çoktan efsaneler arasında yerini almış bir de koç var: Georgios Bartzokas.

Georgios, sıradan oyunculuk kariyerinin ardından antrenörlüğü tercih ettiğinde o günlerde hiç kimse Yunanistan basketbolunda yeni bir koç efsanesinin doğacağının farkında değildi. 2010'da Yunanistan'da 'Yılın En İyi Antrenörü' seçildikten sonra ise herkes onun günün birinde Olympiacos ya da Panathinaikos'un yolunu tutacağına inanıyordu. Nitekim Panionios'da geçen iki yılın ardından Olympiakos'un başına geçti. Bu karar hem Yunanistan sporu hem de Avrupa basketbolu için müthiş bir hikâyenin başlangıcının ilk ve en önemli adımı oldu.

2012-2013 sezonunun başında Olympiacos, yeni koçu Bartzokas ve Spanoulis'in önderliğinde EuroLeague'de Final Four'u hedefliyordu. Bir önceki sezon beklenmedik şekilde efsanevi bir şampiyonluk kazanmışlardı. Bartzokas, hem Dusan Ivkovic gibi bir efsanenin koltuğuna oturmuş hem de şampiyon bir takıma gelmişti. Elinde EuroLeague'in diğer dişlileri kadar geniş bir bütçe olmayacak ancak büyük başarılar kazanması beklenecekti. Rakiplere oranla düşük bütçeye rağmen  Final Four'a ulaşmayı başardılar. Bartzokas'ın geniş oyun planları ve Spanoulis'in dominantlığı birleşince 2013'te tarihi bir Avrupa şampiyonluğu kazandılar. Bartzokas'ın gelecek vadeden koç unvanı yerini 'Yunanistan tarihinde EuroLeague'i kazanan ilk koç' statüsüne bıraktı.

Bartzokas, dünyanın en büyük spor kulüplerinden biri olan Barcelona'nın kendisine teklifini onur olarak görse de, takımda koçluk yaptığı dönemi karşı karşıya kaldığı en zor iş olarak nitelendirmişti. İspanya'da görev aldığı süre boyunca işler onun için yolunda gitmedi ve Barça'nın Final Four'dan uzak kaldığı yılların sorumlularından biri hâline geldi. Kısa süre sonra artık yeni bir misyon edinmek için koçluk tecrübelerini Rusya'ya taşıyarak Khimki Moskova'nın başına geçti. Khimki'de de hayal kırıklıkları ve CSKA Moskova hegemonyasına teslim oldu.

Başarısız geçen Barça ve Khimki günlerinin ardından Bartzokas için tıpkı kendisi gibi eski ihtişamlı günlerinden uzak olan yuvaya dönüş vakti gelmişti. Kötü geçen 1 yılın ardından bu mutsuz çiftlerin birlikteliği birbirlerine ilaç gibi geldi. Koç, yeni Spanoulis olarak Vezenkov'u bulmuş ve etrafına Sloukas, Walkup, Papanikolaou gibi oyuncuları dizmişti. Top paylaşımı, pasörleri kullanış biçimi ve skorerler ile aralarında yarattığı uyumla bir dev yarattı. 

Sonunda Olympiacos üst üste 2 kez Final Four biletini kaptı. 2022'de Micic, Anadolu Efes adına ve 2023'de Sergio Llull, Real Madrid adına Pire ekibinin hayallerini yıktı. Avrupa'nın en büyüğü olmanın eşiğinden iki kez döndükten sonra Georgios Bartzokas ve ekibi 10 yıl önceki başarılarını tekrarlamak için bir kez daha sahne alacak. Sloukas'ın ezeli rakip Pana'ya ve Vezenkov'un NBA'e gidişinden sonra işlerin nereye varacağı henüz belli olmasa da, onlar çoktan Bartzokas'ın da söylediği gibi: Olympiakos'ta bir kazanan kültürü ve ruhu yarattılar.

EUROLEAGUE ŞAMPİYONLUĞU
2013



HAYALLERDEN, GERÇEKLERE!
ERDEM CAN


Türk Telekom’da öğretilerini sporcuları ve camiaya yansıtan Erdem Can, şimdi EuroLeague sahnesinde hayallerini gerçeğe dönüştürmeye devam edecek. Can ilk geldiği günden bu yana Anadolu Efes'teki etkisini hem hazırlık maçları hem saha içi hem de saha dışında iyiden iyiye hissettirmeye başladı.

FATİH SABOVİÇ

Bu yazıya denk gelen her okurumuzu; Şimdilerde Anadolu Efes’in baş antrenörü olarak 2023-2024 sezonuna giriş yapan koç Erdem Can ile ufak bir zaman yolculuğuna çıkmaya davet ediyorum…

Şubat 2019… Hürriyet Gazetesi’nde Fenerbahçe ve Basketbol muhabiri olarak görev yaptığım günlerdeyim. O gün Ülker Sports Arena’ya çok büyük bir mutlulukla gidiyorum. Çünkü hayalini kurduğum bir röportajı gerçekleştireceğim. O tarihlerde salonda Fenerbahçe Beko maçlarını izlemeyi ‘bırakıp’ kenarda oyuncularla ve birbirleriyle diyaloglarını takip ederdim Zeljko Obradoviç ile asistanı Erdem Can’ın… Erdem Hoca, o güne dek ana akım medyaya hiç röportaj vermemişti. İlk kez bana açıklamalarda bulunmak istediğini söylediğinde çok mutlu olmuştum. Ülker Arena’da sahada hiç kimse yokken gidip bench’in orada oturup sohbetimize başladık…

Sohbetimizde Erdem Hoca’ya şahsi aile yaşantısı, baba olma hissi ve gençliğindeki aile yaşamını sordum. Koç, Ankara MKE’de mermi işçisi olarak çalışan rahmetli babası Şinasi Can’ın öyküsünü aktardı bana cümle cümle… Duygularımız ve ruhumuzla yapıyorduk röportajı bir süre sonra… Erdem Hoca, Olin Edirne’de görev yaparken İstanbul’a gelip Ülker Arena inşaatının oradan geçen babasının hep salona enerji gönderdiğini ve ona bir gün Fenerbahçe’de çalışacağını söylediğinden bahsetti.

Aradan yıllar geçtikten sonra Erdem Hoca, Zeljko Obradoviç’in asistanı olarak Fenerbahçe camiasına gelmişti. Ancak rahmetli babası Şinasi Can hayatta değildi ve oğlunu tribünden izleyemedi. Ancak koç, babasının kalben ve enerjisiyle orada olduğunu bildiğini iletti. O sırada röportajımıza bir ara vermek ve duygularımızın içinde kalmak istedik kısa bir süre…

Gel zaman git zaman; koç NBA Yaz Ligleri ve Sacramento Kings’de geçirdiği süreçlerle kendini iyice demledi. Obradovic tedrisatından aldığı değerleri, şahsi deneyimleriyle harmanlayıp büyük işlere imza atmaya başladı.

Türk Telekom’da geçtiğimiz sezon yaptığı muhteşem işlerin ardından şimdilerde Anadolu Efes’in yolunu tuttu koç Ergin Ataman’ın Panathinaikos’a gidişi sonrası…

Türk Telekom’da öğretilerini sporcuları ve camiaya yansıtan Erdem Can, şimdi EuroLeague sahnesinde hayallerini gerçeğe dönüştürmeye devam edecek. Erdem Can ilk geldiği günden bu yana Anadolu Efes camiasındaki etkisini hem hazırlık maçları hem saha içi hem de saha dışında iyiden iyiye hissettirmeye başladı.

Türkiye’de geçirdiği pek çok sezona rağmen; koç, ekibi ve Anadolu Efes camiasının bu sezonu biraz daha, “Yeni bir koçun sistemini oturtmak için takımdaki ilk deneyimi” gibi görmesinin sağlıklı olacağı inancındayım. Fakat gerek elindeki kadronun enstrüman çeşitliliği, gerekse koçun bireysel olarak sergiletmek istediği oyun sistemlerindeki çeşitlilik bana takımın Türkiye Ligi’nde de EuroLeague’de de hafife alınmayacak güçlü performansları ortaya koyabileceğini gösteriyor. Bu sezon Anadolu Efes taraftarlarının da, tıpkı Erdem Can gibi hayaller gerçeklere sürükleyici bir yolculuk yapacağı kesin…

erginataman euroleague dimitrisitouidis pablolaso georggiosbartzokas erdemcan pana fenerbahçe bayernmünih oly anadoluefes ribaunddergisi