Gönlüm 4+1'de

ING Basketbol Süper Ligi Direktörü Turgay Çataloluk, "Döviz kurlarının artışıyla birlikte, son dönemde yabancı sayısında indirim konusunda da pek çok fikir ortaya atılıyor. Benim bu konudaki kişisel fikrim, yabancı sayısının sabit tutularak 4+1'e geçilmesi yönünde. Çünkü bu şekilde, hem isteyen kulüpler için tüm sezonu 4 yabancı sporcuyla oynama serbestisini getiriyor ve ciddi bir maddi tasarruf imkanı yaratıyorsunuz hem de sürekli en az 1 Türk oyuncunun sahada kalmasını sağlıyorsunuz. Buna kulüplerle birlikte karar vereceğiz" diyor.

RÖPORTAJ: TOLGA YENİGÜN

- Yükselen döviz kuru sonrası kulüplerin ve liglerin sürdürülebilirliği konusundaki düşünceleriniz ve alınabilecek önlemlere ilişkin neler söylersiniz?

 
- Bu sezon yaşadığımız anormal kur artışının başta kulüplerimiz olmak üzere basketbolun tüm paydaşlarını çok zor durumda bırakmış olduğunu üzülerek görüyoruz. Maalesef döviz kurları bütçelerin yapıldığı yaz döneminde hiç kimsenin tahmin edemeyeceği kadar farklı noktalara geldi.
 
Dolayısı ile özellikle bazı kulüplerimiz de ciddi maddi sıkıntı içine girdi. Kulüplerimizin bir kısmı sponsorluk anlaşmalarını döviz üzerinden yaptıkları için nispeten daha rahatlar. Ancak birçok diğer kulübümüzün anlaşmaları TL bazlı olduğundan problem yaşıyorlar. Bu noktada ben, kulüplerin ve liglerin sürdürülebilirliği ile ilgili olarak kötü senaryolara kafa yormaktansa 'mali yapımızı nasıl daha stabil hale getirebilir ve sıkıntıları hafifletebiliriz'? onun üzerinde düşünmeyi tercih ediyorum.
 
Özellikle kulüplerimizin Türkiye Basketbol Federasyon (TBF) kaynaklı gelirlerini arttırabilmek için yeni sponsorlarla ilgili olarak
pazarlama departmanımız yoğun bir şekilde çalışıyor. Ayrıca her biri kendi alanlarında çok başarılı iş insanlarından oluşan yeni Yönetim Kurulumuzun kaynak yaratma noktasında ciddi katkıları olacağını düşünüyorum.
 
Bunun dışında yine İddaa gelirlerinde artış ve 'Vergi İadesi' gelirlerinin eski haline getirilerek ödenmesi konuları gündemimizin en tepesinde yer alıyor ve Federasyon Başkanımız Hidayet Türkoğlu'nun bu konularla ilgili girişimleri devam ediyor. Her iki konu, tüm diğer federasyonları da en az bizim kadar ilgilendirdiği için ortak hareket ederek bir noktaya geleceğimizi umuyorum.
 
Liglerimizde uyguladığımız mali kriterlerle ilgili olarak henüz bir şey söylemek için erken olduğunu düşünüyorum. Tüm kulüplerimizin fikir birliği ile ortaya çıkan mali kriterler konusunda bir esneklik gösterip göstermeyeceğimize; ancak sezonun ikinci bölümünü ve sezon sonunu takip edip karar vereceğiz. Şu an itibarı ile herhangi bir değişiklik düşünmüyoruz; ama kulüplerimizin pek çoğunun ellerinde olmadan düştükleri sıkıntıların farkındayız ve onlara rağmen değil onlarla birlikte çözüm üretmeye devam edeceğiz.
 
Döviz kurlarının artışıyla birlikte, son dönemde yabancı sayısında indirim konusunda da pek çok fikir ortaya atılıyor. Benim bu konudaki kişisel fikrim, yabancı sayısının sabit tutularak 4+1’e geçilmesi yönünde. Çünkü bu şekilde, hem isteyen kulüpler için tüm sezonu 4 yabancı sporcuyla oynama serbestisini getiriyor ve ciddi bir maddi tasarruf imkanı yaratıyorsunuz hem de sürekli en az 1 Türk oyuncunun sahada kalmasını sağlıyorsunuz. Tabii ki dediğim gibi bu benim şahsi görüşüm. Sonuçta buna da kulüplerle birlikte karar vereceğiz.
 
Tüm bu biraz önce saydıklarım elbette ki çok önemli ve mutlaka hızlıca çözülmesi gereken konular. Ama günün sonunda üretim olmuyorsa veya yetersizse kulüplerimizin bir yerde tıkanması kaçınılmaz oluyor. Dolayısı ile kaliteli altyapı yatırımının önemi burada bir kez daha ortaya çıkıyor. Bana göre kulüplerin sürdürülebilirliğinin temelinde, altyapıdan çıkarıp A takımlarında oynatabildikleri oyuncu adedi yatıyor. Çünkü ekonomik kriz ya da sponsor kaynaklı maddi problemler hayatımızın bir gerçeği ve bu problemlerle karşı karşıya kalındığında kendi oyuncusunu üretebilen kulüpler hep en az etkilenecek olanlar.
 
Son olarak çok önemli bulduğum bir konuya değinmek istiyorum. Basketbola ve genel olarak spora yatırımın cazip hale getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Eğer bir sponsor spora yatırım yapmak istiyorsa bazı vergisel düzenlemelerle bu cazip hale getirilebilir. Yani ülkemizdeki genel sponsor yapısına baktığımızda bir kısmının bunu -doğal olarak- reklam amaçlı olarak düşündüğünü ve yatırım yaptığını bir diğer kısmının ise kişisel ilgi ve çabalarla devam ettiğini görüyoruz. Eğer sponsor yatırdığı paranın en azından bir kısmını vergi avantajına çevirebilirse daha sürdürülebilir ve cazip sponsorluklar ortaya çıkacaktır diye düşünüyorum. Elbette ki bu söylediğim hiç kolay değil ve yasal düzenleme gerektiriyor.
 
ZOR ZAMANLARI EN AZ HASARLA ATLATMAK İSTİYORUZ
 
- Gelecek yıl başta ING Basketbol Süper Ligi başta olmak üzere yabancı sınırının düşmesi yönünde planlamanız var mı?

 
- Açıkçası bu konuyla ilgili olarak henüz bir planlama yapmadık. Az önce de söylediğim gibi yabancı sayısı kararını kulüplerle birlikte vermemiz gerekiyor. Tabii ki herkesin bu konuyla ilgili kendi fikri olacaktır. Ama sonuçta önemli olan, mali olarak zor zamanlar yaşadığımız bu günlerde alacağımız stratejik kararlarla bu süreci en az hasarla atlatabilmek veya basketbolumuz için avantaja
çevirebileceğimiz konulara yoğunlaşmak.
 
BGL KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURAN BİR YAPI KURMALI
 
- ING BSL Direktörü'nden ziyade Bandırma'da yaptığınız işlerden yola çıkarak Basketbol Gençler Ligi'nin bu zamana kadar kat ettiği yol için neler söylersiniz?

 
- BGL’yi kurulduğundan bu yana yakından takip ediyorum. Çok şık ve gençlerimize her yönüyle yakışan bir organizasyon olduğunu düşünüyorum. Profesyonelliğe adım atan tüm genç kardeşlerimiz için bu organizasyonda bulunmak, üst seviye rekabet içinde yer almak ve bir nebze de olsa profesyonel hayatın gerekliliklerini görmek açısından çok faydalı buluyorum. Çünkü her BGL takımı, antrenöründen sporcusuna, menajerinden masörüne kadar BSL ile aynı yapıyı aynı profesyonellik şartları içinde kurmak zorunda.
 
Tabii ki bunun yanında BGL’yi daha rekabetçi hâle getirmek için yapmamız gerekenler olduğunu da düşünüyorum. Bildiğiniz gibi BGL’de mücadele eden takımların seyahat ve konaklama masraflarını TBF üstleniyor. Bundan sonra da bu şekilde devam
edecek. Ancak BGL eğer zaman içinde kendi sponsorlarını bularak uzun süreli anlaşmalarla kendi ayakları üzerinde durabilen bir yapıya dönüşürse en sağlıklısı bu olacaktır.
Ayrıca BGL’nin daha değerli hale gelebilmesi ve işlevini hakkıyla yerine getirebilmesi için kaliteli bir oyuncu havuzu ile sürekli olarak beslenmesi gerekiyor. Bu noktada yine daha önce söylediğim gibi konunun özü altyapıya dayanıyor. Altyapıya gerçekten önem veren ve kaliteli organizasyonlar kuran kulüp sayısını arttırmamız ve dolayısı ile üst düzey sporcu üretimini hızlandırmamız BGL ve daha sonrasında da BSL ve A Milli Takımımız için hayati önem taşıyor.
 
UMARIM BANDIRMA'YI AŞACAK BİR KULÜP ÇIKAR 
 
- Bandırma Basketbol'un oyuncu mirasının son meyveleri (Alperen Şengün, Şehmus Hazer başta olmak üzere) özel işler yapıyor. Siz günümüz şartlarında Bandırma modelini temsil edecek bir kulüp olduğunu düşünüyor musunuz?

 
- Alperen ve Şehmus başta olmak üzere Sadık, Furkan, Erkan, Tolga, Rıdvan, Cem, Metehan ve Bandırma Basketbol altyapısından yetişmiş şu anda isimlerini sayamayacağım onlarca sporcu şu anda tüm liglerimiz ve Milli Takımlarımızda görev yapıyor. Toplamda 20 senelik bir profesyonel mazisi olan Bandırma Basketbol Kulübü’nün yarattığı etkiyi günümüz şartlarında yaratabilecek bir kulüp olduğunu düşünmüyorum.
 
Elbette ki Bandırma Basketbol’dan çok daha uzun yıllar Türk basketbolunu besleyen köklü kulüplerimiz var ve üretmeye de devam ediyorlar. Ama bana göre Bandırma Basketbol’un farkı, altyapıya bakış açısı ve mantalitesiydi. Kısacası o kulüpte çok fazla emek ve birikim olduğunu söyleyebilirim. Umarım zaman içinde Bandırma modelini temsil edecek veya daha da geliştirerek farklı noktalara taşıyacak kulüp ya da kulüplerimiz çıkar. Çünkü başından sonuna kadar Bandırma organizasyonunun içinde yer alan biri olarak bunun ne kadar sabır, stabilite ve emek gerektiren bir iş olduğunu çok iyi biliyorum.
 
MİLLİ TAKIMA 'KİM GELECEK' KOÇLAR BİLE BİLMİYOR!
 
- A Milli Takımımızın yeni jenerasyonunu ve son dönemki performansı için neler söylersiniz?

 
- A Milli Takım ile ilgili olarak öncelikle bazı gerçekleri ortaya koymamız gerek. Kulüp takımlarının mevcut Avrupa kupaları programı ve özellikle EuroLeague sezonu zaten çok yoğun ve yorucu iken bir de üzerine A Milli Takım pencerelerini oynamak hem sporcular hem de kulüpler için gerçekten zorlayıcı.
 
Milli takımlar maçtan 1-2 gün önce bir araya gelip birkaç antrenmanla ve bolca seyahatle maçlarını oynuyorlar. Milli takım antrenörleri neredeyse son güne kadar kadrolarının hangi oyunculardan oluşacağını, kimin gelip kimin gelmeyeceğini bilmiyorlar. Bu şartlarda oynanan karşılaşmaların sonucunu da daha çok maç günü performansı ve daha da önemlisi takımlardaki eksik oyuncu sayısı belirliyor. Milli takıma daha fazla kaliteli oyuncusunu getirebilen ülkeler bir adım öne geçmiş oluyor.
 
A Erkek Milli Takımımız, Dünya Kupası Elemeleri'nde gruba 1 galibiyet ve 1 mağlubiyet ile başladı. Bizim kadromuz genç ve A Milli Takım seviyesinde tecrübesiz oyunculardan oluşuyor. Hepsinin belli kalitesi var ve grubumuzdaki takımların çoğundan kesinlikle daha yetenekli bir kadroya sahibiz. Ancak bu seviyede karar maçlarını oynamak, hele ki deplasmanda hiç kolay değil. Maçın kırılma anlarında doğru karar vermek ve uygulamak ancak tecrübe ile mümkün oluyor. Dolayısı ile bu genç kadroya sabır gösterilmesi ve desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bu kadroda bulunan pek çok genç sporcumuz gerçekten kaliteli kumaşa sahip ve her gün üstüne koyarak ilerleyeceklerine eminim.
 
Bence bu genç ve yetenekli kadro için Orhun Ene ile çalışmak da büyük şans. Çünkü bana göre Orhun Ene, hem derin tecrübesi ve basketbol bilgisi hem de  gençlerle yüksek iletişimi olan nadir koçlardan biri.    
 
Özellikle eksik oyuncularımız tamamlandığında gerçekten çok etkili ve tutulması zor bir takım olacağımızı düşünüyorum. Ama öncelikle tabii ki şubat penceresinde oynayacağımız Yunanistan maçları çok önemli. Bu maçları kayıpsız atlatabilirsek her anlamda çok daha iyi bir noktaya geleceğimize eminim.

turgayçataloluk bsldirektörü bsl tolgayenigün röportaj ri̇baunddergisi