Oğuz Savaş | Veda değil başlangıç

'Türk basketboluna 25 yıl boyunca hizmet etmek, bu oyunu en üst seviyede oynayabilmek benim için büyük bir gururdu. Ay yıldızlı forma altında yaşadığım duygular, kariyerimin en unutulmaz anlarını oluşturdu. Şimdi ise tüm tecrübemi gelecek nesillere aktarmak ve Türk basketboluna farklı bir rolde katkı sunmak istiyorum.'

RÖPORTAJ: HÜSEYİN DEMİR

“Türk basketboluna 25 yıl boyunca hizmet ettiğim, sevdiğim oyunu çok üst seviyede oynayabildiğim için büyük mutluluk ve gurur duyuyorum. Bu oyuna veda ettiğim için elbette hüzünlüyüm; ancak doğru zamanda bıraktığımı düşünüyorum. Bu, benim için bir vedadan çok; yeni bir başlangıç anlamı taşıyan bir karar oldu.

Gelecekte de yine Türk basketboluna, belki de daha uzun yıllar en üst seviyede hizmet etmeyi arzuluyorum. Bu serüvende kazanılan başarıların ve yaşanan gururun bir parçası olmak, benim için büyük bir keyifti. Ay yıldızlı formanın göğsümde olduğu her an, hayatımın en özel anlarından biri oldu.

Ülkemi en iyi şekilde temsil etmek için elimden gelenin fazlasını yapmaya çalıştım. Herkese nasip olmayacak çok önemli başarıların içinde yer aldım ve bunların bir parçası olmak tarifsiz bir gururdu. Uzun yıllar boyunca edindiğim tecrübelerimi ve birikimlerimi, gelecek nesillerle paylaşmak istiyorum.

Fenerbahçe benim evim, ailem. Orada geçirdiğim yıllar, hayatımın en unutulmaz ve keyifli zamanlarıydı. Çok değerli koçlar, oyuncular ve yöneticilerle aynı çatı altında çalıştım. Hepsinin yeri bende çok ayrıdır.

2010 Dünya Kupası yarı finali sonrası yaşadığım duyguları asla unutamam. Sırbistan maçı sonrası ülke basketbolunun o zamana kadarki en büyük başarısının parçası olmak, bana tarifsiz bir mutluluk, gurur ve heyecan yaşa