Ergin Ataman ve Milli Mücadele Yılları
“EuroBasket sahnesinde tarih yazan 12 Dev Adam, Ergin Ataman’ın kararlılığıyla madalyaya uzandı. Ama kaçan fırsatlar, milli basketbolun geleceği için kritik dersler barındırıyor.”
Milli takım söz konusu olduğunda büyük fırsatları kaçırmakta Ergin Ataman’ın eline kimsenin su dökemeyeceğini söylemek abartı olmaz. Olumlu, teşvik edici eleştiriye pek inanmam ama milli forma altında yaşanan coşkunun etkisiyle, Avrupa Basketbol Şampiyonası boyunca “yeni nesil Hu Ha 12 Dev Adam”ın ve Avrupa’da son on yılın koçu olduğu iddiasındaki Ergin Ataman’ın yanında ve destekçisi oldum.
Letonya maçında NBA tecrübesi olan yedi isimle sahaya çıkan millilerimiz, Alperen’in pota altındaki kusursuza yakın etkisiyle galibiyeti aldı. Yüksek yüzdeyle bulduğumuz dış atışlar ve Ataman’ın “Biz EuroBasket’e madalya almaya gidiyoruz” sözündeki kararlılığı, turnuvanın ilk gününden itibaren madalya iddiamızı ortaya koydu.
Çekya ve Estonya Karşısında Farklı Yüzler
Çekya karşısında Vesely ve Satoranský’nin yokluğu bize avantaj sağladı. İlk çeyrekte zorlansak da, savunmadaki sertliğimiz ve hızlı hücumlarımızla oyunu kontrol altına aldık. Estonya maçında ise bambaşka bir tablo vardı. Ev sahibi gibi destek gören rakibe karşı, Ataman’ın motivasyonu sayesinde takımın her oyuncusu maksimumunu verdi. İlk dakikadan son ana kadar aynı konsantrasyonla oynayan Devler, savunma ve hücumda “birlikte hareket etme” alışkanlığını zirveye taşıdı.
Tarihi Sırbistan Zaferi
Turnuvanın en unutulmaz gecelerinden biri Sırbistan karşısında yaşandı. Jokic liderliğindeki güçlü rakip, Larkin’in unutulmaz performansı ve Alperen–Cedi ikilisinin üretkenliğiyle devrildi. %60 dış isabet oranıyla oynayan millilerimiz, Sırpların baskısına rağmen soğukkanlı kalıp tarihi bir galibiyet elde etti.
İsveç ve Polonya Engelleri
İsveç karşısında erken saat dezavantajı ve düşük enerjiyle başladık. Ancak Larkin ve Şehmus’un olağanüstü çabasıyla oyunu çevirmeyi başardık. Polonya maçında ise Alperen Şengün’ün triple-double yaptığı unutulmaz bir performansa tanıklık ettik. Takımımız her istatistikte rakibini geride bırakırken, savunmadaki direncimiz rahat bir galibiyet getirdi.
Yunanistan Karşısında “Ege Derbisi”
Yunanistan karşısındaki zafer, turnuvanın duygusal açıdan en değerli galibiyeti oldu. Giannis’i etkisizleştiren savunmamız ve tempolu hücumlarımız, Panathinaikos bağlantılı oyuncular üzerinden yapılan hesapları boşa çıkardı. Alperen’in liderliği, Furkan’ın katkısı ve top paylaşımındaki olgunluk, milli takımımızı yarı finale taşıdı.
Almanya Finali ve Kaçan Altın
Finalde Almanya karşısına inanan bir takım çıktı. İlk yarıyı önde kapatmamıza rağmen, Bonga ve Franz Wagner’in enerjisi ile Schröder’in son dokunuşları altını bizden aldı. Larkin’in pasları ve Alperen’in boyalı alandaki direnci galibiyet için yeterli olmadı. Sonunda gümüş madalyayla yetindik.
Madalya ile Gelen Ders
Bu madalya, Türk basketbolunun doğru zamanda doğru yatırımlar yaparak neleri başarabileceğinin kanıtı oldu. Banvit altyapısından yetişen Alperen, Şehmus, Ercan ve Erkan’ın bu takımın temel taşları olması tesadüf değil. Ancak unutulmaması gereken önemli nokta şu: İnanç olmazsa başarı da olmaz.
Ergin Ataman, üç yıllık dönemde Dünya Kupası ve Olimpiyatlar sonrası milli takımı FIBA sıralamasında geriye götürdü. “Kaybettikten sonra pozitif düşünemem” sözü, bu sürecin acı gerçeğini ortaya koyuyor. Bundan sonrası için milli takımın geleceğini belirleyecek doğru kararların alınması şart.