Basketbol sadece bir oyun değildir
“Sporun sessiz tribünlerinde yankılanan asıl hikâye, insanlığın ortak geçmişidir. “Son Bir Maça Var Mısın?”, saha çizgilerinin ötesine geçen unutulmaz anları gözler önüne seriyor. Her sayfa, bir maçtan çok daha fazlasını anlatıyor.”
Basketbol sadece bir oyun değildir. Bunu yalnızca saha içindeki mücadeleyle değil, sahanın dışına taşan etkileriyle de her gün yeniden kanıtlıyor. Çağlar Ertuğrul’un yeni kitabı “Son Bir Maça Var Mısın?”, işte tam da bu noktadan ses veriyor. Sporun toplumsal, kültürel ve hatta siyasal anlamda ne kadar derin katmanlara sahip olduğunu anlatırken, Freud’un meşhur “Bazen bir puro sadece bir purodur” sözünü kökünden sarsıyor.
Ben bu düşünceye yıllar önce Etiler’de açtığım “La Casa del Habanos”da karşı çıkmıştım: “Puro, bir purodan çok daha fazlasıdır.” Ne de olsa bizim hamurumuzda basketbol var. Aynı topa dokunan
herkesle bir mesaj, bir telefon kadar yakınız. İşte Çağlar da beni bu sıcak bağın içinden arayıp şöyle dedi: “Ünal Abi, bu kitap sporun sadece spor olmadığını, uluslararası ilişkilerden toplumsal dayanışmaya kadar ne kadar büyük bir etki alanına sahip olduğunu anlatıyor.”
“Aman gönder bakayım” dedim. Ve tam 65 yıldır içinde olduğum basketbola bu kadar farklı bir pencereden yaklaşan bir eserle karşılaştım.
Camus, Cruyff, Divac, Petrovic… Sporun Derin Katmanları Çağlar Ertuğrul, kitabında Albert Camus’ten başlayarak tarih boyunca spora yön veren olayları etkileyici bir dille aktarıyor. “Hayata dair ne öğrendiysem futboldan öğrendim, çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi” diyen Camus için attığı başlık bile vurucu: “İnsanlığın Kalecisi Albert Camus.”
Basketbolun Türkiye'de geniş kitlelerle buluşmasını sağlayan efsane diziyi “Çocukluk Masumiyetimiz: Beyaz Gölge” başlığıyla ele almış. Şili’de Pinochet rejiminin karanlık yıllarında Sovyetler Birliği’nin
sahaya çıkmayı reddetmesiyle Şili’nin boş kaleye gol atarak Dünya Kupası’na gitmesi gibi insanlık tarihinin utanç dolu karelerini, sporun gözünden anlatıyor. Eski Yugoslavya’da savaşın iki kardeşi düşman etmesini, Vlade Divac ile Dražen Petrovic arasında yaşanan kırılmayı anlatırken sayfalar sessizleşiyor. Bu sadece basketbol değil; bu bir insanlık hikayesi.
Cumhuriyetin 100. Yılı, Atatürk’ün Spor Kültürü Cumhuriyetimizin 100. yılında Avrupa şampiyonluğuna ulaşan Filenin Sultanları üzerinden inşa edilen “Cumhuriyet’in Spor Politikası ve
Atatürk’ün Spor Kültürü” bölümü ise adeta bir mini ansiklopedi. Sporun politikayla olan tarihsel bağını gösterirken, okura sadece bilgi değil, bir bilinç de kazandırıyor.
Basketbolun Generalleri ve Politik Arenadaki Sportif Hamleler Kitapta Phil Jackson, Chuck Daly, Pat Riley ve Bobby Knight gibi basketbolun generallerine dair anekdotlar da yer alıyor. Ama asıl vurucu kısımlar, sporun siyasal çatışmalardaki rolünü deşifre eden satırlar.
Franco rejimi döneminde Santiago Bernabeu Stadı’nın inşasına dair Franco’nun kurduğu şu cümle tüyleri diken diken ediyor: “Bana 100.000 kişilik bir uyku tulumu yapın.” Bu stat üzerinden kurgulanan rejim propagandasına karşı “No Pasaran!” (Geçit Yok!) direnişinin sembolü olan Barcelona, futbolun çok daha fazlası olduğunu bir kez daha hatırlatıyor. Kitabın doruk noktalarından biri ise 1974’te Cruyff önderliğindeki Barça’nın Real Madrid’i 5-0 yenmesiyle, halkın bu sonucu adeta Franco rejiminin bittiği gün gibi görmesi...
Olimpiyatlar, Siyaset ve Mücadele 1936 Berlin Olimpiyatları’ndan 1972 Münih Olimpiyatları’na; Hitler’in gövde gösterisinden İsrail-Filistin gerilimine kadar pek çok olay spor üzerinden okunmuş. Aynı yıl SSCB ile ABD arasında oynanan finalde, basketbol maçının son 3 saniyesi üç kez tekrar edilmiş ve Sovyetler maçı tek sayıyla kazanmıştı. Soğuk Savaş'ın ortasında bu maç, bir basketbol maçından çok daha fazlasıydı.
Bu kitap sadece okunmuyor, yaşatıyor. Her satırıyla sizi geçmişin sayfalarında dolaştırırken, spora dair düşünce ufkunuzu genişletiyor. “Son Bir Maça Var Mısın?” sorusuna ben çoktan “evet” dedim.
Size de tavsiyem: bu maçı sakın kaçırmayın!