50 yıllık hasrete son veren geyikler

Bertan Erman



2020-2021 NBA Şampiyonu Milwaukee Bucks'ta kupa Khris Middleton'ın ellerinde. (Fotoğraf: Milwaukee Bucks) 

Başlığa aldanmayın; bu yazıda öyle soğuk espriler yok. Burada bir şehrin hayal kırıklığına giden yoldan nasıl dönülüp mutlu sona ulaşmanın ana unsurları var.

Herkes süperstarları toplayıp mutlu sona ulaşmaya çalıştı. Bunu son yıllarda Miami Heat, Golden State Warriors, Cleveland Cavaliers, Golden State Warriors ve Los Angeles Lakers başardı. LeBron-Wade-Bosh, Curry-Thompson-Durant, LeBron-Kyrie-Love, LeBron-Anthony Davis kombinasyonları mutlu sona ulaştı. Clippers’taki Kawhi Leonard-Paul George kombinasyonu, Sixers’taki Embiid-Simmons ikilisi, Houston’da James Harden üzerine kurulan yapılanmalar final bile göremedi. Herkesin gözüne süperstarlar perdesi çekilmişti. Milwaukee Bucks bu perdeyi kaldırdı.

Bucks’ın elindeki eşi bulunmaz nimetin adını biliyorsunuz; Giannis Antetokounmpo. Ancak Giannis’in yanında hiç ikinci bir süperstar olmadı. Khris Middleton bu zamana kadar bir süperstar mıydı? Değildi. Ancak Middleton, hem Hawks karşısındaki Doğu Finali’nde hem de Suns karşısındaki büyük zaferde inanılmaz bir karakter ortaya koydu ve kendini süperstar yaptı. Bu sezon New Orleans Pelicans’tan alınan Jrue Holiday, öyle yerlerde sahneye çıktı ve karar mekanizması o kadar iyi çalıştı ki, Bucks’ın bu zaferinde yükselen isimlerden biriydi.

Milwaukee Bucks, Giannis’in yanına süperstarlar getirmedi; kendi yıldızlarını oluşturup parlattı. Tabii bunda bir başarısızlık durumu daha olması takdirde topun ucunda olup dışarı çıkartılacak Mike Budenholzer’ın takımı iyi yönetmesinde de pay var. Lakin bu oyunu oynayan ve sonucu alanlar, saha içindeki oyuncular. Bucks da kendi oluşturduğu (Bakın, oradan buradan alınanlarla oluşan değil. Sadece biri dışarıdan geldi ve o da kendini Bucks’ta daha da yükseltti.) süperstar üçlü ile sonuca vardı; 50 yıllık şampiyonluk hasretine son verdi.

Ancak süperstarların hepsi her zaman istediği verimi sağlayamaz. Her takımın büyük başarılarında X-Factor oyuncular piyasaya çıkmıştır. Buradaki X-Factor sadece tabir olarak bir X-Factor ama Bobby Portis, Bucks’ta bunun ötesine geçti. Portis kariyeri boyunca çok büyük bir yıldız olmanın ışığını veriyor mu; onda böyle bir ışığın olduğunu söylemek pek mümkün değil. Fakat bazı isimler kendi kapasitesi içinde müthiş mücadeleler verip, ortaya ruhunu koyup, sahada basketbol dışındaki tavırlarıyla da taraftarın sevgisini kazanır. Bobby Portis de Milwaukee için böyle bir isim oldu. Deyim yerindeyse, Milwaukee onu bağrına bastı.

Böyle bir ortam, birliktelik, ortaya konulan ruh ve karakterler, 2-0 geri düşülen ve umutların çok olmadığı bir süreç içinde Milwaukee Bucks’ın geri dönüşünü sağladı ve yarım asır sonra kupanın Cream City’e gelmesini sağladı. Ayrıca Bucks, bu zaferle hem Batı’dan hem de Doğu’dan NBA şampiyonu olmayı başaran ilk ve tek takım olma özelliğine de sahip oldu.

Tebrikler Milwaukee Bucks!