Ribaund'un içinden

Tolga Yenigün

Sevgili basketbolseverler, bir sezon daha kapandı ama geride yalnızca kupalar değil, hikâyeler, vedalar ve gelecek vaat eden adımlar kaldı. Bu sayımızda, hem NBA’de yazılan bir çağ hikâyesine hem de yerel liglerden EuroLeague’e uzanan güçlü temsillere tanıklık ettik.

2025 NBA Finalleri, sadece iki takımın mücadelesi değil, sistemin değişimini simgeleyen bir dönüm noktasıydı. Oklahoma City Thunder’ın genç ve korkusuz çekirdeği, Indiana Pacers’ın yüreğiyle birleşince, “küçük pazar” etiketlerinin altı boşaltıldı. Shai Gilgeous-Alexander'ın tarih yazan sezonu, Tyrese Haliburton’ın karakteri ve Pacers'ın kolektif ruhu; bu seriyi bir şampiyonluk öyküsünün ötesine taşıdı.

NBA Draftı’na uzandığımız “Avrupa’nın Gölgesi Kısalıyor mu?” başlıklı dosyamızda ise Fransa’nın yükselişi, Türkiye’nin yokluğu ve kıta genelinde yaşanan üretim dalgalanmalarını analiz ettik. Bize bu yıl için bir manşet çıkmadı belki ama doğru yapı ve sabırla çok şeyin değişebileceğini bir kez daha hatırlattık.

★★★

Bu ay EuroLeague’e terfi eden üç önemli oyuncuya da yer verdik. Türkiye Ligi’nden Kızılyıldız’a transfer olan Ebuka Izundu, Zalgiris’e giden Dustin Sleva ve Hapoel Tel Aviv ile
anlaşan Tai Odiase’nin hikâyeleri; Basketbol Süper Ligi’nin artık yalnızca bir izleyici değil, üretici olduğunu bir kez daha kanıtladı.

★★★

Yerli sahada ise Fenerbahçe Beko’nun “3 taçlı krallık” sezonunu tüm boyutlarıyla mercek altına aldık. Üç büyük kupayı müzesine götüren bu takımı, yalnızca istatistikleriyle değil, ortaya koyduğu sistemle, liderlikle ve karakterle anlattık.

Nigel Hayes-Davis ve Marko Gudurić’e veda ederken kalbimiz burkuldu, Erick McCollum’un yarım sezonda yarattığı etkiyi hayranlıkla izledik. Tarık Biberovic’ten Metecan Birsen’e kadar birçok ismi sezonun sembolleri arasında değerlendirdik.

Anadolu Efes’in yeni yapılanmasına da bu sayıda geniş yer ayırdık. Elijah Bryant’ın ayrılığıyla başlayan değişim, Giorgos Papagiannis’in dönüşü ve Nick Weiler-Babb’ın transferiyle şekillendi. “Efes’in Panzeri” ve “Big Papa” yazılarımız, sadece oyuncu değişimini değil, yeni kimlik arayışını da işaret ediyor.

Efes yeniden yükselmek istiyor; bu sayede Türk basketbolunun Avrupa’daki temsil ağı genişliyor.

Karşıyaka’da “Son Mohikan” rolünü üstlenen Muhsin Yaşar ve Bahçeşehir’de liderliğiyle fark yaratan Kenan Sipahi de bu sayının özel figürlerinden. Gözden kaçan emeğin, sessiz karakterlerin nasıl büyük farklar yarattığını bir kez daha gördük.

★★★

Kadın basketbolunun yükselen sesine kulak verdik. Potanın Perileri’nin EuroBasket 2025’te gösterdiği dirençli performans, çeyrek final eşiklerinde yitirilmiş bir madalya kadar, kazanılan bir yeniden doğuş umuduydu. Sevgi Uzun’un liderliği, Tilbe Şenyürek’in kararlılığı ile “teselli” gibi görünen 7.’lik, aslında Dünya Kupası biletinin ve gelecek yılların teminatıydı. Bu arada Periler’in performansını Bahar Çağlar Ökten ile değerlendirdik…

★★★

Türkiye Basketbol Federasyonu’nun ev sahipliğinde düzenlenen 5. Uluslararası Basketbol Yönetici Semineri’ni de yerinde izledik. Dijitalleşmeden spor hukukuna, liderlikten kurumsallaşmaya kadar pek çok başlıkta yapılan sunumlar, saha dışındaki gücün ne denli belirleyici olduğunu gözler önüne serdi.

★★★

Milos Teodosić’in vedasını “Veda Senfonisi” ile selamlarken; Ünal Özüak’ın kaleminden Çağlar Ertuğrul’un “Son Bir Maça Var Mısın?” kitabını da inceledik.

★★★

Uzman Psikolog Melda Yakupoğlu ise sporcularda sık görülen “bilişsel yanlılıklar”ı kaleme alarak, performansın yalnızca bedensel değil, zihinsel boyutunu da hatırlattı.

★★★

Bu sayıyı hazırlarken bir sezonun ardından geride kalan ne varsa toplamaya çalıştık: kupalar, vedalar, gözyaşları, sistemler, zaferler ve umutlar... Basketbol sadece bir oyun değilse, onun tüm katmanlarını aktarmak da bizim görevimiz. Emeği geçen tüm yazarlara, editörlere ve siz değerli okurlarımıza bir kez daha teşekkür ederiz.