Beden dili ve güç

Melda Yakupoğlu

"Bazı duygular yüz ifadelerine de yansır. Özellikle sinirli bir ifade ya da tiksinme, küçümseme gibi mimikler evrenseldir de... Bu sebeple maçlarda 'nasıl bir duruşunuz var?' diye fark etmek sizi daha da güçlendirecektir."
 
“Molalarda kendinden emin bir duruşu vardı. Özgüvenli olduğu her halinden belliydi. Dimdik duruyor, ayakları sağlam basıyor ve titremiyordu. Zorlu maçların üstesinden geleceği bu sakin ama güçlü tarzından görülüyordu. Henüz takımına yeni transfer olmuştu. O yüzden sevenlerinin onun yeni takımını benimsemesini de istiyordu. Sonra takım arkadaşları ile sahaya çıktı ve maç başladı. Hemen ardından sayı yaptı ve formasını öptü. İşte o an artık o takımla özdeşleştiğini herkese göstermiş oldu...”  
 
Bu hikâye size tanıdık geliyor mu? Birçok sporcu sözsüz iletişimde size sempatik ya da itici gelen mesajlar veren davranışlar gösteriyor. Belki de bunu bilerek ya da bilmeyerek yapıyorlar. Kendi beden duruşlarının neyi ifade ettiğini biliyorlar mı veya verdikleri imajların farkındalar mı? Sporcuların yaptığı bu tarz sempatik davranışlardan sonra onlara daha ilgiyle bakıyor musunuz ya da negatif şeyler sonucunda ne kadar severseniz sevin birden soğumuyor musunuz? Eminim ki birçok sporcu bazı negatifliklerle zihinlerde kalarak kariyerlerindeki performanslarının gerisinde kaldı. Bu ayki yazımda beden dilini doğru kullanmanın karşı takım üzerinde nasıl bir etki bırakacağını kaleme aldım. Özellikle güçlü algılanmak isteyen sporcular duruşları üzerine çalışabilirler. Bunu yapmanın en güzel yanı oynadığınız maçın kaydınız izlemek, ayna karşısında duruşlarınıza dikkat etmektir.
 
Günlük yaşantınızda kendinizi nasıl biri olarak algılarsınız, sizce güçlü biri misiniz? Örneğin ayna karşısına geçtiğinizde mimiklerinize, duruşuna bakar mısınız? Bazı sporcular daha yorgun görünür, fiziksel yorgunluğun yanında psikolojik olarak da yorgunlardır çünkü... Bazı sporcularda daha güçlü, cesur, risk alan tavırlarda görünürler. Beden duruşunuzdan temkinli olma hâliniz, garanticiliğiniz ortaya çıkar, bu da sizin oyun oynama hâlinizle etiketlenmenize neden olur. Örneğin karşı takım sizi zaten çok riske girmeyen biri olarak zihnine yazabilir. İsminiz bir kere garantici oyun tarzınızla kazınırsa daha cesur rakiplerle baş etmek zorunda kalabilirsiniz.
 
Daha çok 2 sayılık atışlar mı, 3 sayılık atışlarla mı akıllardasınız? Maçta ürkütücü ve hızlı hâlleriniz karşı taraf için önemli bir kriter olabilir. Alışılagelmiş oyun tarzınızın dışına çıkarak karşı takımı şaşırtabilirsiniz de... Herkes sizin temkinli olacağınızı beklerken riske girip sayı kazanabilirsiniz, tersi şekilde çok ataksınızdır; ama riske girmek istemeyerek, paylaşımcı olarak takıma sayı kazandırabilirsiniz. İşte önemsizmiş gibi görünen bu detaylar aslında farkında olmadan insanları etkiler, onların belleklerine nasıl bir oyuncu olduğunuz konusunda yer eder. 
 
Matthews sözel olmayan iletişimin jestler ve beden dili olduğunu, kelimeler dışındaki araçlarla iletişim olduğunu ifade etmiştir ve uzmanlar, bunun kendiniz hakkında mesaj vermek için güçlü bir araç olduğunu belirtmiştir. Özellikle sözlü olmayan iletişimin tarihsel sürecine baktığımızda Darwin’in insanlarda ve hayvanlarda duygusal ifadeleri araştırdığı çalışmalar büyük rol oynar. 
 
Kuramsal ve evrimsel açıdan da beden duruşu ve güçlü olma arasında bağlantı vardır. Hayvanlar bile tehlike anında güçlü görünebilmek için omurgalarını uzatarak, bakışları, mimikleri ve sesleri ile diğer canlıyı ürkütebilecek hareketler yaparlar; hatta bazılarını hayatta kalma iç güdüsü ile gerçekleştirirler. Modern yaşamda da bizler mimiklere dikkat ederek birçok kişi ve o kişinin bize söyledikleri hakkında fikir sahibi oluruz. Hatta sözler ile duruşun uyumlu olup olmadığına bakarız. Bazı duygular yüz ifadelerine de yansır. Özellikle sinirli bir ifade ya da tiksinme, küçümseme gibi mimikler evrenseldir de... Bu sebeple maçlarda 'nasıl bir duruşunuz var?' diye fark etmek sizi güçlendirecektir.