Kasım'da EuroLeague Başkadır!

Fatih Saboviç

Yıllardır istikrarlı şekilde ‘basketbolun nasıl oynanacağını’ herkese gösteren Obradoviç’in Fenerbahçesi, kasım ayında 6’da 6 yaptı.

Koç Ergin Ataman’la çok özlenen ‘Efes ruhu’nu canlandırmayı başaran Anadolu Efes de, tam 5 galibiyetin altına imza atmayı bildi.

EuroLeague’de 10 hafta geçildi, yani normal sezonun üçte biri geride kaldı... Peki bu sürecin şimdilik son dönemeci, yani kasım ayı Türk takımları için nasıl geçti?

Anadolu Efes, Darüşşafaka Tekfen ve Fenerbahçe Doğuş’la sahne aldığımız Avrupa arenasında, işler Daçka haricindeki temsilcilerimiz için ‘olabileceğinin en iyisi’ şeklinde ilerliyor.

ANADOLU EFES: YENİDEN ‘DOĞUŞ’

Perasoviç-Ataman değişikliğini yaşadığı 2017-2018 EuroLeague sezonunu 30 haftada 7 galibiyetle tamamlayabilen Anadolu Efes, 2018-2019’da âdeta yeniden doğdu. Geride kalan 10 haftada 8 zafer elde eden lacivert beyazlılar, şimdiden ilk 4’ün en önemli adaylarından biri olduğunu ispatladı.

Kasım ayı itibariyle kaptan Doğuş Balbay ve Efes’in momentumu aynı orandaki ivmeyle ilerledi. Doğuş’un bitmeyen enerjisi tüm takım arkadaşlarına yansırken, Beaubois ve Miciç hem skor, hem de saha içi liderlik konusunda çığır açtı. Kasımda sadece Olimpia Milano’ya kaybeden Efes; Gran Canaria, Pana, Maccabi, Darüşşafaka ile Baskonia’nın üstesinden geldi. Aralıktaki zorlu fikstürden çıkarılacak olası 3 veya 3+ galibiyet ‘çok başka’ yolları erkenden açabilir.

FENERBAHÇE: ‘LİDERSİZ’ LİDER!

Ataşehir’de Bayern Münih ve Darüşşafaka... Deplasmanlarda ise Baskonia, Olympiakos, Maccabi ve Barcelona girdapları... Tüm bu virajların tamamını kayıpsız geçen EuroLeague’in ‘lidersiz’ lideri Fenerbahçe!

Obradoviç, benim ısrarla, “Ustalık eseri” olduğunu öne sürdüğüm Fenerbahçe’de çok başka şeyler deniyor... “Sırp koç, ‘lidersiz’ bir takım yarattı” diyebiliriz belki evet ama bunu söylerken, şu boşluğu doldurmakta fayda var; Fenerbahçe’de herkes lider ama hiç kimse lider değil!

Roller öylesine doğru ve dozunda dağıtılıyor ki, rakipler Obradoviç’in yazdığı senaryolara harfi harfine mahkum kalıyor... 10 maçta 9 zaferle (Olympiakos maçında Vesely’siz, Barça deplasmanında Sloukas’sız) göğsümüzü kabartan, bu sezon yine şampiyonluğun en büyük adaylarından olan sarı lacivertlilere her şeyden önce bir sporsever olarak teşekkürü borç biliyorum.

DARÜŞŞAFAKA: GÖNÜL İSTERDİ Kİ...

Sezon başında bütçesi ve kadro yapılanması itibariyle EuroLeague bazında ‘felaketin’ âdeta, “Geliyorum” dediği Darüşşafaka için kasım ayı çok kötü geçti. Temsilcimiz 6’da 0’lık performansla ligin dibine tamamen demir attı.

Koç Ahmet Çakı ve oyuncular tüm iyi niyetli, içten mücadelelerine rağmen bir türlü ‘belli bir seviyeyi’ yakalayamadı. Sezonun geri kalanında da pek yakalayacak gibi durmuyor açıkçası... Gönül isterdi ki, Daçka da Fenerbahçe ve Efes gibi bir form grafiğinde olsun ya da hiç değilse play-off’u zorlayacak seviyeye gelsin... Ancak arzularla gerçekler, hayatın birçok alanında olduğu gibi burada da birbirini tutmuyor. Bize de temsilcimize şans ve başarı dilemekten başka çare kalmıyor.